Cihaner'in 'ivedilikle salıverilmesi' talep edildi
Avukat Turgut Kazan'ın sunduğu 'ivedilikle salıverilsin' dilekçesinde yapılan işlemlerin yasal olmadığı iddia edildi
İSTANBUL - Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in avukatı Turgut Kazan, müvekkilinin ''ivedilikle salıverilmesi'' talebiyle Beşiktaş'taki Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe verdi.
Turgut Kazan, dilekçesinde, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında, 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunu'nun 82, 83. ve 87. maddelerine aykırı soruşturma başlatıldığını, 88. maddeye aykırı arama, gözaltı ve sorgu kararı verildiğini savundu.
Kazan, '85. maddeye açıkça aykırı tutuklama ve 92. maddeye aykırı itirazın reddi kararı verilmesinin tümüyle yok sayılması gereken işlemler' olduğu gerekçesiyle müvekkilinin ivedilikle salıverilmesini talep etti.
Dilekçede, Cihaner'in 2002 yılında birinci sınıfa ayrıldığı, dolayısıyla Cihaner'in 2802 sayılı yasanın 90. maddesine göre ancak Yargıtay 11. Ceza Dairesinde yargılanabileceği belirtilerek, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 250/3. maddesinde de ''Yargıtay'ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümlerin saklı olduğu, yani birinci sınıf yargıç ve savcıların asla özel yetkili mahkemelerde yargılanamayacağının amir olduğu'' vurgulandı. Bu durumda savcılığın 20 Nisan 2009 tarihli fezlekesinde belirtildiği gibi CMK'nın 250/1. maddesinin ancak 250/3. maddesiyle birlikte değerlendirilebileceği belirtilen dilekçede, şöyle denildi:
"Soruşturma 2802 sayılı yasanın 82, 83 ve 87. maddelerine aykırı olarak başlatıldığı gibi, 88. maddeye aykırı arama, gözaltı karı verilmiş ve yine 88. maddeye aykırı sorgu uygulanmıştır. 85. maddeye aykırı olarak görevli mahkemede değil, görevsiz-yetkisiz bir 'naip hakimce' tutuklama kararı verilmiş ve itirazımızda 92. madde de gösterilen görevli mahkemece değil, görevsiz-yetkisiz bir mahkemenin başkanı olan bir hakim tarafından reddedilmiştir. Dolayısıyla tutuklama dahil, Erzurum Özel Yetkili Savcılığı ile naip hakimlerce alınan kararlarla yapılan işlemlerin yasal dayanağı yoktur"
HSYK'nın yetkiye ilişkin kararının da söylediklerini doğruladığını kaydeden Kazan, dilekçesinde "Bu nedenle çuvallar dolusu yazılı belgelerin tasnifi, incelenmesi ile yetki görev gibi sorunların düşünülüp değerlendirilmesi beklenmeden işlemlerin hepsi ve özellikle bir başsavcının fiilen tutulmuş olması tümüyle yok sayılması gerekeceği için öncelikle 'ivedilikle müvekkilimin salıverilmesinin sağlanmasını' diliyor, durumu takdirlerine sunuyorum" talebine yer verdi.