Çay, şu an kimseyi memnun etmiyor!
Mustafa KÜLÜNKOĞLU / Rize Sanayici ve İşadamları Derneği (RİSİAD) Başkanı
Siyasetçisiyle, işadamıyla yani ülkeye yön verenlerin çıktığı bir il olan Rize denince ilk akla gelen çaydır. Rize'de sanayi denince de akla sadece çay fabrikaları gelir. Rize'nin sorunları denince de akla ilk önce yaş çay taban fiyatı, ÇAYKUR'un özelleştirilmesi, yaş çay parası ödemeleri, çayın iyileştirilmesi, yurda giren kaçak çaylar gibi konular gelirken, diğer konular ikinci planda kalır. Oysa Ovit Tüneli'nin yapılması, organize sanayi bölgesinin ve tersanenin kurulması, üniversitenin ve turizmin geliştirilmesi, yıldızlı oteller inşa edilmesi, yöresel ürünlere, el sanatlarının tanıtımına ağırlık verilmesi, limanın genişletilerek deniz taşımacılığının öne çıkarılması başka konular da var.
Çay Rize için hayati önem taşıyor. İlk yaş çay hasadının ve kuru çay üretiminin 1938'de gerçekleştirildiği bölgede ilk çay fabrikası ise 1947'de kuruldu. Çay üretiminin özel sektöre açılması ise 1984'de Çay Kanunu'nda yapılan değişiklikle oldu. Rize Ticaret Borsası verilerine göre bu tarihten günümüze kadar bölgede 420'si özel sektör tarafından, irili ufaklı pek çok yaş çay işleme fabrikası kurulmuş ve bunların 230'u kapanmıştır. Günümüzde Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin'de halen 190 civarında yaş çay fabrikası faaliyet gösteriyor.
Bölgede ÇAYKUR'a ait 47 yaş çay işleme, bir paketleme fabrikası var . ÇAYKUR'un 2 pazarlama ve üretim bölge müdürlüğü, bir ana tamir fabrikası ve bir de araştırma enstitüsü bulunuyor. Yani Rize'nin sanayisini bu fabrikalar oluşturuyor. Diğer sektörlerden ise bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az fabrika var. Bu durum Rize sanayisinin çay sektörü üzerine kurulu olduğunu açık bir şekilde gösteriyor sanırım.
Bu fabrikalar Rize'nin her şeyi. Özellikle ÇAYKUR. Çünkü ülkemizin birçok ilinde bu kadar fabrika ve bu imkânlar yok. Yani çay gibi vazgeçilmez bir ürün yok. Çay, müstahsilden esnafa herkesi birinci dereceden ilgilendiriyor. Vatandaş çay parası ödemelerine göre borçlanıyor. Esnaf da ona göre kendini ayarlıyor. Yukarıda da görüldüğü gibi Rize ve tüm ülkemiz için çay çok büyük bir öneme sahiptir. Çünkü sudan sonra en fazla tüketilen şeydir çay. Çaysız yapamayız. Bu durum da çaya 'yeşil altın' hüviyetini kazandırmıştır doğal olarak.
Bölge için bu kadar hayati önem taşıyan çay konusunda, Rizeli kendi arasında birlik beraberliği sağlayamıyor. 2009 yılının yarısından beri gündemde olan çay kanun tasarısı taslağı bunu çok açık bir şekilde gösteriyor. Herkesin kabul ettiği tek şey var; oda yeni bir çay kanunun hazırlanıp, yasalaşması. Ama kanun taslağının içeriği hakkında bir türlü birliktelik sağlanamıyor. Aslında bu Rizelinin doğasında var. Herkesin lider olmak istemesi, ferdi hareket etmek. Oysaki tüm kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinin ortak mutabakatı ile bir kanun tasarısı hazırlansa ve yasalaşsa, sıkıntıların bir çoğu çözülür. Dünyada siyah çay üretiminde 4.sırada yer alan ülkemiz, çay sektöründe daha iyi durumda olmalı. Sudan sonra en fazla tükettiğimiz bu ürün herkesi memnun etmeli; müstahsili de, sanayiciyi de, vatandaşı da. Ama maalesef Doğu Karadeniz'de 1 milyondan fazla kişiyi ilgilendiren çay, şu an kimseyi memnun etmiyor; ne müstahsili, ne sanayiciyi, ne de çalışanı!