CHP, PKK'nın tezlerine sözcülük yapıyor
MHP TBMM Grup Toplantısında konuşan Bahçeli, Kürt sorununa çözüm arayan CHP'ye sert çıktı, "CHP, PKK'nın tezlerine sözcülük yapmaktan zerre utanç duymamıştır" dedi.
ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP'nin "Kürt sorunu"na ilişkin önerisini değerlendirirken, "CHP'nin çağrı ve görüşme talebine esastan ve usulden kapalıyız ve bu tavrımızı da her şart altında sürdüreceğiz" dedi. Bahçeli, parsinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin içinde bulunduğu ortamı anlamak ve yorumlayabilmek için yakın dönemdeki üç operasyona bakmak ve dikkatlice analiz etmek gerektiğini söyledi.
Bunlardan birincisinin, "sözde darbe planları kapsamında 2007 yılından beridir sürdürülen darbeci avı ve takibatı" olduğunu öne süren Bahçeli, "İkincisi 2010 yılında anamuhalefet partisi CHP'nin, o dönemki genel başkanının maruz kaldığı kaset tezgahı ve sonrasındaki gelişmelerdir. Üçüncüsü ise partimizin geçtiğimiz yıl muhatap olduğu yine aynı minvaldeki rezil tertip ve kumpas dizisidir. Amaç; Türk milletinin etnik kimliklere dönüştürülerek ufalanması, Türkiye;nin üniter yapısının aşındırılarak felce uğratılmasıdır" diye konuştu.
"Esasen her şey net olup, bölünmeyle ilgili tüm ihaleler açık zarf usulüyle yapılmış ve müteahhitlerini bulmuştur" ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti: "Bunlar arasında bir tarafta milleti etnik kimliklere ayırma konusunda talimatlı Adalet ve Kalkınma Partisi, diğer yanda bundan pay kapma peşinde olan PKK ile beraber uzaktan kumanda ettiği BDP ve bölücü çevreler bulunmaktadır. Bunlar teminat mektubunu Okyanus ötesinden almışlar, zaman daraldığı için aceleyle işe koyulmuşlardır. Şimdi de bu bölücülük kartelinde, yeni diye kendisini takdim eden anamuhalefet partisi CHP de yerini almıştır. Bu kapsamda CHP, PKK'nın tezlerine sözcülük yapmaktan zerre utanç duymamıştır.
Başbakan Erdoğan tarafından, bizim de ikna edilmemiz gerektiği ileri sürülmüş ve bu yöndeki fikir CHP heyetine iletilmiştir. Ne var ki bizim kendisiyle yıkımı konuşmadığımız gibi, CHP'nin çöküş planını da konuşmayacağımızın farkına varamamış, varsa da bizi kendince zora sokmaya çalışmıştır. Görüldüğü kadarıyla Adalet ve Kalkınma Partisi ile CHP sözde Kürt sorununda uzlaşmaya varmışlar, yanlarına yedek kulübesinde bekleyen BDP'yi de zımnen alarak PKK'nın taleplerinde buluşmuşlardır. Bizim açımızdan CHP'nin Meclis platformunda, toplumsal mutabakat komisyonu önerisi, PKK'nın karşısına TBMM'yi çıkarmakla aynı anlama gelmektedir. Türk milletini, AKP'nin, CHP'nin, BDP'nin ve PKK'nın tasallutundan kurtarmak bizim boynumuzun borcudur. Sözde Kürt sorunu mamasıyla beslenenlere buradan sormak isterim ki size göre madem Kürt sorunu vardır, o halde bu sorunun kapsamında neler ve hangi konu başlıkları bulunmaktadır? PKK terör örgütünün silah bırakması için size göre hangi tavizler verilmeli, hangi reçeteler sunulmalıdır?"
İttifak ile Türkiye'yi parçalayacaklar
"Bundan sonra da İmralı canisinin serbest kalması ve Başbakan Erdoğan'ın yeni kardeşleri arasına karışması bizim açımızdan imkansız olmayacaktır" diyen Bahçeli, "ana dilde eğitime kapı aralayan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, CHP ile kurduğu ittifakla Türk milletini parçalamayı edepsizce kafasına koyduğunu gösterdiğini" iddia etti. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "(Çözüm) diye tempo tutanların hepsi aynı karanlık sokakta el ele tutuşmuştur. Türk milletini bölerek çözüme ulaşılacağını, vatanı ayırarak sorunun biteceğini, devleti yararak silahların susacağını kim iddia ediyorsa bilsin ki uşaklık ruhuna sinmiş, nankörlük zihnine yerleşmiştir. Biz, PKK'nın da bölücülüğün de şeytan üçgeninin de tam karşısındayız ve yerimizi muhafazaya da devam edeceğiz. Bu açıdan CHP'nin 'analar ağlamasın' sözünü istismar olarak değerlendiriyoruz ve aynısıyla Adalet ve Kalkınma Partisi'nde görüldüğünü ve yaşandığını ifade ediyoruz. Ayrıca bizim, sözüm ona CHP'nin sunduğu öneri setinde yapılacak bir isim değişikliğiyle, mesela CHP Genel Başkanı'nın 'gerekirse ak saçlılar deriz' uyanıklığıyla kapılarımızı açacağımızı zannedenler büyük bir yanılgı ve yanlış içindedir. Biz öze bakıyoruz, mazrufa odaklanıyoruz. Bunun için de yıkım koalisyonuyla masaya oturmamız, bölünme arayışlarına dördüncü ayak olarak katılmamız önce milletimizi, sonra da kendimizi inkar anlamına gelecektir. Dolayısıyla biz CHP'nin çağrı ve görüşme talebine esastan ve usulden kapalıyız ve bu tavrımızı da her şart altında sürdüreceğiz."