'Ekim 2016'ya kadar vize serbestisi bekliyoruz'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB ile yapılan göçmen mutabakatıyla ilgili "Ege'deki düzensiz göçün kontrol altında olması gerçeğine rağmen, AB'nin sözlerini yerine getirmekte istekli olduğunu görmüyoruz" açıklamasında bulundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki göçmen mutabakatına ilişkin, "AB yükümlülüklerini yerine getirmezken, Türkiye tek başına AB'ye yönelik düzensiz göçü durdurmaya devam edemez." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Yunanistan'a düzenlediği gayrıresmi ziyaretin ardından ülkenin önde gelen gazetelerinden Kathimerini'ye verdiği mülakatta, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra AB, göç, başarısız FETÖ darbe girişimi ve Türkiye'nin terör örgütlerine karşı Suriye'de gerçekleştirdiği harekat hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin inisiyatifiyle gerçekleşen mutabakatın öncelikli hedefinin Ege Denizi'ndeki ölümleri engellemek olduğunu anımsatarak, "Mutabakatın yürürlüğe girmesinden 5 ay sonra bu hedefe ulaşıldığını gururla söyleyebiliriz. Türkiye, anlaşmayı uygulamaya devam etmekte kararlıdır. Anlaşma etkin bir şekilde gerçekleştirilmeye devam ederse korkuya mahal yok." ifadelerini kullandı.
Mutabakatın temelinde, AB ile yapılmış olsa da Türk-Yunan işbirliğinin bulunduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, mutabakat kapsamında Yunanistan'ın adalarda bulunan göçmenleri hızlı bir şekilde göndermesi halinde adaların olumsuzluklardan etkilenmeyeceğini belirtti.
Çavuşoğlu, Ege'deki işbirliğinin karşılıklı taahhütler üzerinden sağlandığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Şimdi AB'den sözlerini yerine getirmesini bekliyoruz. AB, Türk vatandaşlarına vize serbestisi, Türkiye'deki Suriyelilere mali yardım gibi taahhütlerde bulundu. Ege'deki düzensiz göçün kontrol altında olması gerçeğine rağmen, AB'nin sözlerini yerine getirmekte istekli olduğunu görmüyoruz. AB yükümlülüklerini yerine getirmezken, Türkiye tek başına AB'ye yönelik düzensiz göçü durdurmaya devam edemez. En geç Ekim 2016'ya kadar Türk vatandaşları için vize serbestisini bekliyoruz."
Darbe girişimi sonrası Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri değerlendiren Çavuşoğlu, Avrupa'dan gelen destek ve kınama mesajlarının takdirle karşılandığını ancak Türkiye'nin hukuki önlemlerini sorgulayan açıklamaların da hayal kırıklığı yarattığını kaydetti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin anayasal çerçevede gerekli tüm önlemleri almasının doğal olduğuna vurgulayarak, şunları söyledi:
"Avrupa'nın demokrasi, insan hakları ve hukukun egemenliğinin savunucusu olarak görülen itibarı, Türk kamuoyunda zedelendi. Biz, iki tarafın, açık diyalog yoluyla ilişkilerimizde güveni onarmak için çalışması gerektiğine inanıyoruz. Geç de olsa bu ziyaretler, AB'den görmeyi beklediğimiz dayanışmanın somut bir işareti. AB'ye karşı taahhütlerimizi tam üyelik hedefiyle sürdürüyoruz ve AB'den de aynı şekilde davranmasını bekliyoruz. Üyelik sürecimizi tehdit eden açıklamalar AB'li müttefiklerimizden destek görmeyi beklediğimiz bu dönemde üzüntü verici ve yalnızca aşırıcılığı körüklüyor."
Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminin ardından Yunanistan'a kaçarak sığınma talebinde bulunan darbeci 8 askerin iade sürecine ilişkin bir soru üzerine ise Çavuşoğlu, "Umuyoruz ki bu süreçler bir an önce tamamlanarak bu kişiler, yetkin Türk mahkemelerinde adil ve hukuki şekilde yargılanacakları Türkiye'ye iade edilirler. Terörist faaliyetlerde bulunanların ve bir ülkenin demokratik yollarla seçilmiş hükümetini düşürmeye çalışanların sığınma talebi mazeretiyle üçüncü ülkelere sığınması mümkün olmamalı." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, NATO üyesi komşu iki ülkenin iyi ilişkiler içinde olduğuna vurgu yaparak, "Yunan makamlarının, ulusal hukuklarına ve uluslararası hukuka göre doğru kararı alacaklarından eminiz." yorumunda bulundu.
Yabancı ülkelerde bulunan birçok FETÖ mensubunun sınır dışı ve iade edilmesi yönünde dost ve müttefik ülkelerden destek beklendiğini ifade eden Çavuşoğlu, Yunan makamlarına darbe girişimi sonrası gösterdikleri destekten dolayı teşekkür etti.
Çavuşoğlu, darbe girişiminin ardından FETÖ mensuplarının ve gizli destekçilerinin devlet kurumlarından temizlenmesinin bir ulusal güvenlik gerekliliği olduğunu anlatarak, "Bu, aynı şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri için de geçerli. Bu sürdürülmekte olan reformun özü. Reformlar, askeri yetkililerin yakın koordinasyonu ile sürdürülüyor. Bölge ve ötesinde güvenliğe katkıda bulunabilecek, daha çevik, hazır ve uyumlu bir silahlı kuvvetler oluşturmayı hedefliyoruz. NATO müttefiklerimiz ve dostlarımıza karşı sorumluluklarımız ve taahhütlerimiz ise kararlılıkla devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs müzakereleri
Kıbrıslı liderlerin yaz arasından sonra müzakerelere tekrar başladığını hatırlatan Çavuşoğlu, müzakerelerin son aşamasına yaklaşılırken bu yoğun safhada tarafların farklılıklar üzerine yoğunlaşması gerektiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, Kıbrıs Türk tarafının devamlı olarak yapıcı önerilerle sürece katkıda bulunduğunu kaydederek, "Anavatan ve garantör ülke olarak Türkiye, Kıbrıs'ta bir çözüm için taahhütlerine bağlı ve eğer bir siyasi irade olursa 2016 yılı içinde Kıbrıs'ta bir çözümün gerçekleşeceğine inanıyor." ifadelerini kullandı.
Kıbrıs'ta 1963-1974 arasındaki trajik tecrübelerin akılda tutulması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, "Biz iki tarafın da endişelerini gideren bir garantiler sisteminden yanayız. Ayrıca, meseleye ilişkin açıklamalar, iç siyasi endişeler veya iç siyaset açısından yapılmamalı. Bu tür açıklamaların sürece olumsuz etkileri olabilir." dedi.