Erdoğan'dan 'soykırım' kararına sert eleştiri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararla ilgili "Yahu Ermenilerle yakından uzaktan alakası olmayanların bu açıklama haddine mi?" dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Seka Park'taki Kocaeli Bilim Merkezi'nin önündeki alanda, Kocaeli Bilim Merkezi ile yapımı tamamlanan tesis ve projelerin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmaya, açılışı yapılacak yatırımların Kocaeli'ye hayırlı olmasını dileyerek başladı.
Geçen hafta Avrupa Birliği parlamentosunda, Ermeni tehcirinin 100. yılını bahane ederek, yeniden ve daha güçlü şekilde Türkiye'ye saldırılmaya ve milleti karalamaya başladıklarını dile getiren Erdoğan, Papa Francis'in de böyle bir ithamda bulunduğunu ve buna hemen cevabını verdiklerini belirtti.
Şimdi yapılan yanlışlığın düzeltilmeye çalışıldığını aktaran Erdoğan, "Daha Papa yaptığı yanlışı düzeltmeden, bu defa Avrupa Parlamentosu benzer hezeyanı sergiledi. Avrupa ülkelerinin bir kısmında da benzer hezeyanlara eskiden beri şahit oluyoruz. Avrupa Birliği parlamentosu, böyle bir karar alsa ne yazar almasa ne yazar" diye konuştu. Erdoğan, Kazakistan'a giderken "Bir kulağımızdan girer öbür kulağımızdan çıkar" dediğini de hatırlattı.
Tüm dünyaya, özellikle de Ermenilere seslenmek istediğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu meseleyi tarihi temelinden tamamen kopartarak siyasallaştırmak en çok Ermenilere zarar verir. Biz bu kararları alanların, bu yönde beyanlarda bulunanların asıl amaçlarının Ermenilerin hakkını, hukukunu korumak olmadığını gayet iyi biliyoruz. Yahu Ermenilerle yakından uzaktan alakası olmayanların bu açıklama haddine mi? Nereden çıkıyor bu iş. Şu anda benim ülkemde, 40 bini yaklaşık resmi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Ermeni var. Bir de Ermenistan'dan kaçarak ülkemde misafir ettiğimiz Ermeniler var. Biz onlara zulmettik mi? Biz onlara ev sahipliğini yapıyor muyuz? Ya siz bunları görmüyor musunuz be vicdansızlar, nasıl oluyor da bu açıklamaları yapıyorsunuz? Nasıl oluyor da bunu yapıyorsunuz?"
Türkiye'deki Ermeni vatandaşlara en geniş anlamda sürekli irtibat halinde bulunduklarını da vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Nasıl oluyor da siz kalkıp böyle bir adımı atıyorsunuz? Tamamen siyasi amaçlarla, tamamen Türkiye'ye yönelik hasmane bir yaklaşımla yürütülen bu kampanyadan hiçbir şey çıkmaz. Yel, kayadan ne götürebilir ki? Ama bu işten Ermeniler çok zararlı çıkar. Bu milletin Anadolu coğrafyasında yüzlerce yıl en sorunsuz şekilde yaşadığı toplum, Ermeni toplumu olmuştur. Ermeniler ne zaman ki bugün sözde soykırım iddialarıyla kendilerini öne sürenlerin oyununa gelmiştir, tahrikine kapılmıştır, işte o zaman aradaki dostluk bozulmuştur."
"Bizimle ve kardeşlerimizle sorunu olan Ermeni diasporasıdır"
"Bizimle ve kardeşlerimizle sorunu olan Ermeni diasporasıdır, Ermenistan Devleti'dir" diyen Erdoğan, Türkiye olarak defalarca Ermenistan'a el uzattıklarını, iyi niyetlerini ortaya koyduklarını ancak Ermenistan, diasporanın ve diğer ülkelerin güdümünden çıkıp kendi siyasetini izleyemediği için netice alamadıklarını söyledi.
Ermenistan'a kapılarının hala açık olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sözde soykırım iddiaları ve Karabağ'ın işgali konusunda olumlu adımlar atmaları halinde, kendileriyle her türlü işbirliğine varız. Bu iradeyi, bu cesareti gösterecek Ermeni siyasetçileriyle, Ermenistan yöneticileriyle görüşmeye, konuşmaya daima hazırız. Ama önce Karabağ sorunu hallolacak. Burada Amerika üzerine düşen görevi hala yapmadı. Rusya üzerine düşen görevi hala yapmadı. Fransa üzerine düşen görevi hala yapmadı. Minsk üçlüsü, uluslararası kurumlar, Azerbaycan'ı haklı gösterdiği halde onlar Azerbaycan'ın hukukunu korumadılar. Soykırım meselesini, siyasetin değil tarihçilerin tartışma konusu haline getirdiğimizde, zaten konu büyük ölçüde çözüm yoluna girmiş olacaktır. Bu yaklaşım, Azerbaycanlı kardeşlerimizin de kanayan yarası. Karabağ meselesinin de çözüm yolunu kendiliğinden açacaktır. Bizim duruşumuz bu kadar net, bu kadar açık ama karşımızda çok farklı hesaplarla, çok farklı niyetlerle hareket eden bir kesim var."
"Elinizdeki belgeleri getirin ortak bir komisyon kuralım"
Ermenilerin bu meselede adeta Türkiye karşıtı cephenin bir piyonu durumuna düşürülmüş durumda olduğunu belirten Erdoğan, bu çağrılarıyla aslında Ermenilere de kendi iradelerine sahip çıkma imkanı verdiklerini vurguladı.
Erdoğan, Türkiye'nin vefalı bir ülke olduğunu, dostlarına yardımcı olma ve fayda sağlama konusunda Türkiye ile kıyaslanabilecek pek az ülke bulunduğunu anlattı.
Bir kez daha Ermenilere bu fırsatı değerlendirme çağrısı yaptığına dikkati çeken Erdoğan, "Gelin beyhude çabaları bir tarafa bırakın. Şayet niyetiniz üzüm yemekse Avrupa Birliği Parlamentosu diyor ki 'arşivlerinizi açın'. Bizim arşivler açık. Biz 10 yıldır, 15 yıldır bunu söylüyoruz. Ermenistan'ın arşivi varsa açsın. Başka ülkelerin varsa açsın. Bizimki zaten açık. Ama bunlar Türkiye'yi takip etmiyorlar ki. Elinizdeki belgeleri, dokümanları getirin ortak bir komisyon kuralım. Otursunlar meseleyi tüm yönleriyle araştırsınlar, değerlendirsinler. Objektif olarak adil bir hafızaya ulaşsınlar, biz de yolumuza devam edelim" şeklinde konuştu.
"Bu patinaj uzun sürmez"
Türkiye'nin 12 yılda her alanda olduğu gibi ekonomide de çok büyük bir atılım gerçekleştirdiğinin altını çizen Erdoğan, AK Parti iktidara geldiğinde 230 milyar dolar olan gayrı safi milli hasılanın şu anda 840 milyar dolara yükseldiğini anımsattı.
Erdoğan, "Bu aralar kur sebebiyle zannediyorum 800 milyara kadar düştü. Ekonomideki şu andaki bu geçici kriz Allah'ın izniyle aşılacaktır. Analiz şirketleri hedefleri farklı bir şekilde ortaya koyuyorsa da Türkiye sıçramasına devam edecektir" diye konuştu.
Ekonomide, son dönemde bir patinaj görüntüsü yaşandığına şahit olduklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"2008 küresel finans krizi Avrupa ve Amerika başta olmak üzere tüm dünyayı kasıp kavururken hatırlayın, o zaman bir şey söylemiştim, 'Bu kriz Türkiye'yi teğet geçecek' demiştim. Birileri benim bu sözüme karşı çıktı. Bu sözümü istihzayla karşıladı. Peki ne oldu? Gereken tedbirleri aldık, bunları kararlılıkla uyguladık, güven ve istikrar ortamını güçlendirdik, Türkiye'nin rayından çıkmasına izin vermedik. Böylece, 2009'da yaşanan kısmı bir daralma dışında, Türkiye, büyümesini gelişmesini, kalkınmasını sürdürdü. Bugün de diyorum ki bu patinaj uzun sürmez. Hükümetimiz ekonominin, günün ihtiyaçlarına uygun şekilde yeni bir anlayışla, yeni yaklaşımla güçlendirilmesi konusunda yoğun bir çalışma içerisinde. Bu kapsamda yapılan hazırlıklar peyder pey hayata geçiriliyor. Küresel düzeydeki ekonomik çalkantıların da bir dengeye oturmasıyla Türkiye 2023 ekonomik hedeflerine odaklanacak ve daha güçlü şekilde yoluna devam edecektir."