Enerji çevre el ele enerji verimliliğine
Serdar İSKENDER / Makina Yük. Müh. TÜTEV Enerji Danışmanı.
Dünyada, kişi başına düşen enerji ihtiyacı sürekli bir artış eğilimi içerisindedir. 2020 yılında tüm dünyanın enerji talebinin, bugünkü enerji talebine göre yüzde 65. 2050 yılındaki enerji talebinin ise yüzde 250 kat daha fazla olacağı tahmin edilmektedir. 2030 yılına kadar petrol, doğal gaz ve kömürün diğer yakıtlara göre hakim durumda olması beklenmektedir. Yeni rezervler bulunmadığı takdirde, petrolün 41 yıl, doğal gazın 62 yıl ve kömürün 204 yıl sonra biteceği öngörülmektedir.
Petrol ve doğal gazın dünya yüzeyindeki coğrafi anlamdaki eşitsiz dağılımı, içinde yaşadığımız yüzyılın en büyük enerji problemi olmaya adaydır. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 65'inin Orta Doğu'da, doğal gaz rezervlerinin ise yüzde 75'inin Orta Doğu, Kafkaslar ve Rusya'da bulunuyor olması yakın gelecekte bir enerji krizinin yaşanmasını tetikleyebilecektir. Fosil yakıtların yoğun olarak kullanılması, çevreye geri dönüşünü olmayan zararlar da vermektedir. Fosil yakıtların kullanılmasıyla ortaya çıkan Karbon emisyonları, sera gazı etkisiyle küresel ısınmaya neden olmaktadır.
Bilinen fosil kaynakların hızla azalması, fosil kaynakların yerine kullanılabilecek alternatif enerji kaynaklarının henüz yeterli veya ekonomik olmaması, bu nedenle fosil yakıtlara yönelik talebin fosil yakıtların fiyatını arttırması, fosil kaynakların yoğun olarak kullanılmasıyla tüm dünyada Karbon emisyonlarının artışı ve küresel ısınma nedeniyle ekolojik dengenin alarm vermeye başlaması enerjinin verimli kullanılmasını ihtiyaçtan çok bir zorunluluk haline getirmiştir.
Enerji verimliliği, tüketilen enerji miktarının, üretimdeki miktar ve kaliteyi düşürmeden, ekonomik kalkınmayı ve sürdürülebilir büyümeyi engellemeden en aza indirilmesi olarak tanımlanabilir. Enerji verimliliği konusunda, daha az maliyet ve fosil yakıt kullanımıyla daha çok enerji üretimi yönünde çalışmalar yapılırken, diğer taraftan aynı miktar enerjiyle daha çok iş yapılması ya da aynı miktar işin daha az enerji tüketilerek yapılması konusunda çeşitli çalışmalar yürütülmekte, yeni politika ve stratejiler üretilmektedir.
En az kirlilik yaratan enerjinin hiç üretilmemiş enerji olduğu düşünüldüğünde, enerji verimliliği çalışmaları çevrenin korunmasına da büyük katkı sağlamaktadır. Çevreyi korumanın en az maliyetli yolu, enerjinin verimli kullanılmasından geçmektedir. Enerji verimliliğinde en önemli faktör, enerji tasarrufudur. Genel olarak az enerji tüketmek olarak anlaşılan enerji tasarrufu; enerji atıklarının değerlendirilmesi, enerji kayıplarının önlenmesi yoluyla enerji tüketimini en aza indirmektir.
Enerji tasarrufu, elektrik tüketimindeki tasarruftan ibaret basit bir tasarruf şekli değildir. Enerji tasarrufu, toplumda enerjinin verimli kullanımına yönelik belirli davranışların alışkanlık haline getirilerek, yeni teknolojileri kullanarak, sürekli büyüme hedefine ulaşabilmek amacıyla, enerjinin verimli ve etkin olarak kullanılmasıdır.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, çevreci olan enerji kaynaklarının kullanımı artırmakla beraber, enerjiyi en verimli şeklide kullanmayı ve enerji tasarrufunu da enerji politikalarının merkezine yerleştirmişlerdir. Enerji verimliliği ile ilgili yapılacak bir birimlik harcamanın, enerji üretimi için yapılacak harcamaları 2,5-3 birim azalttığı yapılan çalışmalarda hesaplanmıştır.
Ülkemizin enerji ihtiyacı, nüfus artışına ve sanayileşmeye paralel olarak her geçen gün artmaktadır. Enerji talebimizdeki artış, enerji ithalatımızın artmasına, ithalat artışı da enerji faturamızın kabarmasına neden olmaktadır. Ülkemizde tüketilen enerjinin yüzde 76'sı ithal edilmektedir. 2008 yılında enerji ithalatına 48 milyar Dolar ödenmiştir. Fosil kaynakları yetersiz olan ülkemizde, kullanılan petrolün yüzde 92'si, kullanılan doğal gazında yüzde 99'u ithalat yoluyla karşılanmaktadır. İthal edilen doğal gazın yüzde 65'i ise Rusya'dan ithal edilmektedir. İthalat yoluyla karşılanan doğal gazın yüzde 55'i de elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaktadır. Fosil kaynaklar açısından ithalata bağlı olan ülkemizde, en önemli enerji kaynağı enerji verimliliği olabilecektir.
Kamu ve özel kuruluşlar tarafından yapılan çalışmalara göre, binalarda yüzde 30, sanayide yüzde 20 ve ulaşımda yüzde 15 olmak üzere, dört Keban Barajı inşaa edebilecek yaklaşık 5 milyar Dolar değerinde enerji tasarruf potansiyelimiz olduğu tespit edilmiştir.
Enerji verimliliği ile ilgili olarak, konutlarımızın yalıtılması, pencerelerin çift cama çevrilmesi, enerji verim sınıfı yüksek elektrikli ev aletlerinin kullanılması, gereksiz aydınlatmaların önlenmesi, verimliliği yüksek, uzun ömürlü tasarruflu lambaların kullanılması, sanayide enerji yoğunluğunun düşürülmesine yönelik gerekli revizyon ve teknoloji yatırımlarının yapılması, ferdi ısıtmadan, merkezi ısıtmaya geçilmesi, araçlarda yakıt tüketimlerinin düşürülmesi gibi tedbirlerin alınması ve halkımızın bilinçlendirilmesi gereklidir. Öncelikli olarak, ilköğretim öğrencilerinden başlayarak, enerji verimliliği ile ilgili bilgi ve bilinç düzeyini arttırma, enerji verimliliği kültürünün halkımız arasında yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla yerelden başlayıp, tüm ülkeye yayılacak şekilde bir enerji verimliliği ve tasarrufu seferberliği başlatılmalıdır. Bu sayede, enerjide arz güvenliğinin oluşturulması, dışa bağımlılık kaynaklı risklerin azaltılması, iklim değişikliği ile mücadelenin etkinliğinin artırılması ve çevrenin korunması hedefleri çerçevesinde, enerji üretiminden kullanımına kadar olan süreçte verimliliğin artırılarak, israfın önlenmesi sağlanabilecektir.