Gıda işleme, ambalaj, makine sanayinde 'işbirliği' fırsatı var

ŞAM - Türkiye ve Suriye arasındaki ticaret hacminin önümüzdeki 3 yıl içinde 5 milyar dolara çıkmasını hedeflediklerini belirten Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, özellikle gıda işleme, ambalaj, makine sanayinde ciddi işbirliği yapılabileceğine işaret etti.

Bakan Ergün, Türkiye-Suriye Sanayi İzleme Komitesi 3. Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, ekonomik krizin, dünya ekonomilerini etkilediğini ve daralmaya yol açtığını, ancak 2010 yılında dünyada ticaretin canlanmaya başladığını söyledi.

Türkiye ekonomisi hakkında bilgi verdiği konuşmasında Ergün, Türkiye'nin her yıl aralıksız büyüdüğünü kaydetti. Dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Türkiye'nin, 170 ülkeye, 7 bin çeşitten fazla ürün ihraç ettiğini ifade eden Ergün, ihraç edilen malların yüzde 90'ının da sanayi ürünü olduğunu söyledi.

Bakan Ergün, dünyaya bu kadar açık, böylesine büyük ve gelişme potansiyeli yüksek olan Türkiye ekonomisinin, komşu ve kardeş Suriye ve Suriyeli iş adamları için önemli bir fırsatlar potansiyeli sunduğuna dikkat çekerek, "Türkiye ekonomisinin sunduğu bu fırsatlardan Suriyeli kardeşlerimizin, iş adamlarının, yatırımcıların yararlanması ve böylesine bir ekonomi ile işbirliği konusunda daha istekli olmalarını öneriyoruz. Biz birbirimizden ayrı değiliz, aynı coğrafyanın insanlarıyız" dedi.

Hedef 3 yıl içinde 5 milyar dolara ulaşmak

2006'da 795 milyon dolar olan ticaret hacminin, 2009 yılında 1 milyar 800 milyon dolara hızlı bir şekilde yükselmiş olmasının sevindirici olduğunu belirten Ergün, şöyle devam etti:

"Bu gelişmelerden amacımız sadece Türkiye'nin veya sadece Suriye'nin kazanması değil, her iki ülkenin de kazanmasıdır. Önümüzdeki 3 yıl içinde, aramızdaki ticaret hacminin 5 milyar dolara çıkmasını hedefliyoruz. Bu rakama ulaşmak için biz elimizden gelen her türlü desteği, katkıyı sağlayacağız. Fakat bizim asıl amacımız, sadece daha çok mal alıp satmak değildir, bunun çok ötesinde kalıcı bir işbirliği geliştirmek ve onu tesis etmek istiyoruz. Karşılıklı olarak yatırımların artırılmasını istiyoruz.

Türk ve Suriyeli iş adamları arasında ortak şirketlerin kurulmasını istiyoruz. Yeni teknolojilerin ve üretim biçimlerinin ortaya çıkartılmasını istiyoruz. Her iki ülkede de istihdamın artırılmasını istiyoruz, daha çok insan iş bulsun. Her iki ülkenin üçüncü ülkelere yaptığı ihracatının artmasını istiyoruz. Müteahhitlik sektöründe alt yapı hizmetlerinde üçüncü ülkelerde birlikte iş yapmak istiyoruz. Dünyaya birlikte açılmak istiyoruz. Türkiye, Suriye için Suriye'nin Avrupa'ya açılan kapısı olacaksa, Suriye'de Türkiye'nin orta Doğu'ya açılan önemli bir kapısı olacaktır."

KOBİ'lere fırsatlar

Bakan Ergün, STA ve Vize Muafiyeti anlaşmalarının sanayiciler ve tüccarlar için tehdit değil, fırsat olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

"Yeni pazarlara açılma fırsatıdır. Kendini dünyadaki rekabete daha dayanıklı hale getirme fırsatıdır. Yeni mallar üretme, yeni ortaklıklar kurma fırsatıdır ve ülkedeki ekonomik hareketliliği artırma fırsatıdır.

İşbirliği yapabilecek çok kurumlar var. Bunlardan bir tanesi de TSE'dir. İnşallah, TSE Suriye'de bir temsilcilik açarak, analiz gerektiren ürünlerin dünyaya açılmasında çok büyük imkanlar getirmiş olacaktır. Türkiye'de KOBİ'lerin organizasyonunu güçlendiren KOSGEB vasıtasıyla, Suriye'deki KOBİ'lerle çok ciddi işbirliği imkanları doğacaktır."

İşbirliği fırsatları var

Özellikle gıda işleme, ambalaj, makine sanayinde ciddi işbirliği yapılabileceğine işaret eden Ergün, Türkiye'de makine sanayinin, otomotiv yan sanayinin çok güçlü olduğunu ve bu sektörlerde ciddi işbirliği imkanı olduğunu söyledi.

Ergün, tekstil, elektrikli ev aletleri, klima, beyaz eşya üretimi, cam sanayi, gübre, petro kimya, temizlik malzemeleri, boya sanayi, inşaat ve yapı malzemeleri, demir yollarında işbirliği yapılabileceğini kaydetti. Bakan Ergün, şöyle devam etti:

"Bizim işimiz devlet adamları olarak, iş adamlarına alt yapı hazırlamak, onların işini kolaylaştırmak. Bizim buna odaklanmamız gerekiyor. Suriye ile ekonomik ilişkilerimizde iş adamlarımızın önünü açacak, onları cesaretlendirecek, motive edecek adımları hızla atmalıyız. Mesela kamu ihale süreçlerini karşılıklı olarak hızlandırmalı, firmalarımızı bu süreçlere katılmaları konusunda cesaretlendirmeli ve teşvik etmeliyiz. Gümrüklerimiz arasındaki işbirliğini geliştirerek gümrüklerdeki bürokrasiyi minimum seviyeye indirmeliyiz. Mal taşıyan araçların gümrüklerden konvoyla giren sayıları artırmalı günde en az ikiye çıkarmalıyız. Malların satış yerlerine ve tüketicilere ucuz, hızlı güvenli şekilde ulaşması çok önemli. Bütün bunların aramızdaki ilişkileri güçlendireceğine inanıyoruz."