Çek mağdurunda 'tahliye' heyecanı

Karşılıksız çeke hapis cezasını kaldırarak 10 yıl süreyle çek düzenleme yasağı getiren tasarı Çek Kanun Tasarısı yarın Adalet Komisyonu’nun gündemine geliyor. Tasarı yasalaşırsa şu an bu nedenden dolayı hapiste bulunan yaklaşık 10 bin kişiyle tahliye yolu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Karşılıksız çek yüzünden hapiste yatan binlerce kişinin beklediği karşılıksız çeke hapis cezasını ortadan kaldıran yasa tasarısı yarın TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülecek. Tasarının görüşmelerinin aynı gün tamamlanamaması halinde komisyon çalışmalarına 13 Ocak Cuma günü de devam edecek ve tasarıyı Komisyondan geçirecek. Tasarının komisyon aşamasının tamamlanmasının ardından vakit geçirilmeden gelecek hafta genel kurul gündemine alınarak kanunlaştırılması bekleniyor. 
Ankara Büromuzdan Canan SAKARYA ile Hüseyin GÖKÇE'nin edindiği bilgiye göre, tasarıyla, 5941 sayılı Çek Kanunu’nda karşılıksız çek kesenlere hapis cezası kaldırılıyor, 10 yıl süreyle çek düzenleme yasağı getiriyor. Karşılıksız çek işlemlerinde şikayete bağlı olarak uygulanan adli yaptırım, talebe bağlı idari nitelikte yaptırıma dönüştürülüyor. 
Tasarıda ayrıca, çekin üzerinde yazılı baskı tarihten itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğunun sona ereceği yönünde düzenleme yapılıyor. Karşılıksız çeklere ilişkin her bir yaprak için verilmesi öngörülen bin 500 güne kadar adli para cezası kısmı kaldırılarak, adli yaptırım idari yaptırıma dönüştürülüyor. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı yapılacak başvuru ve itirazlar hakkında Kabahatlar 
Kanununun hükümleri uygulanacak. 
Çek Yasası'nın "Etkin pişmanlık ve yasakların kaldırılması" başlıklı 6'ncı maddesinin başlığı "Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılması" şeklinde değiştiriliyor. İlgili değişikliğe göre karşılıksız kalan çekin bedelini ticari işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte  tamamen ödeyen kişi hakkındaki çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kaldırılacak, Merkez Bankası'na da bildirilecek. 
Ayrıca daha önce çek yasağının koyulduğu yıldan itibaren 10 yıl sonra mahkeme kararına bağlı olarak kaldırılması hükme bağlanırken, yapılacak değişiklikle sözkonusu yasağın 10 yıl sonra Merkez Bankası tarafından otomatikman kaldırılması öngörülüyor.
Diğer bir madde de ise hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleme fiili için öngörülen adli nitelikteki yaptırım, idari nitelikteki yaptırıma dönüşüyor. Bu düzenlemeye göre, Çek Kanununun 7'nci maddesinin 9'uncu fıkrasında yer alan "bir yıla kadar hapis" ibaresi Cumhuriyet savcısı tarafından 300 TL'den 3 bin TL'ye kadar idari para cezasına dönüştürülüyor. 
Geçiş süreci düzenleniyor
Kanuna eklenen geçici madde ile de yeni çek defterlerinin bastırılıp dağıtılmasına ve eski çek defterlerinin imhasına  ilişkin esaslar düzenleniyor. Bankalar, Merkez Bankası'nca kanunun yayımı tarihinden itibaren bir ay içerisinde yeni çek defterlerini bastıracaklar. Ayrıca 30 Haziran 2012 tarihine kadar müşterilerine yeni çek defterlerini verecek ve ellerindeki eski çek defterlerini imha edecekler. Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumlulukları 30 Haziran 2018’de sona eriyor. 31 Aralık 2017 tarihine kadar üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz sayılıyor. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıtların, kanun gereği silinmesini gerektiren şartlar oluşana kadar Merkez Bankası'nda tutulmaya devam edilmesi hükme bağlanıyor.
Alacaklı mağdurlar tepkili
Karşılıksız çek kesmeleri yüzünden haklarında dava açanların kurduğu www.cekmugdurlari.com sitesine karşın, bu çeklerin kesildiği alacaklılar da www.alacaklimagdurlar.com adlı site etrafında bir araya geldiler.
Kendilerini alacaklı mağdurlar olarak tanıtan grup, yasayı destekleyenlerin aksine kimsenin karşılıksız çek yüzünden hemen hapse girmediğini belirttiler. Bir çek davasının ortalama 5 sene sürdüğünü ve bu sürede iyi niyetli olanların zaten borçlarını ödediklerini ifade eden grup, "Baklava çalan kişiye 3 yıl hapis cezası verilirken, karşılıksız çek yoluyla milyonlarca dolarlık mağduriyete yol açan kişiye idari yaptırım öngörülmesi, ölçülülük ilkesi ve Anayasayı ihlal edecektir" görüşünü savunuyor.
Piyasa açık hesaba döndü
Bankaların Merkez Bankası'na bildirdikleri karşılıksız çek sayısı, gerek bankaların çek koçanı vermekten imtina etmeleri gerekse çekin yükümlülüklerinden çekinen piyasanın güvene dayalı "açık hesap" şeklinde çalışması yüzünden azaldı. Merkez Bankası verilerine göre 2009 yılı sonunda 1 milyon 910 bin olan karşılıksız işlemi gören çek yasını 2010'da yüzde 52.9 azalarak 900 bin 272'ye geriledi. Geçen yıl ise karşılıksız çek sayısı yüzde 33.9 azalarak 594 bin 836'ya geriledi. 2011 yılında daha önce karşılıksız işlemi görmüş olup da ödenen çek sayısı ise önceki yıla göre yüzde 45.42 azalarak 609 bin 621'e indi.
Öte yandan mahkemelere intikal eden çek davası sayısı da geçen yıl azalmasına rağmen, son üç yılın toplamında 236 bin 547'ye yükseldi. 2000-2008 yılları arasında mahkemelere 466 bin 806 dosya gelirken, 2009'da 82 bin 934, 2010'da 105 bin 643 ve 2011 yılında ise mahkemelerde 47 bin 970 dava görüldü.
Kamuoyu ikiye bölünmüştü
Çekte hapis cezasının kaldırılmasıyla ilgili düzenleme taslak daha aşamasındayken kamuoyunu tam anlamıyla ikiye bölmüştü. Düzenlemeye karşı çıkanlar caydırıcılığın ortadan kalkmasının piyasada durgunluğa yol açacağı endişesini dile getirirken, destekleyenler ise ekonomik suça ekonomik ceza uygulanması görüşünü savunmuşlardı. İşte o görüşler: 
CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün: Yürürlükteki düzenleme, borçluların borcunu ödemesine imkan tanımıyor. Konu yüzbinlerce mağdur yarattığını bildirdi. Yasada 10 bin lira borcu olandan devlet de 10 bin lira istiyor ve borç 20 bin liraya çıkıyor. Devlet "10 bini öde çık" diyor yani rehin alıyor. Devlet burada fidyecilik yapıyor. "Fidyeyi getir seni bırakayım" diyor. Hapisteki adam boncuk yaparak bu parayı ödeyemez. 
İNTES Başkanı Şükrü Koçoğlu: Hapis cezası yerine para cezası getiren hükümler çekin güvenilirliğini zafiyete düşürür. Bu durum ticari hayatı sıkıntıya sokar. Ekonomik suça ekonomik ceza ilk bakışta sempatik gibi gelmesine rağmen, öbür tarafta çeki alamayıp işleri bozulan insanlar da olduğu için bir orta yol bulunmalı. 
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi: Olaya iki taraflı bakılmalı. Düzenlemenin olumlu tarafı ekonomik suça ekonomik ceza getirmesi. Ancak çeklerin caydırcılığı olmazsa, vadeli dönen piyasada ciddi risk ortaya çıkar. Hapis cezası kalkmalı ama bunun yerine Fransa’da olduğu gibi bankacılık sistemi sigortaya bağlı olarak bir garanti uygulayabilir. Bankaların bu tip formüllerle piyasadaki vadeli hareketi devam ettirmesi lazım. 
ÖRSAD Başkanı Fikri Kurt: Yürürlükteki kanun, yeterli olmasa da en azından caydırıcı olması açısından önemli. Hapis cezasının kaldırılması ticari hayatta kaos yaratır. İşletmeler tedirginlik yaşar ve ticaretlerini belki de tamamen nakde dönüştürmek isterler. Bunu sağlayabilecek yeterli nakit akışının olmadığı kanaatindeyim.
Adana'nın 3 odasından uyarı
Adana Ticaret Odası (ATO) Başkanı Ali Gizer, Adana Sanayi Odası (ADASO) Başkanı Sadi Sürenkök ve Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Muammer Çalışkan imzasıyla "Çek Kanunu Tasarısı" ile ilgili ortak açıklama yapıldı. Odalar ve borsanın yönetim kurulları, "Çek Kanunu Tasarısı"nın toplumun tüm kesimlerini rahatlatacak şekilde düzenlenmesi gerektiği görüşünde birleşti. Hazırlıkları süren Çek Kanunu Tasarısı'nın alacaklıların mevcut haklarını güvence altına alacak bir yapıya kavuşturulmasının zorunlu olduğu dile getirilen ortak açıklamada, "Aksi takdirde çeke olan güven ortadan kalkacağı gibi, çek tahsilatındaki sorunlardan kaynaklanan alacaklı sayısı katlanarak artacaktır" uyarısında bulunuldu. Çek Kanunu Tasarısı'nda ciddi eksiklikler bulunduğuna da işaret edilen ortak açıklamada, çekin yazılımından tahsiline kadarki süreçte tüm tarafların eşit şekilde korunması gerektiği ifade edildi. Açıklamada, "Yeni düzenlemeyle, çekini ödemek yerine mal varlıklarını transfer eden kişilere karşı çekin alacaklılarını koruyan bir düzenleme getirilmemiş olması da büyük eksikliktir" denildi. 
Zeki GÜNDÜZ/DÜNYA yazarı (PwC ortağı ve YMM)
Yeni TTK, 'güven açığı'nı kapatacak
Çek kanunu olarak anılan düzenlemeyle mali suça mali ceza prensibine dönülüyor. Bugüne kadarki uygulamada, hapis cezası yaptırımının da gücüyle çek ticari itibarı yüksek güvenli bir ödeme aracı olarak işlem görmekteydi. Bu yeni düzenlemeyle, mahkumiyetler ortadan kalktığında, ileride bu cezaların olmayacağı durumlarda ve çeklerin de herhangi bir ödeme senedinden farkı kalmadığında ve ticari hayatın gereği olan güven hususu sorgulanır hale gelebilecektir. En başta mal satanların malın ve hizmetin bedelini vadelendirerek vadeli çekle alanların, yeni dönemde çeki ne kadar güvenli ve itibarlı bir araç kabul edebilecekleri sorusu da ortadadır. 
Çeki bir senet haline getiren bu yeni düzenleme, bu durumdaki kişileri ne kadar güvence altında tutacak. Dolayısıyla, vadeli satış yapan alacaklının banka teminat mektubu, gayrimenkul teminatı gibi güçlü teminatlar arayışına gitmeleri gelecek dönemin önemli konularından biri haline getirebilir, bu da ticari hacmin daralması sonucunu doğurabilir. Piyasanın buna nasıl çözüm bulacağı önemlidir. Belki de bu yolla piyasa daraltılmaya çalışılıyor, belki bir etki yaratılmak isteniyor da olabilir. Garanti sorununun önemli hale gelmesiyle özellikle çekle dönen bir kısım ticari işler garantisiz dönemez hale gelebilir. Bu da işlem hacminin daralmasına sebep olabilir. 
Gelişmiş piyasaların çözümü
Güven ve ödeme garantisi sorunu, gelişmiş piyasalarda yakın denetim ve gözetim uygulamalarıyla oluşturulmuştur. Ticari alemin oyuncularının mali bilançoları gözetim altındadır. Dolayısıyla mal satan açısından bakıldığında güvenilirlik sorusunun yanıtı, bağımsız denetimden geçmiş bilançolardadır. Borçlunun güvenilirliği bilançolara bakılarak değerlendirilir. Yeni Türk Ticaret Kanunu da aslında yürürlüğe girdiğinde, bu gerekliliği yerine getirecektir. Sağlam esaslara bağlanmış mali tabloların sürekli denetim ve gözetimi ile bu güveni yaratılmış olacaktır. Bu çerçevede yeni Çek Yasası ile yeni Ticaret Kanunu birbirilerinin bütünleyicisi olabilir. Çekle ilgili yeni düzenlemenin yaratacağı açık, yeni ticaret kanunun getireceği iklimle ortadan kalkabilir. 
Bu konularda ilginizi çekebilir