Görünmez takımları görün

Görünmez takımlar başarılarıyla görünür hale gelir. Siz de böyle bir takımın parçası olun.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Oscar törenleri, müzik ödülleri, reklam konkurları... Sahnede alkışladığımız insanların arkasında hiçbir zaman adı geçmeyen, görünmeyen  takımlar vardır. Onlar durmadan çalışır, üretir, kimi zaman hararetli tartışmaların kimi zaman esprilerin, gülüşmelerin yükseldiği uzun saatlerde eserlerini olgunlaştırırlar. Biz sahnede filmin yönetmenini veya yapımcısını görür, ‘adama bak ne işler başarmış helal olsun’ deriz. Oysa çoğu zaman adını bilmediğimiz, kendi kimliğini bir kenara koyup canla başla çalışmış, sesten görüntü düzenine, kostümden makyaja, oyunculardan müzisyenlere yüzlerce kişi o takımı var eden profesyonelleri düşünmeyiz. İş dünyasında da benzer durumlar söz konusudur: Bir işin başarısı üst düzey yönetimden belli kişilere mal edilir oysa kazanılan başarının ardında kocaman bir takımın emeği vardır. Bireysel başarıların vurgulandığı ve desteklendiği rekabetçi çalışma ortamında takım oyuncusu olmak ve kendi başarının ötesinde kolektif bir başarıya koşmak çoğu zaman zordur. Burada yöneticinin takımı kurması, yönetmesi ve beslemesi çok önemlidir.

Takım içinde çalışanlar çoğu zaman beraber çalışmaktan etkin projeler çıkarmaktan söz ederler. Ancak, takım olmak kurumun misyonunu herşeyin önünde tutarak bireyselliğimizi aşmak ve aynı hedefe koşmak anlamına gelir. Kocaman bir puzzle’ı biraraya getirmek için biraraya gelen bir arkadaş grubunu düşünün, önce büyük resmi karşılarına alır incelerler ve puzzle parçalarını renklerine göre bölüşürler. Herkesin hedefi resmi meydana getirmektir. Hangi renkleri ve parçaları birleştirdiğinden çok, resmi ne kadar zamanda keyif alarak tamamlamak önceliklidir. Bir kurum içinde de takım çalışması proje ve hedeflerle somutlaştırılır. Takıma aidiyet hissinin artması için takım oyuncularının rollerini, hedeflerini ve kurumun varmak istediği hedefi net bilmesi gerekir. Bu sayede, büyük resmi görür ve puzzle’ın her parçasını yerine koyarken şirkete katkılarını hissederler, memnuniyet ve aidiyet duyarlar.

Takım kurarken nelere dikkat etmeli?

- Beklentiler herkes için net olmalıdır.

Yöneticiler, takımın performansı ve beklenen sonuçlar konusunda takım üyelerine açık olmalıdır. Neden bu takım kuruldu? Takımdan şirketin beklentileri nelerdir? Kurum, insan, zaman ve sermaye kaynaklarını takımı desteklemek için etkin bir şekilde kullanıyor mu? Takımın geliştirdiği proje için gerekli dikkat, önem ve zaman anlamında öncelikli mi? Takım içindeki insanların kendilerinden nelerin beklendiğini bilmesi hedefe doğrudan ulaşılmasına, gelişebilecek kötü sürprizlere karşı önlem alınmasına ve yönetim ile organik bir bağ kurulmasına zemin hazırlar.

- Takım olmanın nedenleri anlaşılmalıdır.

Her takım üyesi neden bu takımın içinde görev aldığını anlıyor mu? Takımlar aracılığıyla çalışmanın kurumun genel stratejisiyle nasıl örtüştüğünü görebiliyorlar mı? Sizin takımınızın projesi kurumun hedeflerine, vizyonuna ve değerlerine nasıl uyum ve katkı sağlıyor?

Rastgele birkaç insanı biraraya getirseniz takım olmazlar. Takım olabilmek için ortak nedenler, hedefler veya misyonlar gerekir. Bir oluşumun neden varolduğunu ne yapmayı amaçladığını bilen takım oyuncuları birbirinden ne kadar farklı olursa olsun ortak bir benliği paylaşır hale gelir.

- Sahiplenme başarı getirir.

Özellikle basket, voleybol ve futbol gibi sporlarda hep takım ruhundan bahsedilir. Başarılı futbol takımlarını izlerken oyuncuların bir bütün gibi ahenkle paslaştıklarını, hızla atak yaptıklarını, savunma yaparken adeta kendi içlerine kapanarak karşı takımı orta sahadan püskürttüklerini görürsünüz. Teknik hocanın stratejisini oyuna taşırken takımın beyniyle, kalbiyle ve kasıyla sahada olduğunu hissedersiniz. Bu sizi de seyirci olarak harekete geçirir, gururlu bir taraftar yapar. Kimin gol attığı önemli değildir, takımın kazanması önemlidir. İşte o birçok farklı yeteneğin biraraya gelip birbirini tamamlaması ve zenginleştirmesi birey olmayı bırakıp takım olmak demektir. Takım oyuncusu için de, taraftar, teknik adam için de sahiplenme ve aidiyet duygusu burada başlar. Bu güçlü sahiplenme takımı hep daha ileriye taşır.

- Takım üyelerinin bilgi ve deneyim donanımı yeterli olmalıdır.

Takımın başarı sağlaması için uygun kişilerden oluşması gerekir. Yetenek, bilgi ve deneyim açısından konunun uzmanı kişilerin dahil olduğu bir takım kendi içinde saygı ve özgüven uyandırdığı gibi, kurum içinde de farklı bir itibar edinir. Takım içindeki yetenek ve bilgi eksiklikleri dışardan da takviye edilebilir. Burada anahtar, takım yönetiminin hızla süreçlere müdahale edebilme yetisidir. İçerden veya dışardan ihtiyaç duyulan kaynaklar sağlandıktan sonra takımın kurumun çizdiği strateji doğrultusunda performans göstermesi beklenir.

- Takım aynı zamanda özerk bir birimdir.

Takım kurumun bir parçası olmakla beraber, kendi içinde özerk bir yönetim birimi olarak da ele alınmalıdır. Takımın misyonu, stratejisi, net bir şekilde belirlenmiş hedefleri ve bu hedefleri yerine getirmesi için bir zaman-faaliyet çizergesi olmalıdır. Planlanan ve sonuçlandırılan hedefler karşılaştırılmalı gerekli revizyonlar yapılmalıdır. Her takım içerisinde optimum performans için bir personel ve süreç yönetimi yakından takip edilmelidir.

- Kontrol şart ama nereye kadar...

Balığı çok sıkarsan ölür, gevşek tutarsan kaçar gider.... Takım da balık gibidir. Ne zamanki takım oyuncularının her adımını izlersiniz, nefes almalarını dahi kayıt altına alırsınız, o zaman takımı fazla baskıdan öldürürsünüz. Tam tersi fazla özgür bırakıp takip etmezseniz bakarsınız o takım bir canavar olmuş, kurumun misyonundan takımın kurulma amacından uzaklaşmış, şirket içinde şirket olmuş, yabancılaşmış.

Takımın şirket kuralları içinde çözüm üretmeyi bilmesi önemlidir. Projenin başında çerçevenin oluşturulması çalışanların neleri yapıp yapamayacaklarını bilmesini sağlar. Daha sonra takip yöneticilere düşer.

- Takım olmak eşittir beraber çalışmak.

Takım olmak için takım üyelerinin grup halinde çalışmanın gereklerini bilmesi ve ona göre davranması gerekir. Bu, ille sürekli beraber çalışmak anlamına gelmez, bir işin süreçlere bölünmesi ve bu birbirini tamamlayan süreçlerin farklı kişiler tarafından yapılması anlamına da gelir. Nasıl süreçler birbirine bağlıysa, takım içinde çalışanlar da birbirine uyumlu bir şekilde çalışmalıdır. Takım arkadaşları arasında iletişim birçok problemin engellenmesini, hızla çözüm üretilmesini ve zorlukları aşmada ortak stratejilerin geliştirmesini sağlar.

- Her ilişki iletişimle başlar.

Takımın şirket yönetimiyle ilişkisi, takımın yöneticisinin takım içindeki çalışanlarla etkileşimi başta kurulan iletişime dayanır. Görev dağılımı,  iş süreçleri, raporlama gibi konularda detaylı ve açık bir iletişim takımın işleyişini etkiler. Şeffaflık üzerine yoğunlaşan bir politika ile takım içinde dürüst fikir paylaşımları desteklenir, farklı görüşleri çekinmeden sunmak, tartışmaları yapıcı hale getirmek mümkün kılınır. Takım içinde herkesin sözüne kulak verilmelidir.

- Yaratıcılık çoğu zaman takım ürünüdür.

Bugün elimizden düşüremediğimiz iPhone, Steve Jobs’ın Apple’ının başarısıdır. iPhone’u hayata geçiren fikirden uygulamaya, uygulamadan geliştirmeye her sürecinde farklı mühendislerin, tasarımcıların ve yöneticilerin düşüncelerinin ve deneylerinin sonucudur. Böyle bir takımda ‘değişime’ evet denmiş. Yaratıcı düşünce ve farklı çözüm arayışları yeni fikirleri doğurmuştur. Yenilikleri hayata geçirmek için kişilerin akılcı riskler alması desteklenmiştir.

Görünmez takımlar başarılarıyla görünür hale gelir. Siz de böyle bir takımın parçası olun.

www.datassist.com.tr

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir