Güneydoğu'nun kalkınması için dokuz öneri

MÜSİAD, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yatırım ortamının iyileştirilmesi için huzur ve istikrarın gerekli şart olduğuna dikkat çekerek, bölgenin potansiyelini ortaya çıkaracak ve bölgeyi pozitif yönde ayrıştıracak girişimlerin gerçekleştirilmesi gerektiğin

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ŞANLIURFA - Türkiye çapındaki 33 şubesinin ağırlıklı bir kısmı Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da olan MÜSİAD, Bölge İstişare Toplantısı'nı Şanlıurfa'da gerçekleştirdi. Devlet Bakanı Faruk Çelik'in de katıldığı toplantıda bölgede yatırım ortamının iyileştirilmesi için huzur ve istikrarın gerek şart olduğu belirtilirken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi için bölge şartlarını da göz önünde bulundurarak, bölgenin potansiyelini ortaya çıkaracak ve bölgeyi pozitif yönde ayrıştıracak girişimlerin gerçekleştirilmesi vurgusu yapıldı.

Toplantıda görüşülen konulara ilişkin alınan kararlar ise 9 ana başlık toplandı:

* Bölgede yatırım ortamının iyileştirilmesi için huzur ve istikrar gerekiyor. Bu sağlandıktan sonra ise, girişimcinin önünü açacak, ortaklıkların kurulmasını kolaylaştıracak destekler verilmeli.

* Devletin bölge genelini kalkındıracak ve gelir dağılımındaki adaletsizliği giderecek adımlar atması önem arz etmekte. Böylece sağlanan gelişmeler sürdürülebilecek ve kalıcı hale gelecek.

* Gerek yatırım imkanları, gerek birincil kaynaklar, gerekse beşeri sermaye açısından, bölge, sahip olduğu potansiyeli etkin bir şekilde kullanamamakta. Bu yönde, bölge şartlarını da göz önünde bulundurarak bölgenin potansiyelini ortaya çıkaracak ve bölgeyi pozitif yönde ayrıştıracak girişimler gerçekleştirilmeli.

* Bölgesel kalkınmışlık farklarını azaltmak amacıyla, bölge illerini kademelendiren, bölgesel ve sektörel nitelikli teşvik paketinin etkisi son derece önemli. Bölgenin sahip olduğu üretim ve yatırım faktörlerini sadece devletin harekete geçirmesini beklemeden, özel sektörün de kamuyla işbirliği yapmasını teşvik ederek, bölgenin topyekün kalkınmasına katkı sağlayacak özel sektör yatırımları özendirilmeli.

* Dışarıdan bölgeye çekilecek yatırımların yanı sıra, bölge insanın yatırım yapma konusunda eğitilmesi ve teşvik edilerek desteklenmesi gereği de unutulmamalı. Bununla beraber PPP modeli de (Public Private Partnerships-Kamu özel sektör işbirlikleri) bu bölgenin kalkınmasında uygulanacak metotlardan biri olarak düşünülmeli.

* Birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha fazla olan bölge nüfusunun yüzde yetmişe yakın bir oranı otuz yaş altında bulunuyor. Bu bağlamda bölge, oldukça önemli kapasitede bir genç üretici nüfusa sahip. Bölgenin istikrarlı bir şekilde büyümesi de ancak, bu genç üretici potansiyelinin değerlendirilmesi ile sağlanabilir.

* Genç nüfusun değerlendirilmesi ve eğitilmesi hususunda, yeni açılan üniversitelerin etkisi oldukça önemli. Ancak, mevcut üniversitesiler bölgeye yeteri kadar bir katkı sağlayamadılar. Bu sebeple, bölgede bulunan tüm üniversitelere özel bir önem verilmeli ve bulundukları yörelere katkı sağlayacak çalışmalar yapmaları özendirilmeli ve teşvik edilmeli.

* Özellikle yakın gelecekte, Şanlıurfa'nın Tarım Üretim Merkezi olması yönünde çalışmalar yoğunlaştırılmalı ve stratejiler ortaya konulmalı. Bunun yanı sıra, bölge için, gıda ve tekstil gibi istihdam yoğun bazı sektörlere yönelik farklı teşvik uygulamaları geliştirilerek var olan potansiyel değerlendirilmeli.

* Bölgedeki işletmelere, ihracat pazar araştırma destekleri, yurt dışı gezi destekleri, ayrıca, iş yapma kabiliyetlerini geliştirmek amacıyla üretim, pazarlama, kurumsallaşma ve markalaşma konularında eğitim yardımları, kesintisiz ve süresiz olarak uygulanmalı. Yine bölgeye has olarak, ortaklık kültürünü tetikleyecek metotlar da göz ardı edilmemeli.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir