Düzce otobana çıkış arıyor

Sabiha TOPRAK

DÜZCE - Deprem yaralarını sarmaya çalışan Batı Karadeniz'in yeni sanayi merkezlerinden Düzce, OSB'lerine otoban bağlantısı istiyor.

Düzce OSB ve 2. OSB'nin TEM Otoyolu'na bağlanması durumunda sanayicilerin metropollere yönelik yüklerinin taşınması konusunda bir saatlik bir zaman kazanacağınıı kaydeden iş çevreleri, kent merkezinin de kamyon, TIR gibi taşıtlardan kaynaklı trafik yükünden kurtulacağını düşünüyor. Düzce'de DÜNYA Gazetesi'nin düzenlediği ortak akıl toplantısında buluşan iş dünyası, kentin öne çıkan sorunlarını ele aldı. DÜNYA Gazetesi yazarı Dr. Rüştü Bozkurt'un moderatörlüğünde düzenlenen toplantıda Düzce kimliğinin oluşturulması ve ortaklaşa rekabet kültürünün geliştirilmesine ihtiyaç olduğu,  kentin sorunlarının çözümü açısından sektörel teşviklerin acilen açıklanmasının yararlı olacağı belirtildi. Hazine'den destek alamayan 2. OSB'nin altyapısının tamamlanması,  OSB'de toplu sağlık birimi kurulması, yerel yönetimlerin sanayiye destek olması, yan sanayinin teşvik edilmesi gibi taleplerin öne çıktığı toplantıda su havzası sorununa da çözüm istendi. Toplantıda Düzce'nin profesyonel yöneticileri, hem firmalarını hem kent sanayisini hem de sıkıntılarını dile getirdi.

Avrupa'nın MDF lideri oluyoruz

Hakan Zengin Divapan AŞ Genel Müdürü

Divapan Entegre 1997'de kurulmaya başlandı. 1998'de yenileme ve revizyonla  bu hale geldi. O zaman makinelerimizin ürettiği 2.44 çapında malzemeyi Türkiye'de kullanan yoktu. 2007'ye kadar bu üretimi yaptık.

Aslında pazarı olmayan bir işte mücadele ettik. Genel müdürlüğü devralınca, bu sorunu aşmak için yatırım yapmaya soyunduk. 3 yıl bilânçomuz düzgün olunca  Almanya'daki bankalardan kredi yolları açıldı. Almanya'da Pfleiderer Grubu'nun  fabrikasını satın aldık. Türkiye'de ve Avrupa' da sınıfında en büyük 2'nci fabrika. 1999'da  İSO kalite belgesini sektörde alan ilk firmayız. 18 endüstriyel tasarım patentimiz var. Profil imalatına başladığımız İran'da Mercedes gibi büyük firma olduk. Bugün Afganistan'da tek Türk MDF'si Divapan. 8 MDF fabrikamız var. Son 3 yıldır İSO'nun 2'inci 500 listesinde 343'üncü sıradayız. Yatırımlar bitince ilk 500'deki 150 arasına girme hedefimiz var. Düzce'nin orman ürünlerini ve diğer sanayici artıklarını değerlendirerek ciddi bir katkı sağlıyoruz. Dolaylı olarak  orman köylüsüne teşvik veriyoruz.

Düzce dikili ağaç satışlarında birinci sırada. Sektörü de değerlendirmemiz gerekirse, Türkiye'nin Avrupa'da MDF konusunda birinci olan Almanya'nın tahtını aldığını söyleyebiliriz. Mersin ve Kayseri'de bin 700 ton kapasiteli MDF fabrikaları kuruluyor. Dünyanın en büyük sunta fabrikası Balıkesir'de. En büyük MDF  fabrikası ise Mersin'de yapıldı. Avrupa'da 2011'de ikinciydik, şu anda birinciyiz. Düzce orman kaynağına çok yakın fakat ürünü depolayamadığı için üretim yüksek değil. Şirketimiz ile ilgili de şunu söyleyebilirim; biz OSB'de açılan ilk tesis olduk, bu nedenle sektöründe Divapan bir okul gibidir.

Düzce nüfusunun yüzde biri bizde çalışıyor

Cevat Aslan Teknorot Genel Müdürü

1992 yılında kurulan firmamız, Türkiye genelinde Ar-Ge merkezi sıralamasında 92'nci oldu. Merkezimizde 63 kişi çalışıyor. Daha önce İstanbul'da çalışıyorduk, 2008'de  teşvik nedeniyle yatırımımızı buraya yaparak tesislerimizi bir araya getirdi. İstihdamımız bin 400 kişi. Bursa'da da küçük bir fabrikamız var.  Ana üretim alanımız otomotiv yan sanayi ürünleri. Fabrikamızda yaptığımız direksiyon ve süspansiyon sistemlerinin yüzde 75'ini  ihraç ediyoruz. Kalite patentli ürünlerimiz de var. .

Bir kıyaslama yaparsak Çin ile fiyat farkımız ciddi anlamda belli oluyor. Kalite farkımızı ortaya koyarak, müşteri gözü ile olaya bakıyoruz. 'İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim' ilkesiyle yeni sistemler üretmeye çalışıyoruz. Düzce'de bin 200 mavi yaka, 150 beyaz yaka çalışanımız var. Düzce nüfusunun yüzde biri bizde çalışıyor. Yerli oto gündeme geldiğinden beri bu konuda da kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Türkiye dışında da üretim yapmaya açığız. Çok odaklı üretim hedefliyoruz. OEM tedarikçisi olma niyetimiz de var.

Dünya pazarına açılmaya hazırlanıyoruz

Betül Merda Öztürk Düzce Cam AŞ Yürütme Kurulu Başkanı

Okan Holding'e bağlı bir firmayız. Düzce'deki düz cam tesisini 2010'da devreye aldık. Yönetim Kurulu Başkanımız Kasım Aktaş cam işleme ve üretmede 3 kuşak. Grubun 2. firması Borcam Madencilik'in de Düzce 2. OSB'de fabrikası var. Bu tesis düz cam için hammadde üretiyor. Karadeniz Ereğli'de de kum hazırlama tesislerimiz var. 2 fabrika ile Düzce Cam'ın yüzde 80 hammaddesini yine kendi şirketlerimiz kanalıyla  üretiyoruz. Ortalama kapasitesi 600 ton/ gün olan bir hattımız var.

Şu anda clear şeffaf cam çalışıyoruz. Beyaz eşya, otomotiv endüstri, ayna altı camı gibi birçok ürüne yönelik hizmet veriyoruz. 2011'de kapasite yatırım çalışmaları yapıldı.195 bin ton cam ürettik, 190 bin ton cam sattık. Yurtiçinde Kasım Bey'in altyapısını oluşturduğu çok ciddi bir müşteri potansiyeli var. Daha önce firmamız cam ithalatçısıydı. Şimdi üretim yapıyoruz. İkinci bir hat kurup renkli üretimine geçmek için de şimdi fizibilite yapıyoruz. Buradan 2014 yılı başında ilk camı çekmeyi hedefliyoruz, böylece portföyümüzü de genişleteceğiz.

Özellikle Türkiye'de üretilmeyen camları üretecek teknoloji üzerine çalışıyoruz. Öte yandan lamine hattını devreye aldık, 2 aydır emniyet camı yapıyoruz. Vurulduğu zaman  kırılmayan camlar üretiyoruz. Bu hattımız 45 bin ton kapasitede. Bir taraftan da grubumuz için üretim yapıyoruz. Ayrıca bir de inşaat firmamız var. Biz bu kentte 350 kişiyi  istihdam ediyoruz, Borcam Madencilik ile Düzceye yaptığımız yatırım 140 milyon euro.  Şimdiki hedefimiz ihracat yapmak. Zaten ürünlerimiz dolaylı olarak ihraç ediliyor. Birde biz teknoparkın hissedarı olduk. İleride orada Ar-Ge yapmak istiyoruz.

Bu fabrika 3 kuşak emekli etti

Uğur Azizoğlu Nero Plastik Genel Koordinatörü

Nero olarak Düzce'de1.5 yıllık bir firmayız. Ancak grubumuzun içinde inşaat ve tekstil var. Burası 1974'te  Ertan Sert zamanında kurulmuş. Bir iflas yaşamış ve satılmış. 30 yıl çalıştırılmış. Biz Düzce'deki bu fabrika ile ek binayı yaparken tanıştık. Daha sonra işletme sözleşmesi ile fabrikayı ve makinelerini kiraladık. Plastik tüpler yapıyoruz. Yüzde 60 kozmetik sektörüne çalışıyoruz. Bu tüpler Türkiye'nin dört köşesine dağıtılıyor. Çin'e kadar tüplerimiz gidiyor. Fabrikamızın geçmişi de bizi gururlandırıyor.

3 kuşak bu fabrikadan emekli olmuş. Şimdi 110 kişi çalışıyoruz Teknolojisi Türkiye'de olmayan birkaç projemiz var, bunları oluşturacağız. Dünyada 6 milyar tüp üretimi var. Biz 40 milyon tüp üretiyoruz. Yani yapacak çok şey var. Hammaddemiz gıda ve kozmetik ürünlerine uygun. Fransa'da en kaliteli firmalarla çalışıyoruz. Dünya çapında Çin'den alım yapan firmalar bizimle görüşüyor. Eğer ürünü istedikleri maliyetlere çekebilirsek onlara çok rahat mal verebilir hale geliriz. Bunda devletimize de iş düşüyor.

Nabucco konusunda yetki alan firmalarındanız

Bahir Aslan Ümran Boru Fabrika Müdürü

1967'de Ümraniye'de kurulduk. Oradaki fabrikamız 1980'den beri spirial toz altı kaynaklı çelik boru üretiyor. 1985'te Akçakoca'da bir fabrika kurmaya karar veriliyor. 1987'de Ereğli'ye yakın olmak ve teşvikten faydalanmak için buraya fabrika kuruluyor. Reziztans kaynaklı boru üretimi ile faaliyete başlandı. 1997 yılında toz altı kaynaklı boru üretimi için ikinci ünite kuruluyor. Aynı yıllarda büyük borudan küçük çaplı boru yapan tesisimizi kuruluyor. Üretim yöntemini kullanarak boru üretimi yapan tesisimizi kuruyoruz. En son geçen sene üretime başlayan Türkiye'de tek, dünyada da sayılı UOE boyuna toz altı kaynağı yapan boru altı tozaltı kaynağı fabrikasını kurduk.

Akçakoca fabrikamızda bir boru fabrikası olmasına karşılık 4 ayrı üretim yapan  iç ve dış olmak üzere kaplama ürünleri var. İSO 4011 belgesine sahibiz. Mavi Akım ve Türkiye ile ilgili birçok boru projesinde yer aldık. Nabucco ve diğer projelerde yer alma ihtimalimiz çok yüksek, Enerji Bakanlığı'ndan yetki alan firmalarındanız. Eğer proje gerçekleşirse 6  firma bu boruları üretecek. Akçakoca'da 350 personel doğrudan çalışıyor. Ayrıca boru üreticisi olarak kardeş kuruluşumuz Ümran Taşımacılık'tan da yararlanıyoruz. Türk boru sektörü için bir okuluz.

Savunma sanayi için devlet politikası şart

Mahmut Naci İnci Sarsılmaz Silah Fabrikası Genel Müdürü

İlk olarak 1980'de çifte av tüfeği üretmeye başladık. Daha sonra yarı otomatik pompalı ile ürün ağımızı geliştirdik.1990 yıllarda da tabanca üretimi ile Savunma Bakanlığı'na başvurduk. Bu izin alma süreci 8 yıla yayıldı. 1998'de izni alır almaz hazırlıklarımız devam etti. MKE'de ilk tabancamızı satışa sunduk. 1999'da Hava Kuvvetleri'nin ihalesini aldık. Türkiye genelinde bütün polis ve askerlere silah temin ediyoruz. Yeni bir piyade tüfeği tasarladık. Milli Savunma Bakanlığı'ndan izin için evrakları tamamladık. Ama senelerdir bunlar için izin alamadık. Müthiş bir geçikme var. Savunma sanayi için bir devlet politikası oluşturulmalı. Bizim durumumuz çok özel, projelerimizde dış kaynaklı kredi kullanamıyoruz.

Birde izinlerimiz geçikiyor. Bunların önüne geçilmesi için devlet politikası şart. Standartlarımız NATO standartlarının üzerinde.  Almanya' da bir firmayı satın aldık. Bu zamana kadar asla devlet kedisi kullanmadık. Kendi öz kaynaklarımızla bugüne geldik. Adet olarak değiliz ama kalite olarak dünya standartlarını yakaladık. Türkiye, sektörde 10 yıl içinde dünya pazarında etkin bir pazar payına sahip olacak. Amerikan pazarı Türkler'in eline geçiyor. İtalyanlar geriledi, İspanyollar silindi. Firmamızın 250 kişiye istihdam yarattığını da eklemek isterim.

Türkiye'den deri temin edemiyoruz

Caner Ayper Desa Düzce Genel Müdürü

40 yıllık bir firmayız. Sefaköy'deki fabrikadan sonra Çorlu'da bir fabrika açtık. 2006'da Düzce fabrikamızı açtık. Burası ilk başta deri hazır giyim üretmek için dizayn edildi. Fabrikayı ilk açtığımızda eski ayakkabıcıları, tekstilden elemanları bulduk ve eğittik. Bir mont dikebilecek düzeye getirdik.Diktiğimiz montları dünyanın ünlü markaları beğendi. Ancak piyasa koşulları nedeniyle buradaki hazırgiyim bölümünü kapattık. 476 kişiyle deri çanta üretiyoruz. Düzce'ye istihdam sağlıyor, alışverişin büyük bölümünü buradan yapıyoruz. Haftalık 3 bin çanta üretim kapasitemiz var.

Sanayici-hazır giyimci olarak şu anda sektörde bir numara olduğumuzu söyleyebilirim. Hammadde konusuna gelince, hayvancılık geriye gittiği için deriyi Türkiye'den temin edemiyoruz, yurtdışından da zorluklar var. Yurt içindeki 80'e yakın mağazamızda kendi ürünlerimizi satışa sunuyoruz. Yurtdışındaki mağazalarımız iyi bir seviyeye geldi. Hedefimiz ise adımızı dünya çapında duyurmak. Geçen yıl İSO 2'nci 500'de 210'uncu sırada yer aldık. Ciromuz 127 milyon dolar. 

OSB'ye giderken bir bağlantı yolu bile yok

Mutlu Kayan Realkom Genel Müdürü

Aylık 4 bin 200 jean üretiyor, dünya pazarında Düzce'nin adını temsil ediyoruz. Realkom'un Düzce'deki 3 fabrikasının genel müdürüyüm. 2007'de 43 kişiyle burada faaliyete başlamıştık. Şimdi bin 200 personel, 300 taşeron ile bin 500 kişilik bir ekiple yola devam ediyoruz. Tamamen ihracata ürün yolluyoruz, kendi markamız yok, fason çalışıyoruz. Dünya genelinde yaptığımız iş bakımından 3'üncü sıralardayız. Grubumuz bünyesinde Türkiye'nin en büyük denim yıkama bölümü var.

Ancak en büyük sıkıntımız merdiven altı atölyeler. Ar-Ge sahip olmadan yaptığı işlerle size rakip olabiliyor. Sanayi kültürü oluşmadığı için aldığımız her elemana en az bir yıl sanayinin ne olduğunu anlatıyoruz. Bölgede bluejean yıkaması yapan tek kuruluşuz. Yönetmelikten önce  tesisimi büyüttüm. Melen Çayı'na akan suyun norm değerleri 5 barometre ise bende 3 derece. Düzce'nin kentsel dönüşümü çok zayıf. OSB'ye giderken bir bağlantı yolu bile yok. Bu konuda acil bir çalışma yapılmalı.

Ortak yaşam alanı projesini gerçekleştirdik

Düzce Organize Sanayi Bölgesi Müdürü Selim Yirmibeşoğlu

Bölge işadamları girişimci değil. Bir bölgenin kalkınması için yol, su ve elektrik tamamlanmalı. OSB'de son 6 ayda bir çalışma yaptık. Görüş istediğimiz kurum ve kuruluşlardan olumlu sonuçlar aldık. Bir bölgeyi kalkındırmak sadece tarım ve turizmle olmaz. Kalkınmanın birinci aşaması sanayidir. Bölgeye doğru yatırımı çekmek, altyapıyı hazırlamak önemli. Düzce şehir oldu ama bırakın sanayi kültürünü, şehirleşme kültürü yok. Şehir yaşamı, ortak yaşama kültürü oluşmamış.

Bunlar altyapı ve üst yapı projeleridir. Büyük bir deprem atlattık. Bunu şehrin yeniden yapılanması  için ele alabilirdik. Medeni cesareti çok düşük bir şehriz. Bölge insanlarını işini, maaşını kaybetme korkusu almış. Burada ağırlığı olan firmaların patronları hep İstanbul'da. Hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Makine mühendisiyim. 6 yıl boyunca başkanlığını yaptığım kendi meslek grubumdaki arkadaşlarımla da sıkıntı yaşıyorum. İnanılmaz şekilde vasıfsız insanlar yetişiyor. Bunun temelinde okul var.  Öyle siyasetçiler gördük ki sokakta gezerken kimse selam vermiyor. Bu bölgeye hizmet verirlerse saygı görürler. İşinden, patronundan korkan bir zihniyet ile hiçbir yere gelemeyiz. Proje üretecek, beyin fırtınası yaratacak, ekip çalışması yapabilecek kabiliyette insanlara ihtiyaç var. OSB ile ilgili ilkleri başardık. Türkiye'de ilk defa OSB ortak yaşam alanı altında bir proje gerçekleştirdik. Bakılırsa 264 OSB'den üçünde  böyle bir alan yok. 

Projede temel hedefimiz OSB'mizin kalkınması ve yatırımcılara destek sağlanması. Dışarıdan gelen yatırımcılar  buna çok dikkat ediyor. Bölgede acil olarak bir yapılanmaya, birleşmeye ve ortak akılla harekete ihtiyaç var. Düzce OSB ve 2. OSB'nin TEM Otoyolu'na bağlanması gerekiyor. Böylece sanayiciler 1 saat zaman kazanacak. Kent merkezine girip çıkan OSB'lere çalışan kamyon ve TIR'lar sık sık kazalara yol açıyor. Bu nedenle de Düzce OSB'leri mutlaka TEM'e bağlanmalı.

Ar-Ge kültürünün gelişmesini amaçlıyoruz

Düzce Üniversite Öğretim Üyesi Prof. Dr Serkan Subaşı

Teknoparkın açılışı 2010'da Resmi Gazete'de ilan edildi. Bu süreçte yönetim kurulumuzu oluşturduk. Ana amacımız sanayiciyi buluşturmaktı. 32 ortak ve 25 sanayicinin yer aldığı bir teknopark yönetici şirketini oluşturduk. Bugün sanayicilerimizin hepsi ellerini bizimle bu taşın altına koydular. Biz 2006'da yeni bir üniversite olmamıza rağmen teknoparkı kuran tek ve ilk üniversiteyiz. Tabiî ki üniversitemizin yeni olmasından dolayı sanayicimizin ihtiyaç duyduğu teknik ve bilgi desteğini tam anlamıyla sağlayamadık.

Bir takım ara yüzlere ihtiyaç var. Ar-Ge çalışmalarında büyümeyi hedefleyen şirketlerin burayı bir üst olarak kullanacaklarını umuyoruz. Kümeleşme alanında çıkış noktaları içerisindeyiz.Bölge sanayicsinin para kazanmasını, Düzce'de Ar-Ge kültürünün gelişmesini amaçlıyoruz.

İş dünyasının talepleri

*OSB'ye otoban bağlantısı yapılsın,

*Sektörel teşvikler bir an önce açıklansın

*Hazine'den destek alamayan 2. OSB'nin altyapısı tamamlansın,

*Bürokratik işlemler hızlandırılsın,

*Yerel yönetim sanayiyi desteklesin

*Düzce kimliği oluşturulsun

*Ortaklaşa rekabet  kültürü geliştirilsin,

*Su havzası sorununa çözüm getirilsin,

*OSB'de toplu sağlık birimi kurulsun,

*Yan sanayinin Düzce'ye gelmesi teşvik edilsin,