”Et fiyatlarının enflasyona yansıması şiddetli oldu”
Bakan Babacan, "Bizim genel enflasyonumuz 10,20, bunun 1,7 puanı sadece et fiyatından geliyor" dedi
ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Et fiyatlarının enflasyona doğrudan yansıması çok şiddetli bir şekilde oldu. Bizim genel enflasyonumuz 10,20, bunun 1,7 puanı sadece et fiyatından geliyor" dedi.
Bakan Babacan, Habertürk televizyonunda katıldığı bir programda soruları yanıtladı. Enflasyon rakamlarının beklentileri doğrultusunda olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine Babacan, enflasyonun bu yıl, hatta son çeyreğe kadar yüksek seyredeceğini daha önce açıkladıklarını anımsatarak, bunun en önemli sebeplerinden birinin, Türkiye ekonomisindeki toparlanma olduğunu söyledi.
"Bu dip noktadan çıkıyoruz anlamında mı?" sorusuna Babacan, "Hem de çok hızlı bir şekilde çıkıyoruz" yanıtını verdi.
Dünyada fiyatlarla ilgili şu anda ağırlıklı endişenin enflasyon tarafında olduğunu ifade eden Babacan, "Hızlı büyüme ve enflasyon... Bu iki kavramı yaşayan ülke pek yok Türkiye gibi. Dolayısıyla biz G-20 masası etrafında oturup, Türkiye'yi anlatırken, 'hızlı büyüme ve beraberinde de bir miktar enflasyon' dediğimizde gerçekten çok şaşkın gözlerle Türkiye değerlendiriliyor. Burada önemli olan, Türkiye'nin uzun vadeli istikrarı, Türkiye'nin refahı ve Türkiye'nin güçlü bir büyüme trendine tekrar girmiş olması" diye konuştu.
Ali Babacan, henüz kriz öncesi döneme dönülmediğini belirterek, geçen sene Türkiye ekonomisinin yüzde 4,7 oranında daraldığını anımsattı ve 2010 yılıyla ilgili güncellenmiş tahminleri Haziran ayı ortasında yayınlayacaklarını bildirdi. Babacan, "Ama nereden bakarsanız şu andaki ağırlıklı beklentiler 2010 sonu geldiğinde, 2009 başını yakalamamış olmamız" dedi.
Başka bir soru üzerine Babacan, enflasyon noktasında özellikle tarım ürünlerinde Türkiye'nin kapalı bir ekonomi olduğunu dikkate almak gerektiğine işaret ederek, Tüketici Fiyat Endeksine (TÜFE) bakıldığında gıda ve alkolsüz içecekler kaleminde enflasyonun oldukça yüksek olduğunun görüleceğini, giyim ve ayakkabıda rakamın 4,09 olduğunu kaydetti. Bunun gıdaya göre çok düşük noktada bulunduğunu belirten Babacan, Türkiye'de gıda ürünlerinin fiyatının arz taleple beraber çok hızlı dalgalanabildiğini söyledi.
Et fiyatlarının enflasyona etkisi
"Enflasyon rakamına et fiyatının doğrudan bir yansıması oldu mu?" şeklindeki soru üzerine Bakan Babacan, şunları söyledi:
"Etin doğrudan yansıması hem de çok şiddetli bir şekilde oldu. Bizim genel enflasyonumuz 10,20. Bunun 1,7 puanı sadece et fiyatından geliyor. Et fiyatları genel enflasyon oranında artsaydı Türkiye'de son bir yılda, 10,2 değil, 8,5 olacaktı enflasyon. Bizim şu son birkaç aydır çekirdek enflasyondaki hareketlenme, genel TÜFE'deki artış bunun içerisinde et fiyatlarının çok çok önemli bir ağırlığı var. Tabii temel gıda ürünlerinden bir tanesi, fiyatlarda olağanüstü artınca enflasyonu da hareketlendiriyor. Bu daha çok arz taraflı bir sorun, yani talepten gelen bir fiyat değil. Arzla ilgili maalesef piyasada şu anda sıkıntılı bir pozisyon var, ondan kaynaklanıyor. Onun tedbirini de aldık."
Babacan, 22-23 Nisan tarihlerinde toptan piyasada 18 lira olan et fiyatının dün akşam 14 liraya düştüğünü ve bunun oldukça hızlı bir düşüş olduğunu söyledi. Babacan, "Daha henüz fiilen ithalat başlamamasına rağmen artık arz tarafında iş rahatlayacak. Bazı yanlış hareketler içinde bulunan piyasa spekülatörleri de biraz daha makul davranacaklar mecburen" dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, et fiyatlarının makul bir noktada durması için ithalata gerektiği kadar devam edeceklerini, sınır bulunmadığını söyledi.
"Spekülasyonlar, piyasada dalgalanmalar olursa tekrar böyle bir kararname çıkarılır mı?" sorusuna karşılık Babacan, "Hükümetimiz karar verdiği anda bu olur" dedi.
Türkiye'nin aşağı yukarı 14-15 yıldır et ithalatı yapmadığını, et fiyatlarının daha çok piyasanın arz-talep dengelerine bırakıldığını ifade eden Babacan, fakat son aylardaki hareketlerin bunun sakıncalarını ortaya çıkardığını ve bir müdahale gerektiğini kaydetti.
Babacan, mümkün olduğunca müdahil olmaktan kaçındıklarını vurgulayarak, "Arzu ediyoruz ki piyasada serbest rekabet ortamında dengeler oluşsun. Fakat bazen bu ortamı bozucu davranışlar olabiliyor. O noktada maalesef müdahale gerekiyor. Biz aslında devletin sürekli müdahaleyle, sürekli piyasa dengelerine karışan bir pozisyonda olmasını istemiyoruz. Anormal hareketler olduğu zaman kuşkusuz gereğini de yapmak gerekiyor" diye konuştu.
"Hayvancılık sektörümüzü mutlaka korumamız lazım"
Et piyasasının Türkiye'de ciddi bir yapısal dönüşüm yaşadığını, eskiden küçük işletmeler varken artık belli bir ölçeğin üzerindeki işletmelerin çoğaldığına dikkati çeken Ali Babacan, şöyle devam etti:
"Belli ölçeğin üzerindeki işletmeler kendi aralarında fiyat noktasında bir ağız birliği yapıp, olması gerekenin üzerinde bir fiyat istemeye başlayınca tabii istenmeyen hususlar oluşuyor. Burada önemli olan, bundan sonraki dönemde büyük işletme sayımızın çoğalması ve onlar arasında sağlıklı rekabet olması. Ne kadar çok sayıda büyük işletmemiz olursa, onların bir araya gelip ağız birliği yapması zorlaşacak. O noktada artık rekabet mekanizması çok daha rahat çalışacaktır.
Sektör transformasyon yaşıyor, kolay değil. Yakından izlenmesi gereken bir sektör. Ama öte yandan biz sektörün gelişmesini de önemsiyoruz. Dünyadaki et fiyatlarıyla Türkiye'yi karşılaştırdığımız zaman bazı ülkelerin çok doğal maliyet avantajları var. Onların maliyetiyle bizim maliyeti karşılaştırmamız mümkün değil. İçeride de hayvancılık sektörümüzü mutlaka korumamız lazım. Hayvancılık sektörümüzün sürdürülebilir karlılık oranını yakalaması lazım."
"Hala çok ciddi bir çıktı açığımız var"
Enflasyon rakamlarının faizlerde bir dalgalanma, belki kısa süreli bir yükselmeye sebep olacağı yönündeki söylentilerin hatırlatılması üzerine Babacan, yıl sonu enflasyon beklentisi ile piyasa beklentilerinin birbirine çok yakın olduğunu söyledi ve "sadece bu yıl sonu değil, 2011 sonuyla ilgili beklentiler de çok önemli" dedi.
Bugün açıklanan enflasyon rakamlarının faizler üzerinde büyük, ciddi bir etkisi olacağını beklemediğini ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
"Her ne kadar beklenenden yüksek gibi görünse de, yani çok böyle inişleri-çıkışları fazla problem olarak düşünmemek lazım. Genel trend, genel eğilim ne, nereye doğru gidiyoruz? Bir yandan ekonomimizde canlanma var doğru ama bir yandan da hala çok ciddi bir çıktı açığımız var. Bu çıktı açığı tam olarak kapanmadan enflasyon üzerindeki gerçek baskıların başlayacağını biz düşünmüyoruz.
Ekonomimizdeki çıktı açığı kapanmadan henüz kriz öncesi döneme üretim ve diğer ekonomik büyüme göstergeleri açısından ulaşmadıkça para politikası konusunda zaten ciddi bir sıkılaştırmaya gerek yok, zarar da verebilir. Türkiye ekonomisi hazır bir büyüme trendi yakalamışken bu trende zarar verecek yaklaşımlardan kaçınılması lazım. Merkez Bankamızın temel önceliği fiyat istikrarı. Merkez Bankamız o öncelikle çelişmemek şartıyla büyüme ve istihdam odaklı politikaları uygular, zaten uyguladı. Bütün bu kriz döneminde bunu yakından gördük."