”Devlet yılda 600 milyon lira vergi kaybına uğruyor”
ATO Başkanı Aygün, motorin yerine 10 numara yağ kullanımı ve atık yağların yakıt olarak kullanılmasının devlete vergi kaybına neden olduğunu söyledi
ANKARA - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, baz yağların ve atık yağların akaryakıt olarak kullanımının giderek arttığına dikkat çekerek, "Motorin yerine 10 numara yağ kullanımı ve atık yağların yakıt olarak kullanılması devletin yılda en az 550-600 milyon lira vergi kaybına uğramasına yol açıyor" dedi.
Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, yüksek dolaylı vergiler nedeniyle akaryakıt ürünlerinin fiyatının diğer ülkelere göre oldukça yüksek noktada seyretmesinin, motorin yerine 10 numara yağ ve diğer hileli akaryakıtların kullanımını artırdığını, bunun da sektörde haksız rekabete ve kayıt dışı ekonominin büyümesine yol açtığını bildirdi.
Yol kıyılarındaki sanayi sitelerinde, anayolların üzerinde, hatta son zamanlarda şehir içlerinde bile yüz binlerce teneke dolusu hileli ve kaçak akaryakıtın açıkça satıldığını belirten Aygün, yıllardır herkesin gözü önünde yürütülen bu yasa dışı faaliyet yüzünden devletin büyük bir vergi kaybıyla karşı karşıya kaldığını ifade etti.
Aygün, akaryakıt sektörüne, çevre ve insan sağlığına zarar veren, kayıt dışı ekonomiyi büyüten, sektörde haksız rekabete yol açan, makine ve teçhizatı bozan sahte yakıtların satışının bir an önce durdurulması ve soruna en kısa sürede çözüm üretilmesi gerektiğini kaydetti.
Akaryakıt bayilerinden alınan verilerin Anadolu'da motorin satışlarının son aylarda yüzde 20 civarında azaldığını gösterdiğini belirten Aygün, ekonominin nispeten canlanmaya başladığı bir dönemde motorin satışlarının azalmasının temel nedeninin piyasadaki yağ satışları olduğunu belirtti.
Satışı yapılan 250-300 bin ton baz yağın 1 milyar liraya yakın bir piyasa büyüklüğü olduğuna dikkat çeken Aygün, bu yağların akaryakıt olarak kullanılmasının yıllık 250-300 milyon liralık bir vergi kaybına neden olduğunu bildirdi.
Aygün, şunları kaydetti:
"Yapılan hesaplamalara göre 250-300 bin ton baz yağın tamamı, motorin olarak kullanılmak üzere 10 numara yağ adı altında akaryakıt piyasasına sunulursa, yıllık 400 milyon liralık vergi kaybı yaşanıyor. Madeni yağ piyasasında orijinal kullanım amacına göre kullanılmak üzere müstahzar fatura ile (düşük ÖTV ile) piyasaya sunulması halinde oluşan vergi kaybı ise 240 milyon lira olarak hesaplanıyor."
Atık madeni yağlar
Kayıt altına alınmayan, ancak piyasadan bedava toplanan 150-170 bin ton atık yağın da 550-650 milyon liralık bir piyasa büyüklüğüne ulaştığını ifade eden Aygün, kontrol altına alınmayan bu piyasa nedeniyle de ortaya 200–220 milyon liralık vergi kaybı çıktığı tahminlerinin yapıldığını kaydetti.
Aygün, söz konusu atık yağların motorine karıştırılması durumunda 430 milyon liralık, kalorifer yakıtına karıştırılması durumunda 170 milyon liralık, madeni yağ piyasasına sürülmesi durumunda da 310 milyon liralık vergi kaybı oluşacağını belirtti.
Yapılan araştırmaların baz yağların ve atık yağların illegal kullanımından beslenen piyasanın yıllık 1,5 milyar liranın üzerine çıktığını gösterdiğini ifade eden Aygün, devletin bu kayıt dışı piyasa yüzünden sadece ÖTV ve KDV olarak uğradığı kaybın 550-600 milyon lira olarak hesaplandığına işaret etti.
Hiçbir engelle karşılaşmadan, yol kenarlarına astıkları pankartlarla, internette yayımladıkları ilan ve reklamlarla açıktan 10 numara yağ satışı yapıldığına dikkat çeken Aygün, açıklamada şu görüşleri ifade etti:
"Birçok yerde rafineri fiyatının altında, ana dağıtım şirketlerinin bile yapamayacağı fiyat indirimleriyle motorin satışı yapıldığını hepimiz biliyoruz. Bu tür illegal satış yapanların bir akaryakıt istasyonunun günlük satışının dört-beş katı satış yaptığı hesaplanıyor. Bu kaçak satış noktalarının taşımacılık sektöründen çok büyük talep gördüğü de ortada. Çünkü yakıt deposu 300 litre olan bir kamyonun deposunu motorinle doldurmanın maliyeti 938 lirayı buluyor. Eğer aynı depo 10 numara yağla doldurulursa maliyet 600 liraya kadar iniyor. Devletin bir depo motorinden uğradığı vergi kaybı 338 liraya ulaşıyor. Devletin vergi kaybı birilerinin tatlı karı oluyor."
ÖTV farkı ortadan kaldırılmalı
Aygün, akaryakıt sektöründe yasalar içinde faaliyet gösteren işletmelerin yaşadığı bu haksız rekabetin önüne ancak piyasada denetimleri artırarak, yakıt olarak kullanılan yağların vergisini akaryakıtın vergisiyle eşitleyerek geçilebileceğini savundu.
Sinan Aygün sorunun çözümü için şu önerilerde bulundu:
"Hileli yakıt için kullanılan mineral yağ grubunda ÖTV, kimya sanayicilerini mağdur etmeyecek bir formül kullanılarak akaryakıtla eşitlenmelidir.
-Karayolunda yük ve yolcu taşımacılığında kullanılan araçların kilometre bazında yaktıkları yakıt türleri nasıl denetleniyorsa, yağ faturalarının denetimi de aynı şekilde yapılabilir. Bu yolla yağı, yakıt olarak kullanan araçlar belirlenerek ÖTV farkı alınabilir.
-ÖTV oranının düşük olması nedeniyle akaryakıt yerine hileli akaryakıt kullanılması aynı zamanda bir vergi suçudur. Vergi daireleri yapacakları denetimlerde 10 numaralı yağda anormal alımlar yaptığını belirledikleri mükelleflere gerekli cezai yaptırımı uygulayabilirler.
-Yüksek oranda kükürt içerdiği ve çevre sağlığına zarar verdiği gerekçesiyle kırsal motorinin AB normlarına uygun olarak kaldırılmasına hazırlanılan bir dönemde havaya kırsal motorinin 10-15 katı kanserojen madde salınımına neden olan madeni yağların araçlarda kullanılmasına göz yumulamaz. Bu nedenle Çevre Bakanlığı artık konuya müdahil olmalıdır. Anlık denetimlerle egzoz ölçümleri yapılarak, kullanıcılara ve satıcılara caydırıcı cezalar uygulanabilir.
-EPDK'nın piyasada illegal oluşuma kapı açan bu ürünlerin ithalatının denetlenmemesi büyük bir eksikliktir. Tüm petrol ve petrol türevlerinin ithalat izinleri EPDK'dan geçmelidir.
-Akaryakıt alımında ÖTV'den muaf tutulan grupların aldıkları yakıtlar yurt içinde amacına uygun kullanılıp kullanılmadığının tespit ve denetiminin yapılması gerekmektedir.
-Atık yağ toplama, bertaraf ve geri kazanım faaliyetlerin yakından takip edilmelidir."