Çekte, devlet aradan çıksın

Aygün, karşılıksız çekte devletin aradan çıkması ve adli para cezasının kalkması gerektiğini belirterek, konuyu Meclis'te taraflarla konuştuğunu, çekle ilgili yeni yasanın yılbaşından önce çıkmasını umduğunu açıkladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Canan SAKARYA / Ferit B.PARLAK
Ankara Sohbetleri'nin bu haftaki konuğu CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün.
Sinan Aygün’ü uzunca bir dönemdir medyada görmüyorduk. TBMM'de devamsızlığı olmayan ender milletvekillerinden olduğu için kulislerde sürekli karşılaşıyorduk. Yazmamak kaydıyla yapılan uzun sohbetlerin dışında, röportaj taleplerine olumsuz yanıt verdiğini de biliyorduk. En son 2006 yılında yine bu sayfa için, röportaj yapmıştık…
ATO Başkanlığı dönemiydi, bir taraftan sorularımızı yanıtlarken diğer taraftan ekibine talimatlar veriyordu, "Aman ha! Son dosyalardan çıktı alıp masama bırakmayı unutmayın. Gece çalışacağım…" Kızını da çalıştırıyordu ekibiyle, arada O da talimatlardan nasibini alıyordu, "Cep telefonu için aldığın kulaklığı da tart. Bakalım onun tonunu ne kadara ithal ediyoruz!... Ağırlığı 15 gram. Fiyatı da 100 dolar." cevabını aldıktan sonra, basit bir hesaplamayla devam ediyordu, 
"Tonu 6 milyon 666 bin dolara geliyor. Bizde tonu 800 dolardan tekstil ürünü, tonu 300 dolardan domates satmaya devam edelim." deyip sonuca varıyordu, "Teknoloji üretmemiz, teknoloji üretenleri desteklememiz, Ar-Ge'ye ağırlık vermemiz gerekiyor…" Önceki günkü sohbetimizde, TBMM'deki odasında yine kağıt, kalem elinde hesaplamalar yaparak sorularımızı yanıtladı Aygün.
CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, karşılıksız çekten dolayı 10 bine yakın insanın cezaevinde  bulunduğunu, 60 bin kişinin cezaevine girmesinin sözkonusu olduğunu, 450 bin dosyanın mahkemelerde olduğunu belirterek, çekte hapis cezasını kaldıran düzenlemenin bir an önce yasalaşması gerektiğini söyledi. "Devlet aradan çıksın, adli para cezası kalksın" diyen  Aygün, tasarının bütçe görüşmelerinin hemen ardından yasalaştırılması çağrısında bulundu. 
İhraç edilen malın 82 lirasının ithal olduğu yönünde Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamaları hatırlatan Aygün, "Bizim ihracatımızın yükseldiği yalan. Son ihracat rakamları 134 milyar dolar olarak açıklandı. 100 liralık mal satıyorsunuz 82 lirası ithal ise 18 liralık mal satıyorsun demektir. Cumhurbaşkanın hesabını dikkate alırsak 2011 yılında net
ihracatımız, 24 milyar dolar" dedi.
Ankara Sohbetleri'ne konuk olan Aygün, çek, kredi kartları, iş adamlarına yeşil pasaport verilmesi konularında yaptığı çalışmaları ve hazırladığı yasa tekliflerinin detaylarını Ankara Temsilcimiz Ferit Barış Parlak ile arkadaşımız Canan Sakarya'ya anlattı. 
-Çek mağdurları Ankara Ticaret Odası başkanlığı döneminizden beri takip ettiğiniz bir konu. Milletvekili olduktan sonra da karşılıksız çek keşide edenlere hapis cezası yerine 'çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı verilmesini' öngören bir yasa teklifi verdiniz. Sorunun çözümü için ne öneriyorsunuz? 
2001 yılından bu yana kanayan bir yara. 2003'de bir kanun çıkardılar, o zaman da buna tepki göstermiştik. O zamanın Adalet Bakanı Cemil Çiçek'le de bu konuyu konuştuk. Bugün 10 bine yakın insan cezaevinde, 450 bin dosya asliye ceza mahkemelerinde, 60 bin tane dosya Yargıtay’da. Yargıtay Başkanı ya da Yargıtay Başsavcısı çeke bakan  hakimlere ‘mührü vur’ dese 60 bin kişi cezaevinde olacak. Bekletiyorlar, çünkü cezaevlerinde yer yok. Bazı cezaevlerinde bir yatakta iki üç kişi yatıyormuş. 60 bin kişiyi içeri attın geri kalan  450 bin kişi daha var, Türkiye'de zaten kapasite 110 bin kişi. Eğer bunu dolandırmak amacıyla yapıyorsa dolandırıcılık suçu yine devam etsin. 
Şimdiki sistemde borçlu 10 bin liralık çek imzaladı verdi, bu çek mahkemeye düştüğü zaman rakam 20 bin lira oluyor. Devlet diyor ki '10 bin lirayı öde ödemezsen günlük 100 liradan hesaplandığında 100 gün hapis cezası var'. Ödemezsen 3.5 ay yatacaksın. Adam ödüyor 10 bin lirayı ama bunu kim alıyor devlet alıyor esas alacaklıya bir şey gitmiyor. Yine bir şey alamıyorsun, 10 bin lirayı ödeyemeyen 20 bin lirayı ödeyebilir mi, ödeyemez.  Biz diyoruz ki, devlet aradan çıksın adli para cezası kalksın. Karşılıksız çek keşide edenlerde eğer dolandırıcılık suçu varsa mahkeme bunu rahatlıkla tespit edebilir. Ben yasa teklifini verdikten sonra Adalet Bakanı ile görüştüm, tasarıyı Bakanlar Kurulu gündemine getireceklerini söyledi.
Meclis'e geldikten  sonra  Adalet  Komisyonunda  görüşmeleri birkaç gün sürer, o zamana kadar  Genel Kurulda bütçe görüşmeleri biter ve inşallah yılbaşından önce bu kanun çıkar. Cumhurbaşkanının onaylamasıyla cezaevinde yatan, kaçak yaşayan insanlar için işi bir yeni yıl hediyesi olur. Bende 100'e yakın mektup birikmiş durumda. Hükümet yeni bir düzenlemeye sıcak bakıyor, CHP olarak biz de bu kanunu destekliyoruz. Genel Başkanımızla da yasa teklifini vermeden önce görüştüm kendisi uygun gördü. 
-İş dünyasından hapis cezasının kaldırılmasına kaos yaratacağı gerekçesiyle karşı çıkanlar var, bu endişelere katılıyor musunuz? 
 
Hapis cezasını kalkmasına karşı olanlar beni de arıyorlar. 'Biz paramızı alamayız' diyorlar 'şu anda alabiliyor musunuz?'  diye soruyorum 'alamıyorum' diyorlar. Biraz önce anlattığımız hikayeyi bilmiyor. Yeni düzenleme de kalkan adli para cezası. Eğer adam dolandırmak amacıyla karşılıksız  çek keşide etmiş, senet vermiş ise bu dolandırıcılık amacıyla yapılmışsa suç olmaya devam ediyor ve  bu suça ceza zaten kalkmıyor.  
Ama adam TOKİ'ye iş yapmış böyle örnekleri bildiğim için söylüyorum,  TOKİ'den 3 milyon lira alacağı var ama TOKİ parasını ödemediği için çeki yazılmış, bu  adam dolandırıcı mı? Diyelim ki adam savcılığa verildi ama devletten de alacağı var, bunları ayırmak lazım. Bu tür tepki gösterenler borcun ikiye katlandığını borç ödense de kendisine bir şey gelmeyeceğini bilmiyor. Biz verdiğimiz teklif ile devleti aradan çıkarıyoruz. 
İnsanlar artık sahte kimlikle yaşıyor
-Kredi kartları konusunda bir çalışmanız var mı?  
Kredi kartı borcu, çığ gibi büyüyor onunla ilgili çalışma yapıyoruz. Benim Meclis'e gelirken amacım vatandaşın sorunlarını takip edip, çözüm üretmek. ATO'da bir takım işler yapıyorduk ama bir noktaya gelip tıkanabiliyorduk.  Kredi kartlarında soru önergesi verdim, sorunlu kredi kartları ile ilgili son rakamları alacağım, Hükümetten soru önergeme cevap gelmesini bekliyorum, cevap geldikten sonra hareket geçeceğim. Şu anda faizler yıllık yüzde 11-12'lerde kredi kartı faizleri yüzde 40'larda. Ödenmesi mümkün değil. 
Yanılmıyorsam, 1 milyon 200 bin kişi icradaydı. Kredi kartlarının yapılandırılması konusunda bir çalışma geçtiğimiz yıllarda yapıldı o zaman çok uğraşmıştık, hükümette o dönem destek vermişti. O dönem, faizler yüzde 40, bankaların aldığı faiz yüzde 100 civarındaydı. Şimdi yine aynı sıkıntı yaşanıyor. İcra artık eşya almıyor, depolar dolmuş durumda. Bu durum nereye kadar gidecek? Şu anda ülkede,  43.5 milyon kişinin borcu var, bunun büyük bir bölümü kredi kartı, tüketici  kredileri, karşılıksız çekler. İnsanlar artık kaçak, sahte kimliklerle yaşamaya başladı. Somut örnekler var  bunlar terör örgütü üyesi filan da değil, kredi kartı borçlusu, karşılıksız çek borçlusu. 
-Bankalardan tepki aldınız mı? 
Bankaların ellerindeki gayrimenkullerle ilgili bir çalışma yaptım. Çiftlikler, kümesler, araziler, yalılar, binalar, daireler,  ellerinde çok mal var ve bunların bir çoğu da kredi borçları nedeniyle ve  maalesef bankaların yüzde 50’si yabancılaşmış vaziyette. Yerli bankalarla bu diyalogu sağlayabiliriz ama yabancı bankalarla sağlayamıyoruz. Bunu sağlayacak olan kurumda BDDK.
-Kredi kartı borçlarını yapılandırılması çok sık gündeme geliyor bu konuda tüketicinin de hatası yok mu? 
Yapılandırmanın tek sebebi yüksek faiz. Biz o zaman, bankaların uygulamış olduğu mevduat faizinin yüzde 50’sinden fazlası kredi kartı faizi olamaz dedik. Bankalar normal mevduat faizinin  yüzde 50’sinden fazla kredi kartı gecikme faizi alamaz hükmünü kanuna koyduğunuz zaman sorun bitti ama bunu koyduramadık. O gün bu konulmuş olsaydı sorun bitmişti. Buradaki sıkıntı faizlerin  yüksekliği, faizin faizinin faizinin alınması, suyunun suyunun suyu gibi...  Bunu bankalar bilerek yapıyorlar. 
Eğer kredi kartı müşterisi sağlamsa kredi kartı müşterisinin ipoteği de varsa iki yıl üç yıl bir şey yapmıyor, sesini çıkarmıyor, faiz üzerine faiz biniyor çünkü tatlı para, ipoteği var. Türkiye’de kriz oldu yüzde 8 inşaat, yüzde 15 tarım küçülürken bankacılık  sektörü yüzde 30 büyüdü. 15 ana sektörden 14’ü ekside kaldı. İthalatta alınan KDV’den dolayı bir ithalatçılar büyüdü bir de bankacılık sektörü büyüdü bunda bir yanlışlık yok mu? 
Muhalefet isterse Meclis'i çalıştırmaz 
Şunu gördüm, muhalefet isterse Meclis'i çalıştırmaz. 'Şike Yasa Tasarısı'nın görüşmeleri sırasında Hasip Kaplan, sabah saatlerindeydi 'sizi sabah namazına kadar burada bekleteceğim' dedi ben inanmadım. 7-8 maddelik bir yasa da sabah namazına kadar bekletecek ne yapacak dedim. Gece üçte bardağı  fırlattığı zaman 'öğlen namazına kadar buradasınız' dedi. 30 kişilik bir grup, Meclis'i sabah namazına kadar bekletti. buna MHP’yi, CHP’yi de koy öğlen namazı olurdu. AKP kanun çıkarmak istiyorsa  uyum içinde çıkarması çok daha iyi. Uyumun  en somut örneği  Türk Ticaret Kanunu ile Borçlar Kanunu. 2 binin üzerindeki madde 4 günde geçti. 
İstediğin  kadar bağır çağır muhalefetin etkisi yok. Burada öyle bir sistem varmış ki iktidardan ne geliyorsa geçmek zorunda. Ben  iktidar milletvekilleriyle de konuşuyorum el kaldırıp indirmekten başka bir şey yok. Burada hepimiz oturmuşuz, demokrasicilik oynuyoruz. Dışarıdan   bakınca demokrasi  var, halkın iradesi Meclis'te, Meclis'in iradesi her şeyin üzerinde.  'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'  doğru ama ben milletin vekili olarak bir şey yapamıyorum. 
Ne yapabildim şimdiye kadar bir çek yasasını iteleye kakalaya  ancak bu kadar götürebildim.  Ortak noktada buluşursak Hükümette rahatlar ama Hükümet ben güçlüyüm istediğimi yaparım derse olmaz. Halk beni seçti anlayışı yanlış yüzde 50'si seni seçtiyse yüzde 50'si de seçmedi.  CHP’lisi, MHP'lisi, BDP’lisi,  AKP’lisi herkes bayram yapsın ama öyle olmuyor kavga ile bir yere gelinmiyor. 
Gerçek ihracat 134 değil 24 milyar dolar
-Avrupa'daki kriz bizi nereye kadar etkiler? 
İhracatın yüzde 65-70’i Avrupa'ya yapılıyor. Türkiye’nin ihracat yapısına baktığımızda  en güzel konuşmayı Sayın Cumhurbaşkanı yaptı,  '100 liralık mal satıyorsun 82 lirası ithal' dedi. Bizim ihracatımızın Artık zeytinyağını bile ithal kullanıyoruz, markasını Türk görüyoruz ama hepsi  ithal. Son ihracat rakamları 134 milyar dolar olarak açıklandı. 
Cumhurbaşkanının söylediğine inanmak zorundayız. 100 liralık mal satıyorsunuz 82 lirası ithal ise 18 liralık mal satıyorsun demektir. Cumhurbaşkanın hesabını dikkate alırsak 2011 yılında net  ihracatımız, 24 milyar dolar. Yerli otomobile bindiğimizi sanıyoruz ama montajcıyız. Irak’a ihracatımız 5 milyar dolar oldu diyoruz ama hayır 500 milyon dolar. 
-Bunun tek suçlusu uygulanan politikalar mı,  sanayici de kolayı seçmiyor mu?  
Uygulanan politikalar. 80 yıldaki cari açık 1923-2003 döneminde  44 milyar dolar, AKP geldikten sonra 8 yıldaki 273 milyar dolar. Nereden nereye… 2000 yılında hane halkının gelirinin yüzde 2.5’u borca gidiyordu şu anda yüzde 41'i gidiyor,  nereden nereye ... 80 yılın dış ticaret açığına baktığımızda 246 milyar dolar, 8 yılda 501 milyar dolar olmuş.  Bu arada 34 milyar dolarlıkta mal satmışız. Türkiye 80 yılda 350-400 milyar dolarlık yatırım yapmış fabrikaları dahil, bunların hepsini 34 milyar dolarak satmışlar.  
Ben yurtdışına  vizeyle çıkarken boyacı ustası vizesiz gidiyor
.
-Bu dönem verdiğiniz diğer bir yasa teklifi ise iş adamlarına, seyahat kolaylığı sağlanmasına yönelik. İş adamlarına hususi pasaport verilmesi iş dünyası tarafından sık sık dile getiriliyor ama bir adım atılamadı? 
 
Bununla ilgili kanun teklifi hazırladık 5 ayrı kategoride bunu yaptık. En çok gelir vergisi  ödeyenler, en çok kurumlar vergisi ödeyenler, en çok ihracat yapanlar, istihdam sağlayanlar, büyüklük açısından Türkiye genelinde  ilk 250 'e girenler şeklinde  4 bin 975 kişiyi kapsayan bir paket. Şu anda 985 bin kişinin yeşil pasaportu var. Yeşil pasaport almak için bir, iki, üçüncü derece memur olmak lazım. 
Somut bir örnek vermek istiyorum, ben inşaat müteahhitiyim yanımda çalışan boyacı ustasının cebinde yeşil pasaport var, karısı baş hemşireymiş. Ben yurtdışına giderken vize alıp gidiyorum ama yanımda çalışan  boyacı ustası  vizesiz gidiyor bu adaletsizlik . Kamudan ayrılıp özel sektörde çalışan bir çok kişinin yeşil pasaportu var, patronlarının yeşil pasaportu yok. Bu devletin vereceği bir onur nişanı. Ömür boyu değil. 
Gelir ve kurumlar vergisinde dereceye girerse o yıl verecek, gelecek yıl yine birinci olursa yeşil pasaportu devam edecek.  30 milyon dolarlık ihracat yaparsan yeşil pasaport verilecek.  Bunların tamamı da 4 bin 975 kişi. 1 milyon kişinin yeşil pasaportu var, biz teklifle yüzde 0.5'lik bir kesim için yeşil pasaport istiyoruz, bu çok küçük ve komik bir rakam. Yeşil pasaportu kim için istiyoruz, üreten, ihracat yapan gelir vergisi kurumlar vergisi şampiyonu, istihdam yaratan insanlar için istiyoruz. Bunu devletin onlara küçük bir hediyesi olarak algılıyoruz. 
Merkez Bankası faizleri düşürürse,Türkiye krize girer
-Merkez Bankası politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Faizler düşmeye devam eder mi? 
Merkez Bankası daha fazla faizleri düşüremez. Türkiye sıcak paraya teslim olmuş vaziyette, şayet daha fazla düşürürse sıcak para çıkar. Ayrıca faiz düşük değil. Şu anda bankalar net yüzde 12 veriyor.  Merkez Bankası'na da 14-15’e satıyor. Merkez Bankası faizleri düşürürse,Türkiye krize girer. Faizi yükseltmeleri gerekiyor. Sıcak para tehdit ediyor. 
Bu hükümet iktidara geldiği 2003 Kasımında bin doları bozdurup Türk lirası olarak bankaya koyup, bugün gidip paranı bankadan alıp, tekrar döviz aldığında eline 5 bin dolar geçiyor. 8 yılda, bin dolar 5 bin dolar oluyor, yüzde 400 faiz almış oluyor. Yüzde 400’ü sekize böl, yıllık yüzde 50 faiz, çok büyük para. Böyle bir para dünyanın hiçbir yerinde yok. Sıcak paraya ödediğimiz faiz 8 yılda 54 milyar dolar. Türkiye büyüyor deniyor, neresi büyüyor işsizlik azaldı nereye azaldı. Meclis' e hergün gelen vatandaşlar  ya iş ya para istiyorlar.  
Bu konularda ilginizi çekebilir