Danıştay'dan alkol yasasına durdurma

Danıştay, bakkal ve marketlerdeki alkol satışının durdurulmasını iptal etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Danıştay 13. Dairesi, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 7 Ocak 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin" yürütmesini durdurdu.

Ankara Barosu, yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.

Davayla ilgili ilk incelemesini yapan Danıştay 13. Dairesi, yönetmeliğin bazı hükümlerinin yürütmesini durdurdu.

Daire, Yönetmeliğin 22. maddesinin 4. fıkrasındaki, "Vergisiz satış mağazaları, münhasır alkollü içki satış yerleri, liman, hava limanı, hava meydanlarında bulunan perakende satıcılar haricinde, hacmi 20 cl ve altında bulunan ambalajlardaki alkollü içkiler, işyeri açma ve çalışma ruhsatında belirtilen faaliyet konusu bakkal, market, süpermarket, hipermarket, kuruyemişçi, büfe olan işyerlerinde bulundurulamaz ve bu yerlerde satışa sunulamaz. Toptan satıcıların, perakende satıcılara dağıtım yükümlülüğünü yerine getirirken bu sınırlamaya uyması zorunludur" şeklindeki düzenlemenin yürütmesini durdurdu.

"Hukuka uyarlık görülmemiştir"

Bu düzenleme ile davalı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun hacmi 20 cl ve daha düşük hacimli olan ambalajlı ürünlerin fiyatlarının çok düşük ve ulaşılabilirliğinin kolay olması nedeniyle çocukların ve gençlerin korunmasının amaçlandığını belirttiği ifade edilen kararda, "Bu belirtilmekte ise de ilgili Kanunda alkollü içkilerin 20 cl ve altındaki hacimde ambalajlı olarak piyasaya sunulması yasaklanmadığından, ayrıca bunun alkollü içkinin kullanımını teşvik edici ve özendirici bir yönü bulunduğu konusunda, hukuken kabul edilebilir bir gerekçeye dayanılmadığından, anılan kuralda hukuka uyarlık görülmemiştir" denildi.

Yönetmeliğin, 24. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendindeki, "Çocukları ve gençleri hedef alan veya bu kişilerin ilgi alanına giren etkinlikler ile bu nevi etkinliklerin tanıtımında ve etkinliğin gerçekleştirileceği mekanlarda, alkollü içki markaları veya alkollü içki markalarını çağrıştıracak nitelikteki unsurlar kullanılamaz ve bu etkinliklerde satış ve sunum yapılamaz" hükmünün de yürütmesi durduruldu.

Kararda, Anayasa ve kanunlarda öngörüldüğü üzere, alkollü içkilerle ilgili reklamın, kampanyanın veya promosyon uygulamasının yöneleceği hedef kitlenin seçiminde, bireylerin, özellikle de gençlerin ve çocukların alkolün zararlı etkilerinden korunması amacına uygun olarak seçici davranılarak, çocuklara ve gençlere yönelik olarak gerçekleştirilen eğlence ve etkinliklerde alkollü içkilerin reklam ve tanıtımının ve bu tür organizasyonlarda çocuklara ve 18 yaşından küçüklere yönelik alkollü içki satışının ve sunumunun yasaklanmasında hukuka aykırılık bulunmadığının kuşkusuz olduğu vurgulandı.

Kararda, davalı idare tarafından, söz konusu düzenleme ile "gençlere ve çocuklara yönelik olarak gerçekleştirilen festival, konser ve üniversitelerin bahar şenlikleri gibi etkinliklerde, alkollü içki firmalarının işyerleri dışında stand kurarak veya başka herhangi bir yöntemle öncelikli olarak tanıtım ve reklam yapmak gayesiyle alkollü içki satış ve sunumu yapmasının engellenmesi yoluyla çocukların ve gençlerin alkollü içkiler sektörünce sponsorluk, promosyon, kampanya ve reklam metası olarak kullanılmasının engellenmesinin amaçlandığı" ifade edildiği belirtildi.

Ancak, 4250 sayılı Kanun'un 19. maddesinde ve Yönetmeliğin bu madde hükmüne paralel olarak düzenlenen 6. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, alkollü içki satış ve sunumu yapılabilecek olan yaş sınırının 18 olarak belirtildiği vurgulanan kararda, şöyle denildi:

"4733 sayılı Kanun ile bu hükümler doğrultusunda düzenlenmiş olan Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca, alkollü içkilerin satış ve/veya sunumunun gerçekleştirilebilmesi için belli bir işyerinin fiziki varlığı zorunlu kılınmış, toptan, perakende ve açık alkollü içki satıcılarının, ancak Kurum tarafından kendilerine verilmiş olan satış belgelerinde belirtilmesi zorunlu olan bu işyerlerinde satış ve/veya sunum yapabilecekleri kurala bağlanmıştır.

Buna göre, yetkili bir satıcının, satış belgesinde belirtilen işyeri dışında satış ve/veya sunum yapabilmesi veya işyerinde 18 yaşın altındaki bireylere alkollü içki satışı ve/veya sunumu yapabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, anılan Yönetmelik kuralı, sadece gençleri hedefleyen etkinliklerin Kurumdan alkollü içki satış belgesi almış bulunan işyerlerinde gerçekleştirilmesi halinde, 18 yaşından büyük olan gençlere satış ve/veya sunum yapılmasının yasaklanması sonucunu doğurmaktadır. Bu da, hem Kanun uyarınca 18 yaşını doldurmuş kişilerin içki içme ve satın alma özgürlüğünü sınırlandırması, hem de Anayasa'nın 48. maddesinde güvence altına alınan çalışma hürriyetine aykırı bir düzenleme getirilmiş olması bakımından hukuka uygun bulunmamıştır."

WHO'nun Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi çerçevesinde incelendi

Dairenin kararında, yönetmeliğin 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanun, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun hükümleri ve 25 Kasım 2004 tarih ve 5261 sayılı Kanun'la onaylanması uygun bulunan Dünya Sağlık Örgütü (WHO)Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi ile kabul edilen hususlar çerçevesinde incelendiği belirtildi.

Yönetmeliğin alkollü içkilerin bilgi toplumu hizmetleri vasıtasıyla ya da posta ve benzeri dağıtım hizmetleri yoluyla yapılacak satışlarına ilişkin esasları düzenleyen 11. maddesinin 5. fıkrasında, "Perakende satış belgesini haiz satıcılar, belgeli açık alkollü içki satıcılarına ve nihai tüketicilere, bilgi toplumu hizmetleri vasıtasıyla ya da posta ve benzeri dağıtım hizmetleri yoluyla alkollü içki satışlarını yapabilirler. Perakende satıcılar; fiziki iş yerlerinin yanı sıra internet aracılığıyla açık alkollü içki satıcılarına veya nihai tüketicilere perakende alkollü içki satışı yapmak istediklerinde, satışın gerçekleştirileceği internet adresini Kuruma yazılı olarak bildirir ve bu adres, satış belgesi üzerinde Kurumca belirtilir" kuralının yer aldığı belirtildi.

Kararda, 25 Şubat 2011'de yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile "tüketicilere internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları ya da posta ile sipariş yöntemi kullanılarak tütün mamulleri ve alkollü içki satışı yapılmasının yasaklandığı vurgulandı.

Dolayısıyla, Yönetmeliğin 11. maddesinin 5. fıkrasında yer alan ve alkollü içkilerin nihai tüketicilere, bilgi toplumu hizmetleri ya da posta ve benzeri dağıtım hizmetleri yoluyla satışını mümkün kılan "ve nihai tüketicilere" ve "veya nihai tüketicilere" sözcüklerinin yasal dayanağını yitirdiği ifade edilen kararda, bu nedenle yönetmelik hükmündeki, "ve nihai tüketicilere" ve "veya nihai tüketicilere" ibarelerinin yürütmesinin durdurulduğu bildirildi.

Kararda, 6111 sayılı Kanun ile "haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olanlara, Kurumun düzenlemekle yükümlü olduğu piyasalarda faaliyete ilişkin hiçbir belge verilmeyeceğinin" hükme bağlandığı belirtilerek, kişilerin Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun görev alanına giren piyasalarda mutlak olarak faaliyette bulunmasının engellenmesinin, ancak bu kişiler hakkında, 4733, 4250 ve 5607 sayılı Kanun'a aykırı fiillerinden dolayı kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunması koşuluna bağlandığı belirtildi.

Buna rağmen dava konusu Yönetmeliğin 26. maddesinin 4. fıkrasında "hakkında kamu davası açılmış kişilere satış belgesi verilemeyeceği" hükmünün yer aldığı kaydedilen kararda, bu düzenlemenin de yasal dayanağının kalmadığı ifade edildi.

'Genç' tanımı doğru bulundu

Dairenin kararında, Yönetmeliğin "Tanımlar" başlığını taşıyan 4. maddesinin (ç) bendinde, on beş ile yirmi dört yaş arası dönem içinde bulunan kişinin "genç" olarak tanımlandığı hatırlatıldı.

Davacı Ankara Barosunun, "18 yaşını doldurmuş kişilerin hukuken reşit sayıldığını belirterek, 24 yaş sınırının yasal dayanağı bulunmadığını" ileri sürdüğü ifade edilen kararda, "Yönetmelikte yer alan bu 'genç' tanımı, Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve UNESCO tarafından da benimsenen uluslararası bir standardı ifade etmektedir. Bu tanım, tütün mamulleri ve/veya alkollü içkilerin, 18 yaşını doldurmuş kişilerce kullanılması, tüketilmesi veya  belgesi varsa satılması konusunda herhangi bir engel ve yasak içermemektedir. Dolayısıyla, bu tanımda hukuka aykırılık saptanmamıştır" denildi.

Yönetmeliğin diğer hükümlerinin yürütmesinin durdurulması istemleri reddedilen kararda, şunlar kaydedildi:

"Yönetmeliğin diğer kuralların, tütün mamulleri ve/veya alkollü içkilerin nihai tüketiciye ve piyasaya satışını yapacak satıcı konumundakilerin belgelendirilmesini, ürünlerin güvenli bir şekilde tüketicilere ve tüketicilerin talepleri doğrultusunda satıcılara ulaştırılmasını, pazarlama ve satış faaliyetlerinin, öncelikle kanun koyucunun özellikle çocukları ve gençleri olmak üzere, bireyleri söz konusu ürünlerin zararlı etkilerinden koruma amacına uygun olarak, ürünlerin kullanımını ve satışını teşvik etmek ve özendirmek suretiyle kamusal, toplumsal ve tıbbi nitelikte zararlı etkiler doğurmayacak, tüketici seçeneklerini azaltmayacak ve belli firmalara üstünlük tanınmasına imkân verilmesini engelleyecek şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacak nitelik taşıdığı ve dayanağı olan 4733, 4250, 2918 ve 4207 sayılı Kanun hükümleri ile Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi'ne ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır."

Diğer maddeler de karara bağlanmalı

Danıştay'ın kararına yönelik yorum yapan Mey İçki Üst Yöneticisi (CEO) ve Geleneksel Alkollü İçki Üreticileri Derneği Başkanı Galip Yorgancıoğlu,  sektörü, küçük esnafı, büfeleri, bakkalları, marketleri ve restoranları, bar ile pub gibi açık içki noktalarını ilgilendiren diğer tüm maddelerin de karara bağlanması gerektiğini bildirdi.

Danıştay 13. Dairesinin Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun (TAPDK) 7 Ocak 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ''Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik''in bazı maddelerinin yürütmesini durdurduğunu hatırlatttı. Yorgancıoğlu, Danıştayın kararı, Ankara Barosunun açtığı davayla ilgili olarak aldığını anımsattı. Yorgancıoğlu, Ankara Barosunun yanı sıra, turizm ve sinema sektöründeki işletmeciler, şarapçılar derneği, bira üreticileri ve GİSDER'in de dahil olduğu sektördeki çeşitli kuruluşlarla birlikte Mey İçki'nin de TAPDK'nın yönetmeliğiyle ilgili itirazda bulunduğunu belirtti.

Yorgancıoğlu, promosyon yasağı, bedelsiz ürün ve sampling uygulamaları, noktalarla yapılan sözleşmeler, bakkalların alkollü içkileri tek bir noktada satmaları, alkollü içkilerin diğer gıda maddelerinden ayrılması ve işyeri dışında reklam yasağı gibi önemli yaptırımlar getiren noktaların karara bağlanmadığını vurguladı.

Yönetmeliğin hukuki yönden tam olarak değerlendirilebilmesi için Ankara Barosunun yaptığı başvurunun yanında, sektörün ve bu konu ile ilgili diğer ilgili sektörlerin getirdiği itiraz noktaları bakımından da karara bağlanması gerektiğini düşündüklerini belirten Yorgancıoğlu, ''Danıştay'ın almış olduğu karar bizim açımızdan sürpriz değildir. Ancak sektörü ilgilendiren, küçük esnafı, büfeleri, bakkalları, marketleri ve restoran, bar ve pub gibi açık içki noktalarını ilgilendiren diğer tüm maddelerin de karara bağlanması gerektiği görüşündeyiz'' ifadesine yer verdi.

Bu konularda ilginizi çekebilir