CHP AYM'ye başvurdu
CHP, HSYK Yasası’nın iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu
ANKARA - CHP, HSYK Kanunu'nda değişiklik yapan düzenlemenin Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayınlanmasının ardından bugün Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusunda bulundu.
Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyu yaptıklarını dile getiren CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, “Yürütmeyi durdurma ve iptal başvurumuzu yaptık” dedi.
Başvuru dilekçesini Anayasa Mahkemesine veren CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, çıkışta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Hamzaçebi, 46 maddelik yasanın 23 maddesiyle ilgili yürütmeyi durdurma ve iptal talebinde bulunduklarını söyledi.
Düzenlemenin, Anayasanın 159. maddesinde yer alan "HSYK, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulur" hükmüne aykırı olduğunu savunan Hamzaçebi, "Bu yasayla hakimler ve savcılar yüksek kurulu adalet bakanının emrine verilmektedir. Bu, kuvvetler ayrılığı ilkesine çok açık bir şekilde aykırıdır. Mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlerin teminatı ilkesine çok açık bir şekilde aykırıdır" dedi.
Yasanın dün akşam saatlerinde resmi gazetede yayımlandığını hatırlatan Hamzaçebi, bugün itibarıyla hüküm ifade edeceğini söyledi.
"HSYK düzenlemesi Anayasa'nın 2. maddesine aykırı"
HSYK'da görevli genel sekreter, genel sekreter yardımcıları, tetkik hakimleri, teftiş kurulu başkanı, başkan yardımcıları gibi görevlilerin, görevlerinin sona ereceğini belirten Hamzaçebi, "Böylesi bir düzenleme Anayasa'nın 2. maddesinde yazılı olan hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Çünkü hukuk devletinde idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabiidir. Kanun zoruyla kamu görevlileri görevlerinden alınırsa bunların bu işleme karşı idari yargıda dava açma hakları ellerinden alınmış olur. Açıkça yargı denetimini yok etmeyi hedefleyen bu düzenleme hukuk devleti ilkesine, idarenin her türlü eylem ve işleminin yargı denetimine tabii olacağı ilkesine ve herkesin hakkını arayabileceği yargı önünde hak arama özgürlüğüne aykırı bir düzenlemedir" diye konuştu.
"HSYK'da atamaların hemen yapılmasını bekliyor musunuz" sorusu üzerine Hamzaçebi, düzenlemenin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayının ardından hemen Resmi gazeteye gönderilmediğini savundu.
Hamzaçebi, "Sanıyorum bu süre içerisinde Adalet Bakanı, Bakanlığın HSYK'da yapacağı atamaları planladı. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte görevi sona erecek kişiler yerine ataması yapılacak kişilerin planlamasını yaptı. Öyle tahmin ediyorum. Bu tahminimin doğru olup olmadığını bugün izleyeceğiz. Bugün görevlilerin yerine herhangi bir şekilde atama yapılırsa tahminimiz doğru çıkmış olacak. Onların yerine yeni atama yapılmasını bekliyorum" dedi.
Anayasa Mahkemesinin alacağı kararın geriye dönük olmayacağının hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, bunun çok yeni bir durum olduğunu söyledi.
Kanunun yayımlandığı tarihte kamu görevlilerinin görevinin sona erdiğini anımsatan Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Fakat kanun hiçbir zaman kötü niyeti korumaz. Yani ben bunu akşam saatlerinde mesai saati dışında yayımlayayım, o kişilerin görevleri sona ersin sabah mesai başlayınca da onun yerine yeni atamaları yapayım şeklinde bir kötü niyeti kanun hiçbir zaman korumaz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu yönde kararları da vardır. Dolayısıyla eğer Anayasa Mahkemesi bugün bir yürütmeyi durdurma kararı verirse, bilemiyorum, verebilir, vermeyebilir, verirse geçici maddede görevleri sona erecek şekilde düzenlenmiş olan kamu görevlilerinin görevleri sona ermez. Eğer bugün verirse. Ama bugün vermeyip de bugünden sonraki bir günde karar verirse o kamu görevlilerinin görevi sona ermiş olur. Bu tartışılmaz. Ancak böyle bir durumda dahi önümüzdeki hafta Anayasa Mahkemesi böyle bir karar verirse o karardan sonra görevi sona eren kişinin yargıya başvurup tekrar geri dönme hakları vardır."
Başvuruyla ilgili süre sınırlaması olup olmadığının sorulmasına karşılık Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesinin başvuruyu kendi belirleyeceği tarihte görüşebileceğini belirtti. Hamzaçebi, "Ancak bu kadar önemli bir konunun Anayasa Mahkemesi tarafından geciktirilmeden görüşüleceği kanaatindeyim. Bu kadar önemli, hukuk devletini ortadan kaldıran bir yasanın görüşülmesinin geciktirilmesinin doğru olmadığı kanaatindeyim. Böyle bir durumu sanırım Anayasa Mahkemesi de dikkate alacaktır" ifadesini kullandı.
"Sayın Cumhurbaşkanının görevi topu muhalefet partisine atmak değildir"
Hamzaçebi, "Cumhurbaşkanının anayasaya aykırı olduğunu ifade ettiği bazı maddeler var. Ancak Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesini işaret etti. Nasıl değerlendiriyorsunuz" yönündeki soruya şu yanıtı verdi:
"Çok ilginç bir durum. Sayın Cumhurbaşkanı daha önce yaptığı açıklamada '12 maddede toplam 15 adet Anayasa'ya aykırı düzenleme tespit ettim' demişti. Şimdi hem böyle bir açıklama yapacaksınız, 'Anayasaya aykırı çok sayıda düzenleme var' diyeceksiniz hem de bunların düzelmediği son yasa halini siz Anayasa Mahkemesine götürmeyeceksiniz. Cumhurbaşkanı olarak Anayasa Mahkemesine götürebilir, TBMM'ye iade edebilir. Bu iki yola da gitmeyip 'gereğini Anayasa Mahkemesi yapar' diyerek topu Cumhuriyet Halk Partisine atması doğru değil. Sayın Cumhurbaşkanının görevi topu muhalefet partisine atmak değildir. Onun görevi, yasaları bir kez daha TBMM'ye iade etmektir. Gerekliyse eski Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer gibi Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmaktır. Her ikisini de Sayın Cumhurbaşkanı yapmıyor, 'CHP görevini yapsın.' Cumhurbaşkanı görevini yapmayacak, Cumhuriyet Halk Partisinden görev yapması istenecek. Böyle bir şeyi kabul etmiyorum. O makama, Cumhurbaşkanı makamının saygınlığına gölge düşürmüştür. Hiçbir şekilde doğru bulmuyorum Sayın Cumhurbaşkanının açıklamasını."
Dershaneler yasasının görüşüldüğünü ve benzer bir düzenleme olduğunu ifade eden Hamzaçebi, Milli Eğitim Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatında görevli bütün yöneticilerin görevlerinin yasa yürürlüğe girdiğinde sona ereceğini aktardı. Anayasa Mahkemesinin çok açık hükümleri olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığıyla ilgili verdiği bir karar bulunduğunu belirten Hamzaçebi, "Eğer yeniden bir yapılanma yok ise Milli Eğitim Bakanlığında yeni bir düzenleme yok ise hiç bir şekilde kamu görevlilerinin görevine son verilemez. Böyle bir kararı var. 2006 yılında yine BDDK ile ilgili verdiği kararı var. O zaman da yasayla BDDK üyelerinin görevi sona erdirilmişti. Her ikisini de Anayasa Mahkemesi anayasaya aykırı bulmuştu ve iptal etmişti. Bu açık. Şimdi bakalım dershanelerle ilgili nasıl bir tavır alacak Sayın Cumhurbaşkanı bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
"Doğru bulmuyoruz"
MİT yasasıyla ilgili AK Parti Grup Başkanvekilleriyle yaptıkları görüşmeye ilişkin soru üzerine Hamzaçebi, "Normal programlanmış gündeme göre dershanelerle ilgili yasadan sonra MİT yasası ve Anayasa Komisyonundan geçen ismi demokratikleşme ama 'geziden intikam' olarak nitelendirdiğim yasa gündeme gelecekti. Onlar bir planlama yapıyorlar. O yasalardan belki MİT yasasını gündeme almayabilirler ama bugün netleşir" dedi.
MİT yasasının geri çekilmesini mi istedikleri sorulan Hamzaçebi, yasanın doğru olmadığını, MİT'in ulusal bir kuruluş olduğunu, her türlü siyasi tartışmadan uzak tutmak gerektiğini söyledi. Hamzaçebi, "Başbakanlar kendi kişisel istekleri arzuları doğrultusunda MİT'e görev vermeyi sağlamak üzere yasal düzenleme hazırlığı içerisine girmemelidir. Tasarıda bunun izlerini görüyoruz. O nedenle doğru bulmuyoruz. MİT'in ihtiyaçları olabilir, bu ihtiyaçlar tabii ki yasayla karşılanmalıdır ama bu yasa hazırlığını MİT'in ihtiyaçlarının karşılanmasının ötesinde bir hazırlık olarak gördük" diye konuştu.
Akif Hamzaçebi, "Demokratikleşme paketinin gündeme alınmama ihtimali var mı" sorusuna ise "Onu sanki görüşecekler gibi, öyle bir niyet ifade ettiler ama o da son derece Anayasaya aykırı hükümler içeren bir yasadır. Onun da görüşmeleri bir hayli tartışmalı geçecektir. Gündeme almamalarını arzu ederiz. Çünkü doğru hükümler içermiyor. Doğru bazı hükümleri belki var ama onun yanına sıkıştırılmış, yerleştirilmiş özgürlükleri kısıtlayan hükümleri de var. Görüşülmemesi daha doğru ama dünkü niyetleri görüşme yönündeydi" değerlendirmesinde bulundu.