Doğalgaza destek olun

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Alexander MEDVEDEV / Gazprom Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gazprom Export Genel Direktörü

Dünyanın gelişmiş ekonomilerinde var olan konfor, hareketlilik ve kişisel tercih seviyesi büyük oranda bu ülkelerin enerji üretim ve dağıtım alanlarındaki maharetinden kaynaklanıyor. Ancak bilim insanları ve siyasi liderler, enerji tüketimindeki dramatik artıştan kaynaklanan küresel ısı artışı tahminleri nedeniyle alarma geçmiş durumda. Bununla mücadele etmek için, insanlığın enerji kaynaklarını kullanış biçimlerinde hızlı ve kapsamlı değişiklikler gündemde.

Bu tür bir durum, ekonomilerimize güç veren farklı enerji kaynakları için ne ifade ediyor? Acaba bu kaynaklardan hangisi geleceğin çevre sınavlarını geçmeye muktedir? Doğalgazın bu sınavları vereceğine eminim; ancak bu, gaz endüstrisinde çalışan bizlerin karbon yönetimini tamamen sahiplenmesine ve doğalgazın hedefleri lehinde cesurca konuşabilmesine bağlıdır.

Doğalgazın karbon azaltım stratejilerinin merkezinde yer alması gerektiğine inanıyorum, çünkü doğalgaz hem bugünün hem de geleceğin yeşil yakıtı olarak karşımızda duruyor. Doğalgazın küresel ısınmayla mücadeleye katkı sağlamak yerine bu alandaki çabalara köstek olan geleneksel fosil yakıtlar arasında görüldüğü döneme son vermenin zamanı gelmiş durumda. Doğalgaz, petrol ya da kömürden daha çevre dostu bir yakıt. Petrol yerine doğalgaz tüketimi CO2 salınımını yüzde 20 oranında azaltıyor; kömür yerine kullanıldığında ise bu oran yüzde 50-60 seviyesine çıkıyor. Avrupa Birliği'nin enerji portföyünde doğalgazın oranını sadece yüzde 1 artırmak bile salınımların yüzde 3 azalmasıyla sonuçlanıyor.

Kuşkusuz yenilenebilir enerji ve nükleer enerji düşük karbonlu bir enerji portföyünde önemli rol oynayacaktır. Ancak yenilenebilir enerji alanında gelecekteki teknolojik gelişmeler ne vaat ederse etsin, doğalgaz en uygun kısa vadeli çözümleri sunmaktadır. Yenilenebilir teknolojilerin birçoğu ekonomik ve ekolojik bazda verimli olmaktan son derece uzaktır; halen ciddi devlet desteğine ihtiyaç duymaktadırlar ve bu durumun son tüketiciler açısından olumsuz etkileri bulunmaktadır. Ayrıca güneşin ne zaman çıkacağı ya da rüzgarın ne zaman eseceği, ya da her halükarda pik talebe yeterli üretim sağlanıp sağlanamayacağı gibi sorular, güvenilirlik açısından da bazı soru işaretleri oluşmaktadır.

Nükleere baktığımızda da güvenlik sorunlarının yanı sıra, Batı dünyasında herkesin bildiği gibi, nükleer güç istasyonlarının inşasının yıllar değil on yıllar sürdüğü ortada. Buna karşılık, modern doğalgaz kombine çevrim santralleri hızla inşa edilebilir ve son derece güvenilir olup temiz ve rekabet edebilir bir fiyat seviyesinde enerji üretir.

Görüldüğü üzere, doğalgaz endüstrisinin siyasi karar alıcılara ve kamuoyuna anlatması gereken, doğalgaz kullanımının karbon azaltım hedeflerine ulaşılmasına büyük katkı sağlayabileceği görüşleri son derece ikna edicidir. Hem de başka herhangi bir yakıt ya da teknolojinin vaat edemeyeceği bir kesinlikte ve rekabet edilemez bir maliyete.

Avrupa Birliği şu ana dek, AB Emisyon Ticareti Planının (ETP) yürürlüğe girmesine ve yenilenebilir enerji üretim kapasitesini artırmak için büyük oranda devlet desteğine rağmen, 2020 yılında CO2 salınımlarını yüzde 20 oranında azaltmak konusunda son derece küçük ilerleme sağlayabildi. Ancak her iki kömür yakıtlı elektrik santralinden birini modern gaz türbin üniteleriyle değiştirmek bile Avrupa'nın 2020 salınım hedefinin yaklaşık yarısına ulaşmasına yeter. AB'nin hedefinin gerçekleşmesi için zihniyet değişikliği gerekiyor. Özellikle de AB hükümetlerinin spesifik politikalar üretmesi ve gaz konusunda net görüşler geliştirmesi gerektiği ortada.

Bu noktada şeyl gaz konusunda da birkaç görüş belirtmek gerekirse, öncelikle şeyl gazın, gaz endüstrisi ve ekonomilerimiz açısından heyecan verici olasılıklar sağlayabileceğinin altını çizmek gerekiyor. Şeyl gaz alanındaki gelişmeler küresel enerji portföyünde gazın rolünü güçlendirerek onu enerji üretimi ve taşımacılık alanlarında birincil yakıt haline getirebilir. Ayrıca Rus gazına bağımlılık konusunda, özellikle Avrupa'daki ideolojik bazlı kaygıların giderilmesine yardımcı olabilir.

Şeyl gazın var olan çevre gündeminin çerçevesine uygun olması için sorumlu ve çevresel açıdan güvenilir bir şekilde geliştirilmesi gerekiyor. Bu özellikle ABD'ye nazaran daha yoğun bir nüfus yayılımına ve daha sıkı çevre standartlarına sahip olan Avrupa için daha önemli. Meksika Körfezi'ndeki korkunç petrol sızıntısı bu zorunluluğu geçmişe oranla çok daha bariz hale getirmiş durumda ve enerji üretim şirketleri çok daha sert kamuoyu baskısıyla karşı karşıyalar.

Gaz endüstrisi tarafından güçlü ve etkili destek sağlanmadığı müddetçe, hükümetlerin kendi başlarına, bu son derece hayati sorunlara karşı uygun ve finansal olarak uygulanabilir çözümler bulabileceği kanısında değilim. Bu yüzden Gazprom, kanaat önderi, piyasa önderi, teknoloji önderi ve uluslararası enerji tedarik partneri olarak, temiz bir gelecek için bu enerji stratejisinin önde gelen mimarlarından biri olmayı amaçlamaktadır.

Bu konularda ilginizi çekebilir