Bütçe açığı 10 yıl sonra GSYH'nin yüzde 1'ine inecek
Hazine Müsteşarı Halil İbrahim Çanakcı, mali Kural'la ilgili ekonomi muhabirlerini bilgilendirdi.
ANKARA – Hazine Müsteşarı Halil İbrahim Çanakcı, mali kural uygulamasıyla Orta Vadeli Program'da (OVP) 2010 yılı için öngörülen GSYH'nin yüzde 4.7'si kadar bütçe açığı tahmininin, 10 yıl sonunda yüzde 1'e inebileceğini söyledi.
Hazine Müsteşarı Halil İbrahim Çanakcı, 2011 yılı itibariyle uygulamaya geçmesi öngörülen mali kuralla ilgili olarak ekonomi muhabirlerini bilgilendirdi.
Çanakcı, Mali Kural Kanun Tasarısı Taslağı'nın dün akşam itibariyle Başbakan Yardımcısı Babacan tarafından Hazine Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilatı ve Maliye Bakanlığı'nın tasarı taslağı olarak gönderildiğini bildirdi.
Mali kuralla genel devlet dengesi açığının anlamlı ve kalıcı bir şekilde aşağıya doğru gideceğinin, borcun da düşüş patikasında olacağını söyleyen Çanakcı, mali kuralda yüzde 1 olarak belirlenen bütçe açığı hedefinin oldukça makul olduğunu belirtti.
Çanakcı, mali kural uygulamasının bütçe açığının yanısıra borç hedefini de içerdiğine işaret etti. Borcun GSYH'ya oranının birden bire yüzde 30'a, genel devlet dengesi açığının ise yüzde 1'e çekilmesinin söz konusu olamayacağına dikkat çeken Çanakcı, mali kural formülü takip edildiğinde 2010 yılı için OVP'de yüzde 4.7 olarak öngörülen genel devlet açığının 5 yıllık bir dönemde oldukça makul bir düzeye getirileceğini aktardı.
Çanakcı, "İlk 5 yılda yüzde 1.5 - 2 düzeyine getiriyorsunuz. 10 yıllık dönemde yüzde 1'e yaklaşacak" dedi. Çanakcı, yüzde 45.5'e gerilemiş olan borç stokunun GSYH'ya oranının ise 10 yıllık dönemde yüzde 30'lara düşeceğini ifade etti. Çanakcı mali kural uygulamasıyla 10 yılda GSYH'nin yüzde 1'ine çekilen bütçe açığının, 10 yıl süresince bu düzeyini koruması halinde ise Türkiye'nin borç stokunun GSYH'ya oranının yüzde 15'lere kadar ineceğinin altını çizdi.
Gerçekleşme, tavanı aşarsa tedbir alınacak
Mali kuralın bir tavan ve patika belirlediğini, bütçe dengesinin verdiği açığın bu tavanın üzerine çıkamayacağını gösterdiğini belirten Çanakcı, bütçenin, gelirlerin, harcamaların üst sınır içindeyse tedbir alınmasına gerek kalmayacağını dile getirdi. Çanakcı, gerçekleşmenin bu tavanın dışında olması durumunda tedbir alınacağını ifade etti. Mali kural formülünün birçok şok senaryosu altında bile işlemeye devam ettiğine değinen Çanakcı, ekonomide şok küçülmeler olması halinde mali kuralın genişleme imkânı verdiğini kaydetti.
Sayıştay sistem denetimi yapacak
Bir soru üzerine Çanakcı, genel yönetim içinde tüm kurum ve kuruluşların yer aldığını anımsatarak, KİT'lerin de mali kural kapsamı içinde bulunacağını vurguladı. KİT'lerin toplulaştırılmış bazda borçlanma gereğinin bulunmaması kuralı getirildiğini ifade eden Çanakcı, Haziran'da yayınlanacak OVP'yle birlikte rehber bir kitap yayınlanacağını vurguladı. Rehber kitapçıkta genel yönetim kapsamında yer alacak kuruluşlar hakkında bilgi verileceğini aktaran Çanakcı, ayrıcı genel yönetim açığının nasıl hesaplandığına dair en ince ayrıntıların dahi yer alacağını vurguladı. Üçer aylık dönemlerde "Mali İzleme Raporları" yayınlanacağını söyleyen Çanakcı, Sayıştay'ın da bu noktada devreye gireceğini Sayıştay'ın sistem denetimi yapacağını bildirdi.
Kredibilite yoluyla otodisiplin getirilecek
"Önemli olan sistem denetimi, sistem kurulmuş mu, sistem çalışıyor mu buna bakılması" diyen Çanakçı, Sayıştay'ın bu denetimi yapacak altyapıya sahip olduğunu vurguladı. Sayıştay'ın yapacağı denetimlerde sapma tespit edip etmemesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Çanakcı, "Bu sapmanın yaptırımı kredibilite kaybıdır.
Yaptırımı, her iki bakanımızın, TBMM'ye giderek, bir önceki yıl niçin sapma oldu, bu sapmanın gerekçelerini, bir sonraki yıl sapma olmaması için ne yapılması gerektiği noktasında hesap vermesidir. Nasıl Merkez Bankası enflasyon hedefinden saptığında hükümete mektup gönderiyor. Mali kuralda da sistem bu şekilde işleyecek. Kredibilite yoluyla otodisiplin getirilecek" diye konuştu.
Alternatif tedbirler Bakanlar Kuruluna sunulacak
Çanakcı, 3 ayda bir yapılan değerlendirmeler veya altı aylık değerlendirmeler sırasında, uygulama aşamasında belirlenen rakamlardan sapma olduğu, hedefe doğru gidilmediğinin görülmesi halinde, tedbir alternatiflerinin hazırlanacağını vurguladı. Bu önerilerin Bakanlar Kuruluna sunulacağını dile getiren Çanakcı, Merkez Bankası'nın her Para Politikası Kurulu toplantısında değerlendirme yapıp adımlarını ona göre attığını anımsatarak, "Biz de bu değerlendirmeyi yapıp, hedeften sapma riski olduğunda, tedbir alacağız. Sürekli o tavanın içinde kalınmaya çalışılacak" dedi.
Alternatif tedbirlerin uygulanmasında zorunluluk yok
Çanakcı, mali kuralla ilgili düzenlemede, bakanlar kuruluna sunulacak alternatif tedbirlerin uygulanmasıyla ilgili zorunluluk getirilmediğini ifade etti. Alternatif tedbirlerin birer değerlendirme olduğuna dikkat çeken Çanakcı şu açıklamalarda bulundu:
"Değerlendirmeniz yüzde 100 isabetli olmayabilir. Bütçe açığı şöyle gidiyor derseniz, adım atmanız gerekiyor. O değerlendirmenin sistematik olarak yapılması düzenleme getiriyor. Alır yapar diye bir şey söz konusu değil. Tanımlanmış bir tavan koyuyorsunuz. ‘Ben bu tavanı aşmayacağım' taahhüdünün altına giriyorsunuz. Burada esas önemli nokta bu. Bu tavanın üzerine çıkılması halinde, onun getireceği kredibilite kaybıyla karşılaşıyorsunuz. Bugüne kadar olandan farklılık bu. Onun dışındakiler tamamen uygulamayla ilgili şeyler.