"Çekilme süreci terör örgütlerine fırsat alanı yaratmamalı"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ABD heyetiyle Suriye'den çekilme sürecinin detaylarını görüştüklerini belirterek, "Çekilme sürecinin PYD/YPG dahil olmak üzere terör örgütlerine ve başka unsurlara yeni fırsat alanı yaratmasına izin vermemeliyiz" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton başkanlığındaki ABD heyeti ile gerçekleştirilen görüşmeye ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Boltan'a iki dosya verdiğini belirten Kalın, bu dosyalardan birinin YPG/PYD terör örgütünün Suriye'de işlediği suçlar ve insan hakları ihlalleriyle ilgili olduğunu, diğerinin de Türkiye'nin Kürtlerle ilgili geçmişten günümüze kadar izlediği politikalarla ilgili olduğunu söyledi.
Kalın'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde;
"Kürtler de dahil olmak üzere Suriye'de hiçbir sivilin canı ve malının zarar görmemesi için Türkiye üzerine düşeni yerine getiriyor, getirecek.
Suriye Kürtleri ile PKK terör örgütü ve onun Suriye kolu olan YPG ve PYD'nin birbirine karıştırılması, adeta bunların aynı şeymiş gibi bir cümle içerisinde kullanılmasına Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hepimiz tepkimizi verdik. Bugünkü görüşmede de bunların birbirinden net bir şekilde ayrılması gerektiğini ifade ettik.
(ABD heyetiyle görüşme) Sayın Trump'ın çekilme kararından memnuniyet duyuyoruz fakat bunun nasıl olacağı, geriye nasıl bir yapının bırakılacağı, özellikle dağıtılan ağır silahların ne olacağı, oradaki Amerikan askeri üslerinin ve lojistik merkezlerinin akıbeti gibi konuların da açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bu toplantıda bu bahisleri etraflı bir şekilde ele aldık.
Çekilme sürecinin PYD/YPG dahil olmak üzere terör örgütlerine ya da başka unsurlara yeni fırsat alanı yaratmasına izin vermemeliyiz.
(ABD heyetiyle görüşme) İlgili birimler konuyu, sahadaki çekilme sürecini, mahiyetini, geride bırakılacak tabloyu detaylı şekilde ele alacak.
Türkiye girince Kürtleri katledecek, Kürtler zarar görecek gibi argümanlar PKK propagandasıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Bolton'a teyitli bir randevu sözü yoktu.
Asıl önemli olan buradan çekilirken geride neyin nasıl bırakılacağı, silahların toplanıp toplanmayacağı, oradaki Amerikan üslerinin akıbetinin ne olacağı ve ABD'nin artık kendileri için de ciddi bir maliyet haline gelen YPG ile angajmanlarını ne zaman ve ne şekilde sonlandıracağı meseleleridir. Fırat'ın doğusunun terör unsurlarından ve tehditlerinden bütünüyle temizlenmesi de elbette bu şarta bağlıdır.
Oradaki Kürtler de dahil olmak üzere sivillerin can ve mal güvenliğinin sağlanması konusunda Türkiye, en büyük hassasiyeti gösteren ülkedir. Ama hiç kimse Türkiye'nin bir terör örgütüne güvence vermesini, onu şu veya bu gerekçeyle aklayıp meşrulaştırmasını beklemesin.
Beklentimiz verilen tüm silahların toplanması. Bununla ilgili çalışma yaptıklarını ilettiler ama detayları önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak.
Biz herkesle koordinasyon yaparız ama kimseden izin almayız.
(PYD/YPG'ye verilen silahlar) Bunların toplanması ve tamamen bertaraf edilmesi, PYD/YPG terör unsurlarının elinden alınarak nötralize edilmesi bizim temel beklentimizdir, bunun dışında bir alternatifi zaten kabul etmemiz söz konusu değil.
Artık ortak devriyenin ötesinde bir noktaya geldik. YPG'lilerin oradan tamamen çekilip yerel unsurlara Münbiç'in devredilmesi gerek.
Amerikalılar ile görüşmemizde bir tampon bölge, bir harita, sınır hattı konuları gündeme gelmedi."
Devam ediyor...