CHP'nin 7. Genel Başkanı Kılıçdaroğlu

Kılıçdaroğlu, Atatürk Spor Salonu'nda yapılan kurultayda, geçerli bin 189 oyun tamamını alarak, CHP'nin 7. Genel Başkanı oldu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - CHP 33. Olağan Kurultayı'nda İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığına seçildi.
Kılıçdaroğlu, Atatürk Spor Salonu'nda yapılan kurultayda, geçerli bin 189 oyun tamamını alarak, CHP'nin 7. Genel Başkanı oldu.
Kurultayda, 8 oy da geçersiz sayıldı.
CHP 33. Olağan Kurultayı'nda genel başkanlık için tek aday olarak gösterilen Kılıçdaroğlu, kurultayda yaptığı konuşmada Bülent Ecevit'ten Deniz Baykal'a kadar kendilerine bırakılan görkemli tarihin sahibi olacaklarını ve onu çağdaş uygarlığa taşıyacaklarını söyledi.
"Başbakan Kemal" sloganları arasında konuşmasını sürdüren Kılıçdaroğlu, iki olayın yüreklerini burktuğunu belirtti. Baykal'a karşı yapılan komplonun sahiplerinin henüz ortaya çıkarılmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "O faililleri bulmak bizim boynumuzun borcudur: Bu koplonun bir parçası değilse hükümete düşen görev failleri çıkarmak zorundadır. Yoksa CHP iktidarında sonuna kadar gideceğiz ve bulacağız onları" dedi.
Zonguldak'ta 30 maden işçinin yaşamını yitirdiğini de anımsatan Kılıçdaroğlu, işçilerin ailelerine ve Türk ulusuna başsağlığı diledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ölümün mesleğin kaderinde olduğunu" söylediğini belirten Kıçıldaroğlu, "Dünyanın her yerinde maden çıkarılır. Bizim kadar yaşamını yitiren emekçi var mı? Nasıl oluyor da başka yerde kader olmayan olay Türkiye'de kader olabiliyor? İş güvenliğini onlara öğreteceğiz. Ölen işçilerin tamamı taşeron işçi. CHP iktidarında taşeronloğu kesinlikle gömeceğiz" diye konuştu. 
Kılıçdaroğlu, örgütlenmeden korkmayacaklarını, örgütlü toplum istediklerini kaydetti.
 
"Mustafa Kemal'in koltuğunda oturacağım"
 
Kılıçdaroğlu, sonuçların açıklanmasının ardından yaptığı teşekkür konuşmasında, çok ağır bir görev üstlendiğinin bilincinde olduğunu ifade ederek, "Mustafa Kemal'in, İnönü'nün, Bülent Ecevit'in, Deniz Baykal'ın koltuğunda oturacağım. Bu koltuğun zorluğunu biliyorum. Bu koltuğa oturanlar halkı için çalıştı, kendisi için değil. Bunu yapacağız" dedi.
Görevlerinin asıl şimdi başladığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Artık mücadeleyi ülkenin her tarafına götüreceğiz ve çalışacağız. Bana düşen sorumluluğun bir parçası da size düşüyor. Hep beraber mücadele etmek beraber yola çıkmak zorundayız. İktidar koşusunun asıl aslanları, kaplanları sizlersiniz. Eğer bu mücadeleyi sağlıklı götürürsek, halkla kaynaşırsak, halkının terinini kokusunu bedenimizde, ruhumuzda hissedersek çözemeyeceğimiz hiç bir anahtar yoktur. Bana yüklediğiniz bu görevin bilincinde ve sorumluluğunda olarak hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum."

CHP 33. Olağan Kurultayı'nda Genel Başkanlık seçimiyle birinci gün çalışmaları tamamlandı. Bugün saat 12.00'de toplanacak olan kurultayda Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeliklerine seçim yapılacak.
 
Baykal, telefonla arayarak kutladı
 
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu'nu telefonla arayarak kutladı ve başarılar diledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kılıçdaroğlu'na tebrik telgrafı gönderdi.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de Kılıçdaroğlu'na kutlama mesajı gönderdi. Şahin'in mesajı şöyle:

"CHP'nin 33. Olağan Kongresi sonucunda Genel Başkanlığa seçilmeniz nedeniyle tebrik ediyorum. Türk siyasi hayatında önemli bir yeri olan CHP'nin, yönetiminizde ülkemize ve demokrasimize katkılarda bulunacağına yürekten inanıyorum."

 
 
"Artık iktidara koşuyoruz"
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'nin içişlerine karıştığını ileri sürerek, "Sayın Başbakan herhalde ülkeyi yönetemediği için CHP'nin iç işleriyle uğraşmaya başladı. Benim bildiğimi hiçbir Kasımpaşalı dedikoduyla uğraşmaz. Benim bildiğim Kasımpaşalılar bel altı vurmazlar. Ondan Kasımpaşalılık unvanını almak da Kasımpaşalıların görevi artık" dedi.
AK Parti iktidarının politikalarını eleştiren ve güdümlü bir yönetim olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, CHP'nin iktidara gelmesi halinde ülkeyi halkla beraber, hakça yöneteceğini söyledi. CHP'nin ulusal değerleri koruyacağını, ulusal çıkarları savunacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yoksulluğun, işsizliğin, haksızlığın, rüşvetin sonunu getirmenin CHP iktidarına nasip olacağını ifade etti. 
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de demokrasi çıtasını yükseltmek zorunda olduklarını belirterek, AK Parti iktidarının "demokrasi, demokrasi" diyerek demokrasiyi katlettiğini ileri sürdü.
CHP'nin iktidara gelmesi durumunda yapacakları çalışmalar hakkında da bilgi veren Kılıçdaroğlu, yargının sorunlarına çözüm üreteceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Size söz, özel yetkili mahkemelere de son vermek bizim görevimiz olacaktır" dedi. İktidarın "onurlu dış politika" dediğini, ancak "Dubai'ye giderek, 1 milyar dolara Türkiye'nin onurunu masaya yatırdığını" iddia eden Kılıçdaroğlu,"Bunun hesabını sormak bizim boynumuzun borcudur" diye konuştu. 
CHP'nin 33. Olağan Kurultayı'nın tarihi bir kurultay olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Artık uzun yürüyüşümüzü başlatıyoruz. Bu partinin bütün üyeleri, yöneticileri artık düğmeye basıyoruz. Yürüyüş değil, artık iktidara koşuyoruz" dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz Türkiye'yi içinde bulunduğu çıkmazdan çekip çıkarmaya mecburuz. Bunu ancak CHP yapabilir. Çünkü CHP, Kuvayı Milliye demektir, çünkü CHP Müdafaa-i Hukuk demektir, çünkü CHP Anafartalardır, Conk Bayırı'dır İzmir'de Hasan Tahsin, Lozan'da İnönü'dür. Erzurum'da Nene Hatun, Kahramanmaraş'ta Sütçü İmamdır. Genlerinde ulusal çıkarları korumak, halkının çıkarlarını korumak vardır. CHP değişimci ve devrimcidir. Değişimi ve devrimi sonuna kadar götüreceğiz. Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz. Demokrasinin çıtasını yükselteceğiz. Korku imparatorluğu değil, sevgiyi egemen kılacağız. Kardeşçe beraber olacağız. Kine kitabımızda asla yer yoktur. Bir ozanımızın dediği gibi 'yok edeceğiz insanın insana kulluğunu'. Kardeşçe yaşayacağız, barış türküleri söyleyeceğiz. Hep beraber bu coğrafyada kucaklaşarak güzel Türkiye'yi yeniden yaratacağız. Bütün toplum katmanlarıyla beraber olacağız. Bu ülkeyi kuran lider şunu söylüyor; 'çalışmadan yorulmadan ve üretmen rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler evvele hasiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar'...."
"Ekonomiyi bilmiyor"
AK Parti'nin ekonomi politikalarını da eleştiren Kılıçdaroğlu, üreten Türkiye'yi yeniden kuracaklarını söyledi. Çağdaşlığı ve yenileşmeyi teşvik edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Sanayici artık bu ülkenin kamu görevlisidir. Sanayici üretecek, istihdam yaratacak. Onun önünü biz açacağız" dedi.
Türkiye'nin ekonomik bakımdan dışa bağımlı hale getirildiğini de ileri süren Kılıçdaroğlu, bunun hesabını da mutlaka soracaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Biz herkese her ortamda olanak sağlayacağız. Yeterli katma değer yaratalım, yeter ki yarattığımız katma değeri hakça bölüşelim. Biz üreticinin cezalandırıldığı değil ödüllendirildiği bir düzen getireceğiz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, ülkenin en önemli sorunlarından birinin işsizlik olduğunu da belirterek, işsizliğin toplumda moral değerlerin kaybolmasına neden olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan'ın her işadamının bir işçi istihdam etmesi halinde işsizliğin büyük ölçüde önleneceği yönündeki önerisini de eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bu hayata geçti mi? Geçmedi. Çünkü Recep Bey ekonomiyi bilmiyor. Ekonomiyi bilmeyen birinin ülke yönetmesine hazır mısınız? O zaman bunları alaşağı etmeliyiz, sandıkta bunları gömmeliyiz" dedi. 
AK Parti'nin fakir fukara edebiyatı yaptığını ileri süren Kılıçdaroğlu, sözlerini "Bunlar fakir fukara edebiyatı yaptılar ama hepsi köşeyi döndü. Verdiği sözün arkasında duramayan yiğit değildir. Yiğit adam verdiği sözün arkasında durur" diye sürdürdü. 
Kılıçdaroğlu, terörün önlenmesi için bu bölgelere yatırım yapılması, işsizliğin yoksulluğun önlenmesi gerektiğini de ifade ederek, mayınlı arazilerin temizlendikten sonra bölge halkına dağıtılacağını ifade etti.
 
@page@
"Etnik kimliği koyan siyaseti olmayacak"
Kılıçdaroğlu, CHP 33. Olağan Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Hükümete eleştiriler yöneltti ve partisinin iktidara gelmesi halinde yapacaklarını anlattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetin odağına etnik kimliği koyan siyasetin, kendilerinin dostu olamayacağını ifade etti. Kılıçdaroğlu, siyasetin odağına inançları ve etnik kimliğin konulmasının, toplumda ayrışmayı dinamitlediğini ancak kendilerinin beraber olmanın çabasını göstereklerini kaydetti.
Kimsenin anne ve babasını seçme olanağının bulunmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "O zaman siyasete nasıl etnik kimliği koyarsınız?" diye sordu.
Her etnik kimliğe, her inanca saygılarının olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, her etnik kimlikteki vatandaşın başlarının üstünde yerleri olduğunu, ayrışma politikalarını ters yüz edeceklerini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, temiz duyguların sömürlerek siyasete malzeme yapılmasına oy verilmemesini isteyerek, "vatandaşı soya soya havuzlu villalar yapılmaya başlandığını" öne sürdü. 
Ülkede herkesin karnının doyacağını, refah devletini tabana yayacaklarını, halkla beraber yola çıkacaklarını, Türkiye'de barış, kardeşlik rüzgarlarının eseceğini belirten Kılıçdaroğlu, omuz omuza Türkiye'nin kaderini değiştireceklerini, her inanca ve etnik kimliğe saygı göstereceklerini anlattı.
"Emekliler AKP'yi malulen emekli etmek zorunda"
Kılıçdaroğlu, konuşmasında emeklilere yönelik taahhütlerini de sıraladı.
Türkiye'de 9 milyon 200 bin emeklinin bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Emekliler, ilk seçimlerde AKP'yi malulen emekli etmek zorundadırlar" dedi.
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, çıkardığı bir yasayla emeklileri ikinci sınıf vatandaş yaptığını savunarak, emeklileri, birinci sınıf yurttaş yapacaklarını söyledi. Emeklilere, milli gelirden pay vermenin, partisinin boynunun borcu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, emeklilerin yıllardır beklediği intibak yasasını CHP iktidarında mutlaka çıkaracaklarını belirtti.
Gittiği yerlerde, emeklilerin geçinememekten şikayetçi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "İyi de geçinemiyorsanız, niye AKP'ye oy veriyorsun, senin haklarını ben savunuyorum. Senin istediğin değişiklikler, CHP'nin iktidarından geçer"  görüşünü dile getirdi.
"CHP iktidarında ekonomi neymiş görecek"
Kılıçdaroğlu, 2 milyon esnafın can çekiştiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ise "Küçük bakkalların tamamının birleşerek, süpermarket kurmasını" önerdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Ben diyorum, Recep Bey ekonomi bilmiyor, siz inanmıyorsunuz. Kim bu aklı fikri veriyor ona, onu da anlamıyorum, CHP iktidarında ekonomi neymiş görecek" dedi.
İnançlarına göre, sağ elin verdiğini sol elin görmemesi gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, sözlerini, "Recep Bey'e sormayacak mıyız senin yaptığın nedir; inanç, insaf, insan onuru var mı? Sen bir insanın yoksulluğunu nasıl teşhir edebilirsin, yoksulluğuyla nasıl oynayabilirsin. Bunlar, sosyal devleti unuttular" diye sürdürdü.
Konuşmasını, "Devrimci Kemal" sloganları arasında sürdüren Kılıçdaroğlu, halkın devrimcisi olacaklarını söyledi.
"Kesinlikle AKP halka hesap verecek"
Kılıçdaroğlu, bir tek çocuğun bile yatağa aç girmemesinin mücadelesini vereceklerini kaydederek, "Bunlar yurttaşlık kavramını ortadan kaldırıp, kul mantığını getiriyorlar, sosyal devleti kaldırıp sadaka devletini getiriyorlar" görüşünü savundu.
İşçiye, emekliye, işsize, atanamayan öğretmenlere de seslenen Kılıçdaroğlu "Ahmet Arif'in söylediği gibi, bu düzen, işimize aşımıza göz koyan düzendir. Tanı da büyü" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek" sloganları üzerine "Hiç meraklanmayın. Kesinlikle AKP halka hesap verecek. Bugüne kadar yapanın yanında yer kaldı. Soyula soyula ceket kalmadı. Deniz Feneri buna örnektir. Buna izin vermeyeceğiz. Kaçarlarsa, kaçtıkları yere kadar gideceğiz" diye konuştu.
"Yüzde 10 seçim barajını indireceğiz" 
Konuşmasının son bölümünde Kılıçdaroğlu özetle şunları kaydetti:
-Dokunulmazlık için gidelim referanduma bakalım dokunulmazlıklar kalkacak mı? Gidemez. Çünkü Recep Bey'in yargı fobisi var. Seçimlerden önce söz verdin. Niye kaldırmıyorsun? Size söz, CHP iktidarında dokunulmazlıkları mutlaka kaldıracağız.
-Talan düzenine karşı mücadele ediyoruz. İktidar bundan dolayı korku içinde. Talan düzenine karşı mücadele ettiğimiz için korkuyor Recep Bey. Ama korksun, korkmaya da devam etsin. Çünkü geliyor CHP iktidarı.
-CHP'nin iktidarında ilk çıkaracağımız yasa siyasi ahlak yasası olacak. Naylon faturacıdan maliye bakanı, Ali Dibocu'dan adalet bakanı, kalpazandan başbakan olmasın diye, bunu yapacağız.
-CHP, iktidarı her konuda ve her zaman hesap vermeye de hazır olacak. Size söz, Plan ve Bütçe Komisyonu dışında bir de kesin hesap komisyonu kuracağız, başkanı da anamuhalefet partisinden olacak. Bizi sorgulayacak. Biz de hesap vereceğiz.
-Yüzde 10 seçim barajını indireceğiz. AKP aldığı yüzde 47 oyla yüzde 60'ı temsil ediyor. AKP yüzde 13'ün hakkını gaspediyor.
-Bir mağdur edebiyatıdır gidiyor. 7 yıldızlı otellerde tatil yaparsın, adam mağdur. Saraylarda düğün yaparsın adam mağdur. Havuzlu villada oturursun, adam mağdur. Anlamak mümkün değil. İşsizlik, yoksulluk var, yatağa aç giden çocuklar var, beyefendiye bir uçak yetmiyor, Recep Bey ikinci bir uçak alıyor yine mağdur. Çocuğunu Amerika'da okutursun, masrafını da bir işadamına yüklersin ama Recep Bey mağdur. Katar emirinin düğününe Başbakanlık uçağı ile gidersin ama beyefendiler mağdur. Anlamak mümkün değil. Bu ülkede işsizler, yoksullar, sokakta kağıt toplayanlar mağdur değil mi? Dersane parası ödemedi diye çocuğu intihar eden aile mağdur değil mi? Geçimi için böbreğini satan mağdur değil mi? Böyle bir anlayış olabilir mi? Bu anlayışı da ters yüz edeceğiz. AKP iktidarında doğru eğri, eğri de doğru oldu. Bunu değiştireceğiz. Eğri eğri olacak, doğru da doğru. 
-Dış politikaya satranç ustalığıyla yaklaşmak lazım. Kişisellikle dış politika yürütülemez. Oldu bitti ile dış politika yönetilemez. ben imza atayım dediğinizde sorun çözülmez. Çözemediler işte. Kıbrıs'ı gördünüz. Kıbrıs halkı AKP'nin getirdiği iktidarı sandığa gömdü. Şimdi sıra bizim milletimizde. Önümüzdeki seçimde Kıbrıslıların yaptığı gibi AKP'yi sandığa gömeceğiz. Duygusallıkla, at pazarlıklarıyla dış politika gitmez. 1 milyar dolara Türkiye'nin dış politikasını masaya yatıracaksın... Bunu dış politika denmez. Bunun hukuktaki adı vatana ihanettir. 
-AB çok önemli. 2. Genel Başkanımızın imzasıyla başladı bu süreç. Bir çağdaşlaşma projesi olarak görüyoruz. Ama bize uygulanan çifte standardı kesinlikle kabul etmiyoruz. Ya adam gibi gibi oturur müzakere eder, tarih verirsiniz ya da kusura bakmayın biz size mahkum değiliz. Çünkü, gelecek, dinamizm, gençlik bizde. Elbette ki AB'nin standartlarını yakalamak isteriz, ama artık Türkiye'yi ikinci sınıf ülke olarak görmekten vazgeçsinler. Türkiye, onurlu bir ülkedir. Çifte standart bizi rahatsız ediyor. AB temsilcileri Türkiye'de otel lobilerinde oturarak Türkiye gerçeğini öğrenemezler. Son istişare raporları bunun belirtisidir. Verdikleri raporlar arasında çelişkiler var. Nasıl bunlar oluyor? Son anayasa değişiklikleri desteklediklerini söylediler. Bu değişiklikleri niye kendi ülkenizde yapmıyorsunuz? Yapmıyorlar. Peki niye bize dayatıyorsunuz.   
"Parti içi demokrasiyi de getireceğiz"
-CHP demokrasiyi getirmiş bir partidir, çok partili rejimi getirmiş bir partidir. Bu ülkeye demokrasiyi getirdik, parti içi demokrasiyi de getireceğiz. Daha demokratik bir yapı olacak. Tüzüğü değiştirerek bunu yapacağız. Bütün partilere örnek olacağız. 
-Türkiye önemli bir noktadadır. Raydan çıkmış bir tren nereye çarpacağı belli olmadan gidiyor. Her alanda belirsizlikler oluşmaya başladı. Başbakan bu belirsizlikleri sadece seyrediyor. Bizim artık bu saatten sonra bölünme lüksümüz yoktur. Bu ülkenin aydınları, sanatçıları, solcuları, işçisi, çiftçisi, memuru temiz toplumdan yana olmak zorundadır. Hayatın her tarafında hukuku egemen kılacağız. Yargı bağımsızlığını getireceğiz. Artık bir yürüyüş başlattık, temiz Türkiye yürüyüşü, halktan yana yürüyüş. Herkesi kucaklamak zorundayız. Buna inanan bütün yurtseverler, inancı, etnik kimliği ne olursa olsun CHP çatısı altına gelsin. Burada ona yer var. Önce birleşeceğiz. 
"Talan düzeni kurdular"
-Bunlar 3 Y ile mücadele edeceğiz dediler. Bunlar Y'yi "yemek" olarak anladılar. Artık bunların kırdığı ceviz bini aştı. Talan düzeni, vurgun düzeni yarattılar. Bunun hesabını sormak hepimizin boynunun borcudur. Hep beraber çalışacağız. Halkı aydınlatacağız, kucaklayacağız. Onun dertlerine derman olacağız. Halk için politika yapacağız. Biz zengin olmayacağız, yakınlarımız zengin olmayacak. Kazandığının hesabını vermeyene siyaseten hesap soracağız.  
-Bu kurultay, iktidar koşusudur. İktidar koşusunu yapacağız. Hazır mısınız? Siz hazırsanız söz veriyorum, ben de hazırım. Hep beraber gideceğiz. Bir sloganımız olacak: Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yürüyeceğiz. 
Bu konularda ilginizi çekebilir