Dünyada kriz bizde yatırım var
Türk Telekom CEO'su Gökhan Bozkurt, "Dünyayı konuşturan Türk" olma hedefiyle yürüttükleri stratejileri içinde 2012'de yine kriz değil yatırım konuşacaklarını söylüyor. Bu yıl tam 2.2 milyar dolar yatırım yapmış olacak Türk Telekom.
Türk Telekom için 2012 yatırım yılı oldu. İlk 9 ayda 1.5 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını söyleyen CEO Gökhan Bozkurt yıl sonunda bu rakamın 2.2 milyar dolara ulaşacağını belirtiyor. Hedef "Dünyayı konuşturan Türk" olmak. Bozkurt, "Dünyanın gündeminde kriz, bizimkinde ise yatırım var" diyor. Ar-Ge ve inovasyona verdikleri önemin altını çiziyor, Türk Telekom'u teknoloji alan değil, teknolojiyi üreten bir şirket olarak konumlandırıyor.
"Türkiye'nin öncü iletişim ve yakınsama teknolojileri şirketi olarak, 2011 yılı müşterilerimize, paydaşlarımıza, ekonomiye ve ülkemize değer katmaya devam ettiğimiz; Türkiye'nin Bölgenin iletişim merkezi liderliğini odağına alan stratejik yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürdüğümüz başarılı bir yıl oldu" diyor Türk Telekom CEO'su. Son altı yılda 10 milyar TL konsolide yatırım yaptıklarının altını çiziyor. Grup olarak Türk Telekom'un 2011 yılının ilk dokuz ayında konsolide yatırım miktarı yüzde 80 artarak 1,5 milyar TL'ye ulaşmış. Bozkurt, "Bu rakamın yıl sonuna kadar 2,2 milyar TL'ye ulaşmasını bekliyoruz" diyor ve yatırımlara ilişkin ayrıntı veriyor:
"Bu yıl tabletler arasında zengin fonksiyonları ile farklılaşan Motorola'nın tablet bilgisayarı XOOM'u, ilk kez Türkiye'ye getirdik ve Motorola ile önemli bir işbirliğine imza attık. Türkiye'nin, alanında lider markalarıyla işbirlikleri kurarak, müşterilerimiz için, ev telefonu üzerinden aile bütçelerine katkıda bulunacak yeni kampanyalar gerçekleştirdik. Ulaşım, enerji, perakende alanlarında yaptığımız işbirlikleri ile müşterilerimize sunduğumuz çok cazip fırsatlar büyük ilgi gördü.
"Dünyayı Konuşturan Türk" olma stratejisiyle bölgesel bağlantı merkezi olma yönündeki çalışmalarımızı güçlendirecek işbirliklerine ve projelere devam ettik. Pantel'in altyapısının sağlamış olduğu destekle Türkiye'nin yurtdışı çıkış hızını Gigabit liginden Terabit ligine taşıdık; yurtdışı çıkış kapasitemizi 1.2 Terabit'e yükselttik. Bu gelişmeyle 2005 yılında 30 Gigabit olan yurtdışı çıkış kapasitemizi 2011 yılında 40 kat artırarak 1.200 Gigabit'e çıkarttık. Son altı yılda Türkiye'de fiber optik kablo uzunluğumuzu yüzde 40 oranında artırdık ve 133 bin kilometrelik fiber optik altyapıya ulaştık. Pantel'in de katkısıyla, altyapımızı yurtdışına taşıyarak Türkiye ve Avrupa'da, fiber optik kablo altyapımızı toplam 160 bin kilometreye çıkardık. 2011 yılında Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında hayata geçirdiğimiz TURCYOS II fiber optik hattı, uluslararası ses ve veri taşımacılığı alanında attığımız diğer bir önemli adım oldu. Bu yıl Telefónica Almanya işbirliğinde yeni markamız Türk Telekom Mobile ile Almanya GSM pazarında da hizmet vermeye başladık. Türk Telekom Mobile, hizmetlerimizi Türkiye sınırları ötesine taşımak anlamında önemli bir kilometre taşı oldu. Bu sayede Türk Telekom markasıyla Avrupa GSM sektörüne girdik. "
TEKNOLOJİ İHRAÇ EDEN BİR TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞIYOR
Gökhan Bozkurt, inovasyona büyük önem veriyor. Onun yönetiminde Türk Telekom, yerli teknolojilerin geliştirilmesine katkı sağlamanın yanı sıra teknolojiyi üreten ve aynı zamanda da ihraç eden bir Türkiye için çalışmalarını sürdürüyor. "Bu anlayışla 2011'de İTÜ bünyesinde Türk Telekom Grubu Araştırma ve Geliştirme Merkezi ARI4 Binası'nı hizmete geçirdik. Türk Telekom Grubu'nun bünyesinde 900 Ar-Ge çalışanı görev yapıyor. Bu rakamın 2012 yılı sonuna kadar 1000 kişiyi geçmesini hedefliyoruz."
Sürdürülebilirlik Türk Telekom'un da gündeminde ilk sıralarda. Sürdürülebilirlik ile ilgili birçok önemli uygulamayı 2011 yılında hayata geçirdiklerini anlatıyor Türk Telekom CEO'su:
"Yüzde 25 mürekkep tasarrufu sağlayan Ecofont kullanımının başlaması, 1200 yöneticimize iklim değişikliği farkındalık eğitimi verilmesi ve en önemlisi de Karbon Saydamlık Projesi'ne (CDP) karbon emisyonumuzu, kendi sektörümüzde bir ilke imza atarak raporlamamız ile öncülüğümüzü sürdürdük."
YATIRIMLARA AYNI KARARLILIKLA DEVAM
Gelecek yıl da Türk Telekom'un yatırımlarını sürdüreceğini belirten Gökhan Bozkurt, "Küresel ekonomik duruma bakıldığında ülkemizin, bölgenin parlayan yıldızı olduğunu görüyoruz. Coğrafi konumuyla Doğu ile Batı arasında bir köprü görevi gören Türkiye'nin bölgenin iletişim üssü olması amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Pantel satın almamız ve JADI Link Projesi stratejik hedeflerimize giden yolda çok önemli kilometre taşları. Yalnızca ülkemiz için değil, bölgemiz için de değer yaratan bu gibi yatırımlara aynı kararlılıkla devam edeceğiz" dedi. Küreselleşme yolunda ilerleyeceklerini anlatan Bozkurt, "Geliştirdiğimiz ürün ve hizmetleri yalnız Türkiye ve bölgede değil, küresel pazarlarda da yaygın hale getirmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin teknoloji alanında rekabet gücünün artması, Türk Telekom CEO'suna göre yeni teknolojiler geliştirme konusundaki yetkinliğinin gelişmesine bağlı. "Bu alanda söz sahibi bir ülke olabilmemiz için hızla teknoloji ihraç eder bir konuma gelmemiz gerekiyor. Bunun yolu ise kuşkusuz teknoloji şirketlerinin Ar-Ge'ye ayırdığı kaynaktan ve bu konuda gerçekleştirdikleri yatırımlardan geçiyor. Bu nedenle son dönemde Ar-Ge yatırımlarındaki artışın, iletişim ve teknoloji sektörlerinin gelişimi açısından umut verici olduğunu düşünüyoruz. Türk Telekom olarak, teknolojiyi kullanmaktan öte, üreten ve ihraç eden bir Türkiye için çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
Burada yönetici olmak bir ‘aşk' işidir
Bir yönetici olarak geçen yılın en zor tarafı neydi?
Ülkemizin büyük ve öncü şirketleri arasında yer alan Türk Telekom'da yönetici olmak, hangi yıldan söz ederseniz edin, zor tarafları ile değil maneviyatı yüksek, başarı duygusu son derece gerçek yaşanan bir süreç. Türk Telekom'da hangi kademede görev alırsa alsın tüm çalışanlarımız, yaptıkları her hizmetin ülkemizin ve bu ülke insanının geleceğine hizmet anlamına geldiği bilinciyle çalışır. Lokal resimde şirkete, büyük resimde bu ülkeye olan bağlılık ve adanmışlık duygusunun kuvvetle hissedildiği Türk Telekom'da, yönetici olarak çalışmanın "en zor tarafı" yok açıkçası. Samimiyetle ifade etmek isterim ki, Türk Telekom'da yönetici olmak bir aşk işidir.
Piyasalardaki yeni dengeleri öngörmek...
Yöneticilerin şirketlerini başarıya ulaştırması için dünyadaki ekonomik gelişmelerin etkisini iyi takip etmesi gerektiğini düşünüyorum. Dünya finansal piyasalarında oluşması muhtemel yeni dengeleri öngörerek buna göre stratejiler belirlemek, yöneticileri içinde bulunduğumuz yoğun rekabet ortamında farklı bir noktaya getirecektir.
Yakın gelecekte, yalnızca Türkiye'de değil, yurtdışında da başarıya ulaşmak için daha fazla yaratıcı ve yenilikçi iş çözümlerine sahip olmamız gerekiyor. Bu, pazarın değişim talebini ve trendlerini yakalayabilmenize, liderlik edecek yetkinliklere sahip olmanıza ve bu yetkinliklerinizi geliştirmenize bağlı.
Rakiplerinden farklılaştırmak, müşterileri ve hissedarları için daha fazla değer yaratmak isteyen bir şirket, tüm iş birimlerinde inovasyon kültürünü kucaklamak zorundadır. İnovasyon kültüründen sonra Ar-Ge çalışmaları, bu dönüşümde ikinci en önemli operasyon olmaya devam edecek.
Bilişim derin bir iş potansiyeli sunuyor
Sizi en çok heyecanlandıran ekonomik gelişme, trend nedir?
Türkiye'nin bölgesel anlamda gücü ve cazibesi her geçen gün artıyor. Türkiye 70 milyonun üzerindeki büyüyen nüfusu ve artan hane sayısıyla bilişim sektörü için önemli fırsatlar sunuyor.
Genel olarak baktığımız zaman dünya kriz ile meşgul olurken bizim gündemimizde yeni yatırımların yer aldığını görüyoruz. Bence bu iki madde ülkemiz açısından çok önemli ve heyecan verici gelişmeler. Ayrıca, Türkiye, bilişim sektörüne yenilikçi bir yaklaşımla rekabetçi avantajlar getiren ve umut vadeden genç bir nüfusa sahip. Bunlar, ekonomik gelişme için olduğu kadar bilgi teknolojileri ve iletişim sektörünün gelişimini de hızlandıran faktörler.
Bugün yeni bir şirket kursanız, hangi sektörde ne yapardınız?
Seçimim yine hızlı dönüşümü ve dinamizmiyle öne çıkan bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü olurdu. Yeni teknolojiler geliştirerek bu teknolojilerle insanların hayatına katma değer sağlamanın çok önemli olduğuna inanıyorum. Bugün bireysel ve kurumsal hayatımızın her alanında teknoloji ve bilişim var. Bu anlamda bilişim sektörü, insanların hayatına değer katacak, dünyadaki değişimi hızlandıracak, yeni iş modelleri oluşturacak derin bir iş potansiyeli sunuyor.