Global ekonomide 2011'e bakış
Bekir Kavruk, yeni yılın ilk günlerinde göstergeleri yorumluyor.
Dünya ekonomisinde çoğu KOBİ olmak üzere mevcut şirketlerin ortalama % 90 civarını aile şirketleri oluşturmaktadır. Çok esnek yapılarına rağmen aile şirketlerinde yaşanan en büyük sorun; aile bireylerinin egolarının, şirketin profesyonelleşme ve kurumsallaşma süreci önüne geçmesidir. İstatistiksel olarak bu şirketlerin 1. nesilde %20'si, 2. nesilde % 80'i, torunlar neslinde ise % 96'sı varlıklarını devam ettirememektedir.
Bir kısım otoritelerin çok önceden tutarlı öngörü ve ısrarlı ikazlarına rağmen yeteri kadar ciddiye alınmayan Mega Kriz, 2008 Ekim ayında tüm dünyada patlak vermiş ve bu krizden ekonomide en fazla istihdamı sağlamalarına rağmen en çok KOBİ katagorisindeki aile şirketleri etkilenmiş bulunmaktadır. Bu etkilenmede en büyük rolü merkez bankalarınca basılıp piyasaya aktarılan para kaynaklarının büyük bir kısmının ülke ekonomilerinin omurgalarını teşkil eden reel sektöre değil, finans sektörüne, fonlara ve hisse senetlerine aktarılması oynamış bulunmaktadır.
Eliot dalga teorisine göre eğer tepe yapmış hisse senetleri (borsalar) yukarı doğru direnç noktalarını kıramazlarsa, ortaya çıkacak dalgalanmalarda düşüş oranı çok daha sert olacaktır. Bu durum Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomik dengelerinde önemli rol oynayan kısa vadeli sermaye girişlerinin (sıcak para) daha kırılgan olmasına yol açacaktır.
Türkiye'de banka karlarının azalma süreci, hisse senetlerinin aşırı değerlenmesi, seçimlere gidilme süreci ve hassas Ortadoğu dengelerinde ortaya çıkacak yeni süreçler de önemli olmakla birlikte, gerçekte en önemli konu cari açık – sıcak para ilişkisi olup, bu hususta özellikle aşağıdaki risklerin göz önünde bulundurulmasında yarar vardır:
- Türkiye'nin şu anda en önde gelen handikapı her ne kadar son yıllarda Pazar payı düşmüş olsa da en büyük pazarının halen AB olmasıdır. AB'de reel sektörleri (omurgaları) zayıf konumda olan Yunanistan'dan başlayıp, İrlanda ve Portekiz’le devam eden krizin İspanya ve hatta İngiltere’yi vurma noktasına gelmesi riski AB'yi, dolayısıyla muhtemel fon çıkışlarından ötürü Türkiye'yi de derinden etkileme sürecine sokacaktır.
- Diğer risk ise batının baskısı altında bulunan Çin Yuanı'nda olması muhtemel artışın yol açacağı sonuçlardır. Bu durumda Çin'de ihracatın azalmasıyla beraber petrole olan talebin, dolayısıyla Körfez gelirinin azalması neticesi yine Körfez'den Türkiye'ye akan fonlardaki muhtemel azalma, cari açık finansmanında zorluklara yol açacaktır .
SONUÇ :
Fed Başkanı Bernanke'nin yaptığı açıklamalardan ABD'de büyüme beklentilerinin aşağı, işsizlik beklentilerinin ise yukarı doğru çekilmesi, basılan trilyonlarca dolarlık paranın şu ana kadar pek de işe yaramadığı, reel sektörlerde sıkıntıların aynen devam etmekte olduğu, hisse senetlerinin ise Mega Kriz öncesi konuma geldiği anlamlarını çıkarmak mümkün görünmektedir.
Gerçekten de global piyasalarda güven barometresi niteliği taşıyan emtia fiatlarındaki (altın) aşırı artış eğilimi, 2011 de hala dünya ekonomisinin nasıl hassas dengeler üzerinde seyir göstereceğinin kanıtı olarak gösterilmektedir.
Bekir Kavruk Hakkında Bilgi ve Eski Yazıları