CHP fezlekelerin okunması için destek istedi
CHP'li Hamzaçebi, 26 Mart'ta Meclis'in toplanması için BDP ve MHP' ye seslendi. "Fezlekelerin okunması için toplantı yeter sayısının sağlanması gerekiyor" dedi
ANKARA - Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına adı karışan bakanlar için hazırlanan fezlekeler Meclis'e geldi. Ancak Meclis'in seçim nedeniyle tatilde olması fezlekelerin okunmasını geciktirdi. Bu kapsamda CHP, 26 Mart çarşamba günü fezlekelerin okunması için Meclis'te hazır bulunacağını belirterek, MHP ve BDP'den toplantı yeterlilik sayısına ulaşmak için destek istedi.
Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 4 bakan ile ilgili fezlekelerin milletvekillerinin incelemesine sunulması için Meclis Başkanlığı'na başvuruda bulunduklarını anımsatarak, henüz bu talebe ilişkin cevap gelmediğini kaydetti.
Milletvekillerinin, TBMM evrakına giren bütün yazılar, dosyalar üzerinde inceleme hakkına sahip olduğunu belirten Hamzaçebi, "Meclis Başkanın'ndan bu konuda süratle hareket etmesini bekliyorum" dedi.
Tarihte, hakkında yolsuzluk ya da görevini kötüye kullanma iddiası olan bakanların kendileri aklanmak için TBMM'den talepte bulunduklarını belirten ve örnekler veren Hamzaçebi, "Sayın Bakanların da bu yönde talepte bulunası siyasi etiğe uygun olacaktır" diye konuştu.
Mart ayının son haftasında TBMM'nin açık olacağını belirten Hamzaçebi, "CHP Grubu, 26 mart çarşamba günü fezlekelerin okunması için TBMM'de hazır olacaktır. Bir olağanüstü toplantı ya da TBMM'nin açık olacağı 26 mart Çarşamba günü fezlekelerin okunması için hazırız. Toplantı yeter sayısının sağlanabilmesi için diğer muhalefet partilerinin ve bağımsızların CHP'nin bu tutumuna destek vermesi gerekiyor. Buradan çağrı yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
17 Aralık'tan bu yana hükümet tarafından atılan adımların "örtüleme, karartma operasyonunun parçaları olduğunu" öne süren Hamzaçebi, Cumhurbaşkanı Gül'ün beş başlık altında Devlet Denetleme Kurulu'na verdiği talimatların, hükümetin bu örtüleme operasyonuna yardımcı olmak gibi bir sonucu yaratacağını savundu. Hamzaçebi, "Sayın Cumhurbaşkanı gerçekten Türkiye'nin gündeminde olan sorunların araştırılmasını istiyorsa, hemen yürütmenin yargıya müdahalesine ilişkin inceleme talimatını vermelidir. Bunu verirse samimiyetine inanacağız" dedi.
Hamzaçebi, Meclis Başkanı'nın fezlekeleri Genel Kurul'un bilgisine sunmamasının, bu örtüleme operasyonunun bir parçası olduğunu öne sürdü.
"Hukuk, kanun tanımayan bir Başbakan"
Başbakan Erdoğan'ın, AOÇ'de Başbakanlık binasına ilişkin yargı kararıyla ilgili sözlerini anımsatan Hamzaçebi, "Hukuk, kanun tanımayan bir Başbakan. Tek adam yönetimi. 30 Mart sonrası için otoriter rejimin resmen ilan edileceğinin işaretlerini veren bir Başbakan. 'Sırada Yargıtay, Danıştay var. 17 Aralığa kadar kendi emrime aldığımı sandığım yargı meğer benim emrimde değilmiş, o nedenle 30 Mart'tan sonra bunları benim denetimime alacak kanunları çıkartacağım' diyor. Ama Başbakan 30 Mart'ta o desteği sandıktan alamayacak. Sandıktan demokrasi, hak ve özgürlükler çıkacaktır" dedi.
Başbakan'ın medya üzerinde büyük bir baskı kurduğunu öne süren Hamzaçebi, bunun da yetmediğini, sosyal medya üzerinde da baskı olduğunu iddia etti.
Başbakanı eleştiren bir tweet atan gazetecinin işinden olduğunu, Başbakan'ın Facebook'u, Youtube'u kapatmaktan söz ettiğini ifade eden Hamzaçebi, "Bu, demokrasi adına dehşet verici bir olay. İnternet yasakları yetmedi daha ileri adımlar atacağını söylüyor" diye konuştu.
Hamzaçebi, Özel yetkili mahkemelerin de kaldırılmasını öngören "Yeni Demokratikleşme Paketi"nin içinde olumlu bazı düzenlemelerin yanında, karartma operasyonunun parçası olan düzenlemelerin de yerleştirildiğini savundu.
Anayasa Mahkemesi'nin eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili kararının önemli olduğunu belirten Hamzaçebi, şunları söyledi:
"Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurularla ilgili bugüne kadar verdiği kararlar, bize hukukun var olduğunu hatırlatıyor. Ancak neden sadece sayın Başbuğ ile ilgili karar verilmiştir? Bireysel başvuru yapan çok sayıda kişi var. Mahkeme, neden onları gündemine almadı? Başvuran ne kadar kişi varsa onlarla ilgili Anayasa Mahkemesi'nin bir karar vermesi mümkündür. Ancak sayın Başbuğ ile ilgili asıl ihlal, Yüce Divan yerine özel yetkili mahkemelerde yargılanması olmuştur. Bu ihlal henüz giderilmedi."
Hamzaçebi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı.
"Başbakan'ın Youtube ve Facebook açıklaması haberleşme özgürlüğünü yok etmektir"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Hamzaçebi, Meclis'in toplanması için diğer partilerle temaslarının olup olmayacağı sorusu üzerine, "Görüşeceğiz. Buradan çağrı yapıyoruz. 26 Mart'ta TBMM açık. Biz Meclis'te olacağız. Diğer partiler de katılırsa bu toplantıyı gerçekleştirmiş oluruz" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın Facebook'un, Youtube'un kapatılmasına ilişkin ifadelerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Hamzaçebi, "Vahim bir açıklamadır. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu, iletişim, haberleşme özgürlüğüne müdahaledir, onu yok etmektir. Yarın posta yoluyla gönderilen mektupların hükümetin görevlendirdiği kişiler tarafından okunması bile gündeme gelebilir. Hükümet yasa dışı dinlemeler yapıldığına inanıyor ise bununla hukuk içinde mücadele etmesi gerekir" ifadelerini kullandı.
Hamzaçebi, dershanelerle ilgili düzenlemeleri de içeren yasada "teşebbüs özgürlüğü" ilkesi ile "MEB'de 40 bin kişinin görevine son verilmesi" konularında anayasaya aykırılıklar bulunduğunu savunarak, bunları Anayasa Mahkemesi'ne götüreceklerini söyledi.
Bir başka soru üzerine Hamzaçebi, "Türkiye'nin sayılı iş adamları Başbakan ile doğrudan görüşme imkanına sahip değilse, ortada vahim, üzüntü duyulacak bir durum var demektir? Gezi olaylarının etkisiyle bazı iş adamlarıyla görüşmeyebiliyor, kınıyorum" dedi.
Hamzaçebi, ses kayıtlarıyla ilgili bir soru üzerine de "Biz sadece 'alo Fatih' hattı var sanıyorduk ama başka hatlar da varmış" ifadesini kullandı.