Filistin'den davet var

UNESCO'da bayrağını göndere çektirerek uluslararası alandaki varlığını artırmaya başlayan Filistin, ekonomide de kendine büyük hedefler koydu. Geçtiğimiz yıl yüzde 9.3 büyüyen Filistin, "Kaynaklarımıza ulaşabildiğimiz ve işgal tarafından engellenmediğimiz

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Didem ERYAR ÜNLÜ

İSTANBUL - Filistin dendiğinde, insanların aklına yıllardır devam eden çatışma ortamı geliyor. Oysa Haziran ayında Gazze'de beş yıldızlı bir otel açılışı gerçekleşti. 18 bin metrekarelik alana yayılan Al Mashtal, 225 odası, havuzu, balo salonu ile Akdeniz sahillerindeki diğer büyük otellerle rekabet edecek konfora sahip. Otelin finansmanı, Kalkınma ve Yatırım Şirketi Padico tarafından sağlandı.

Padico'nun sahibi Munib Masri, Filistin'in en zengin işadamı. Masri'nin hedefi Filistin'i bölgenin ekonomi kaplanına dönüştürmek.

 1.6 milyarın üzerindeki servetiyle Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin en büyük yatırımcısı olan Masri, aynı zamanda, ülkesinin hızla kalkınmasını hedefleyen bir hayırsever. Emlak, altyapı, petrol ve doğal gaz istasyonları gibi farklı projeleri finanse etmeyi hedefleyen Masri, bu amaçla 70 milyon dolarlık hisse senedi satışı gerçekleştirecek. Masri, yatırımların büyük bir bölümünün Filistin ve Ürdün'deki bankalardan gelmesini bekliyor. Deniz aşırı yardımlar sayesinde, Batı Şeria ve Gazze Şeridi ekonomileri geçtiğimiz sene yüzde 9'un üzerinde büyüme kaydetti. 2011 yılının ilk çeyreğinde, Filistin Borsası, Arap Borsaları arasında yükselişe geçen tek borsa oldu.

DÜNYA'nın sorularını yanıtlayan Masri, Filistin'in Türk yatırımcılar için de çok önemli fırsatlar sunduğunu söylüyor. Türk şirketlerini gıda ve tarım ürünleri sektörlerinde faaliyet gösteren Filistinli KOBİ'leri desteklemeye davet eden Masri, "Filistin, Türk yatırımcılar için çok önemli fırsatlar sunuyor. Gıda ve tarım ürünleri sektörü en fazla fırsat sunan sektörler. Öte yandan Türkiye, Cenin'de kurulacak sanayi bölgesinin inşası ve gelişimini finanse edecek" diyor.

Munib Masri'nin iki ülke arasındaki ilişkilere yönelik yorumları şöyle: "Türkiye ve Filistin arasında 2004 yılında Serbest Ticaret Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma, sanayi, tarım, hizmetler, turizm gibi farklı sektörleri kapsıyor. Fakat Filistin'deki ekonomik sorunlar, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticareti ilişkilerin yetersiz düzeyde kalmasına yol açtı. 1994 yılında Türk-Filistin İş Konseyi kuruldu ve konseyin son ortak toplantısı Şubat 2010 tarihinde İstanbul'da gerçekleşti. Filistin'in ithalat rakamlarına baktığımızda, Türkiye, İsrail, Ürdün ve İtalya'nın ardından dördüncü sırada geliyor. Fakat unutulmaması gereken önemli bir konu, Türkiye ile gerçekleştirdiğimiz ticaretin çok büyük bir bölümünün İsrail üzerinden gerçekleşiyor olması. Bazı İsrailli şirketler, Türkiye'den ithal ettikleri ürünleri, Filistin'deki şirketlere satıyorlar. Filistin'in Türkiye'ye ihraç ettiği ürünler arasında ise mermer, ilaç, hurma gibi ürünler yer alıyor. Türkiye'den ithalatımızın büyük bir bölümünü ise yün kumaş, giysi, gıda ve çikolata ürünleri oluşturuyor."

İşbirliğimiz artacak

Filistin Yatırım Ajansı ile Türkiye Yatırım Ajansı ile aralık ayı başında imzalanan mutabakat belgesi kapsamında iki ülke arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesinin hedeflendiğini ifade eden Masri, bu kapsamda 2004 yılında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nın da harekete geçirileceğini söylüyor.  "Türkiye, Cenin'de kurulacak sanayi bölgesinin inşaatı ve gelişimini finanse edecek" diyen Masri, "Türk yatırımcılar, son derece etkili ve dinamikler.  Filistin ile ticareti ve Filistin yatırım ortamını çok hızlı öğreneceklerinden ve ülkenin sunduğu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanacaklarından eminim" yorumlarında bulunuyor.

IMF tarafından en son yayımlanan raporda, "zor şartlara rağmen, kamu finansmanı yönetiminde gerçekleştirilen reformlar, Filistin Yönetimi'nin vergi şeffaflığı ve uluslararası standartlarda hesap verebilirlik konusunda başarılı olmasını sağladı" yorumlarına yer veriliyor. 

Filistin Yönetimi'nin hedefinin, Batı Şeria'yı modern bir ekonomiye dönüştürmek olduğunu söyleyen Masri,  bu hedefin Padico'nun stratejik planlarını ve geleceğe yönelik adımlarını desteklediğini ifade ediyor. Masri’nin Filistin ekonomisine yönelik yorumları şöyle: “Filistin Yönetimi serbest piyasa politikasını destekliyor ve özel sektörü ekonomik büyümenin en önemli unsuru olarak görüyor.  İnsan kaynağı açısından oldukça zengin bir ülkeyiz. Arap dünyasında en fazla üniversite mezunu Filistin’de. Bunun yanı sıra, Filistinli iş adamları kendilerini ülkenin kalkınmasına adamış durumdalar.

Taş ve mermerde önde gelen ihracatçılardan

Taş ve mermer sanayi Filistin’in en önemli sanayi alanları. Filistin doğal kireç taşı ile ünlü ve bu taş uluslararası piyasalarda büyük bir talep görüyor. Son yapılan tahminlere göre Ürdün, Avrupa, ABD ve Çin’e yönelik kireç taşı ihracatı 400 milyon dolara yaklaşmış durumda. Filistin Uluslararası Ticaret Merkezi tarafından dünyanın 12'nci taş ihracatçısı seçildi. Filistin ekonomisinde önemli bir diğer sektör de tarım sektörü. Ürdün vadisi, tarım, sanayi ve turizmin kalkınması için çok önemli fırsatlar sunuyor. Sınırlarımızı kontrol etmeye başladığımız an, Filistin’e milyonlarca turist gelecektir. Bilgi teknolojileri de son derece hızlı gelişen sektörler arasında. Hizmet sektörü ise GSYİH’nin yüzde 65’inden daha fazlasını temsil ediyor ve toplam işgücünü yüzde 60’ını kapsıyor. Hizmet sektörü, yerel ticaret, turizm, ulaşım, iletişim, endüstriyel tasarım, finans hizmetleri, yazılım hizmetleri gibi alanlardan oluşuyor.”

Sanayi kuruluşlarının yüzde 65’i kapalı

Munib Masri’nin altını çizdiği bir diğer konu da ekonomik gelişmenin siyasi istikrar olmadan mümkün olamayacağı. “Ekonomi, siyasetten ayrı tutulamaz. Tüm bu güçlü yanlarımız ile Filistin ekonomisini kalkındırabilmemiz, İsrail’in Filistin işgalini sona erdirmesine bağlı” diyen Masri, şöyle devam ediyor: “Filistin’deki sanayi kuruluşlarının yüzde 15’inin yüzde 30-60 kapasite ile; yüzde 20’sinin yüzde 20 kapasite ile çalıştıklarını söylemeliyim. Sanayi kuruluşlarının yüzde 65’i ise kapalı halde. Dünya Bankası raporlarına göre, Batı Şeria ve Gazze’de sürdürülebilir ekonomik büyüme sadece dinamik bir özel sektör oluşmasıyla gerçekleşebilir. Doğal kaynaklara ve piyasalara ulaşım İsrail tarafından sınırlandığı ve yabancı yatırımcılar kapalı bir rejimin neden olduğu iş yapma maliyetleri ile engellendiği sürece, bunun gerçekleşmesi zor.”

Filistin eski planlama Bakanı Abdullah: "Ekonomimiz yüzde 25 büyüyebilir"

Her ne kadar bölgede barış görünmese de, uzmanlara göre Filistin ve İsrail arasında yaratılacak iş fırsatları, siyasi gerilimi yumuşatabilir. Oregon merkezli Mercy Corps isimli sivil toplum kuruluşu tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre Filistinli teknoloji şirketlerinin yüzde 32'si satış ve oursourcing alanlarında İsrailli firmalarla ortaklık içinde.  İsrail ve Filistinli iş adamları, özel sektörün gelişiminin, ekonomik büyüme ve barış açısından son derece kritik bir role sahip olduğunu düşünüyorlar. Filistin eski Planlama Bakanı, Rotary Kulübü ve Ekonomik Araştırma Enstitüsü Başkanı Samir Abdullah, "Kaynaklarımıza ulaşabildiğimiz ve işgal tarafından engellenmediğimiz sürece, ekonomimiz yılda yüzde 25 oranında büyüme gerçekleştirebilir. İşte o zaman yeni ekonomi kaplanı olabiliriz" diyecek kadar iddialı.

Cenin ve Nablus kalkınmada önemli rol üstleniyor

Beş sene öncesine kadar terör bölgesi olan Cenin ve Nablus, Filistin'de yaşanan ekonomik patlamada çok önemli rol oynayan iki şehir konumunda. Bu şehirlerdeki canlanmayı tetikleyen en önemli unsur ise Arap İsraillilerin yoğun bir şekilde bu şehirlere yönelip, gıdadan, ev eşyalarına kadar İsrail'e oranla çok daha ucuz olan her türlü ürünü satın almaları. Filistin'de fiyatların düşük olması ise, Filistin Yönetimi'nin tüketim ürünlerine çok düşük vergi uygulamasından kaynaklanıyor. 

Padico'dan enerji, konut, hurma yatırımları

Filistin'deki en önemli yatırımlar, güneyde, Batı Şeria'nın Jericho şehrinde gerçekleşiyor. Padico ve PalTel Group'un bu şehre yapmayı planladıkları 49 milyon dolarlık yatırım, temel altyapının yanı sıra, lüks konut, otel, su parkları gibi eğlence mekanlarını kapsıyor.

Padico aynı zamanda, birçok yerel ve bölgesel yatırımcı ile ortaklık kurarak, Filistin Enerji Üretim Şirketi'ni kurdu ve Batı Şeria'nın ilk enerji santralini inşa etti. Santral Batı Şeria sakinlerinin üçte birinin enerji ihtiyacı karşılayacak. İlk başta 200 MW'lık potansiyele sahip olacak santralin potansiyeli daha sonra 400 MW'a yükseltilecek. 

Şirketin bir diğer yatırım alanı hurma. Geçtiğimiz sene bünyesindeki NPAI (Nakheel Palestine for Agricultural Investment) ile hurma üretimine başlayan şirket, Filistin'deki en büyük hurma üretim alanına sahip. 1 milyon dolar sermaye ile işe başlayan şirket, önümüzdeki iki sene içinde sermayesini 11 milyon dolara yükseltmeyi amaçlıyor.

Padico için doğu Kudüs de stratejik bir öneme sahip. Şirket bu kutsal kente yatırım yaparak, Filistin'in başkenti olarak statüsünü geliştirmeyi hedefliyor. Padico şirketlerinden Jerusalem Tourism Investment Company, şehirde eski bir Arap otel markası olan Hotel St. George International'ı yeniden canlandırmaya çalışıyor. Masri'ye göre bu proje son derece anlamlı; çünkü Kudüs gerek dini gerekse tarihsel açıdan Filistinliler için çok önemli.  "Padico, zorlukları fırsata çevirmeyi her zaman bildi" yorumunu yapan Masri, "Hedeflerimiz sonsuz. Filistin halkına duyduğumuz güvenle, Filistin için çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz" diyor. 

Bu konularda ilginizi çekebilir