Çalışan kadın da eşinden şiddet görüyor
“Yakın İlişkide Şiddetin Beyaz Yakalı Kadın Çalışanlara ve İşletmeye Etkisi Araştırma Raporu” na göre üniversite mezunu, yönetici konumundaki kadınlar da eşlerinden şiddet görüyor ve birçoğu şiddet gördüğünün farkında değil
DİDEM ERYAR ÜNLÜ
“Kadına yönelik şiddet, tüm dünyada büyük bir problem olmaya devam ediyor. Şiddet kurbanlarının küçük düşme korkusuyla yaşananları anlatamayacağı bir dünyayı hoş göremeyiz. Kadınların başlarını kaldırmayıp, haklarını arayamadıkları, şiddet faillerinin cezalanmadığı bir dünyayı hoş göremeyiz. Politik, sosyal, ekonomik ve cinsiyet anlamında kadın erkek eşitliği şiddetle mücadelenin önemli bir unsurudur.”
Bu sözler Hollanda Başkonsolosu Robert Shuddeboom’a ait. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu, geçtiğimiz nisan ayında, Hollanda Hükümeti’nin Matra Fonu’ndan sağlanan 20 bin euroluk destekle İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi’ni başlattı. Projenin amacı, “şirketlerin yönetimsel ve örgütsel kapasitelerini kullanarak, çalışan kadınların yakın ilişkide karşı karşıya kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini sağlamak” şeklinde tanımlandı.
Proje kapsamında “Yakın İlişkide Şiddetin Beyaz Yakalı Kadın Çalışanlara ve İşletmeye Etkisi Araştırma Raporu” hazırlandı. Bu raporu, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat’tan dinledik. Rapora bin 715 kişi katılmış. Katılımcı profilini ortalama 35 yaşında, üniversite mezunu, yüzde 62’si evli bireyler oluşturuyor. Cevap verenlerin ortalama geliri 3 bin 500 TL. Ankete katılan kadınların yüzde 30’undan fazlası yönetici konumunda. Raporun ortaya koyduğu sonuçlara göre, sadece eğitimsiz kadınlar değil, çalışan kadınlar da eşlerinden şiddet görmeye devam ediyor.
Projede öne çıkan başlıklar
►Çoğunluğu üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’i en az bir kez şiddetin bir tütüne maruz kalmış. Çalışan kadınların yüzde 40’ı psikolojikduygusal şiddete, yüzde 35’i sosyal şiddete, yüzde 17’si ekonomik şiddete, yüzde 8’i fiziksel şiddete maruz kalıyor.
►Çalışan kadınların bir bölümü maruz kaldıkları davranışları şiddet olarak nitelendirmiyor veya bu davranışın şiddet olduğunu bilmiyor.
►Şiddetin ekonomik nedenlerden ortaya çıktığını düşünenlerin oranı yüzde 79. Şiddete rağmen ilişkiye devam edilmesinin nedeni de yüzde 84 ekonomik gerekçeler olarak algılanıyor. Şiddet gören kadınların yüzde 16’sı bu nedenden ötürü ilişkisini devam ettirdiğini kabul ediyor. Çalışanların yüzde 35’i kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamada maddi gelirini yetersiz buluyor. Her 10 katılımcıdan sadece 3’ü kadınların gerçekten isterlerse şiddet içeren ilişkiyi bitirebileceklerini düşünüyor.
►Erkeklerin ise yüzde 40’ı eşine veya birlikte olduğu kişiye kötü davrandığını kabul ediyor. Üniversite mezunu erkeklerin yüzde 37,5’i eşine veya birlikte olduğu kişiye şiddetin bir türünü içeren kötü davranışta bulunduğunu kabul ederken, bu oran lise mezunu erkeklerde yüzde 24,5.
►Şiddete dair deneyim en çok arkadaş ve komşularla paylaşılıyor. Ancak; şiddete uğramış bireylerin yaklaşık yüzde 30’u bu durumu kimseyle paylaşmadığını ifade ediyor.
►Kadınlarda şiddetin iş yaşamına etkisi en çok keyifsizlik (yüzde 54) ve yorgunluk hissi (yüzde 36) ile ortaya çıkıyor. Şiddet gören çalışan kadınların yüzde 30’u şiddet gördüğü için geçici olarak evini terk etmek zorunda kalıyor.
►Katılımcıların yüzde 99’u, eşinden şiddet gören kadının iş yaşamının etkileneceğini düşünüyor.
►Şiddet konusunda işyerinden destek alma fikri yaygın değil. Şiddet vakalarında destek alınması önerilen kurumlar arsında sosyal hizmet uzmanları ve kadın kuruluşları yüzde 70 ile en önde geliyor. Kadınların yüzde 45’i şiddete uğrarsa bunu işyerindeki yöneticileriyle paylaşmaktan utanacağını söylüyor.