Deniz seviyesini değil, sesinizi yükseltin

Gerçekleşen kuraklık, sel, fırtına gibi aşırı hava olayları; Türkiye dahil olmak üzere bir çok ülkeyi ciddi şekilde etkiliyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dünya Çevre Günü, çevre sorunlarına dikkat çekmek, doğayı ve dünyayı korumak için küresel farkındalığı artırmak amacıyla her yıl 5 Haziran’da kutlanıyor. Bu yıl Çevre Günü’nün teması “Küçük Adalar ve İklim Değişikliği” olarak belirlendi. Kutlamalar “Deniz seviyesini değil, sesinizi yükseltin” sloganıyla yapılıyor. Birleşmiş Milletler, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde iklim değişikliğinin küresel etkilerinden deniz seviyesindeki artış sorununu gündeme taşırken, Tema Vakfı da, iklim değişikliğinin küçük ada devletlerinin yanı sıra denize kıyısı olan ülkeler için de büyük tehdit oluşturduğu hatırlattı. Atmosferdeki karbondioksit miktarı, insan kaynaklı faaliyetler sebebiyle son 800 bin yıldır gelmediği bir düzeye geldi. Değişen iklimler Dünya’daki tüm ekosistemleri ve medeniyeti etkiliyor. Kuzey Buz Denizi’ndeki buzulların iklim değişikliğine bağlı olarak erimesi ile deniz seviyesi yükseliyor. Gerçekleşen kuraklık, sel, fırtına gibi aşırı hava olayları; Türkiye dahil olmak üzere bir çok ülkeyi ciddi şekilde etkiliyor.

Sel kayıpları deprem kayıplarına yaklaştı 

2013 Dünya Afet Raporu en fazla ölümün siklon, sel ve su baskınlarında yaşandığını gösterirken, sel ve su baskınlarından dolayı 2 milyon insanın mağdur olduğu belirtiliyor. Türkiye’de de, tüm dünyada olduğu gibi, başta kuraklık ve seller olmak üzere meteorolojik ve hidrolojik afetler oldukça sık meydana geliyor, ciddi can ve mal kayıplarına yol açıyor. 2012 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan çalışmaya göre; Türkiye’de insan kaynaklı iklim değişikliğine bağlı olarak sadece büyük şehirlerde meydana gelen sel hasarlarının neden olduğu maddi kayıplar, depremlerin neden olduğu maddi kayıplara yaklaşmış durumda. Bilim insanları, deniz seviyelerindeki artışın önümüzdeki yüzyılda da devam etmesini öngörüyor. İklim değişikliğinin sebep olduğu deniz seviyesindeki artışın, Türkiye’nin kıyı şeridindeki şehirlerini de tehdit etmesi bekleniyor. Bununla beraber, Türkiye’nin içinde olduğu bölge için yapılan öngörüler, iklim değişikliğine bağlı olarak artacak kuraklıklara, su varlığının azalmasına ve ani yağışlarla gelebilecek sellere karşı hazırlıklı olunması gerektiğini de gösteriyor.


TZOB Başkanı Bayraktar: Küresel ısınma çiftçimize zarar verdi

Dünya Çevre Günü nedeniyle açıklama yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tüm dünyayı ilgilendiren iklim değişikliği sorununun küresel düzeyde çözülmesi gerektiğine dikkat çekti. “Ülke olarak bizim de küresel çözüm içinde yer almamız, iklim değişikliğine uyum politikalarımızı belirlememiz ve uygulamamız gerekir” diyen Bayraktar’ın yorumları şöyle: “İklim değişikliği karşısında en hassas bölgelerden birisinin Akdeniz Havzası olduğu biliniyor. Yağışlar azalıyor, kuraklık belirtileri dikkat çekiyor. Ülkemiz küresel ısınma tehdidi altında. Artık iyice belirgin hale gelen küresel ısınma, iklim rejimini bozuyor. Dünyanın bazı bölgelerinde kuraklık yaşanırken, bazı bölgelerini sel götürüyor. Türk çiftçisi de bu yıl kuraklık, don, dolu, fırtına gibi hemen hemen bütün doğal afetleri yaşadı. Bu afetler, çiftçimize büyük zarar verdi. Tüm bu olumsuzluklar gıda güvenliğini tehdit eder boyuta ulaşabilecektir. Hepimiz biliyoruz ki tarım, gıda güvenliği ve sürdürülebilir kalkınma için merkezi bir rol oynamaktadır. Bu nedenle kaynaklarımızı etkin kullanmak ve israfı önlemek zorundayız.”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Güllüce: Düşen yağmur miktarına da bakmak gerekir

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, başta İstanbul olmak üzere pek çok şehirde yağmurun neden olduğu sel ve taşkınları sadece altyapıya bağlamanın doğru olmadığını belirterek, birim saatte yağan yağmur miktarını da dikkate almak gerektiğini dile getirdi. Güllüce, “Tabii ki altyapı sorunu da var, ama bu yağan yağmurun miktarı ile ilgili bir durum. 2006 yılında İstanbul’da saatte 60 kg yağmur yağdı. Bir saatte 60 kg yağınca, burada mühendisliğin gücü de yetmiyor. Belediye Başkanlığı yaparken 14 metrelik yolda yarım saatte 1 metre su yükseldiğini gördüm. Oraya 14 metre çapında boru koysanız bile olmuyor" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir