Erdoğan'ın Sivas'la ilgili sözlerine yanıt

Devlet Bahçeli, "Sivas'ın ötesine gidemiyorlar" sözüne Şanlıurfa'dan yanıt verdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ŞANLIURFA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, birilerinin oyun peşinde olduğunu belirterek, "1919'lu yıllarda Urfalı'nın yumruğunu yiyenler, şimdi yeni bir oyun peşindeler. İstiyorlar ki bölünelim, parçalanalım. Bekliyorlar ki ayrılalım, dağılalım. Umuyorlar ki çözülelim ve birbirimize küselim" dedi.

Bahçeli, partisinin Şanlıurfa'da "Bin Yıllık Kardeşliği Yaşa ve Yaşat" sloganıyla düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Urfa'nın Kurtuluş Savaşı'nda verdiği mücadeleye değinerek, bu coğrafyalar üzerinde "kem gözlerin" sona ermediğini, milletin huzuru, birliği ve geleceği üzerinde oyunların son bulmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"O gün bugündür biliniz ki başka başkentlerin, ülkemizde, Urfa'mızda gözleri var. Yalnızca Urfalı'nın değil, Hakkarili'nin, Bitlisli'nin, Muşlu'nun, Siirtli'nin, Şırnaklı'nın, Vanlı'nın, Batmanlı'nın, Bingöllü'nün, Tuncelili'nin evlerinde, bağında, bahçesinde, tarlasında emeli var, niyeti var. Dikkat ediniz, 1919'lu yıllarda Urfalı'nın yumruğunu yiyenler, şimdi yeni bir oyun peşindeler. İstiyorlar ki bölünelim, parçalanalım, bekliyorlar ki ayrılalım, dağılalım, umuyorlar ki çözülelim ve birbirimize küselim, adı 'açılım' denilen tuzağa düşelim, lime lime olalım, parça parça dökülelim. Bütün halinde çözülemeyen sorunlar, parçalanınca nasıl çözülecek? Bir yumruk gibi sıkışmış ellerin açamadığı kapılar, parmak darbesiyle nasıl açılacak? Bu, aramıza sokulmak istenen sinsi bir fitnedir. Bu, birbirimizi ayırmak isteyen alçakça bir fesattır. Bunu ne büyük milletim kabul eder ne Milliyetçi Hareket sineye çeker ne de şanlı tarihini tescil ettirmiş Urfalı kardeşim rıza gösterir, onay verir ve boyun eğer.

Buradan Türk milletinin sükunetini korkaklık görenleri, Urfalı'nın duruşunu ürkeklik zannedenleri, Urfalı sindi, Mardinli boyun eğdi, Bingöllü kabul etti, Diyarbakırlı teslim oldu sananları uyarıyorum: Diliyor ve inanıyorum ki dirliğini bozmak isteyenlere karşı, tıpkı işgalcilere daha önce yaptığı gibi Şanlıurfalı kardeşlerim de tarih şahittir ki önce sabreder aldırmaz, sonra elinin tersiyle iter, baktı ki ders alınmıyor doğrulur, ayağa kalkar ve yüksek sesle, 'Biz biriz, beraberiz. Bayrağımız bir, toprağımız bir, vatanımız bir, inancımız bir, milletimiz bir, devletimiz bir, Allah'ımız birdir' diye haykırır. 'Bu ülkenin her yeri benim, yaşayan herkes benim milletim, ben hepsiyle kardeşim' der ve Fransız'a ne yaptıysa, İngiliz'e nasıl cevap verdiyse, hain teröriste nasıl göğsünü siper ettiyse, bugün bizi ayırmaya çalışanlara da aynı muameleyi gösterir, aynı tepkiyi verir, aynı şamarı indirir. İnancım budur, güvenim budur, beklentim budur."

"Başbakan'a inat ayrımız, gayrımız yok"

Devlet Bahçeli, ülkede yaşayan herkesin bir milletin bin yıllık kucaklaşmasının hatırası olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu vatanda yaşayan herkes, üç kıtada hükümdar olmuş ecdadımızın yadigarıdır ve her vatandaşımız bizim için Allah'ın esirgenmesi ve korunması gereken mukaddes bir emanetidir. Ne başka türlü düşünürüz ne de başka türlüsüne izin veririz. Hiçbirimiz bu ülkenin ötekisi değildir. Hiç kimse bu milletin yabancısı değildir. Urfalı kardeşlerim bizsiniz, bizdensiniz, bizimlesiniz.  Başbakan'a inat ayrımız, gayrımız yok. Hükümete inat farkımız, farklılığımız yok. Bin yıldır bu toprakları beraberce savunduk, bin yıldır bayrağı birlikte dalgalandırdık, beraber üzüldük, beraber sevindik, beraber katlandık.

Başkalarının dediğine aldırmayın. Açılım tuzaklarına kanmayın, oyunları umursamayın, dikkate bile almayın. Siz bu ülkenin yabancısı değil, yerlisisiniz. Siz bu devletin ortağı değil, sahibisiniz. Birlikte yaşadık, birlikte güldük, birlikte savaştık, birlikte andık, adımız bir, acımız bir, anımız bir. Sıkıntılarımız olmadı mı? Oldu. Sorunlar yaşamadık mı? Yaşadık ama bunları yalnız siz değil, ülkemin tüm vatandaşları yaşadı. Türk milletinin bütün fertleri her yörede yaşadı. Hiç kimsenin ailesi kimseye sorun değil. Hiç kimsenin kimliği kimseye sıkıntı değil. Aldanmayınız, kafalarınız karışmasın. Çünkü derdimiz tasamız yokluk, yoksulluk, yolsuzluk. Ananızın dili ne olursa olsun, hangi türküyü söylerseniz söyleyin, hangi yemeği pişirirseniz pişirin, neye inanırsanız inanın, yoksulluk aynı yoksulluk, mahrumiyet aynı mahrumiyet. Çile aynı çile. Fukaralığın dili yok, işsizliğin kimliği yok. Şanlıurfalı'nın da bu toprakların da derdi, ülkemin her yanında olduğu gibi yokluk, yoksulluk. Çoluk çocuğunun rızkını çıkaracak bir iş bulmak. Helal kazançla hayatını geçindireceği bir mesleğin sahibi olmak. Sorunumuz bu."

Bu konularda ilginizi çekebilir