BUSİAD'tan sıcak para vurgusu
BURSA'DAN / Ömer Faruk ÇİFTÇİ
Türkiye'de TÜSİAD'tan sonra kurulan ilk sivil toplum kuruluşu olan Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Bursa özelinden Türkiye geneline sanayici ve işadamlarının kısaca iş dünyasının sorunlarına parmak basmaya devam ediyor. Yaptığı etkinliklerle adından sıkça söz ettiren BUSİAD'ın Yüksek Danışma Kurulu da bir takvim dahilinde belirli dönemlerde biraya gelerek durum tespiti yapıyor.
Kurul'un son toplantısında kalıcı yatırıma yönelmeyen sıcak paranın üretim gücü ve ihracat açısından tehlike oluşturduğu vurgusu yapıldı. Sıcak paranın ülkeye girişinin kontrol altına alınması konusunda uyarıda bulunulurken, özellikle seçim sonrası yeni küresel şartlara uyumlu bir büyüme stratejisi düzenlenmesi gerektiği kaydedildi. Dünyada döviz savaşları devam ederken, ülkelerin ulusal paralarının değerini arttırmamak için çaba gösterdiği bu dönemde hükümetin Türk lirasını değerli tutma çabasını anlamakta güçlük çekildiği belirtildi. Krizden sonra dünya ekonomilerinin toparlanma sürecinin geciktiğinin altı çizilirken, Türkiye'nin en büyük pazarı olan Avrupa ekonomilerinin düzelmesinin zaman alacağı dile getirildi. Türk lirasının değerlenmesi ve döviz kurunun düşmesinin en önemli nedenlerinden birini 'kalıcı yatırıma yönlenmeyen sıcak para' olarak değerlendiren BUSİAD Yüksek Danışma Kurulu, kurlar konusunda hiçbir şey yapılmayacaksa, sanayicinin dünyadaki rakiplerine göre fazladan sırtında taşıdığı, enerji, akaryakıt ve istihdam yüklerinin hafifletilmesi, vergi ve sigortasını zamanında ödeyenlere indirim getirilmesi gerektiğini bildirdi.
Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanunu gibi kanunların bir an önce yasalaştırılması konusundaki çalışmaları takdirle karşıladıklarına değinen Yüksek Danışma Kurulu, Meclis'te bekleyen yasaların bir an evvel çıkarılması gerektiğini savundu. Kurulun sonuç bildirgesinde "Türkiye bir süredir, değerli para politikasının sonucu olarak ara malı ithal eden bir konuma gelmiştir. Halbuki kalkınma ve istihdam artışının sağlanması için üretim yapan, ara malı üreten bir ülke olmak zorundadır. Yıl sonunda 112 milyar dolar civarında gerçekleşecek olan ihracatımız Gayri Safi Milli Hasılamızın yüzde 15'i kadardır. Ben ihracatla büyüyeceğim, diyen bir ülkede bu oranın yüzde 25'in altına düşmemesi gerekmektedir. Fakat önemli olan ihracat rakamlarındaki artışla birlikte kârlılığın artmasıdır. Kâr olacak ki yatırımlar yapılabilsin, istihdam yaratılabilsin, Ar-Ge ve inovasyona bütçe ayrılabilsin. Ekonomik sürdürülebilirliğin temel noktası budur" denildi.
Üyelerinin hemen tamamı sanayici ve işadamından oluşan bu sese kulak verilmesi gerektiğini düşünüyorum. BUSİAD'ın Aralık ayı Yüksek Danışma Kurulu toplantısına kimlerin katıldığını göz önüne aldığınızda bu gereklilik daha iyi anlaşılacaktır: YDK Başkanı Ali İhsan Yeşilova, BUSİAD Başkanı Arif Özer, TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, UİB Koordinatör Başkanı Şenol Şankaya, TÜGİAD Başkanı Murat Coşkunkan, MAKSİFED Başkanı Günal Baylan.