Digital TV ile yarınlarımız değişecek
Dijital yayınların televizyon, internet ve mobil teknolojilerinde yeniliklerin öncüsü olacağı bekleniyor.
Eski televizyonlarda kanal ayarladığınız günleri hatırlar mısınız? UHF ve VHF bantlarının üzerinde kanallar arası karlı ve parazitli boş alanları geçer en iyi kalitede görüntüyü veren frekansı bulmaya çalışırdık. Bu boşlukların sebebi analog yayında kanalların birbirine yakınlığının elektromanyetik dalgaların birbirine karışmasıyla kimi zaman görüntüyü kimi zaman ses kalitesini bozmasıydı. Bazen de eğer iki kanalın frekansları birbirinden etkilenecek kadar birbirine yakınsa yayınlar birbirine karışırdı. Aynı yayını farklı frekanslarda yakalamak için televizyonumuzun ayarlarıyla oynamaya başlardık.
Bu nostaljik problemler analog yayının rafa kaldırılması ve dijital yayına geçilmesiyle son buluyor. İnsan hayatına sosyal etkisi büyük olan televizyon ne evrelerden geçti? Analog yayın nasıldı? Dijital yayın nedir? Gelecekte neye dönüşebilir?
Televizyonun Tarihçesi
20. yüzyılın en büyük icatlarının başında hiç kuşkusuz televizyon gelir. Yunanca uzak anlamına gelen Tele ve latince görmek anlamına gelen Visio sözcüklerinin birleşmesiyle evlerimizden uzağı görmemizi sağlayan televizyon oluşmuştur. Bu esrarengiz kara kutu elektromanyetik dalgalar yoluyla ilk kez 1920'lerde hareketli resimleri siyah beyaz ve sessiz olarak yayınlamayı başarmıştır. 1930'larda siyah beyaz televizyonlar Amerika'da elektronik eşya olarak satılmaya başlanmış, 1940'larda yoğunlaşılan renkli televizyon çalışmalarının ardından 1950'lerde Amerika'da ilk renkli televizyon satışa çıkarılmıştır. 1960'lar Amerika'da renkli televizyonun popüler dönemidir.
Türkiye, televizyon ile 1950'lerin başında Istanbul Teknik Üniversitesi'nde ilk deneme yayınlarıyla tanışmış. Televizyon altyapısının geliştirilmesiyle TRT kurulmuş ve TRT Kanunu ile Türkiye'de radyo ve TV yayının tekeli TRT Kurumuna verilmiştir. 1968 yılında TRT düzenli olarak siyah beyaz yayına başlamıştır. Tek kanaldan çoklu TRT kanallarına geçilmiş, 1980'lerde de renkli televizyon yayınına başlanmıştır. 1990'lı yılların başında da özel televizyon kanalları yayına başlamıştır.
Analog Yayın Dijital Yayına Karşı
Televizyon yayını ilk günlerinden itibaren analog yayınla gerçekleşmiştir. Bugün televizyon yayınında ulaşılan teknoloji, kanal çeşitliliği ve interaktif kullanım seçenekleri analog yayının yetersiz kaldığını işaret etmektedir. Örneğin, elektromanyetik dalgaların yükseklik farklarından ve aralarındaki engellerden kaynaklanan karlanma, parazit, cızırtı, gölgelenme, kanalların birbirine karışması gibi görüntü ve ses problemleri yaşanabilir. Analog yayın geniş bant yayınlarına elverişli değildir ve 65 kanal yayınıyla sınırlıdır. Ayrıca, analog yayınla bodrum veya giriş katlarında görüntü kalitesini yakalamak için daha büyük anten veya yükselticilerin kullanılması gerekir.
Analog yayının bu eksiklerini gidermek için dijital yayın teknolojisi geliştirilmiştir. Karasal dijital yayında yerel vericiler kanalıyla dijital yayın yapılır. Tek bir kanalın analog yayında taşınması gereken band genişliğinden dijital yayında 4 ila 6 yayın iletilebilir. Sıkıştırma tekniğiyle yayınlar daha dar alanlarda birbirinin ses ve görüntü kalitesini bozmadan yayın yapabilir. Sayısal yayın olarak da tanımlanan dijital yayın mevcut vericilerden analog olarak yapılan televizyon yayınlarını sayısal olarak gerçekleştirir.
Ülkemizde dijital yayın denemeleri yapılmakla beraber henüz analog yayın kaldırılmadı. Dünya genelinde televizyon yayınına bakıldığında 2006 yılında ilk dijital yayını uygulamaya geçiren ülke Lüksemburg. Daha sonra, Hollanda, Finlandiya, Andora, İngiltere, İsveç ve İsviçre dijital yayına geçtiler. Amerika dijital yayına geçen sene geçti.
Dijital sistemlerin yaygınlaşmasının en önemli nedenlerinden biri de mevcut frekans bandından iletilebilecek kanal sayısının artması. 'Türkiye dijital yayına geçiyor' veya 'Türkiye Analog yayına veda ediyor' gibi haberlerde sözü edilen dijital yayın DVB-T (DVB-Terrestrial veya 'karasal dijital yayın'dır. Bu yayın, ülkenin dört bir yanına yayılmış TV vericilerinin yayın yapma temeline dayanır. Dijital yayını alabilmek için, Türkiye'de dijital yayına uygun DVB-T alıcısına sahip televizyonlara ihtiyaç var. Son dönemde satışta olan televizyonların tümünde bu özellik mevcut.
Karasal Dijital Yayının Avantajları
Görüntü Kalitesi
Dijital yayında görüntü ve ses kalitesi analog yayına göre daha yüksektir. Dijital yayın daha yüksek çözünürlük ve bant genişliğine sahiptir. Bugün DVD kalitesinde görüntü vermektedir. Uydu yayınlarında olduğu gibi sinyal seviyesi yeterli olduğu sürece parazitsiz ve dalgalanmasız ses ve görüntü yayını yapar. Analog yayında yansıyarak tekrarlayan frekansların görüntüyü bozmasının aksine, dijital yayında frakansların yansıyarak tekrarlanması görüntü kalitesini arttırır. Yüksek tanımlı (HDTV) veya geniş ekranlı resim (16/9) teknolojilerinin altyapılarına uyumludur. Japonya'da geliştirilen HD yayın sistemi 1920 X 1024 çözünürlüğe kadar çıkabilen bir televizyon yayın sistemidir. Bugün izlediğimiz televizyon sistemlerine göre en az dört kat fazla çözünürlüğe, görüntü kalitesine ve surround ses kalitesine sahiptir. Televizyon teknolojisi eksperlerine göre, bu teknoloji geleceğin yayın standartı olacaktır. TV yayınlarının yanı sıra dijital yayın radyo yayıncılığında da Mono AM, Mono FM, Stereo FM ve CD kalitesinde yayın seçenekleri sunmaktadır.
Yeni Teknolojilerle Uyum
Dijital yayın iPhone tutkunlarına televizyon yayınını getirmekte. Nerede olursanız olun web bazlı izleyebileceğiniz televizyon yayınlarını iPhone, cep telefonu, iPad veya dizüstü bilgisayarınızdan izleme imkanınız olacak. Üstelik aynı DVD'lerde olduğu gibi bir yayını farklı dillerde izlemeniz mümkün olacak. Televizyonlarda bulunan DVB-T Anteninin görevini dizüstü bilgisayarlarda PCMCIA DVB-T kartı görecek.
Dijital yayının sağladığı bir diğer özellik interaktif (etkileşimli) TV yayıncılığı. Digitürk'ten aşina olduğumuz seçilebilir video kanalı, interaktif ev bankacılığı, evden alışveriş ve televizyonu ekran olarak kullanarak internete bağlanmak gibi hizmetler dijital yayınla her eve girecek.
Çevre ve İnsan Sağlığına Duyarlılık
Dijital yayında az sayıda frekans kullanımı aynı zamanda daha az güç harcanması anlamına gelmekte. Bu sayede, elektromanyetik kirlilik de az da olsa azaltılmış olmakta. Çevreye sağlanacak yarar sadece elektromanyetik dalgalar seviyesinde değil. Dijital yayın çatı ve balkonlardan sarkan anten ve kabloların oluşturduğu görüntü kirliliğine de son verecek. Belki uydu antenlerinin sonu olmayacak ama son derece büyük ve eski görünümlü antenlerin ortadan kalkmasını sağlayacak.
Dijital Yayın için Hukuksal Çerçeve
Dijital yayına geçişin hukuksal alt yapısını oluşturmak amacıyla Mart sonunda bir taslak oluşturuldu: IP-TV (Internet Protocol Television), DVB-H (Digital Video Broadcasting-Handheld) ve HDTV (High Definition Television) gibi yeni yayın teknolojilerini kapsayan taslak AB'ye uyum çerçevesinde AB Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi hükümleri esas alınarak düzenlenmiştir.Tasarının temel amacı, dünya ile paralel olarak karasal sayısal yayıncılığa sorunsuz geçişi sağlamak. Bu geçiş süresinde plan şöyle: Bir yıl süresince sayısal frekans ihalesi ve tahsisler gerçekleşecek, tahsis tarihinden itibaren ise üç yıl boyunca analog ve dijital televizyon yayınları paralel olarak sürdürülecek. Yayıncılık alanında yabancı sermaye %25'ten %50'ye çıkarılırken, tekelleşmeyi önlemek için tahsis edilen frekans kapasitesi ve elde edilen gelire göre düzenlemeler getirilecek. Tasarı, RTÜK'ün yetki alanını genişleterek TRT kanallarını ve reyting ölçümlerini denetleyecek.
Dijital Yayın Yarınlarımızı Değiştirebilir
Economist'te 23 Eylül'de yayınlanan bir makaleye göre beyaz alanlar yani analog yayında kanallar arası boş frekanslar yeni dijital devrimin adresi olacak. Bugün Amerika televizyon yayıncılığında beyaz alanlar yani hiçbir yayının yapılmadığı alanlar toplam bant genişliğinin %70'ine eşit. Birçok mobil telefon firması için yeni teknolojilerini geliştirmek için bu beyaz alanların peşinde. Kasım 2008'de Washington DC'deki Federal İletişim Komisyonu (FCC) 59 megahertz ve 806 megahertz frekans aralığındaki alanı nasıl kullanacağını tartışmaya başladı. 2009'da dijital yayına geçilmesiyle beraber bu beyaz alanlar kamuya bilgi satmak isteyen teknoloji firmaları için gözde mecralar haline geldi. 700 megahertz'lik frekanslar AT&T ve Verizon gibi cep telefonu firmalarına 20 milyar dolara satıldı. Bu yüksek frekansların bu kadar değerli olmasının sebebi bu sinyallerin kilometrelerce çok fazla bilgiyi taşıyabilmesi ve hava şartları gibi dış etkenlerden etkilenmemesidir. 700 megahertz'in altındaki frekanslar ise kamu kullanımı için lisanssız kullanıcılara açıldı. Lisanssız kullanım ücretsiz kullanım anlamına gelmiyor, network altyapısının kurulması gerekecek ancak yüksek hızlı broadband mevcut fiyatlardan daha ucuza sağlanabilecek. Yüklü veriler daha uzağa ve daha hızlı bir şekilde paylaşılabilecek. Örneğin, Microsoft 2 km2lik kampüsünde binlerce wi-fi router'ı yerine beyaz alan kablosuz yayınını kullanıyor. Beyaz alanlar orta vadede mobil telefon networklerine alternatif olabilecekler. Akıllı bir telefonla hiçbir mobil şirkette servis almadan skype'tan konuşmalar yapılabilecek. Eğer bu beyaz alanların wi-fi teknolojileriyle geniş çapta uyumu gerçekleşirse, insanların yaşamları televizyon, internet ve mobil teknolojileriyle zamanında değiştiği gibi kökten bir değişime uğrayacak.
Apple TV, Google TV, Dell
Teknoloji şirketleri dijital televizyon pazarında yerlerini almak için çalışmalarını hızlandırıyor. Örneğin, Apple TV'nin yeni versiyonu 99 cent'e kiralama modelini getiriyor. Apple TV yayınıyla istediğiniz film ve dizileri program başına 99 cent ödeyerek istediğiniz zamanda izleme şansınız olacak. Bu düşük fiyat politikası Time Warner gibi Amerikan televizyon devlerinin itirazlarına sebep olurken, ABC, Disney, BBC ve Fox gibi kanallar Apple TV ile anlaşmaya hazır görünüyor. Time Warner'ın itirazının kaynağı milyonlarca dolar harcayan televizyon kanalları ve kullanıcıların durumu.
Google, Sony ve Intel ile ortak yürüttüğü internet televizyonu çalışmasını sürdürmekte. Prototipi tamamlandığı söylenen bu televizyon alıcısının direkt internet bağlantısı ile televizyon kanallarının yanında her türlü sosyal ağ sitesine, YouTube gibi video paylaşım sitelerine girmek mümkün. Alıcı kutusunun işlemcisi Intel Atom, işletim sistemi ise Google geliştirdiği açık kaynaklı Android. Google TV'nin uydu yayın testlerine başlanmış durumda.
Dell, ofis ortamından evlerin oturma odalarına ve salonlarına geçmenin yolunu internet televizyonunda gören bilgisayar firmalarından. Televizyon yayınlarını ve interneti bir arayüzle birleştirmeyi hedefleyen firma, şu an bu alanda yatırım yapıyor.
Dijital yayınların televizyon, internet ve mobil teknolojilerinde yeniliklerin öncüsü olacağı bekleniyor. Bakalım bu yeniliklerin iş ve sosyal yaşamımıza etkileri neler olacak…