Ergenekon davasında şok iddia
SESAR Başkanı İsmail Yıldız, Fethullah Gülen ve Tuncay Güney'in öldüğünü iddia etti.
İSTANBUL - SESAR Başkanı İsmail Yıldız, Fethullah Gülen ve Tuncay Güney'in öldüğünü iddia etti.
Birinci "Ergenekon" davasının 165. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 20 tutuklu sanık katıldı. Duruşmada, tutuksuz sanık gazeteci Güler Kömürcü Öztürk de hazır bulundu.
Tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin ile davanın 162. duruşmasında Perinçek'e fiili saldırıda bulunduğu gerekçesiyle duruşmalardan men cezası verilen Osman Yıldırım ise duruşmaya katılmadı.
Tanıkların dinlenilmesine geçilmeden önce söz alan tutuklu sanık Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) Başkanı İsmail Yıldız, Danıştay saldırısına ilişkin dosyanın en önemli mağdurları olan saldırı sırasındaki Danıştay hakimlerinin ifadelerinin alınmadığını, yine bu hakimlerle Alparslan Arslan'ın karşılaştırılmasının yapılmadığını söyledi.
Başka Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu olup olmadığının da araştırılmadığını ifade eden Yıldız, "Acaba o gün oralarda dolaşan başka Alparslan Arslan olabilir mi? Arslan'ın baroya ibraz ettiği bütün vekaletnameler elinizde mi? Arslan hangi şirketlerin avukatı? Ankara'ya gitmesinin sebebi neydi? Arslan'ı yakaladığı belirtilen kişi polis miydi? İfadesi alınmadı. Arslan'ı nasıl yakaladı? Bunlarla ilgili detaylar yok. Tansel Çölaşan'a 'ne gördünüz, ne duydunuz' diye sorulmadı" dedi.
Mahkemenin Arslan'ın gerçek fail olup olmadığını, Danıştay'da başka kameralar bulunup bulunmadığını sorması gerektiğini belirten Yıldız, Danıştay saldırısının meydana geldiği gün Ankara Ticaret Odası'nda saat 09.00 ve 16.05'te iki ayrı toplantı yapıldığını kaydetti.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün, toplantının ne ilgisi olduğunu sorması üzerine Yıldız, "ATO'nun üst düzey yönetimi toplanmış. İçeriğini bilmiyorum. Saldırının olduğu sabah ATO başkanının makam arabası Danıştay'a geliyor. Bu çok önemli bir detay. Kamera kayıtlarından görülebilir" diye cevap verdi.
Yıldız, ardından Aydınlık Dergisinde yayımlanan tank, uçak, gemi, silah, karpuz, domates ve bıyıklı asker fotoğraflarını göstererek, "Dünyanın hiçbir yerinde bıyıklı asker olmaz. Bunların istihbarat servisleri tarafından araştırılması gerekir. Acaba bu fotoğraflar nerede çekildi? Böyle bir yer var mı?" dedi.
Başkan Şengün de, "Herkesin çift olduğunu mu iddia ediyorsunuz?" diye sorduğu Yıldız, bu anlattıklarını Danıştay saldırısıyla bağlayacağını söyledi. Yeniçağ Gazetesinden de bazı fotoğraflar gösteren Yıldız, Haydarpaşa Tren Garı'ndaki yangına da değinerek, çatıdaki kulelere dikkati çekti. Yıldız, "Türkiye'nin neresinde var bu kulelerden?" diye konuştu.
İstihbarat teşkilatlarının da bu davayı izlediğini ifade eden Yıldız, ismini yazdığı "Abdaf Aga Abda" adlı kitabın da hem Genelkurmay Başkanlığı'nda, hem de MİT'te olduğunu söyledi.
Danıştay failleri
Türkiye'de yapılan her şeyin tehdit altında olduğunu, bilimsel düzeyi yüksek olan mihrakların dünyayı karıştırdığını, 3 ayda 3 istihbarat örgütünün yok olduğunu dile getiren Yıldız, iddialarını şöyle sıraladı:
"İstihbarat servisleri tahrip olduğu için Fethullah Gülen 35-37 gün önce öldü. Gülen yurt dışında bir esirdi. Bu davanın belkemiği olan İsmail Tuncay Güney de öldü. Güney'in ülkesine gelip gitmesine izin verildi."
Başkan Şengün'ün "Bize mi sıra geldi?" diye sorduğu Yıldız, "Bize sıra gelecekti. Artık gelmez. Bu kitap Genelkurmay Başkanlığı ve MİT'in elinde olduğun için" dedi.
Mahkemenin bütün verileri ile Türkiye'deki resmi istatistikler ve kayıtların tehdit altında olduğunu ileri süren Yıldız, Başkan Şengün'ün "Nereden biliyorsunuz?" sorusuna "Kitapta hepsi var" yanıtını verdi.
Danıştay saldırısının faillerinin, "Tuncay Güney'i Türkiye'den kaçıranlar ve Gülen'i yurt dışında esir tutanlar" olduğunu söyleyen Yıldız, mahkemenin Genelkurmay Başkanlığı ve MİT'e yazı yazarak buradaki verileri nasıl güvenlik altında tutacağını sorması gerektiğini belirtti.
Yıldız'ın beyanlarının ardından duruşmada, Alparslan Arslan'ın avukat arkadaşı tanık Hilmi Öztürk'ün dinlenilmesine geçildi.