Bülent Arınç'tan 'operasyon' açıklaması

Başbakan Yardımcısı Arınç, yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla ilgili hükümet kanadından ilk açıklamayı yaptı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından dün başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili hükümetten ilk resmi açıklamayı Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti kurmayları bugün parti genel merkezinde olağanüstü bir toplantı yaptı. Toplantının ardından Bülent Arınç bir basın açıklaması yaptı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Bülent Arınç'ın konuşmasından satır başları;

Kamuoyunu ilgilendiren önemli bir operasyon kapsamında bilgi sunmak istedim.

Bugün öğleden sonra Başbakan'ın başkanlığında Bakan arkadaşlarla bir araya geldik ve elimizdeki bilgiler kapsamında değerlendirdik. Dün sabah erken saatlerde İstanbul merkezli ve 28 adrese yapılan operasyonlarda 52 kişi gözaltına alındı. İş adamları ve Fatih Belediye Başkanı da dahil olmak üzere, 3 bakanımızın oğlu götürüldü. İfadesi alınan kişi sayısı şu an 51. Bunların sorgusuna başlandığı öğrenildi. 

İki yeni savcı daha operasyonla ilgili görevlendirildi. Bu operasyonlarda 4 bakanımızın ismi geçtiği ifade edilmektedir. Bazı bakan arkadaşlarımızın çocukları, danışmanlar, bürokratlar, bazı inşaat firmalarının isimlerinden bahsedilmektedir. 

Rüşvet, yolsuzluk ve kara para aklaması gibi bazı suçlamalar yapılmaktadır. Bu operasyonlarla ilgili olarak elde edilen bilgileri paylaşmak istiyorum. Bazı açıklamalar var. Başsavcı tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Soruşturmaların kapsamı, şüpheli sayısının çokluğu, delillerin tam olarak toplanıp, soruşturmanın kısa sürmesi için bu soruşturmada da yardım etmek üzere iki cumhuriyet savcısı ilave edilmiştir.

Yargı merciileri yasalar ve görevlerle ilgili iç düzenlemeler çerçevesinde, hakikatlerin ortaya çıkarılması için yaptıkları işleri anlattı Başsavcı. Bu sırada Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bazı şube müdürlerinin yerlerinin değiştirilmesinin sebepleri açıklandı. Bir kısım polislerin görevlerini kötüye kullandığı için yerlerinin değiştirildiği açıklandı.

HSYK'dan da bir açıklama yapıldı. Bu açıklamada da Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevleri anlatılıp, "HSYK'nın bir görevi bulunmamaktadır" deniliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın açıklaması ile HSYK'nın açıklaması sürdürülüyor.

"Yargının yanında yer tutuyoruz" 

Bir operasyon yapıldı ve bunun üç ayaklı olduğu içerisinde de bazı bakanlarımızın, çocuklarının, bürokratların isimleri geçiyor. Buna bir adli operasyon, soruşturma sürecinin de başladığını ilave etmeliyim. Hükümetin görüşü bu konuda 11 yıldan bu yana değişmemiştir. Partimiz daha hükümet olmamışken, siyasetin yozlaştığı bir noktadaydık. Siyasetçilerin yolsuzluklarla ilişkisi konuşuluyordu. Kuruluş ilkemiz olarak da 3Y ile yolsuzluklar, yoksulluklar ve yasaklarla mücadele edeceğimizi deklare etmiştik.

Halkımız bu üç noktadaki çalışmalarımızı desteklemiş ve onaylamıştır. Geldiğimiz noktada pek çok mafya dağıtılmış, çete üyeleri yakalanmıştır. Yolsuzluk üzerine çıkar sağlamak amacıyla kurulan birliktelikler de siyasi iradenin gücü sebebiyle yakalanmış ve yargılanmıştır. 

Bunların hepsi yargı süreci ile başlayan süreçlerdir. Elbette aramalar, tutuklanmalar, yakalanmalar yargı süreci içerisinde değerlendirilmektedir. Bizim burada farkımız, siyasi irademiz güçlüdür. Yolsuzluk yapanların kökünü kazımak üzere irademiz ayakta durmuştur. Bunları büyük bir onurla anlatan hükümetimizin, yolsuzluktan yana tavır almasını kimse beklemesin. 

Eğer bir yolsuzluk iddiası bir rüşvet kara para aklama söz konusu ise yargı, bunu en iyi şekilde aydınlatmalıdır. Başka olaylarda siyasi iradesini güçlü olarak yargının yanında yer tutan hükümetimiz, şimdi de yargı tarafında saf tutacaktır. İsimler kim olursa olsun, gçemişte ya da bugün hükümetimizle iyi ilişkiler kurduğu farz edilsin, bu yargı süreci büyük bir dikkatle sonuçlanmalıdır. Yargının kararına her zaman saygılı olacağız, yargı bilmeli ki, 11 yıldır çete ve mafyalarla mücadele eden hükümetin desteği yargının arkasında olacaktır. Hükümet üyelerinin isimlerinin geçtiği iddialar bizi bir şekilde ilgilendirmiyor. Bir iddia varsa en güzel şekilde ispatlanmalıdır ve gerçek ortaya çıkarılmalıdır. Sayın Başbakan ve hükümetizin tavrını takdirle karşılamak gerekir. 

Muhalefet bu konuda hükümeti eleştirmek, yıpratılmasını istemek, mahalli seçimlere kırık şekilde gitmek ve süreci tersine döndürmek isteyebilirler. Muhalefetin meşru hakları vardır. Bu olay dikkatle takip edilmelidir. Eleştiriler her zaman yapılmalıdır, ama peşin hükümle karar vermek, peşinen suçlu saymak muhalefete yakışmaz.

Psikolojik harp benzeri bir operasyonla karşı karşıyayız

Hükümetin bu olay sebebiyle sorumlu tutulması doğru bir davranış olamaz. İnsaflı olsunlar, kamuoyunda kendilerini de hükümeti de zor durumda bırakacak iş yapmasınlar. Hukukun evrensel prensiplerinden birisi soruşturmanın gizliliğini ihlaldir. Bu gizliliği ihlal etmek suçtur. Biz hükümet olarak daha dosyada neler olduğunu bilmiyoruz. Boy boy fotoğraflar kime ait olduğu belli olmayan resimler, iş adamları, gazetecileri suçlayacak psikolojik savaşa sokmak hukuka sığmaz. Adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs de TCK'ye göre suçtur. Bize düşen sabırla, ama yargının elindeki delillerle suçlananlarla yüzleşmesini beklemektir. Bu karar çıkarken de hükümetimiz siyasi anlamda bazı çalışmalarımızı yapacaktır. Sayın başbakanımız da bu çalışmaları yeri geldiğinde açıklayacaktır.

Bir soruşturma süreci var. Bu gizlidir. Ancak bu gizliliğe uyulmamaktadır. Lütfen insanları karalamayın. İnsanlar hakkında peşin hüküm vermeyin. Geçmişte başka kişiler peşinen suçlanmış olabilirler. O günün mağdurları farklı, bu günün mağdurları farklıdır. 

"Bu kadar belden aşağı davranacaklarını düşünmemiştik"

Bu olayların bugün cereyan ediyor olması, ne anlama geliyor? Hükümet olarak siyasi gözle bakma hakkımız var. Bu tür bir suçlamayla bazı inasnların karşı karşıya geleceği, bunları yazıyordu. Polisten atılma bazı kişiler Twitter'dan bunları yazıyordu. Üç beş gün öncesinden artık savaşacağız, her şey kötü olacak. Operasyonlar, kasetler servise konulacak diyorlardı. Bu kadar belden aşağı, saygısızca davranacaklarını düşünmemiştik. Taraflar ve konular farklı. Bir tarafta meşru bir sanatçıyla evli olan bir grup var. TOKİ'yle ilgili peşkeş iddiaları var. Belediye ve kurulların haksız kazanç elde ettiği iddiaları var. Bu kadar farklı kişilerin bir araya getirilmesinin amacı ne olabilir? 

Operasyonda 6 ay önce bu dinlemelerin kesildiğinin ve operasyonun bugüne bırakıldığını duyduk. Bu kadar kişi birbirlerini görmemişler, aynı yerde bulunmamışlar. Niçin birini bir ay önce birini 2 ay önce yapmıyorsunuz da, sabahın 5'inde baskılnar yaparak bu operasyonları başlatıyorsunuz. Bu işi yapanlar, diyelimki emniyetteki şube müdürleridir. Müdürlerin bir üzerine haber vermesi istenir. Müdürün başındaki müdür, daire müdür, İstanbul Emniyet Müdürü habersizdir. Haber verselerdi önlem alınırdı diyebilirsiniz. Ancak isimleri gizli tutabilir. Şu saatte önemli bir opreasyon yapacağız dersiniz. 

"İçişleri Bakanı'nın operasyonu medyadan öğrenmesinden daha acı ne olabilir?"

Bir İçişleri Bakanı'nın oğlunun emniyet tarafından gözaltına alınmasını medyadan öğrenmesinden daha acı ne olabilir? İyi midir kötü müdür farklı bir şey. İşte bu yüzden görevi kötüye kullanmaktan soruşturma açılmış ve yerleri değiştirilmiştir. Çok planlı, psikolojik bir harp benzeri operasyon ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. Burada amaç hükümetimizin yıpratılmasıdır. Güçsüz muhalefet partileri ile hükümetimizi yıpratamayacakların, önce Gezi ile şimdi de bu operasyon ile yıpratmaya çalışıldığı bellidir. Hükümetimizin yıpratılması, hükümete destek olan ya da iddia edilen, küçük düşürülmeye çalışılan gazeteler ve gazetecilere yönelik tehditler atbaşı gitmektedir. İşadamlarına yönelik tehditler yayınlanmaktadır. 

"Hedef hükümeti yıpratmak"

Değerli arkadaşlarım bütün bunları yerel seçimler ve önümüzdeki seçimlere yönelik, Türkiye'nin ekonomik gücünü yıpratmaya yönelik yapıldığını komplo teorisi olarak söylemiyorum. Ulaşabildiğimiz bazı bulgular, bu amaçlarla davranıldığını göstermektedir.

Bunlarla ilgili çalışmalarımız devam edecektir. Ortada bir iddia var. Kimin ismi geçiyorsa, en yakınından en uzağına, bu iddialar sonuna kadar araştırılmalıdır. Nereye kadar varılacaksa, kim suçlanacaksa bizi ilgilendirmiyor. Biz hükümet olarak yolsuzluklara karşı savaş vermiş hükümetiz. Bu operasyon niçin bu zamanda yapılıyor? Niçin bu eksikliklerle yapılıyor? Hükümeti yıpratmak için zor durumda bırakmak için, en iddialı olduğumuz yolsuzluklarla kamuoyunun gözünden düşürmek için yapılıyor. Bu işi yapanları en kısa zamanda bulacağız.

"Devlet içinde kümelenmiş yapı varsa çıkarmak boynumuzun borcu"

Devlet içinde kümelenmiş illegal yapılar söz konusuysa bunları çıkarmak boynumuzun borcu olsun. Elde ettiği imkanları kendi çıkarları için kullanan bir kişi ve örgüt varsa bunu da halkımızın önüne çıkaracağız. 

Son Bakanlar Kurulu toplantısından sonra "Aday olacak bakanlarımız olursa bakanlıktan ayrılacaklar" demiştim. Sayın Başbakan da bakanların adaylığı halinde Ocak ayından itibaren ayrılacaklarını belirtmişti. Şimdi ne düşünecek, ne karar verecek onu da göreceğiz.

"Suça karışmışlarsa onları korumayız"

Bakanların ne yapacağını yakında görürsünüz. Bunun kararını Başbakanımız verecek. Milli İstihbarat Teşkilatımız, Emniyet Müdürlüğümüz eğer varsa incelemelerle, soruşturmalarla, bir görev aşımı, başka bir maksat varsa çalışma yapacaktır. Şu andaki kanaatimiz bunun bir yıpratma ve psikolojik savaşa döndüğüdür. Bizim arzumuz, bir yapı varsa bunun ortaya çıkarılmasıdır. Bir ilin emniyet müdür yapılacak işten haberdar değilse ve özellikle bu yollar kesildiyse, bu ne amaçla yapılmıştır. Bunu araştırmaya ihtiyaç var.

Soruşturmada ismi geçen bakanlar, hükümeti rahatlatmak için Başbakan'a istifalarını ilettiler mi? Bunu söyleyemem. Biz sayın bakanlarımızı seviyoruz, masum olduklarına inanıyoruz. Ama bir suça karışmışlarsa, onları koruyacağımız anlamına gelmez. Siyaseten bu bakan arkadaşlarımız bize müsaade diyebilirler, ya da sayın Başbakan bunu isteyebilir. Ne yapacaklarını yakın zamanda görürüz.

Biz fitnenin söndürülmesi noktasındayız. Cemaat, temiz olduğunu, Türkiye'ye hizmetler yaptığını. Başındaki insana sevgimizin ne kadar büyük olduğunu her yerde söylemiş bir insanız. Eğer bir alçaklık söz konusuysa onlara hamdetmek yakışık almaz. Bu sözlerimle cemaati hedef aldığım anlaşılamaz.

Birileri emniyetten birilerinin tasviye edildiğini söylüyorlardı. Gördüğünüz gibi hiç de tasfiye edilmemişler. Hepsi görevlerinin başında. Bir bankanın genel müdürünün aldığı maaş bellidir. Herhalde bankadaki tüm mevduatı alıp evine götürmüş değildir.

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir