Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dikey mimari yok, yatay mimari
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'dan ecdadın şehircilik anlayışına dikkat etmesini istediğini belirten Erdoğan, "Diyoruz ki dikey mimari yok, yatay mimari" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Diyoruz ki dikey mimari yok, yatay mimari. Önce mescit, sonra sosyal donatı alanları, yani okul vesaire bunlar, onun ardından oralarda çevrecilik, yeşillendirme ve bu arada da inşaların devamı. Bunu böyle yapacağız. Oraya vatandaş yerleştiği zaman bakacak ki 'Benim mescidim, okulum, sosyal donatı alanlarım her şey var ve her taraf maşallah çevrecilik noktasında bitmiş, buraya da yerleşilir' diyecek. AK Parti'nin çevrecilik, şehircilik anlayışı bu. Bunu göstermemiz lazım." dedi.
Erdoğan, partisinin genel merkezinde "Dünya Şehircilik Günü" kapsamında düzenlenen AK Parti Çevre, Şehir ve Kültür Başkanlığı Eğitim ve İstişare Toplantısı'ndaki konuşmasında, bu toplantılardaki istişarelerin, bilgilendirmelerin dalga dalga tüm il, ilçe, beldelere ve mahallelere kadar yayılacağına inandığını söyledi.
"Sıfır Atık" ve "Şehrim 2023" projeleri gibi çalışmalar hakkında katılımcıların bilgilendirileceğini belirten Erdoğan, Sıfır Atık Projesi ile ilgili vakıf kurarak, bu konuda güçlü bir sivil toplum kuruluşuna sahip olmayı hedeflediklerini bildirdi.
AK Parti'nin kurulduğundan beri "Türkiye'nin en büyük partisi" olarak 14 seçim ve halk oylamasından birinci çıkmayı başardığına işaret eden Erdoğan, "İşte bu müktesebatla ülkemizin geleceğinin de inşasını üstlenen AK Parti kadroları, her konuda bilgi ve birikim sahibi olmak zorundadır. Teşkilatlarımızda görev alan her arkadaşımız, birer siyasi temsilci olmanın ötesinde, birer kanaat önderi ve dava insanı olarak milletimizle aramızdaki en güçlü bağı temsil etmektedir. Kendini AK Parti'li olarak gören her arkadaşımız, 'benim olmadığım yerde kimse yoktur' duygusuyla çalışmalarını yürütmelidir." diye konuştu.
Türkiye'nin son 17 yılına damgasını vuran AK Parti'nin, Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmasını, gençlere 2053 ve 2071 vizyonlarını emanet edebilmesini ancak bu şekilde sağlayabileceklerine değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti'liler koşacak ki Türkiye yürüsün, AK Parti'liler günün 24 saati, yılın 365 günü çalışacak ki Türkiye üretmeye, gelişmeye, kalkınmaya devam etsin. AK Parti'liler 81 milyonun her birinin gönlüne girecek ki milletimizin teveccühü hep yanımızda olabilsin. AK Parti'liler her konuda proje üretecek ki ülkemizde yatırımlar kesintisiz bir şekilde sürsün.
AK Parti'liyim diyorsak bizlere durmak, duraksamak, gaflete düşmek, boşa vakit geçirmek, gönül kırmak, medeniyetimize ve kültürümüze mugayir herhangi bir davranış içinde olmak haramdır. Sizlere düşen sadece ülkemizin ve milletimizin büyümesi, ilerlemesi, kalkınması yolunda çalışmak, milletimizle partimiz arasındaki bağı sürekli güçlendirmektedir. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri'nden de sizlerin özellikle gayreti, milletimizin teveccühü ve Allah'ın izni sayesinde inşallah alnımızın akıyla çıkacağımıza inanıyorum."
"Hepsinde ecdadımızın bıraktığı izlere rastlarsınız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendine vatan yaptığı coğrafyaları imar ve inşa eden, kültürünü ve medeniyetini sürekli ileriye taşıyan bir milletin mensubu olunduğunu vurguladı.
Bazılarının "göçebe" kavramı üzerinden Türk milletini iğnelemeye kalktığına dikkati çeken Erdoğan, "Halbuki biz sadece bir coğrafyadan, bir başkasına gitmekle kalmamış, aynı zamanda yerleştiğimiz her yeri abad etmiş bir milletiz. Bugün gidin Orta ve Güney Asya'ya, Kafkasya'ya, Balkanlar'a, Akdeniz ve Karadeniz havzalarına hepsinde de ecdadımızın bıraktığı izlere rastlarsınız." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Nazım Hikmet'in "Davet" isimli şiirinin "Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim." dizesini okuyarak, şunları söyledi:
"Evet, uzaklardan gelmiş olsak da Akdeniz'e kısrak başı gibi uzanmış ve ayak bastığımız her yere mührümüzü vurmuşuzdur, biz böyle bir milletiz. Üstelik ecdadımız sadece şehirleri inşa etmekle kalmamış, onlara kendi ruhunu da üfleyerek hepsini de bize ait hale getirmiştir. Mesela Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'u fethettiğinde bazıları bu şehrin kimliğinin, kültürel yapısının bozulacağını öne sürdü. Halbuki tam tersi oldu, biz İstanbul'u kendi kimliğimizle daha da geliştirdik, İstanbul da bizi aynı şekilde zenginleştirdi."
Erdoğan, tüm şehirlerde taşla toprak arasında, eksiğiyle fazlasıyla insanın kültürünün, gönül dünyasının zenginliklerinin de görüldüğünü belirterek, eskilerin "Bir şehri aziz kılan, o şehrin sakinleridir." sözüyle şehirle insan arasındaki bu ilişkiyi anlattığını kaydetti.
"Dikey mimari yok, yatay mimari"
Erdoğan, "Yahya Kemal, bizim şehirlerimizi nasıl anlatıyor? Ecdat, bir yere yerleşeceği zaman önce mescidini yapar, onun yanına hamamını kondurur, yakınında da mezarlığını seçerdi. Solmadığı ve yekpare olduğu için tevhidin temsilcisi olarak gördüğü selvileri diker, sonra bunların etrafına evlerini inşa ederdi. Yani şehircilik anlayışı bu ve böylece toprak imana gelirdi' diyor. Şimdi böyle bir anlayış var mı?" diye konuştu.
Bu konuda çalışma arkadaşlarını uyardığını, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'dan ecdadın şehircilik anlayışına dikkat etmesini istediğini belirten Erdoğan, "Diyoruz ki dikey mimari yok, yatay mimari. Önce mescit, sonra sosyal donatı alanları, yani okul vesaire bunlar, onun ardından oralarda çevrecilik yeşillendirme ve bu arada da inşaların devamı. Bunu böyle yapacağız. Oraya vatandaş yerleştiği zaman bakacak ki 'Benim mescidim, okulum, sosyal donatı alanlarım her şey var ve her taraf maşallah çevrecilik noktasında bitmiş, buraya da yerleşilir' diyecek. AK Parti'nin çevrecilik, şehircilik anlayışı bu. Bunu göstermemiz lazım."
"Sahip olduğumuz mirasın farkında değiliz"
"Böyle bir aşkla kurulmuş veya ihya edilmiş şehirlerden bilgileriyle ve yürekleriyle güçlü nesillerin yetişmesinden daha tabii ne olacaktır?" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"İşte çıkmış okul yapmaktan bahsediyor. Git, o senin işin değil. Bay Kemal sizin bu noktada yüreğiniz yok. Zihninizin köşesinde böyle bir şey yok. Bu kadar anlatıyoruz, 'Şu kadar derslik yaptık.' Demek ki kulağı var duymuyor. Ne kadar öğretmen atadık, bunları anlatıyoruz ama kulağı var duymuyor. Bu bizim işimiz ve geldiğimizden bu yana 70-75 daha da fazla sınıflarda öğrenci ortalaması varken Bay Kemal, şimdi bu sayı 30'a düştü. 30'un üzerindeki sayılar, derslikler de çok çok az. Öğretmenlerimizin sayısı keza öyle. Nerelerden nereye geldik ama bunu ona ya kimse anlatmıyor veya anlatıyorlar işine gelmiyor."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için "Bir defa yalan bunun zaten en büyük sermayesi" ifadesini kullanarak, "Bundan daha büyük sermayesi yok. Bunu da 'Türkiye'de yalanı en güzel kim söyler?' diye sorduklarında hiç düşünmeden cevap verin, Bay Kemal." diye konuştu.
Buhara, Semerkand, Tebriz, Kudüs, Medine, Bağdat, Şam ve Kurtuba gibi medeniyetin sembol şehirlerine bakıldığında cedlerin inşa etmediklerini, ibadet ettiklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tasavvuruna uygun şekilde oralarda insan merkezli mekanlar görürüz. Ağacıyla çiçeğiyle suyuyla ormanıyla çevrede bu şehirlerin hep ayrılmaz birer parçasıdır. Mimarinin ihtişamıyla manevi derinliğin ve tevazunun aynı anda buluştuğu şehirlerimize yeterince sahip çıkamamış olmamız en büyük kaybımızdır. Medeniyetin maddi unsuru olan mekan ve kültür üretimi konusunda sahip olduğumuz kadim mirasın hala tam olarak farkında olmadığımızı, olamadığımızı düşünüyorum. Son iki asırda sadece siyasi ve askeri üstünlüğümüzü değil aynı zamanda medeniyetimizin kainat tasavvurunu, kültürümüzün mayasını, şehirlerimizin maalesef ruhunu da kaybettik.
Batı medeniyetinin insan fıtratı yerine bireysel hırsı esas alan anlayışı, üstelik de her türlü zevkten, estetikten, güzellikten mahrum bir şekilde ülkemizi işgal ettiğini görüyoruz. Edebiyattan müziğe, sinemadan mimariye kadar her alanda küresel düzeyde yaşanan tekdüzeleşme gücünü farklılıklarımızdan alan zenginliğimizi önemli ölçüde ne yazık ki ortadan kaldırdı. Eskiden her biri diğerinden güzel eserlerimizle donatarak, içinde ruhumuzu özgür bıraktığımız yerler daha sonra çirkinliklerin kuşatması altında sadece ruhumuzun değil bedenimizin de maalesef zindanlarına dönüştü."
Binaların yükseldiğini, yolların büyüdüğünü, araçların modernleştiğini, altyapıların geliştiğini fakat gönüllerin çoraklaştığını, çölleştiğini ve karardığını vurgulayan Erdoğan, geçen 16 yılda insanların hayat kalitesini yükseltmek için pek çok hizmeti hayata geçirdiklerini anlattı.
Maalesef gönül çoraklaşmasının önüne geçmekte tam başarılı olamadıklarına işaret eden Erdoğan, "İnşallah önümüzdeki dönemde gücümüzü ve imkanlarımızı, gönüllerimizi zenginleştirmek, medeniyetimizi yükseltmek, kültürümüzü hızlandırmak için daha çok kullanacağız. İşte bu ekip, genciyle kadınıyla erkeğiyle daha çok çalışacak." ifadelerini kullandı.
Salondaki vatandaşların "Allah'ın izniyle başaracağız." ifadesine Erdoğan, "İnşallah bu kararlılığınızla 31 Mart'tan da çok büyük bir başarıyla çıkacağız." dedi.
Fatih Sultan Mehmet'in "Özellikle hüner bir şehir bünyad etmektir. Reaya kalbin abad etmektir." sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu söz, hem hükümetteki hem belediyelerdeki çalışmalarımızda bizim rehberimiz olacaktır. Siyasi parti olarak, icraatlarımızın önceliğini elbette milletimizin ihtiyaçları belirliyor. AK Parti olarak iktidara geldiğimizde karşımızda her alanda olduğu gibi çevre, şehir ve kültür konusunda da sorunlu bir ülke bulduk. Hemen kolları sıvadık ve çalışmaya başladık. Milletimiz başını sokacak ev bulamıyordu, TOKİ vasıtasıyla 837 bin konut inşa ederek özel sektöre de örnek teşkil eden bir şehircilik hamlesi başlattık. Bu süreçte ülkemize en büyük katkılarımızdan biri de Selçuklu, Osmanlı ve modern mimari yaklaşımının sentezi yeni projeler geliştirmiş olmamızdır."
Erdoğan, AK Parti Genel Merkez binasından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne kadar projesinde söz sahibi oldukları tüm binaların bu mimariye göre inşa edilmesini sağladıklarını söyledi.
Şimdi aynı anlayışı TOKİ'nin tüm projelerine yansıttıklarını, yerel mimariyle modern ihtiyaçları bütünleştiren projelerle şehirleri donattıklarını dile getiren Erdoğan, "Kentsel dönüşüm çalışmalarında öncelikle büyük şehirlerimizin etrafını bir 'ur' gibi saran gecekondu bölgeleriyle çirkin olduğu kadar sağlıksız binalardan oluşan semtleri hedefledik. Buralar inşaat kalitelerinin kötü olmaları sebebiyle aynı zamanda depremde zarar görme riskinin de yüksek olduğu yerlerdir." değerlendirmesini yaptı.
Halen 53 farklı kentteki 229 riskli alandaki çalışmaların sürdüğünü belirten Erdoğan, bu kapsamda 30 kentteki 133 kentsel dönüşüm ve gelişim alanı belirlediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, imar barışına da değinerek, "İmar barışıyla ülkemizin her köşesine yayılmış 13 milyon imarsız birimin hukuki sorununu, yani buraların kullanıcısı olan vatandaşlarımızın devletle ihtilafını çözmeyi hedefliyoruz. Şu anda başvurular sürüyor. İnşallah bu sıkıntılı yerlerin yaklaşık yarısı imar barışından faydalanacak görünüyor. Bu süreçte birilerinin süreci istismar etmesine, fırsata çevirmesine asla göz yummuyoruz." ifadelerini kullandı.
Sıfır atık projesi hızla yaygınlaşıyor
Atık suyu hizmeti verilen belediyelerin nüfusa oranının da yüzde 85'i geride bıraktığını ifade eden Erdoğan, mavi bayraklı plajların sayısının 459'u bulduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sıfır atık projesinin hızla yaygınlaştığına işaret ederek, doğal gazın yaygınlaşmasıyla şehirlerin hava kirliliği sorununun önemli ölçüde çözüldüğünü, 3 ilin kaldığını, yıl sonuna kadar onun da bitirileceğini söyledi.
Yeşilin, ağacın, ormanın ve suyun korunması hususunda, tarihi yatırımlara imza atıldığını dile getiren Erdoğan, "Bereketli ovalarımızı koruma altına alıyoruz. Bugüne kadar toprak büyüklüğü 69 milyon dekarı bulan 243 ovamızı bu kapsama dahil ettik. Orman varlığımızı bir buçuk milyon hektar artırarak 22,3 milyon hektara çıkardık." dedi.
Erdoğan, AK Parti iktidarları döneminde, 4 milyar fidanın toprakla buluşturulduğunu belirterek, fidan üretiminin yılda 350 milyona yükseltildiğini, böylece toprakların erozyonla sulara karışıp gitmesinin önüne geçildiğini vurguladı.
İnşa edilen 538 yeni baraj ve 247 yeni gölet ile azgın sulara gem vurulduğunu ifade eden Erdoğan, böylece su depolama kapasitesini 166 milyar metreküpe çıkartarak, en kurak yılda bile vatandaşların ve toprakların susuz kalmasını önlediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin'den Kıbrıs'a yapılan su hattı projesinin, kendi alanında dünyada bir ilk olduğuna dikkati çekerek, "GAP'ı büyük ölçüde tamamlarken bunun kadar önemli gördüğümüz Konya'daki mavi tünel projesini de hizmeti sunduk." dedi.
AK Parti'nin icraat listesinin uzun olduğunu vurgulayan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nin ilgili birimlerinin, seçim öncesi bunları yazılı ve görsel olarak salonda bulunan katılımcılara ulaştıracağını söyledi.
Her bir icraatın milletin zihnine ve gönlüne nakış nakış işlenmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "(Bunu zaten bilmiyorlar mı) demeyin. Her zaman söylüyorum, 'Hafıza-i beşer nisyan ile maluldur.' Yani insanoğlunun hafızası unutkandır, hep unutudur. Onun için hep anlatacağız. Velev ki 180 kere de olsa, anlatacağız. Özellikle gençlerimize ve kadınlarımıza bunları çok iyi anlatmalıyız. Milletimiz nereden nereye geldiğini iyi bilmeli ki hedeflerimizin ne mana ifade ettiğini daha iyi görebilsin." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin hem genelde hem de yerelde yapılan hizmetleri vatandaşlara tekrar anlatabilmek için önemli bir fırsat olduğunu vurgulayarak, mevcut belediyelerin bulunduğu yerlerin millet bahçeleriyle daha ileri taşınabileceğine işaret etti.
Ailelerin çocuklarıyla millet bahçelerine gelmelerini isteyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yatsınlar, yuvarlansınlar orada çocuklarıyla birlikte. Onlar orada yattıkça, onlar orada çocuklarıyla birlikte koştukça, kimi hatırlayacak? Bizi hatırlayacak. Bunu yapalım. Arkadaşlarımıza da şunu söylüyoruz. Millet bahçelerini yaparken hem belediye başkanlarımız, çevre, şehir, bir kenarına bir millet kıraathanesi koyalım. Üniversitelerimizin olduğu yerlerde millet kıraathanelerimizi yaygınlaştıralım. Oralarda çayı, simidi, kek, hepsi olsun. Orada kitap okurken, orada dersini çalışırken, bir ara da kalksın gelsin oradan çayını alsın, kekiyle beraber. Hem okusun hem de bu şekilde çayını yudumlasın ve bize dua etsin. Ben 'millet kıraathanesi' dedim, onlar, 'kumarhane' anladılar. Derviş diyemeyeceğim bunlara. Zikir, fikir meselesi."
Mevcut belediyelerin bulunduğu yerleri daha ileriye taşımak, henüz AK Parti hizmetleriyle tanışmamış belediyeleri ise bu imkana kavuşturmak için seçime veya seçim gününe kadar sıkı bir çalışma yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bugüne kadar hep yanımızda olan milletimizin, şayet kendimizi doğru ve tam olarak anlatırsak bu seçimde de yine tercihini bizden yana kullanacağından ben şüphe duymuyorum. Ben milletime güveniyorum, milletime inanıyorum. Milletim bizi bu yolda hiçbir zaman yalnız bırakmadı, yine bırakmayacak. Ben buna inanıyorum."
Toplantıya Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile AK Parti Genel Başkan Yardımcıları da katıldı.
Konuşması sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, çevre dostu çalışmaları kapsamında, Türkiye'de ilk defa TSE tarafından AK Parti Genel Merkezi'ne verilen "iklim dostu kuruluş" sertifikasının bulunduğu tablo hediye edildi.