Fon tarafında açılım şart
Yapı Kredi Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez, tasarruf ihtiyacının sıkça dile getirildiği şu günlerde bundan sektör olarak pay alınabilmesi için Hazine, SPK ve BES şirketlerinin üç paydaş olarak birlikte yürümesi gerektiğini söyledi.
Yakup SAYAR
İSTANBUL - Yapı Kredi Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez, sektörün 2011 yılında yüzde 20 büyümeyle fon büyüklüğünde 14.3 milyar TL'ye ulaştığını sözleşme sayısında da yüzde 16'lık büyüme ile yaklaşık 400 bin artışla 3 milyona ulaştığını belirterek, "Fon getirilerinin nerdeyse sıfır olduğu bir yılda detayına bakmadan sektör büyümüş diyebiliriz. Ortalama yüzde 19 büyümüşsek gerçekten reel olarak büyümüşüz ama şu da bir gerçek sektör getiri sağlayamadı " dedi. Türkölmez, sektörün sağlıklı büyümesinin ise fon tarafında yapılacak bir açılımla olabileceğinin altını çizdi.
Yapı Kredi Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez, 2011 yılını değerlendirirken, 2012 yılı beklentilerini ve sektöre yönelik görüşlerini DÜNYA ile paylaştı.
2011 yılına fon büyüklüğünde 12 milyar TL ile giren sektörün 14.3 milyar TL'ye ulaştığını ve yüzde 20 büyüdüğünü, sözleşme sayısında da 2.5 milyondan yaklaşık 3 milyon sözleşmeye gelindiğini belirterek; "400 bin farkı var ve orada da yüzde 16 büyümüşüz. Fon getirilerinin nerdeyse sıfır olduğu bir yılda, detayına bakmadan sektör büyümüş diyebiliriz. Yüzde 19 büyümüşsek gerçekten reel olarak büyümüşüz fakat ortalamada sektör bir getiri sağlayamadı.
Ama yedi yıldır katılımcılarına iyi getiri sağladı. Geride kalan yılda iyi getiri sağlayan ne vardı diye baktığımızda, biri altın, diğeri de döviz. Dövizi seçenler bundan faydalandı ama sistemde dövizi seçenlerin oranı çok düşük. Bu nedenle bunun ortalamaya getiri faza olamadı. Öte yandan sistemin altın fonu kurmaya izni olmadığı için bu taraftan yararlanamıyoruz. Bunun altını özellikle çizmek lazım ve mevzuatın bir türlü istediğimiz yere getirilmemesinin içinde altın fonu ve kuramadığımız fonlara izin verilmemesi de yatıyor" şeklinde konuştu.
Hedeflerimiz aynen devam ediyor
Yeni yıla bakıldığında hedeflerin aynen devam ettiğini söyleyen Türkölmez sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz yine aynı büyüme oranlarını sözleşme ve fon büyüklüğünde istiyor ve hedefliyoruz. Sistem yüzde 19 büyümüş fon büyüklüğünde biz yüzde 24 büyümüş. Ama sözleşme sayısında sistem yüzde 16 büyürken, biz yüzde 8 büyümüşüz. Bu enteresan bir veri çünkü burada bizim stratejimiz farklı, biz diğer oyuncular gibi sözleşme sayısını artırmak yerine, sözleşmelerin etkinliğini, sözleşme başına düşen portföyün büyüklüğünü artırmak ve daha kaliteli bir portföyü burada tutmak gibi bir tercihle ilerliyoruz son üç senedir. Bu onun sonucudur. Bu bizim bir şeyi isteyip de yapamamaktan değil, stratejimizin bir sonucu."
Yol belli artık bir şeyler yapılmalı
Sektörün gelişiminde özellikle fon tarafında açılıma ihtiyaç olduğunun altını çizen Türkölmez, altın fonunun kurulabilmesi için kanunun değişmesi gerektiğini ve bunun da en meşakkatli konu olduğunu söyledi. "Hazine'de bu konuda kendince haklı olabilir" diyen Türkölmez sözlerini şöyle sürdürdü: "Hazine genel bir kanun değişikliği peşinde ve taslağı da sundu. Bu taslak ne zaman yasalaşabilir dersek Haziran 2012 gibi olabilir diye düşünüyorum. Sonrasında yeni fonlar kurabileceğiz. Sektör olarak 2009 yılında büyük bir katılımla çok güzel bir çalıştay yapmış ve tüm isteklerimizi orada konuşmuştuk. Gideceğimiz yol belli ama artık bize artık bir şeyler yapılması lazım."
Tamamlayıcı modeller üzerine gidiyoruz
BES'in artık herkes tarafından bilinir bir durumda olduğunu söyleyen Türkölmez, farklı modeller getirilmesi konusunda ise şunları söyledi: "Sektör olarak tamamlayıcı modeller üzerine gidiyoruz. Kamuoyunda özel denince hemen özelleştirme ve kamunun gidip özelin yerini alması anlaşılıyor, ama biz kamunun üzerine daha güçlendirici olan, insanların refah seviyesini artıran, ekonomide derinliği artıran gibi etkiler yaparak tamamlayıcı sistemlerden bahsediyoruz. Sistemin altyapısı artık kendi rüştünü ispat etti. EGM ile Takasbank ile altyapısı ile kurulmuş, kurgulanmış, çok ciddi sayıda insanın çalıştığı sektör oldu. Altyapıyı kullanarak da Sosyal Güvenlik Sistemi ile bir yapılanma oluşturulabilir."
EGM, TSRŞB çatısına girmeyecek
EGM'nin TSRŞB'nin çatısı altına girmesi gibi algı yaratıldığını fakat böyle bir durumun söz konusu olmadığına değinen Türkölmez sözlerini şöyle sürdürdü: "EGM olduğu gibi kalacak. Çalışma şu, BES oyuncularının bir birliği yok. Biz EGM'nin Yönetim Kurulu'nda ayda bir kez toplanıp çalışıyoruz. BES'in çoğu hayat işinde de olduğu için Birlik'in de üyesi ve üç üyemiz var TSRŞB yönetiminde. Şöyle bir yapılanma var, hayat sorun sarmalı içinde ve orada bir Birlik YK olduğu için Birlik altında iki farklı YK olacak, biri hayat dışı, diğeri hayat emeklilik olacak. Burada daha iyi ve güçlü kendini temsil etme imkanı yaratılmış olacak. EGM kendi fonksiyonu ile çalışmaya devam edecek."
Bu yıl kolay olmayacak
Fon getirilerini sorduğumuz Türkölmez, bunun önemli bir konu olduğuna dikkat çekerek: "2011'de en iyi fonlar döviz fonları oldu normal olarak. Fakat bunların toplam içinde yüzde 5'in altında, şirket olarak bizde de yüzde 8 civarında. Burada kazandı diyoruz ama çoğunluk değil azınlık kazandı. Hisse senedi fonları ki en az yüzde 80 taşımak zorunluluğu var ve İMKB'nin durumu ortada. Açıkcası iyinin bile yeterli olmadığı, sorgulandığı bir yılı geride bıraktık. Fakat yinede sisteme giriş çıkıştan daha fazla oldu. 2012'ye yönelik ise biraz kafalar bulanık. İyi söyleyenler de var kötü söyleyenler de var. Piyasalara yönelik ilginç bantlar çiziliyor. Bu nedenle 2012, biraz doğru pozisyonların alınması gerektiği kolay olmayacak bir yıl gibi duruyor."
Vakıflar istekli değil
Vakıfların durumunu sorduğumuz Türkölmez, Haziran 2012'de Vakıf aktarımlarının biteceğini hatırlatarak şunları söyledi: "Eğer mevzuatta bir değişiklik olmaz ise. Vakıfların bugüne kadar istekliliğine baktığımızda çok istekli olmadıklarını gördük ve çok sorguladık. Burada bazı vakıfların çok iyi çalıştığını da gördük ve bunların bence BES'e girmesi gerekmez. Emeklilik sistemleri diye bir platform yaratma planı çerçevesinde Hazine özel bireysel emeklilik sistemleri diye bir yapılanma istiyor. Haklılar bu nedenle de konsolide etmeye çalışıyorlar. Son olarak 1500 üyeli Noterler Vakfı geçen ay 4 şirket seçerek aktarım yaptı. Biz bu şirketler içindeydik. Şu anda olabilir diye sorgulayanlar var ama aktif bir şekilde aktaracağım diyen bir vakıf yok. Çok büyük bir aktarım söz konusu değil."
Sektör daha da iyi olabilirdi
8 yılda sektörün hedeflerine ulaştığına dikkat çeken Taylan Türkölmez, " Ama biz 8 yıl önce bu hedeflere doğru yola çıkarken, ülkenin o zamanki GSMH'si 250 milyar dolar gibiydi ve şimdi üç katına çıktı. Çok büyümüş ekonomimiz var. Bu gelişimde fon büyüklüğü de çok farklı olabilirdi. Tabiki 'harcayarak ve yatırım yaparak büyüdük ve tasarrufa yer kalmadı' söylemi de tasarruf oranı dibe vurdu ile örtüşüyor. İstediğimiz yere geldik diyoruz ama daha iyi olabilir diye düşünmeden de edemiyoruz. SPK, Hazine ve biz bir araya gelip, bir yol bulmalı. Biz ne yapabilirdik ne yapamadık diye düşünmüyor değiliz. Lobi faaliyeti mi yapamadık, bu işi ön plana çıkarmanın yolunu mu bulamadık aslında bizim de kendi adımıza sorgulamamız gerekir. Ama sonuçta önümüze bakalım, 2012'de tasarruf ihtiyacı olan bir ülkede, nasıl bir pay alabiliriz konusunu, Hazine SPK ve sektör olarak üç paydaş ile birlikte yürüyerek çözmemiz gerekiyor."
İşveren planları zorunlu olmalı
Sektörde işveren planlarının zorunlu olmasının büyük fayda sağlayacağını söyleyen Taylan Türkölmez, "Çünkü BES'de 23 yaşında birini hadi tasarruf et sisteme gir ya da mavi yakalı çalışanı yapamıyorsunuz, onlar sistem dışında kalabiliyor, bu işte işveren işin içinde olursa buna girmek kolay olur. En önemli fayda 25 yaşında sisteme girip 35 yıl sistemde kalırsa, geri kalan emeklilik süresi 15 yıl olunca 35 yıl para biriktir, bunu 15 senede harca daha güzel bir denge oluyor. Ama 15 sene biriktir, 35 sen harca olmuyor olmaz da. Mantığa aykırı. Erken girilmesi lazım, toplumun genel katmanlarının da faydalanması lazım. Tasarruf dedik, ülkemizin ihtiyacı tasarruf, OECD içinde özel emeklilik yüzde 1'ler seviyesinde, Hollanda'da yüzde 100' ler üstünde ve buna benzer ülkeler var. Bizde yüzde 1'le 10 milyar dolarda sistem, bu paranın yüzde 50'lere geldiğini düşünün 50 kat artması demek" şeklinde konuştu.
Hükümet programında yer almamız çok olumlu
Taylan Türkölmez, bu yıl büyüme konusunda bir endişeleri olamadığını fakat sektöre yönelik süreklilik ve kalıcılığın daha iyi olması gerektiğini ve bunun yolunun da düzenlemelerden geçtiğinin altını çizdi. Türkölmez şunları söyledi: " İkincil zorunlu plan, vergi teşviğinin iyileştirilmesi gibi birçok beklentimiz var ve bunlar iyileştirilse bu işi daha iyi yaparız. Performans tarafına bakarsak bu iş piyasanın gerçeği, piyasa kötü olursa bizde de aynı tablo olur.
Öte yandan Hükümet kanadından son zamanlarda BES'i destekleyen açıklamaların gelmesi bizleri çok mutlu ediyor, Hükümet programında yer almamız bizim açımızdan çok olumlu. Bu işin pratiğe dönmesi konusundaki beklentilerimizi güçlendiriyor. Uzun vadede Türkiye'ye yönelik çok olumlu beklentilerim var."
Artık sisteme sıfırdan kurulma şirket girmez
Bankası olmayan için dünyanın her bireysel emeklilik satmanın zor olduğunu söyleyen Taylan Türkölmez," Gelişmiş ekonomilerde dahi zor. Müşteriye ulaşmak, hizmet standardını sağlamak açısından banka çok önemli. Bu işte büyük sayılarına ulaşmak, belli bir karlılığa ulaşmak için banka şart. Yabancıların sektöre olan ilgisine gelirsek, mevcut sayının artmayacağını düşünüyorum. Son dönemde Ziraat, Axa girdi ve bunlar bilinen oyuncular, ABD'li Med Life girdi o da var olan bir şirketi aldı. Şu olabilir, yine var olan şirketi alarak girişler olacaktır. Yeni ve baştan bir kurulmayla bir şirket oluşacağını düşünmüyorum " diye konuştu.
Erken çıkış iki tarafı da olumsuz etkiliyor
Sektördeki kâr durumunu sorduğumuz Taylan Türkölmez, "Biz kâr yazıyoruz ve bu yıl öz kaynak kârlılığımız yüzde 50'ye yaklaşmış durumda. Burada şu da bir gerçek, biz hayat branşında varız ve burada çok iyi bir dönem yaşanıyor. Banka kaynaklı çok aktif bir etkisi var. Özellikle bankasürans kaynaklı çalışanlar iyi kâr yazıyor.
Bireysel emeklilikte de evet kâr yazıyoruz, ama şirketin değeri, etkinliği bu kısa vadeli kârla ölçülmüyor. Evet kâra geçmiş bir sektör ama kuruluşla birlikte belli bir zaman dilimine kadar gelinen süreçte biriken zararlar nedeniyle kümülatifte ise geçmemiş bir sektör. Bu da süreklilik sorunundan kaynaklanıyor. Sisteme girip uzun yıllar kalmak gerekiyor, erken çıkışlar hem kişiyi hem de şirketi olumsuz ekiliyor. En az 7-8 sene kalınması gerekiyor. Öte yandan sektörde özellikle grup emeklilik planlarında ve işveren katkılı planlarında ciddi rekabet yaşıyoruz. İşveren katkılı planlarda kâr edebileceğimiz tekliflerle çalıştığımızı düşünmüyorum" dedi.