Fuarlarda tattırdı, 3 balıktan 600 milyon dolar kazandırdı
Uluslararası fuarlarda 1.5 ton deniz ürününü özel soslarla pişirerek tattıran STG, çipura, levrek ve alabalığın dünyanın önemli kentlerindeki lüks restoranların menülerinde elit yemek olarak sunulmasını sağladı
SEDAT ALP
BRÜKSEL - Su Ürünleri Tanıtım Grubu (STG) “Kalbe giden yol boğazdan geçer” sloganı ile dünyanın en önemli su ürünleri fuarlarında özel soslarla hazırlanmış Türk balıklarını fuar ziyaretçilerine tadırıyor. Su ürünlerinin en büyük fuarları olan Boston, Brüksel, Toronto, Dubai ve Tayland’da düzenlenen su ürünleri fuarlarında yılda toplam 1.5 ton deniz ürününü özel soslarla pişirerek tattıran STG, bu tanıtımı ile çipura, levrek ve alabalığın dünyanın önemli kentlerindeki lüks restoranların menülerinde elit yemek olarak sunulmasına katkı koydu. Su ürünleri sektörü yurtdışında artan taleple ihracatını her yıl ortalama yüzde 20 seviyelerinde artırırken, levrek, çipura ve alabalığın ihracatı yaklaşık 600 milyon dolara ulaştı. Sektörün yıllık ihracatı ise 800 milyon dolara ulaştı.
STG son tadımlı tanıtımını AB’nin merkezi Brüksel’de düzenlenen See Food Fuarı’nda gerçekleştirdi. STG standında Şef İbrahim Önen’in özel soslarla pişirdiği yaklaşık 300 kilogram balık, stant ziyaretçilerine dağıtıldı. Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı Melih İşliel, tadımlı tanıtım faaliyetlerinden son derece olumlu sonuçlar aldıklarını vurguladı.
15 uluslararası fuara katılacağız
İşliel, bu yıl Türkmenistan’da ve ABD Boston’da önemli fuarlara katıldıklarını, yıl sonuna kadar toplam 15 uluslararası fuara katılacaklarını dile getirdi. Yurtiçinde ve yurtdışında tanıtım çalışmalarına 2008 yılında başladıklarını, 2010’dan itibaren ise ağırlıklı olarak yurtdışı tanıtıma yöneldiklerini belirten İşliel, özetle şu ifadeleri kullandı:
“Yurtdışında tanıtım yaparken, ‘Kalbe giden yol mideden geçer’, ‘Can boğazdan gelir’ gibi deyimlerden hareketle tadıma dayalı tanıtım yapmaya önem verdik. İlk olarak Dubai’deki uluslararası fuarda Türk su ürünlerinden özel hazırlanmış yemekleri stant ziyaretçilerine ikram ettik. Çok büyük bir ilgiyle karşılaştık. Bu ürünleri de Türkiye markası imajıyla ön plana çıkardık. Ülke imajı ile yaptığımız tadım faaliyetinde Türk mutfağını da tanıtmış olduk. Balığımız ucuz balık değil. ”
İhracat her yıl yüzde 20 artıyor
Sektörün ihracatının her yıl yüzde 15-20 seviyelerinde arttığına dikkat çeken İşliel, nisan ayı itibariyle yıllık ihracatın 800 milyon doları bulduğunu, bunun 600 milyon dolarlık kısmının çipura, levrek, orkinos ve alabalık ihracatından sağlandığı belirterek, “Sektörün ana tüketim pazarlarına yakınlığı, gelişmenin önünü açıyor” diye konuştu.
THY'nin de ihracata katkısı var
Melih İşliel, THY’nin filosuna geniş gövdeli uçakları eklemesi ile birlikte ABD’ye su ürünleri ihracatında patlama yaşandığını, Kanada, Toronto, Tayland, Güney Afrika, Kore ve Japonya’ya THY’nin geniş gövdeli uçaklarla uçuş başlatmasıyla birlikte kendilerinin de bu noktalarda tanıtım faaliyetlerine ağırlık verdiklerini ve kısa sürede başarılı sonuçlar aldıklarını belirti. İşliel, “THY’nin geniş gövdeli uçaklarla uçtuğu noktaları takip ediyoruz. Çünkü bu uçaklarla dondurulmuş ürünleri uzak noktalara gönderme imkanı buluyoruz. THY bize destek oluyor. Lojistik olarak önümüzü açıyor” dedi.
Çipura ve levrek somona karşı
Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Sinan Kızıltan, çipura ve levreğe olan talebin her geçen gün arttığını ancak son yıllarda özellikle Rusya’nın Norveç’ten somon ithal etmemesi nedeniyle, arz fazlasının Türkiye ve AB pazarına gittiğini, fiyatı da %40 düştüğü için global pazarda somonun baskısı ile karşılaştıklarını vurguladı. Somon üreticisi ülkelerin de talebi artırmak için tanıtım kampanyasına ağırlık verdiğine dikkat çeken Kızıltan, “Türkiye’de de somonun çok daha sağlıklı olduğu yönünde yanıltıcı propaganda yapılıyor. Biz Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ve Gıda Mühendisliği Fakültesi’nde analizler yaptırdık. Hamsinin protein ve Omega3 açısından somondan çok daha zengin olduğu, çipura ve levrekle de aynı değerde” açıklamasını yaptı. Türkiye’nin geçen yıl 693 milyon dolarlık su ürünleri ihracatı yaptığını, nisan ayı itibariyle şu anda yıllık ihracatın 800 milyon dolara çıktığını anlatan Kızıltan, bu artışı doların euro karşısında güçlendiği bir dönemde gerçekleştirmiş olmanın da son derece önemli olduğuna işaret etti. Geçtiğimiz yıl paritede 1 euronun 1.3 dolara karşılık geldiğini, şu anda ise 1 euronun 1.06 dolara karşılık geldiğine dikkat çeken Kızıltan, “Parite nedeniyle ihracattaki euro bazındaki artış dolar bazında aynı oranda görülmüyor” dedi.