Erdoğan: Bahçeli ile ortak mitingler de yapacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Bahçeli ile ortak mitingler de inşallah yapacağız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV-A Haber ortak canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Soçi'deki Suriye Zirvesi'ne ilişkin soru üzerine Erdoğan, Astana sürecinin alt başlıkları olarak Soçi zirvelerini başlattıklarını dile getirerek, birinci turda Soçi'den başlayıp, Ankara, Tahran olarak devam eden, şimdi ikinci turunda tekrar Soçi'den başlayan görüşmelerin beşincisini de Türkiye'de yapacaklarını aktardı.
Türkiye'de gerçekleşecek zirvenin hangi vilayette yapılacağına henüz karar verilmediğini ifade eden Erdoğan, bunun daha sonra bildirileceğini vurgulayarak, "Diyebilirim ki bu buluşmamız da gerçekten çok çok verimli, faydalı oldu. En azından Fırat'ın batısında başta şu anda İdlib olmak üzere, tabii bunun dışında Münbiç olmak üzere bunları masaya yatırdık. Cerablus'u, El Bab'ı masaya yatırdık. Fakat aslolan nedir? Münbiç'teki terör örgütlerinin YPG, PYD, bulundukları yeri terk etmesi. Nereden? Münbiç'ten çıkmaları gerekiyor ve bunlar bize daha önce verilen sözler gereği Fırat'ın doğusuna kaydırılması gerekiyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda bu konuda atılan bir adım olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Çünkü Münbiç aslında bu terör örgütlerinin yeri değil. Burası yüzde 85-90 itibarıyla Araplara aittir. Ama bu söz Obama döneminden bize verildiği halde yerine getirilmedi. Tabii Sayın Trump döneminde de bu söz verildi, yine yerine getirilmedi. Şu anda hala bu terör örgütleri burada duruyor. Peki, şu anda bunların buradan çıkması diye bir şey söz konusu mu? Hala bize söylenen 'çıkacaklar, terk edecekler'. Tabii bu arada da Münbiç'in dışında da şu an İdlib büyük önem arz ediyor. 300-400 bin insanın bulunduğu bu yerde çok ciddi sınamalar oldu ve burada eğer bu sınamalar neticelenmiş olsaydı ülkemiz çok ciddi bir iltica akınına yine uğrayacaktı. Şu anda bizde 3 milyon 600 bin mülteci var. Ama bu arada 310 bin mülteci, Türkiye'den geri döndü. Nereye geri döndü? Bir kısmı Cerablus'a, Afrin'e, öbür tarafta da El Bab'a. Böyle bir dönüş başladı. Güvenliği sağlanan bölgelerde bu dönüşler oldu. Fakat biz tabii bu dönüşleri yeterli bulmuyoruz. Bizim arzumuz bu dönüşlerle birlikte o insanların mutluluğunu tesis ve temin etmek. O insanlar şu anda bu dönüşle beraber bir huzur yakaladılar."
"Ulusal güvenliğimiz neyi gerektirirse onu da yapacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin'de, Cerablus'ta, El Bab'ta okulları, hastaneleri yapıp, altyapıyı oluşturduklarını ifade ederek, "Bakıyorsunuz futbol sahalarında artık kendi aralarında adeta bir lig oluşturma durumuna geldiler. Bunlar tabii yeniden bir kaynaşma, yeniden bir millet, halk olduklarını anlama fırsatı verdi. Bunu sağlayan da Türk Silahlı Kuvvetleri oldu. Bizim özellikle yardım kuruluşlarımız oldu." dedi.
Bu kapsamda şu ana kadar 35 milyar dolar gibi bir rakam harcandığına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Peki Avrupa Birliği verdiği sözü tuttu mu? Tutmadı. Bize şu ana kadar söz verdikleri 3+3 milyar avroydu. Peki verilen nedir? 1 milyar 750 milyon avro. Bunun dışında bir de Dünya Mülteciler Komiserliğinden 750 milyon dolar gibi bir destek geldi. Söz var ama icra yok. Şimdi bütün mesele, olsa da olmasa da biz tabii Türkiye olarak hep dedik ki 'veren el olacağız.' Bunda da dünyada, özellikle tüm ülkeler arasında milli gelire oranla en az gelişmiş ülkelere yardım noktasında Türkiye bir numara. Bazıları, Amerika diyor 'biz bir numarayız' hiç alakası yok. OECD'nin rakamları var. OECD'nin rakamlarında da Türkiye'nin bir numara olduğunu görüyoruz. Soçi bu noktada öyle bir zirve oldu ki ilk Soçi'den bu yana bu gelişmekte oluş çok farklıydı. Herkes artık Türkiye'nin gücünü ve bu noktadaki samimiyetini anladı, anlıyor. Bir diğeri de tabii Türkiye'de artık Suriye'de düzenin kurulacağı izlenimi oluşmaya başladı. Bu da önemli. Yani bunu bizler iktidar olarak hamdolsun bu süreç içerisinde sağlamış bulunuyoruz. Yeterli mi değil? İran ve Rusya ortak arayışı sürdürdükçe, biz de tabii bunu sürdüreceğiz, buradan taviz vermeyeceğiz. Şunu da söyleyeyim, ulusal güvenliğimiz neyi gerektirirse onu da yapacağız."
"DEAŞ'ın artık kırıntıları var"
ABD Başkanı Trump'ın 24 saat içerisinde Suriye'ye dair çok önemli bir açıklama yapacağının duyurulması hatırlatılarak, "Trump'ın ne açıklamasını bekleyebiliriz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Trump'ın biliyorsunuz şu anda bir para talebi var. Bu para talebinin Kongre'den çıkması gerekiyor. Şu anda itibarıyla bu henüz çıkmış değil. Bu konuda da çok farklı yöntemleri kullanmak istiyor ama demokrat üyeler bunu üst mahkemeye götürme durumundalar. Böyle bir durum var. Bir diğer taraftan da bakıyorsunuz hala DEAŞ'ı adeta 24 saat içerisinde temizleyeceğini Sayın Trump iddia ediyor. Bu olur mu olmaz mı ayrı bir konu, zaten DEAŞ'tan orada ne kaldı ki? DEAŞ'ın artık kırıntıları var. Bu konuma gelmiş vaziyetti. Buradan da ben şunu anlıyorum, bunu söylemek suretiyle acaba 'Demokratları yanıma alabilir miyim, onların desteğini alabilir miyim?' böyle bir anlayış da olabilir diye düşünüyorum. Şu anda tabii yarınki açıklamada şunu bir defa kesinlikle söyleyecektir diye düşünüyorum, hani kırıntıları kaldı diyorum ya, diyecektir ki 'DEAŞ'a karşı zaferi kazandık.' Yani bir zafer ilanı olabilir. Bu ilanı yaparken de burada tabii DEAŞ'ın coğrafi hakimiyetini sonlandırmak gibi bir dert yok. DEAŞ'ı tamamen bitirmek ve DEAŞ'a kaynaklık eden özellikle ortamı sonlandırmak olabilir. Başka bir şey de olmaz diye düşünüyorum."
Amerika'nın Suriye'den çekilmesi
ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve geldiğinden bu yana yanındaki generallerin sürekli değiştiğini belirten Erdoğan, bu değişimlerin bir şeyi ortaya koyduğunu, burada yönetici olarak kalabilmenin kolay bir iş olmadığını gösterdiğini söyledi.
Trump'ın özel sektörden gelmesinin önemli olduğunu, zamanı geldiğinde şirket mantığıyla yönettiğini ifade eden Erdoğan, kendisinin de özel sektörü bildiğini dile getirdi.
Erdoğan, "Trump yönetimi Suriye'den çekilme konusunda kendi içinde uzlaşıdan uzak bir görünüm sergiliyor. Diğer taraftan Amerika'nın Suriye'den çekilme kararını yakından takip edeceğimizi en başından beri hep konuşuyoruz, söylüyoruz. Niye? Kendi planlarımızı hayata geçirme noktasında bunu kullanmakta da kararlıyız. 911 kilometre sınır var ve bu sınırın herhangi bir tehdide açık olmaması lazım. Burası bizim için bir terör koridoru olarak hep kullanıldı. O tür ifadeler kullanıldı." diye konuştu.
Kobani döneminde eski ABD Başkanı Barack Obama'nın kendisini arayarak "Kobani'de bize yardımcı olun, oradaki Kürtleri kurtaralım. Aksi taktirde 24 saatte bu insanlar yok edilecek." dediğini belirten Erdoğan, kendisinin de Obama'ya "Niye yok edilsin. Bizim kapımız her zaman açık o ayrı mesele ama sizin güvenceniz varken, bizim güvencemiz varken niye yok edilsin." dediğini söyledi.
Erdoğan, sonrasında ise ABD'nin oradakilere helikopterlerle silah desteği vererek orada adeta bir terör örgütü oluşturduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Silahları mühimmatlarıyla beraber hepsini daha sonra tespit ettik. Sonunda ne oldu? 300 bine yakın Kobani halkı Türkiye'ye göç etmek durumunda kaldı. Onları da korumamıza aldık. Onların büyük bir kısmı hala ülkemizde, bizim güvencemiz altında. Bir de kalkıyorlar utanmadan, sıkılmadan 'Türkiye Kürtlere düşmanlık ediyor.' Bu nasıl düşmanlıktır ya. Kobani'den gelenler şu anda Türkiye'de yaşıyor. Türkiye onlara her türlü güvenceyi vermiş, her türlü korumayı yapıyor. Bize 'Böyle böyle Kürtlere olumsuz yaklaşımlarınız varmış.' Elinize, dilinize dursun ya. Bilmeden bunları nasıl söylüyorsunuz, nasıl konuşuyorsunuz. Bizim derdimiz terör örgütleriyle. Biz teröristlere karşıyız. Kürtler benim vatandaşımdır, kardeşimdir. Benim partimin içerisinde sayısal olarak ciddi oranda Kürt vatandaşlarım vardır. Ayırmak diye bir şey olmaz."
FETÖ elebaşı Gülen'in iadesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin, maalesef Amerika'nın hala samimi davranmadığını belirterek, şöyle konuştu:
"Biz onlara karşı her türlü samimiyetimizi şu ana kadar gösterdik. Terör örgütlerinden gelenler vardı 12, 13 tane. Biz bu teröristleri bizden istedikleri zaman, El-Kaide'den vesaire, bunları kendilerine verdik. En son aramızda çok ciddi bir sıkıntı konusu olan Evanjelik Papaz Brunson konusunda da yargımız burayı iyi niyetle ele almak suretiyle, adli kontrol değil de tahliye kararı çıktı. Tahliye kararıyla gönderildi. Bunlar karşısında FETÖ Amerika'da yargılanan birisi değil şu anda. Yargılanan birisi olmadığı halde FETÖ'yü, ülkemizde onunla ilgili bu kadar verilmiş kararlar varken, onunla ilgili 85 klasör dosyası gönderdik. Bunlar ortada. Sadece bir deport edecek. Gönder dostluğumuzu görelim. Ondan sonra bakıyorsunuz, zaman zaman 'Filancayı da gönderin.' Kusura bakmasınlar. Bu bizim aramızdaki gerginliği artırıyor. Orada bu yaklaşım, bu anlayış olunca bizde arka arkaya soru işaretleri doğmaya başlıyor. Bu soru işaretlerine halkım cevap aradığı gibi biz de cevap arıyoruz. İçeride bunların köklerini kuruttuk. Kurutmaya devam ediyoruz. Daha bitmedi. Bu virüs öyle yaygın ki tam bir metastaz yapmış. Biz diğer kısımları da çökerteceğiz. Müttefiklerimiz maalesef gerekli adımları atmıyor. Atmasın."
Erdoğan, gereken adımlar atılarak jandarma, polis, asker, nerede varlarsa FETÖ'nün üzerine gidildiğini ifade ederek, bu dönemde de seçim arifesinde hepsinin değişik yerlerden palazlandığını, mahkemelerde de daha önce söylediklerini inkar ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(FETÖ'cülerin iadesi) Biz iade sürecinin şu anda takipçisiyiz. Bir kısmını paketledik, yeni paketler de gelecek." dedi.
FETÖ'cü emniyet müdürünün kaçmaya yeltendiğini, yine BoraJetin patronunun yanındaki bir kişinin de kaçmak üzereyken yakalandığını dile getiren Erdoğan, bu işi yakın takipte tutmaya devam edeceklerini anlattı.
Cemal Kaşıkçı cinayeti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin soruşturmada elde edilen bütün belge, bilgileri A'dan Z'ye vermediklerini ifade ederek, gelenlere önce bu operasyon esnasında nelerin olduğunu dinlettiklerini, bazılarının bundan bir şeyler çıkardığını ama bazılarının da "Siz ne çıkaracaksınız." diye hala beklediğini anlattı.
Turkuaz Grubuna, bu konuda ortaya konulan eserlerle ilgili teşekkür eden Erdoğan, eserlerin sadece Türkçe değil, İngilizce ve Arapça olarak yayınlanacağını söyledi.
Erdoğan, bunun belki de binlerce, 10 binlerce yayınlanması gerekeceğini vurgulayarak, "Oradaki bütün belgeler, bilgiler hakikatler hele hele o kronolojik yapı, dünyada inanıyorum ki o ilgilenen mahfilleri, birinci derecede yazılı, görsel medya, sosyal medya bununla çok ilgilenecekler, bunlar ilgilendikçe Suudi Arabistan'ın göreceksiniz tutuşması farklı olacak. Hele hele Birleşmiş Milletler son atılan adımlarla, onların ortaya koydukları çok önemli. Bundan da öte bir şey daha var. CIA bu konuda bütün ağırlığını buna koymuş değil. Biz Amerika'dan bu konuda çok şey bekliyoruz. Amerika buraya varlığını, ağırlığını koyması lazım. Yani Suudi Arabistan'la olan ikili ilişkiler göz önüne alınarak eğer Cemal Kaşıkçı gibi bir düşünce insanı, bir kalemşör bir tarafa atılabiliyorsa, bugün tandırda yakıldı gibi şeyler de ortaya çıktı. Bu katlanılır bir şey değil." şeklinde konuştu.
Erdoğan, Amerika'nın bir taraftan "Ben dünyada demokrasi, adalet adına varım." dediğini dile getirerek, "Nasıl bir adalet bu, nasıl bir demokrasi. Öbür tarafta Suudiler rahatsız olduklarını ortaya koyuyorlar. Dürüst olalım, açık olalım. Bir Müslüman, kalkıp da bir Müslüman vatandaşına, bırak Müslüman olmayana böyle bir şeyi yapabilir mi?" dedi.
Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Başkonsolosluğuna nikah işlemleri için belgelerini getirdiğini, dışarıda da nişanlısının beklediğini, sonrasında da kaybolduğunu anımsatan Erdoğan, daha sonra ise çıktığına ilişkin yalan açıklamalar yapıldığını anlattı.
Erdoğan, 2 uçakla 15 kişinin Türkiye'ye geldiğini, ses kayıtlarında çok açık ve net şekilde "Ben kesmeyi iyi bilirim." dediğini, bu kişinin sonradan da adli tıpçı olduğunun anlaşıldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bunlar bu kadar açık ortadayken daha neyi gizleyeceksin. Bu mızrak çuvala sığmaz. Dolayısıyla hala Suudi Arabistan yargılamanın neticelerini açıklamış değil. 'Yargılıyoruz, yargılayacağız.' Tamam yargıla o zaman. Cezasını da açıkla. Herkes rahatlasın ama böyle bir şey henüz söz konusu değil. Bizim cevaplanmasını istediğimiz sorular çok açık, net. Kaşıkçı'nın cesedi nerede? Yerli iş birlikçi diyorsunuz. Kim bu yerli iş birlikçiler? Çok açık, net. Çıkın ortaya konuşun. Talimatı kim verdi? Bu 15 kişi bunu bilmemesi mümkün mü? Bunun failleri bu 15'in içinde. 15 de kendilerine talimatı kimin verdiğini biliyor. Bir başka konu olsa Suudi Arabistan bunları nasıl konuşturur. Bunları çok iyi biliriz."
Erdoğan, "Bizim bu işi uluslararası mahkemeye taşıma noktasında kararlılığımız var." diyerek bu konuyla ilgili gerek Adalet, gerekse Dışişleri bakanlıklarının ve MİT'in çalışmaları olduğunu, cinayetin nasıl, nerede, kimler tarafından işlendiğine ilişkin bilgileri bu yargıyı yapacak olan mercilere teslim edeceklerini söyledi.
Olayın kronolojisinin, ses kayıtlarının teslim edileceğini belirten Erdoğan, "Zaten kimler istediyse bunların bir kısmını dinlettik. Suudilere de dinlettik. Suudilerin istihbaratçıları bile bu bir felaket dediler. Herhalde bunlar morfin aldı dediler. Amerikalılar hakeza aynı söylediler. Fransızlar aynı şeyi. Yani kim bize, 'Bu konuda yardımcı olur musunuz' diyenlere, biz bunu gizlemedik." diye konuştu.
Macron'un 24 Nisan açıklaması
Erdoğan, "Macron'a 'daha siyasette yenisin, tarihini öğren" dedim. Bizim tarihimizde soykırım yoktur." dedi.
Avrupa Birliği
Erdoğan, "Biz Müslümanız, bizi Müslüman olduğumuz için almadılar. Çıkın açıklayın bunu, bunu da açıklayamıyorlar." şeklinde konuştu.
Askerlik süresi
Erdoğan, "Belli bir noktaya tabii gelindi, nihai noktayı henüz koymuş değiliz." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, "Yeni askerlik sistemi 6, 9, 12 şeklinde şu an belirlenmiş durumda. Yedek subaylığı ciddi manada önemsiyoruz. Dövizle bedelli askerliğin karşılığı aynı olacak." dedi.
Kartal'da çöken bina
Erdoğan, "Bay Kemal, 21 kişinin şehit olduğu böyle bir vakada sen neredesin?" dedi.
Erdoğan, "(IMF) CHP yine bunu gündeme getirip duruyor. IMF daha 1-2 sene önce bizden borç istedi." şeklinde konuştu.
Erdoğan, "Sayın Bahçeli ile ortak mitingler de inşallah yapacağız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Bu 4 parti bir araya gelmiş olabilir, 20 çürük yumurtadan 1 tane sağlam yumurta olmaz." dedi.