Büyük şehir olmak için şantiyeye mi dönüşmek gerek?
MALATYA'DAN / Nida YANGÖZGÜL
Büyük şehir olma yolunda ilerleme çabası içerisinde olan ilimiz, ne yazık ki şantiye görünümünden kurtulamıyor. Evet, büyük şehir olmak için uğraşıyoruz, sanayimizi geliştiriyoruz, yeni sanayi bölgeleri kuruyoruz. Kayısıya canlılık katmak için çabalıyoruz. İhracat rakamını 1 milyar dolara çıkarmak için uğraşıyoruz ama bir şey var ki bunu hep unutuyoruz yada hatırlamak istemiyoruz: Şehir plancılığı…
Bir şehre girerken dikkatimizi çeken unsurlar nelerdir, şöyle bir düşünelim... Bana sorarsanız çevre yoludur derim. İlk imajı belirleyen, ilk izlenimleri oluşturan, fikir yürütmemize sebep olan unsur, çevre yoludur. İl olarak bu konuda şansız olduğumuzu düşünüyorum. Özellikle kış ayının sonundan itibaren çevre yolumuzu sormayın gitsin. Bir hengame, bir karışıklık, bir düzensizlik almış gidiyor. Sanırım bu düzensizlik ile imajımızı bir hayli zedeliyoruz. Her zaman ilimizin en iyi yanlarını yazarsak olmaz, tabi ki eksikliklerini de ifade etmek gerekli. Hani belki bizim yazdıklarımızı okuyan olur da daha hızlı bir işleyişe sebep oluruz.
Bir vatandaş olarak baktığımda şantiye görüntüsünün rahatsız ettiğini söylemek mümkün. Belki iş bitiminde güzel bir sonuç ortaya çıkacak. Belki ama daha düzenli, daha kaliteli bir hizmetle insanları yormadan, onlara sıkıntı yaşatmadan, zor olan yaşamı daha da zorlaştırmadan büyük şehir olabilmek için uğraşmak daha güzel olur diyorum. Büyük şehir olmak için illa ki şantiye mi olmak gerekmektedir?
Şehir plancılığı konusunda bu işi gerçekten iyi yapan illerimiz mevcut. Onları örnek alırsak, gelişim sürecimiz daha hızlı olur. Sadece ekonomiyi düzeltmekle kalmayıp bunun yanında şehrin imajına da dikkat ederek yeni projeler geliştirirsek, ilimize yapılacak yatırım oranları da artacaktır. Çünkü insanlar her zaman daha kolay yaşayabilecekleri, kendilerini yormayan şehirlerde yaşamak ve çalışmak isterler. Sadece proje üretip, 'Bizler milyon dolarlık yatırımlar yapıyoruz', 'İlin kazancına olacak, istihdamını artıran projeler yapıyoruz' demekle olmuyor ne yazık ki... Kente giriş yaptığınızda gözünüze çarpan unsurlara son derece önem verilmeli.
Umarım 2010 yılı bitmeden ilimizin çevre yolu bir an önce istediğimiz gibi olur ve Malatya'ya gelen herkesi cezbeden bir görünüme kavuşuruz. Ne de olsa Doğunun Parisi olarak anılan bir ile yakışmayan görünümle yaşıyoruz bir süredir.