Davutoğlu Suriye'ye gidiyor
Başbakan Erdoğan, Suriye konusunda artık sabırlarının tükendiğini belirterek "Bu süreç içinde salı günü Dışişleri Bakanı'nı Suriye'ye gönderiyorum" dedi.
İSTANBUL - Başbakan Erdoğan, salı günü Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nu Suriye'ye göndereceğini belirterek "Orada olan görüşmelerde mesajlarımız artık kendilerine kararlı bir şekilde iletilecektir"dedi.
Başbakan Erdoğan, Birlik Vakfının geleneksel iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, bugüne kadar birçok konuda "Acaba halledebilir miyiz?", "Acaba söylenenler yerini bulur mu?" diye çok sabrettiklerini söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ama artık burada da sabrın son anlarına geldik ve bunun için de bu süreç içinde salı günü Dışişleri Bakanı'nı Suriye'ye gönderiyorum. Kendileriyle orada gerekli olan görüşmeleri yapacaklar. Bu görüşmelerde mesajlarımız artık kendilerine kararlı bir şekilde iletilecektir. Bundan sonraki süreç verilecek cevaba ve uygulamaya göre şekillenecektir.
Çünkü biz Suriye konusunu bir dış mesele olarak, bir dış sorun olarak görmüyoruz. Suriye meselesi bizim bir iç meselemizdir. Çünkü bizim Suriye ile 850 kilometre sınırımız var, akrabalık, tarih, kültür bağlarımız var. Dolayısıyla burada olanlar, bitenler bizim asla seyirci kalmamıza fırsat vermez. Tam aksine oradaki sesleri duymak zorundayız, duyuyoruz ve tabii ki gereğini de yapmak durumundayız."
Zengin refah devletlerde görülmemiş felaketler yaşanıyor
Bu yıl, "dünya nimetlerine gark olmuş ülkelerin de petro-dolar zengini, endüstri zengini ülkelerin de halklarını mutlu edemediğini" vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sarsılmaz zannedilen ekonomiler artık sarsılıyor, zengin refah devletlerinde görülmemiş felaketler yaşanıyor. Öte yandan, dünyanın gözü önünde Afrika'da, Somali'de, Etiyopya'da, Kenya'da yaşanan yoksulluk ve trajediler ise insanı, insanlığından utandırıyor. İnsanlık, yekdiğerinin acısına göz yumdukça, ötekinin yarasına merhem olmadıkça, aradığı iç huzuru ve mutluluğu bulamaz, bulamayacaktır."
Afrika için büyük kampanyalar başlattık
Dünyanın her ülkesine, her bölgesine artık Türk insanının merhamet elinin uzandığını dile getiren Erdoğan, Diyanet teşkilatının, Kızılay'ın, TİKA'nın, gönüllü sivil kuruluşların, hamiyetperver milletin, yardımlarını bir an evvel Afrika'ya ulaştırmak için büyük kampanyalar başlattıklarını kaydetti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim medeniyet anlayışımız daima insanlıkla dayanışmayı gerektirir. Yarın inşallah ilk kargo uçağımızı Ankara'dan Mogadişu'ya gönderiyoruz ve ardı ardına gerek kargo uçaklar, gerek gemilerle bu süreci devam ettireceğiz. Gıdasıyla ilacıyla giyinmesiyle vesairesiyle bütün yardımlarımızı inşallah ulaştırmaya devam edeceğiz.
30 sene önce yanı başımızda bir büyük acı yaşanmıştı da 'Hama'da bir bülbül öter, boynu vurulur' demişti değerli kardeşimiz merhum şair Cahit Zarifoğlu. 30 sene sonra bugün, kardeş dediğimiz o ülkenin, Suriye'nin o yaralı şehrinde, o büyük acının hem de bir ramazan günü yeniden yaşatılmasını hangi akıl, hangi vicdan kabul eder? Var mıdır dünyaya, insanlığa bir sözünüz? Çok manidardır demir kafesler ardından nice Müslümanlar biliyorsunuz idam sehpalarına götürüldü. Onları idam sehpalarına götürenler şimdi ayakta değil, sedyeyle bakın nereye gidiyor. Arapların bir sözü var. 'Men dakka dukka'. Böyle bir süreci dünya yaşıyor ama ibret alana ne kadar güzel. Ama ibret almayan için bu süreç çok zarar verir."