Gümrük müşavirleri ve 5607, 5326 sayılı yasalar
İhap SUBAŞI
Soruyorum; bu mesleğin, hiç bir dostu, hiçbir koruyanı yok mudur. Namuslu dürüst bir müşavirin, yıllarca ter döküğü bu meslekte kaçakçılık fiilini işleyecek bir kastı ve niyeti olamaz. Olsa olsa, kusuru ve hatası olabilir. Yıl 1968 de Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi'nin, bir kararını aynen sizlerin görüşüne sunuyorum.
Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi'nin 30/01/1969 tarihli 483/443 sayılı kararı ve İstanbul 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin 30/12/1966 tarihli 804/358 sayılı kararı: ... Beyannameyi kim imzalamışsa suçun faili odur. Beyannamede yazılı eşyanın fiilen ithali ile meçhul olan diğer kişiler ve özellikle. Gümrük komisyoncuları, verilen beyannamenin hakikate aykırı olduklarını bildikleri sabit olmadıkça, 20'nci maddedeki suça iştirakten dolayı cezalandırılmazlar. Hatta İthalat mutemet eliyle yapılıpta beyanname mutemet tarafından imzalandığı taktirde dahi, ithalat esasen mal sahibinin temin ettiği proforma fatura üzerinden ve yine onun gösterdiği firmadan yapıldığı taktirde, mutemedin bu evraka müsteminden, hatta küşadı müteakip, düzenlediği beyannamenin hakikate aykırı olduğunu bile bilemeyeceği ve bu sebeple 20'nci maddeye aykırılıktan dolayı cezalandırılamayacağına ve bütün sorumluluğun mutemede bu belgeleri verip ithalatta bulunmasını isteyen mal sahibine ait olacağına karar verilmiştir". Yıllar önce, İstanbul 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 8'inci Dairesi'nin kararı, bu gün bize bir şeyler çağrıştırması gerektirmiyor mu? Diyeceksiniz ki, o tarihten bu güne kadar, neler geldi ve neler geçti. Buna rağmen ben yine en yüksek mahkemenin bu kararını bu konuda acaba bir yararı olur mu diye, ele almak istedim. Günümüzde, yürürlükte, gümrük kaçakçılık kanunu, 5607 sayılı kanundur. Bu kanundaki içerik yetmiyormuş gibi 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nda, buna ilave edilmiştir. Gaye ve maksat nedir. Kaçakçılığı önlemek; Bu ağır cezalarda önleyebildik mi? diye bir soru sorarsak, inanın caydırıcılıktan başka olaya bu ağır müeyyidelerin bir yaklaşımı, olmamıştır. Bu iki kanuna gümrüklerin tutum ve davranışını eklersek, çok büyük uygulama ve tatbikatlarda yanlışlar yanlışlıklar, olmuştur. Kurunun yanında yaşında yandığı bir ortam yaratılmıştır. Gümrük müşavirlik mesleğinin, korumasız bir sistemle işletilmesi hakikaten, meslek çalışanlarını tedirgin bir endişeye sevk etmiştir. Gümrük denilen kelimenin içeriği, bir sistemler manzumesidir. Hiçbir meslekte böyle teferruat, kanun ve mevzuat yoğunluğu yoktur. Masa başı çalışmalar, nakliye, bu bağlamda, mal tespiti hiçbir meslekte hemen hemen hiç yoktur. Buna rağmen, dün "Komisyon" cu, diye nitelik ve nicelik kazandırılan bu mesleğe, "Müşavir" diye bir kimlik tanındı. Ama ne yazık ki devamlı aşağılandı ve hor görüldü. Yapı olarak, "Buz üstünde bir yazıdır" bizim mesleğin, özü. O nedenle tüm suç hususları ne olursa, olsun meslek mensupları üzerinde, yoğunlaşır. Koruyucu bir kalkanımız yoktur. Dernek statüsüyle yönetilen, bir türlü "oda" olamayan mesleğimiz, daima töhmet altında ezilen, bir kulvarda görevlerini yapabilme, çabası içinde olmuşlardır. Verdikleri hizmetin karşılığı aldıkları, asgari ücret tarifesine göre bir meblağa sığınarak.
Sonra da; mesleğin, gelsin kaçakçılık yasaları Demoklesîn kılıcı gibi başlarının üstünde asılı kalarak.
Yürürlükten kaldırılan, 4926 sayılı Yasa "Ekonomik Suça, Ekonomik Ceza" uygulanmasına ait ağırlıkta îdi. İçeriği hak ve adalet ölçekli sunumdaydı. İşte bu nedenlerle, yeni yürürlüğü giren 5607 sayılı Kaçakçılık Yasası ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, hakkında, açıklamaları olan ve bir tespitte bulunan, Sayın Nazım Bilican, Sayın Cahit Gökçelik ve Sayın Gülsen Topçuoğlu'nun, kitabının önsöz'ünü yazan Sayın Bahri Öktem ve Sayın Yunus Nadi Kural, bu yeni yasalar hakkında, şöyle diyorlar; "Gerçekten kaçakçılık kastı bulunanlara uygulanacak cezaların hakkaniyete uygun olduğu düşünülebilir. Ancak, ithalat işlemleri sırasında kaçakçılık kasta olmaksızın hata ve ihmalleri bulunan ithalatçı, ihracatçı ve gümrük müşavirlerini zor günler beklemektedir" Onbinlerce sayfa tutan gümrük ve dış ticaret mevzuatının uygulanmasında, hiç hata yapmamak mümkün değildir. Çoğu iş sahipleri hata yaptıklarında cürüm kasıtlarının olmadığını kanıtlamak için ciddi uğraş vereceklerdir".
İşte işin özü ve esası budur. Emekli Baş Müfettiş, duayen, Sayın Necati Berent, diyorlar ki; Gümrük işlemlerinde, kasıt ve niyet çok önemlidir. Buna bakılmadan, olay hakkında karar vermek, yanlışların en önemli halkasıdır. Gümrüklerimiz olayı, savcılıklara taşımadan bu husustaki eylemleri çok büyük önem arz etmektedir.