“Ekonominin roketleri olan inşaat, tekstil otomotiv sektörleri alarm veriyor”
Ekonominin lokomotif sektörlerinin alarm verdiğini anlatan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, seçimlere 26 gün kala sektörlerin dinlenecek olmasını ‘göz boyama’ olarak gördüğünü söyledi
CANAN SAKARYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, AKP’nin giderek halktan uzaklaşan, otoriter bir rejime doğru giderken, CHP’nin halka daha çok yaklaşan bir parti haline gelmeye başladığını belirterek, yerel seçimlerde AK Parti ile yüzde 30’larda buluşacaklarını söyledi.
Ekonomi yönetiminin 4 Mart’ta 60 sektörle buluşmasının geç kalmış bir buluşma olduğunu dile getiren Oran, “Seçimlere 26 gün kala ekonomini yönetiminin sektörleri dinlemesini göz boyama, gaz alma olarak görüyorum “ dedi. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oran, Ankara Temsilcimiz Barış Ferit Parlak ile arkadaşımız Canan Sakarya’nın sorularını yanıtladı:
CHP’de Kılıçdaroğlu ile başlayan değişim süreci devam ediyor. 30 Mart yerel seçimlerine bu değişim ve yenilenmenin ne oranda yansımasını bekliyorsunuz?
2010 yılından itibaren biz kendimizi tabiri caizse bir check-up’a koyduk. Eksiklerimizin neler olduğunu tespit ettik. Bu check-up’tan, 90 yıllık bir parti olarak CHP’nin Cumhuriyet ve Cumhuriyet’in değerlerini daha ön plana aldığı, halktan daha kopuk olduğu ortaya çıktı. Bir önceki genel başkanımız, yöneticilerimiz Cumhuriyet ve Cumhuriyet’in temel değerlerini, laikliği, hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi anlattılar, bunlar çok doğru şeylerdi ancak halk kısmı eksikti. Şimdi biz bir taraftan bu değerlere sahip çıkıyor, diğer taraftan da halk için siyaset yapmaya gayret ediyoruz. Bunun sonuçlarını göreceğimize inanıyoruz.
AKP’nin başarısında halkla bağlantılarının güçlü olması etkili oldu. Yani AKP daha otoriter bir rejime doğru giderken, biz daha katılımcı, çoğulcu bir demokrasi anlayışı ile gidiyoruz.
30 Mart yerel seçimlerinde sürpriz bekliyor musunuz?
2010 yılından bu yana devam eden sürecin bir değerlendirmesini 2011’de gördük. Beklediğimiz sonucu almadık, ama bu bizi küstürmedi, tepkide doğurmadı biz yine aynaya baktık, eksiklerimizi düzelterek bugüne doğru ilerledik.
AKP oyunu artırdı ama bu teveccühü suiistimal etti daha kibirli daha baskıcı daha otoriter bir yönetim anlayışına kaydı. Bu seçimde kim hangi yolda halk bütün bunları nasıl algıladı göreceğiz, millet sandıkta son sözü söyleyecek. AKP yüzde 40’ın altına doğru gidiyor, biz de 30’un üstüne çıkacağız. AKP şu anda 39-40 bandında, CHP 30-31 bandında. Yüzde 30’larda buluşuruz.
CHP’de aday belirleme sürecinde sokaklara taşan protestolar neden yaşandı?
Bizdeki sorun şu; siyasi partilerde olmayan demokrasiyi CHP’de işletmeye çalışıyoruz. Çok fazla dinliyoruz, katılımcılığa önem veriyoruz, partilerde alışılmış emir komuta anlayışı olduğu için bu durum eleştiriliyor. Biz onları dinliyoruz, yanlarına gidiyoruz onları bundan dolayı cezalandırmıyoruz. Dışarıdan bakınca emir komuta zincirine uymayan bir yapı var ve kesinlikle doğrusu bu.
17 Aralık sonrası ekonomide ortaya çıkan belirsizlik ve güven sorunu ne zaman biter?
Ekonomide kontrolü yitirmiş olmaları nedeniyle Türkiye kırılgan ekonomilerden biri haline geldi. Özel sektör çok borçlu, kurlarda yüzde 25-30’’luk, faizlerde yüzde 100’lük bir artış var. Kuraklık yaşanıyor bu bütçe açığını etkileyecek, inşaat sektöründe var olan köpük gidiyor. Ekonomi alarm veriyor. Ekonomi yönetiminin bütün bu sinyalleri doğru değerlendirmesi ve yönlendirmesi lazım. Ekonominin roketleri olan inşaat, tekstil, turizm, otomotiv sektörleri alarm veriyor, büyük sıkıntılarla karşı karşıya. Kredilerde daralma var, maliyetler arttı, tasarruflar düşmüş durumda. Türkiye yönetilemeyen bir ülke haline geldi. Büyük bir kaos ve felaketle sonuçlanabilecek bir ekonomik yapı var. Dış politikada itibar yerle bir oldu.
Erken seçim bekliyor musunuz?
Olabilir. Biz bir taraftan yerel seçime, bir yandan da Cumhurbaşkanlığı seçimine çeşitli senaryolar üzerinde hazırlanıyoruz. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olamayacağına kesin gözüyle bakıyoruz. AKP’nin çıkaracağı adaylar kimler olabilir, biz onların karşısında kimleri çıkarabiliriz. İkinci turda kimlerden oy alabiliriz bunların çalışması yapılıyor. Bir yandan genel seçimler için çalışıyoruz. Ekonomide, dış politikada, yargıda, gölge kabinemiz hem hükümet programı hazırlıyor hem de ilk 100 gün acil eylem planını nasıl uygulayacağımızla ilgili bir çalışma yapıyor. Vergi reformu, maliye reformu, istihdam programı, teşvik politikası bütün bunların üzerinde çalışıyoruz.
Hükümetin reel sektörle martta bir buluşması olacak, ne gibi tedbirlere ihtiyaç var?
Çok geç kalmış bir çalışma. Ekonomik Sosyal Konsey’i anayasal bir kurum haline getirdiler. 3 ayda bir toplanacaktı ama 4 yıldır toplamadılar. Hem girişimciyi temsil eden hem emeği temsil eden bir kurul ama 4 yıldır toplanamadı. Şimdi Ali Babacan TOBB’un 60 sektörünü dinleyecek. Oysa bunu Hükümet olduğunuz zaman yapmanız gerekiyordu. Yerel seçimlere 26 gün kala böyle bir çalışma yapması traji komik, üzüntü verici bir konu.
Bu toplantının ne yeri ne anlamı var, göz boyama ve gaz alma olarak görüyorum. Çünkü bu toplantıyı 2011’de, 2009’da, 2008’de yapması gerekiyordu. O zamandan beri yapılmadılar, 2014’de yerel seçime 26 gün kala böyle bir toplantıyı yapması anlaşılabilir, açıklanabilir bir durum değil. Bu toplantıyı yapan Bakan da bir daha Hükümette görev almayacak, son 6 aydır kaptan köşküne çekilmiş bir bakan.
Ekonomide öncelikler ne olmalı?
Öncelikle büyüme önemli. AKP dönemindeki büyümeyi eleştirmeyi doğru bulmuyorum çünkü büyüme değerli bir şey. Ama büyümenin niteliği de çok önemli. Büyüme olduğu zaman sizin işsizlik sorununu, kadın, genç istihdam sorununuzu çözmeniz lazım. 11 yıllık büyüme bu sorunu çözmedi. Büyümenin bölgeler arasındaki ekonomik ve sosyal dengeyi sağlaması ve buradaki makasları daraltması lazım ama bu makas daha da açıldı. Kişi başına mili gelir seviyesini yukarı taşımamız lazım, ülke büyüdü ama kişi başına gelirde 90’ıncı sıradayız.
Büyüme gelir dağlımı arasındaki makas kapatılmadı,11 yıl önce en yoksul ile zengin arasındaki makas 7 kattı şu anda 11 kata çıktı. Artan nüfus ve işgücüne baktığınız zaman minimum yüzde 7, Aynı anda doğu ve güneydoğuda da yüzde 9.5 büyümemiz gerekiyor. Bütün politikaların da buna göre uygulanması gerekiyor. Türkiye işgücü ve beyin gücü olarak bu potansiyele sahip. Doğru vergi politikalarının uygulanması, kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilmesi ve teşvik politikalarının değiştirilmesi gerekiyor. Tarımda yapılacak çok şey var. Tarımda 11 yılda net ithalatçı durumuna geldik.
AKP ‘Ekonomi çok iyi’ şeklinde bir algı yarattı, halk yanıltıldı ama şu anda yaşananlar halkı acıtır hale geldi. Özel sektörün bir yıl içinde ödemesi gereken borç 53 milyar dolar. IMF borcunu kapattım demenizin bir anlamı yok. Ülkedeki özel sektör borç stoku, büyümeye rağmen iki katı artmış durumda. Türkiye’nin en büyük sorunu planlı ekonomi olmaması. 10 yıllık Kalkınma Planı başka bir şey söylüyor bakanlıklar ayrı açıklamalar yapıyor. Bakanlıklar arasında eş güdüm yok. Sonuçta kalkınma planlarının esas alınması gerekiyor.
Başbakan’ın sıkça dile getirdiği faiz lobisi kim?
Esasında faizden beslenen bugüne kadar faiz lobiciliği yapan Başbakan ve politikaları oldu. Yüksek faiz vererek son 10 yıldır sıcak parayı çektik ve müptelası haline geldik. Tarımı, sanayiyi, üretim kapasitelerini kaybettik. KOBİ’leri unutan, üretimi, istihdamı unutan, yanlış teşvik politikalarıyla yatırımı unutan bir ekonomi olduk. Herkes kolay para kazanma, rant derdine düşmüş durumda.
Tekstilde kümelenmeye öncülük etmişti…
Ferit B.Parlak
Yaklaşık 8 yıl önce ‘Modanın merkezi Adıyaman’ hedefiyle, hazır giyimde kümelenme çalışmasına öncülük ettiği dönemde tanımıştım Umut Oran’ı. 5 yıl önce Adıyaman’da ki o hummalı çalışmaların kısmi sonuçlarını görmek için gittiğimizde uluslararası mağazalar zincirine sahip, dünyanın önde gelen markalarına fason üretim gerçekleştirmeye başlayan tesisleri gezmiştik. Uçsuz bucaksız boş arazi olarak aklımızda kalan Adıyaman OSB’nin fabrika binalarıyla dolup taştığını görmüş, yatırım için Adıyaman’a gelmek isteyenlerin OSB’de yer bulamadığını, bu nedenle genişletme çalışmalarına başlanacağını öğrenmiştik.
Sonra Teşvik Yasası’nda yapılan değişiklikler… Üretimdeki sıkıntılar… Ve havada kalan onca yatırım…
Oran ile önceki gün sanayi ve üretim stratejisi, KOBİ’ler, büyüme gibi kavramlara CHP’den bakışı ve yerel seçimleri konuştuk.