Dijital Telif Yasası özgün içerik üreticilerine para kazandıracak

Fikri haklar uzmanı avukat Sertel Şıracı, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu'nca yapılan dijital ağların hukuksal ve yönetsel çerçeveye alınmasına yönelik çalışmaları değerlendirdi. Teknolojinin gelişmesiyle telif konusunun dünyada sorun oluşturduğunu belirten Şıracı, Dijital Telif Yasası'yla Avrupa Birliği'nde daha önceden çıkarılmış direktiflere uyum sağlanacağını söyledi.

AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Fikri haklar uzmanı avukat Sertel Şıracı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) hazırlıkları yapılan Dijital Telif Yasası'na ilişkin, üretilen içerik ve haberden para kazanılmadığı sürece insanların geçimlerini sağlayamayacağını dile getirdi ve bu kapsamda sorunun çözülmesi için 2019'da Avrupa Birliği'nde yönerge yayımlandığını ve uygulamaya hızlıca geçildiğini anımsattı.

"Web sitesine eklenecek kodlarla gelir imkanı sağlanacak"

 

Avrupa Birliği ülkeleri arasında Almanya ve Fransa ile Kanada gibi ülkelerin dijital ağlardan telif konusunda tahsilat aldığına dikkati çeken Şıracı, "(Uygulama hayata geçirilmezse) Her geçen zaman elde edilemeyen gelir anlamına gelecek. Apple, Google, Amazon bizim için önemli. Özellikle Google, arama motoruna özel haber servisi sunmasından dolayı gelirleri takip edebileceğimiz bir nokta. Sistem de oldukça basit. Sistemin sizi öncesinden tanıması gerekiyor. Başvurunuzu yaptıktan sonra web sitenize ekleyeceğiniz bir kod ve bu kodu ekledikten sonra -aynı reklam geliri elde eder gibi- çeşitli iş modelleriyle gelir etme imkanı doğacak." ifadesini kullandı.

Geçmişe dönük çözüm bulmak zor

Geçmişe dönük telif hakkıyla ilgili çözüm bulunmasının kolay olmadığını kaydeden Şıracı, ama güzel olanın bundan sonra Google gibi büyük şirketlerle düzenleme yapılması için masaya oturulması olduğunu ifade etti. Şıracı, telif konusunda yasada Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun bulunduğunu ancak eski olduğu için dijital çağdaki sorunlara çözüm üretilemediğini kaydetti.

 

"Kopyalama konusunda kimse mahkemelerde uğraşmak istemiyor"

Takip edilen ve kopyalanan bir içerik için dava açmayı düşünenlerin bununla uğraşmak istemediğine değinen Şıracı şöyle devam etti:

"Bu mevzuatın sonunda şu an kazanılamayan, zarar edilen bir şeyden kar edeceğiz. Aslında zarardan kar etmek gibi bir noktaya geliyor. Bundan dolayı da oldukça kıymetli. İçerik üreticileri emek harcıyorlar, zaman harcıyorlar, gelir elde etmeye çalışıyor. Sadece reklamla da bu işler olmuyordu, yanında haber ürettikleri için gelir elde edilmesi kıymetli."

Özellikle reklamdan gelir elde etmek amacıyla birçok kişinin olur olmaz içerik ürettiğini anımsatan Şıracı, filtreleme yükümlülüğüne de vurgu yaparak, "Bu beklenmeyen bir yükümlülüktü. Basın temel ilkelerinde bu var. Bu gibi filtreleme konularına biraz da ziyaretçiler karar veriyor. Çok genel olarak yalan haberle ilgili, dezenformasyonla ilgili, çocuklarla ilgili ilkeler her zaman olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

'İçeriğimle yapay zekanı eğitiyorsun' davası

Avrupa Birliği'nin direktifi çıkarmasının üzerinden 5 yıl geçtiğini ve o dönemde yapay zekanın bu kadar gelişmediğini hatırlatan Şıracı, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yapay zeka çıktıktan sonra bir daha güncelleyecekler mi? Buna da bakmak lazım. Örneğin, New York Times en önemli içerik üreticilerinden biri ve "Benim içeriklerimle sen yapay zekanı eğitiyorsun" diyerek yapay zeka üreticisi OpenAI'a dava açtı.  Özgün eser sahibi olmak işte bu kadar kıymetli. Bundan sonra, yapay zeka geliştiricilerinin bu gibi durumlarda ödeme yükümlülüğü gündeme gelebilir. Yapay zeka geliştiricilerinin de yapay zeka eğittikleri modeldeki haber içeriklerinden istifade ediyorlar. Bunun ticari sonucu var, bu ticari sonuçtan da yine bu şekilde içerikleri üretenler gelir elde etme noktasına gelebilir."