Bütçe kanunu teklifinin 11, 12 ve 13. maddeleri kabul edildi
TBMM Genel Kurulunda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 11, 12 ve 13. maddeleri kabul edildi.
Genel Kurulda milletvekilleri, maddeler üzerinde söz alarak görüşlerini dile getirdi.
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, bütçede en büyük gider kaleminin faiz olduğunu belirtti.
Bütçeden 2 trilyon liranın faize gittiğini, 2 trilyon lira da açık olduğunu aktaran Çalışkan, "Bu bütçenin geliri 12,7 trilyon, gideri 14,8 trilyon. Net olarak gelir gideri karşılamıyor. Bütçeden memnun olan sadece iki kesim var; biri müteahhitler diğeri ise faizciler. Bu bütçeden memnun olan üçüncü sektör göremedim ama işçiler, memurlar, emekliler, asgari ücretliler, kamuda çalışan taşeronlar, fahri Kur'an kursu hocaları, halk eğitim merkezlerinde görev yapanlar, ücretli öğretmenler şikayetçi." diye konuştu.
İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, son yıllarda savunma sanayisi alanında büyük atılımlarla yerli ve milli üretime öncelik verildiğini ancak vatan savunmasına yapılan yatırımların propaganda malzemesine dönüştüğünü savundu.
Kocamaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durum milli birlik ve beraberliğimizi de zedelemektedir. Milli savunma, bir ülkenin bağımsızlığını, güvenliğini ve geleceğini teminat altına alan en kritik alanlardan biridir. Bu nedenle savunma politikaları ve yatırımları hiçbir siyasi çıkarın veya partizan yaklaşımın konusu olmamalıdır. Ülkenin güvenlik konusu siyasi hesapların ötesinde bir öncelik olmalı, her koşulda ve şartta milli çıkarlarımız korunmalıdır."
"Savunma sanayimizdeki ihracatımız 5 milyar doların üstüne çıktı"
MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal, savunma sanayisinde yapılan yatırımları anlattı.
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında yaşanan zorlukları aktaran Uysal, "O günlerde telsizi bile ithal edemezken, bugün yerlilik üretim oranımız yüzde 80'dir. Sadece geçen yıl 185 ülkeye savunma ürünü ihraç ettik. Savunma sanayimizdeki ihracatımız 5 milyar doların üstüne çıktı. Dün piyade tüfeğini dahi ithal ederken, şimdi İHA'mızı, SİHA'mızı, uydumuzu üretebilen, sınırlarımızın güvenliğini kendi imkanlarıyla koruyabilen bölgesel bir güç olduk." ifadelerini kullandı.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık ise Kürtlerin geçmişten bugüne kadar hiçbir dönem, "Türkiye halklarıyla" farklı düşünmediğini belirtti.
Bu topraklarda bir barış ikliminin başladığını ifade eden Sakık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Buradan yeniden sesleniyorum; Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli, barışa katkı sunacak bütün siyasi aktörleri alın, gelin, bu ülkenin azizi olun, olabilirsiniz, biz yeni bir iklim yaratabiliriz. Bakın, bizim başka yerlerde barış projemiz yok. Ne New York'ta ne Oslo'da ne Londra'da ne Paris'te. Biz bu topraklarda, şurada, bu iklimde bir Ankara modelini oluşturabiliriz. Ne yapabiliriz biliyor musunuz? Dünyaya örnek olacak bir model sunabiliriz."
Sakık'ın konuşmasının ardından yerinden söz alan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da "Küçük iyi bir hareket, büyük bir iyi niyetten iyidir" diye bir özdeyiş olduğunu dile getirdi.
Akçay, "Bilge liderimiz Sayın Devlet Bahçeli, bu iyi niyetimizi küçük bir iyi hareketle değil, büyük bir adımla gerçekleştirdi. Çağrılar güzeldir ama önemli olan çağrıların bir sağırlar diyaloğuna dönüşmemesidir ve bu çağrıya da bir cevap verilmesi gerekir. El uzatıldı, çağrı yapıldı. Liderimizin eli bizim elimizdir, çağrısı da bizim çağrımızdır." değerlendirmesinde bulundu.
CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, devletin iç ve dış borçları dolayısıyla 2025 yılındaki faiz yükünün 2 trilyon liraya yaklaştığını ifade etti.
Hazine garantili borçları eleştiren Yazgan, "2023 yılında kur farkı hariç verilen garanti tutarı tam 96 milyar lira. 2023 yılı içinde sağlanan garantili borçların toplam tutarı ise 348 milyar lira. İktidarın öngörüsüz politikaları yüzünden Türk lirası değer kaybederken döviz de değer kazandı ve halkın cebinden 251 milyar lira çıktı." dedi.
"Kamu-özel işbirliği projelerinde milletimizin kaynakları korunmuştur"
AK Parti Adıyaman Milletvekili İshak Şan, kamu-özel işbirliği modelinin ortak akıl ve sorumluluk paylaşımı olduğunu; bu projeler sayesinde bölgesel kalkınma farklarının giderildiğini, ulaşım altyapısının iyileştiğini, yeni iş olanakları yaratıldığını, turizm ve ticaretin geliştiğini, zaman ve maliyet tasarrufunun sağlandığını vurguladı.
Proje anlaşmalarını döviz üzerinden yapılmasının zaman zaman kamuoyu gündemine geldiğine işaret eden Şan, şunları kaydetti:
"Oysaki döviz bazlı ödemelerin temel nedeni, projelerin uluslararası yatırımcılar tarafından finanse edilmesi ve uygun şartlarda kredi bulunmasıdır. Döviz bazlı geri ödemeler yatırımcıların risklerini azaltırken ülkemizde sermaye ve teknoloji girişini hızlandırmaktadır. Kamu-özel işbirliği modeliyle devletimiz büyük altyapı projelerinde finansman, yapım ve işletme risklerini özel sektörle paylaşmaktadır. Bu sadece kamu kaynaklarının etkin kullanılmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda özel sektörün dinamizminden, yeteneklerinden ve tecrübesinden faydalanmamıza olanak tanıyor."
Şan, yeni düzenlemeyle bu projelerden alınan kurumlar vergisinin yüzde 20'den yüzde 30'a çıkarıldığına dikkati çekerek, "Bu projelerde milletimizin kaynakları korunmuş, özel sektörün finansman gücüyle vatandaşlarımız kısa sürede dünya standartlarında hizmetlere kavuşmuştur. Kamu-özel işbirliği modeli güvenilir, sürdürülebilir ve tamamen millet odaklı bir yatırım modelidir." ifadelerini kullandı.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamalarda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 11, 12 ve 13. maddelerinin kabul edilmesinin ardından TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşimi, saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.