Bugün yarın teklif verilecek

Kılıçdaroğlu, tutuklu vekillerle ilgili olarak bugün yarın bir kanun teklifi vereceklerini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yarın ya da diğer gün bir kanun teklifi vereceklerini bildirdi.

Kılıçdaroğlu, TBMM kulisinde gazetecilerin CHP'nin tutuklu milletvekilleri nedeniyle yemin etmemesiyle ilgili sorularını yanıtladı.

"Beklentiniz nedir? Ne yapmalılar?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Ne yapmalılar değil, ne yapıyorlar, onlara soru sormak lazım" diye yanıtladı.

Beklentilerinin ve bir tekliflerinin olup olmayacağına ilişkin bir soruya Kılıçdaroğlu, "Tabii yarın veya öbür gün kanun teklifini vereceğiz" karşılığını verdi.

Kılıçdaroğlu, kanun teklifini CHP'nin andiçen tek milletvekili olan İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi'nin vereceğini belirtti.

Öte yandan bir televizyon programına katılan Kılıçdaroğlu, soruları cevaplandırdı.

12 Haziran seçiminde CHP'nin, yeterli zaman olmadığı için projelerini iyi anlatamadığını ve beklenen oyu alamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, partinin bazı il örgütlerinin iyi çalışmadığını, İstanbul'da beklenen başarının yakalanamadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, 1 Eylül'den sonra Türkiye'yi gezmeye başlayacaklarını bildirerek, "Büyük bir grup olarak arkadaşlarımız Anadolu'yu gezecekler. Hangi gerekçeyle bize oy vermediklerini soracağız, 'ne yapmamız gerekiyor ki oy vereseniz' diyeceğiz" şeklinde konuştu.

Sav ve Baykal bana karşı birleşti

"Seçimden sonra eski Genel Sekreter Önder Sav ve CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın kendisine karşı birleştiği" yönündeki ifadeye katıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Hiçbir zaman 'neden kurultayı toplamak istiyorsunuz/' demedim. Kurultay yapmak ayıp bir şey değil. Bizim partimizin farkı var. Kurultay toplanabilir, parti de yöneticileri de eleştirilebilir ama eleştiri partiyi yıpratma noktasına gelmemelidir. Her parti üyesinin bu konuda dikkatli olması lazım. Eleştiriye saygılıyım ama bu konuda hakarete izin vermeyeceğim. Sular çalkalanmadan durulmaz, nehir mecrasına çekilecektir" dedi.

Türkiye genelindeki bir seçimde hile yapılmadığını söylemenin doğru olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Ben sonucu etkileyecek hile yapıldığı kanaatinde değilim. Biz seçime siyasal partilerle mücadele ederek girmedik, biz seçime devletle mücadele ederek girdik" dedi.

Dokunulmazlık kazansın, demiyoruz

Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın gelip yemin etmelerini engelleyecek hiçbir yasal durumun bulunmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Bunlar dokunulmazlık kazansın, demiyoruz hiçbir zaman. Seçme, seçilme hakkı insan hakkıdır. 'Millet seçti' diyorsunuz. Millete 'istediğiniz kadar oy kullanın, ben senin oyunu çöpe attım' diyorsunuz. Bunlar mahkum olmamış insanlar, seçime girmişler, gelmişler. Burada toplumun vicdanı kanamıştır. Halkın iradesine sahip çıkmak istiyoruz. Biz demokrasi sınavından geçiyoruz.

Yürütmenin yargıya baskı yapmasını istemiyoruz. HSYK'nın başkanı Adalet Bakanı'dır. HSYK, 'bir dakika' diyecek, 'Siz Anayasa'ya, hukukun üstünlüğüne aykırı kararlar alıyorsunuz' diyecek. Elbette o hakimleri görevden alacak. Bunları görmezlikten gelmek kimsenin hakkı değildir, görmek zorundayız. Uluslararası hukuku bir tarafa attık zaten.

Savcılar tahliye istiyolardı

Haberal ve Balbay hakkında daha önce savcıların tahliye istediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, bu kişilerin milletvekili seçilmesinin ardından savcıların tahliye istememesinin düşündürücü olduğunu dile getirdi.

Başka bir genel başkan bulamadınız mı demedik

Tutuklu vekillerin tahliye sorununun parlamento zemininde çözülmesi gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Sorunun birden fazla çözümü vardır. Üst mahkemenin 'böyle saçmalık olmaz' deyip karar vermesi gerekir. Parlamento bunları aşar. Recep Tayyip Erdoğan için aşmadı mı? Sayın Erdoğan, milletvekili seçilemiyordu, biz 34.7 oy oranı aldığı için AKP Genel Başkanı Erdoğan olduğu için, 'başka bir genel başkan bulamadınız mı' demeden, demokrasinin gereği olarak, tarihi misyona uygun bir karar aldık. Her türlü çözüme açığız" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Bizim istediğimiz dünyaya rezil olmamak. Siyasetin doğrudan yargıya müdahale etmesi yanlıştır. Gerekirse yasal düzenleme yapılır. Bu ülkede hukukun üstünlüğünü egemen kılmak istiyoruz. Ben isterdim ki en büyük tepki iktidardaki partiden gelsin. İnsan hakları tartışma konusu olmaz" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın, AK Parti hakkındaki kapatma davası sırasında Anayasa Mahkemesi üyelerini kastederek, "11 hakimin iradesi milletin iradesinin üstünde midir?" açıklamasını yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "İki yargıcın iradesi mi, milletin iradesinin üstünde. Şimdi biz, bu eleştiriyi getiriyoruz, üstelik evrensel hukuk kurallarının gereğinin yerine getirilmesini istiyoruz" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, mahkeme kararlarına saygılı olduklarını ancak mahkeme kararlarını eleştirmenin de en doğal hakları olduğunu ifade ederek, her mahkeme kararının doğru olmadığını, Balbay ve Haberal'ın avukatlarının kararlara karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurabileceklerini söyledi. AİHM'in normalde iç hukuk yolları tıkandıktan sonra davalara baktığını ancak Türkiye'nin taraf olduğu davalarda, davaların çok uzun sürmesi nedeniyle iç hukuk yollarının tıkanıp tıkanmadığına bakmadan kararlar verdiğini kaydetti.

AİHM'in "serbest bırakın" yönünde bir karar vermeyeceğini, Türkiye'yi tazminata mahkum etmesi halinde bir hukuksuzluk durumunun olduğunun tescil edilmiş olacağını anlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bu konuda tazminata mahkum edilmesi halinde, Balbay ve Haberal'ın serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

Molotof atmak gibi bir düşüncemiz yok

Yemin etmeyerek CHP'nin de BDP ile aynı safta yer aldığı eleştirileri bulunduğunun anımsatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"CHP ile BDP'nin tavrı çok farklı. Meclis'i açan CHP'dir. Genel Kurula katıldık, mücadelemizi Parlamentoda vermeyi her yerde söyledik, sokaklara çıkıp cam çerçeve indirerek, molotof atmak gibi bir düşüncemiz yok. Bizim dünyaya bakışımız hukuk, demokrasi üzerine. Biz oy veren yurttaşın hakkını savunuyoruz. Oy veren yurttaşın hakkı birlileri tarafından gasp ediliyor. BDP 'hukukun üstünlüğü' dedi diye ben söylemeyecek miyim. Meclis Genel Kuruluna geldik, Meclisin çalışmasını istiyoruz. Özgürlüğün, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün katledildiği yerde sessiz kalırsanız, Parlamentonun saygınlığı olmaz, saygınlığını korumak istiyoruz.

Cemil Çiçek, Sayın Haluk İpek ile gelecek ama bu konuyla ilgili değil. Meclis Başkanlığı seçimiyle ilgili gelecekler, 'görüşebiliriz' dedik. Bu konu açılır mı, açılmaz mı bilmem. Biz, özel olarak açmayız. Bizim düşüncelerimiz belli, kamuoyuna açıkladık. Onlar ayrıntı isterlerse ayrıntıyı veririz. Sayın Çiçek, Adalet Bakanlığı yaptı, Parlamentonun nasıl çalışması gerektiğini, hukuku, hukukun üstünlüğü bilir. Eğer siz güçler ayrılığı ilkesini bir tarafa bırakıp, yürütme organının emrine verilen yargıyla bir yere gitmek isterseniz, Türkiye bir yere gitmez."

Bu konularda ilginizi çekebilir