Gelişmekte olan ülkelerde uyuşturucu kullanımı artıyor

İSTANBUL- Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan 2010 Dünya Uyuşturucu Raporu'nda, özellikle gelişmekte olan ülkelerde uyuşturucu madde kullanımının arttığı belirtildi.

Raporda, Avrupa ülkelerinde kokain kullanımının son on yıl içinde 2 milyondan 4,1 milyon kişiye çıktığı, dünya genelinde 2009'da 20 milyon uyuşturucu bağımlısının tedavi alamadığına dikkat çekildi.

Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi'nin raporunda da 15-39 yaşındaki Avrupalılar arasındaki tüm ölümlerin yüzde 4'ünden uyuşturucu kaynaklı ölümlerin sorumlu bulunduğu ifade edildi.

TÜİK: Türkiye'de uyuşturucu madde kullanımı artıyor

Türkiye İstatistik Kurumu'nca yapılan araştırmada ise yatarak tedavi gören 2 bin 853 kişinin yüzde 43,6'sının afyon ve türevleri, yüzde 36,3'ünün esrar kullanımı nedeniyle tedavi gördüğü tespit edildi ve Türkiye'de uyuşturucu madde kullanımının ve madde kullanımına bağlı ölümlerin yıllar içinde artış gösterdiğine işaret edildi.

Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan 2010 Dünya Uyuşturucu Raporu'na göre, gelişmekte olan ülkelerde amfetamin tipi uyarıcılar ve reçeteli ilaçlar başta olmak üzere uyuşturucu madde kullanımının arttığı saptandı.

Afganistan gibi afyon ve kokain üreticisi ülkelerde bu maddelerin kullanımında azalma gözlendiği, Avrupa ülkelerinde kokain kullanımının son on yıl içinde 2 milyon kişiden 4,1 milyon kişiye çıkarak ikiye katlandığı ifade edilen rapora göre, amfetamin benzeri uyarıcı maddelerin kullanım oranı dünya çapında 30-40 milyon kişiyi buluyor. Ekstazi kullanımı Kuzey Amerika ve Asya ülkelerinde artış gösteriyor. Zengin ülkelerde yaşayan zengin insanlar bağımlılık tedavisine ulaşabilirken, yoksul ülkeler ve yoksul insanlar tedavi olanağına sahip olamıyor ve büyük bir sağlık sorunu ortaya çıkıyor. 2009'da dünya çapında 20 milyon uyuşturucu bağımlısı bağımlılık tedavisi alamadı.

Her 4 Avrupalı'dan 1'i esrar kullanmış

Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi'nin (EMCDDA) raporuna göre, de 1990'lardan itibaren uyuşturucu kullanımı dramatik bir artış gösteriyor ve günümüzde tüm Avrupalı yetişkinlerin neredeyse dörtte birinin en az bir kez uyuşturucu kullandığı belirtiliyor. Genç yetişkinlerin yaklaşık yüzde 2 ila yüzde 2,5'unun neredeyse her gün esrar kullandığı, erkeklerde bu oranın çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Esrar kullanımında yaşam boyu yaygınlığın yetişkinlerin yaklaşık yüzde 22'si olduğu, bu oranın yaklaşık 74 milyon kişiye karşılık geldiği düşünülüyor. Bu oranlar, kokain için yüzde 3,9 (13 milyon kişi) ekstazi için yüzde 3,1 (10 milyon) ve amfetaminler için ise yüzde 3.5 (12 milyon) olarak belirtiliyor. Sorunlu opioid (afyon ve türevleri) kullanıcılarının sayısının 1,2 ila 1,5 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.

Öte yandan 15-39 yaşındaki Avrupalılar arasındaki tüm ölümlerin yüzde 4'ünden uyuşturucu kaynaklı ölümlerin sorumlu olduğu ve bunların yaklaşık üçte birinin afyon ve türevlerine bağlı olduğu ifade ediliyor.

Tüm tedavi taleplerinin yüzde 50'den fazlasında birincil uyuşturucunun afyon ve türevleri olduğu, 2007'de yaklaşık 650 bin afyon ve türevlerinin kullanıcısının tedavisi gördüğü belirtiliyor. Rapor, Avrupa'nın uyuşturucu sorunun kalbinde bulunan iki madde olan eroin ve kokain kullanımında durumun iyileştiğine ilişkin bir işaretin bulunmadığının altını çiziyor.

"Madde bağımlılığı merkezleri yaygınlaşmalı"

Türkiye Psikiyatri Derneği Alkol Madde Kullanım Bozuklukları Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Doç. Dr. Kültegin Ögel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uyuşturucu kullanımının insan sağlığı için ciddi bir tehdit olduğunu, uyuşturucu kullanımının, ölümlerin yanı sıra, yeti yitimlerine, yaşamların dramatik bir şekilde kararmasına, bireyin ve toplumun refah düzeyinin düşmesine, madde ile ilintili suç ve kazaların, enfeksiyon hastalıklarının artmasına yol açtığını söyledi.

Madde bağımlılığı merkezlerinin tüm yurtta yaygınlaşması gerektiğini belirten Ögel, şu çözüm önerilerinde bulundu:

"Dünyada uygulanan tüm ilaç ve tedavi yöntemlerinin ülkemizdeki madde kullanıcılarının hizmetine sunulması ve kullanılması sağlanmalı. Madde kullanımını bırakamayan kullanıcılara yönelik zarar azaltma programları devreye sokulmalı. Bilimsel temeli olan önleme etkinliklerinin sayısı artırılmalı, bu etkinlikler hazırlanırken bilimsel kuruluşların ve meslek örgütlerinin görüşleri alınmalı. Önleme etkinliklerin etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmalıdır. Önleme etkinliklerini yürütecek kuruluşlara destek verilmeli."

Derneğin Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Devrim Başterzi de en önemli sorunlardan birinin uyuşturucu ticareti olduğunu belirterek, "Ticareti yapılan, alınıp satılan sadece uyuşturucu maddeler değil, bireylerin ve toplumların sağlığı, refahı, moral değerleri ve bilinçleridir" dedi.

Teknolojinin gelişmesiyle uyuşturucu ticareti yapanların da daha "teknolojik" ve rafine yöntemler kullandığını ifade eden Başterzi, bunun sadece bir ülkenin değil, dünyanın sorunu olduğunu ve mutlaka uluslararası işbirliği ile çözümlenmesi gerektiğini söyledi.