Finans ve seçim

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Yılmaz / Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İ.İ.B.F Öğretim Üyesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bir finansçı olarak 2015 genel seçimleri öncesi konunun finans bilimi açısından incelenmesinin yararlı olacağı kanısındayız. Ülkemizde genellikle bazı konulara ve toplumun bazı kesimlerine ağırlık vererek siyaset yapma geleneği vardır. Bu yanlıştır. Nedeni bu şekilde ülkemizde dengenin sağlanmasının kesinlikle mümkün olmamasıdır. Tüm siyasal partilerin toplumun tüm sorunlarını kapsayacak şekilde siyaset yapması dengeli bir tutum olacaktır. Bu sorunlardan birisi de finansal sorunlardır. 

Seçimin finansa etkisi üç boyutta incelenebilir. Bunlar siyasi partilerin finansa ilişkin görüşleri, seçim sırasında verilen sözlerin finansal kaynaklarının nereden nasıl sağlanacağı ve siyasi partilerin finansmanı konularıdır. Bu üç boyutun dikkate alınması gerek siyasi partiler arasındaki fırsat eşitliği, gerek siyasal partilerin topluma karşı dürüst olmaları, gerekse finansla ilgili çözümler üreterek ülkemizin geleceğine katkıda bulunmaları açısından önemlidir. 
Var olan finansal kaynakların tüketilmesi öncelikle bu kaynakların üretilmesini gerektirir. Toplumumuzun kaynakları tüketme isteği yanında kaynak üretmeye de önem vermesi gerekmektedir. Bu nedenle siyasi partiler topluma refah düzeyini artıracak bir olanak sağlamayı söylüyorlarsa bunun kaynağını açıklamalıdır. Örneğin, seçim propaganda döneminde herkesin mutlaka maaşı olacağını söyleyen bir siyasi parti başkanı bu paranın nasıl üretileceğini açıklamalıdır. Borç ile finanse edilecek vaat, ülkenin borç stoğunu ve faiz giderlerini artırarak ülkeye ek yük getirecektir. 

Batı ülkelerinde bazı sosyal devlet teşvik uygulamalarının temelinde toplumun çalışkanlığı ve devlet tarafından çalışmaya teşvik edilmesi yatmaktadır. 

Seçim propagandalarında veya seçim bildirgelerinde toplumumuzu tembelliğe teşvik edecek veya tembelliğe alıştıracak vaatlerden kaçınılması gerekir. İnsanlara hemen tüketebilecekleri hazır balık vermek yerine balık tutmayı öğretmek gerekmektedir. Çalışmak ve ekmeğini kazanmak ve hatta mümkünse girişimcilik yeteneği kazanarak başka insanların istihdamına da katkıda bulunabilmek en etkin bir finansal kaynak sağlama yöntemidir. 
Finans açısından diğer bir konu da siyasal partilerin seçim bildirgelerinde finans sektörünün, finans piyasalarının, finansal regülasyonların, işletmelerin finansman sorunlarının, kamu finansmanının, bireysel finansmanın nasıl geliştirileceği konularında çözümler üretmeleridir. Bu konu siyasi partiler tarafından yeterince özümsenememesi nedeniyle propaganda çalışmalarında üstünlük sağlama potansiyeli taşıyan bir alandır. Örneğin, bölgesel menkul değer borsaları ve bunun altyapısını oluşturacak derecede güçlü şirketlerin nasıl oluşturacağı, serbest piyasa koşulları içinde borsalarda işlem gören şirket sayısının Güney Kore düzeyine nasıl getirileceği, vadeli işlemler borsalarında işlem hacimlerinin ve bu borsaların işletmeciler ve yatırımcılar tarafından hedge ve yatırım amacıyla kullanımının nasıl artırılacağı, ülkemizde çok yetersiz olan finans okuryazarlığının nasıl geliştirilebileceği ve bunun potansiyel krizleri önlememize nasıl yardım edeceği, bankaların kredi uygulamalarında finansal tüketiciye yansıyan giderlerin bankaların karlılıklarına zarar vermeksizin nasıl azaltılabileceği, tasarruflarını finansal sisteme kanalize etmeyen veya kanalize edemeyen tasarruf sahiplerinin sisteme nasıl kazandırılabileceği, katılım bankacılığının potansiyeli kadar mevduat toplayıp toplayamadığı ve hala boş kapasite varsa bunun sisteme nasıl kazandırılacağı vb. konular seçim propagandalarında tartışılıp seçim sonrası ülkenin yönetiminde programlaştırılarak uygulamaya konulabilecek konulardır.

Seçmenlerin özellikle bir kısmının ulufe almaya değil bu tür sorunlara önem vererek ülkenin sorunlarına kalıcı çözümler ile ilgilenmesi daha önemli ve stratejiktir kanısındayız. Devletin konut yapması, toplum için zorunlu olmayan alanlarda yapay istihdam oluşturmak, seçim sırasında bedava erzak, kömür vb. dağıtımı ülkenin sorunlarını çözmez, sadece kronikleştirir. Basiretli seçmenlerin buna geçit vermeyerek siyasi partilerin ülke sorunlarına bakış açılarını öğrenmeleri gerekir. Bu, hem ülkenin, hem kendilerinin hem de gelecek kuşakların sağlıklı yaşamaları ve gelişmeleri açısından zorunludur. Günübirlik düşünen politikacılar ülkenin geleceğini göz ardı etmekte ve üstelik seçmenin bilgi seviyesinin yetersizliğini istismar ederek güç edinme peşindedirler. Seçmenin basiretli davranarak demokrasinin korunması ülkemiz için çok önemlidir kanısındayız.