Bozdağ: Erken seçim kararı bütün senaryoları boşa çıkardı
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Türkiye seçimleri üzerinde pek çok uluslararası çevreler ve içerde onlarla işbirliği yapan çevrelerle beraber pek çok plan, program, tuzak var. Seçimin planlanandan öne alınması bütün senaryoları boşa çıkarmıştır." dedi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kanal 7 televizyonundaki canlı yayında soruları yanıtladı.
Daha önce erken seçimin olmayacağına yönelik açıklamaları hatırlatılan Bozdağ, "Bu sözlerimiz bizim o günkü pozisyonumuzu ifade ediyor. O gün partinin kurullarında veya değişik yerlerde yapılan görüşmelerde seçimin vaktinde yapılması gerektiği konusu bizim hepimizin ortak fikri ve kanaatiydi" diye konuştu.
Söz konusu süreçte nelerin değiştiğinin sorulması üzerine Bozdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bazı gerekçeleri sıralayarak seçimin erkene alınmasına yönelik açıklamasını hatırlattı. Bunun yeni bir durumu ortaya çıkardığını bildiren Bozdağ, parti olarak yeni bir değerlendirme yaptıklarını aktardı.
Bahçeli'nin açıklama öncesinde kendilerine haber verip vermediğinin sorulması üzerine Bozdağ, "Herhangi bir istişare, değerlendirme yok" yanıtını verdi.
Yeni durumun Türkiye'nin gündemini nasıl etkileyeceğini ele aldıklarını ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:
"Türkiye'nin 2019'a kadar sürekli bu seçim tartışmalarıyla vakit kaybetmesinin pek çok alanda, jeopolitik riskler barındıran bir noktadayız. Suriye'de, Irak'ta olup bitenler, başka yerde kurulan hesaplar, bunları da görüyoruz. Bütün bunları gördüğümüzde bizim bunu artık vaktinden önce yapmamız gerektiği kanaatı hasıl oldu ve hep beraber biz pozisyonumuzu değiştirdik. Şimdi seçimin olması, değişen şartlar nedeniye AK Parti'nin ve hükümetimizin aldığı yeni pozisyondur."
"Gerçekten de bir seçim fikri yoktu zihnimizde diyorsunuz yani" denilmesi üzerine Bozdağ, şu yanıtı verdi:
"Kesinlikle yoktu. Öyle bir seçim fikri yoktu. Bizim planlarımız, bütün hedeflerimiz 2019'a endeksli bir şekilde yapılıyor, ona göre hazırlıklarımızı yürütüyorduk. Ancak yeni şartlar ortaya çıkınca biz bu şartları değerlendirdik ve Türkiye'nin erken bir seçime gitmesinin milletin ve devletin yararına olduğu kanaati hasıl oldu ve biz bu kararı aldık."
"Bu bir baskın seçim değil"
"Baskın seçim" söylemleri hatırlatılan Bozdağ, şunları söyledi:
"Bu bir baskın seçim değil. O kavramı kullanıyor gazeteciler, siyasetçiler ama siyasetçiler açısından bu kavramı kullanmak doğru değil. Neden? Çünkü siyasetçi her daim seçime hazırdır. Çünkü onun varlığı seçimler, kendi fikirlerini, programını iktidara taşımak içindir. Seçim ne kadar erkene alınırsa alınsın onun için bu bir mutluluk nedenidir. Çünkü fikirlerini iktidara taşımak için daha erken bir zamanda imkan elde etme durumu ortaya çıkmaktadır. İşini bilen, dersini çalışan öğrenci için sınav nasıl bir sıkıntı oluşturmuyorsa, ama tembel için nasıl bir kabusa dönüşüyorsa seçimin ortaya çıkması işine çalışan, dersini iyi yapan siyasi partiler için büyük bir fırsat. Ama yatan, tembellik yapan siyasiler içinse büyük bir kabus. Onun için AK Parti açısından baktığımızda bu seçim bizim için aynı zamanda büyük bir fırsat, imkandır."
Bekir Bozdağ, "'Ekonomi alarm veriyor, ciddi sıkıntılar var, daha da büyüyecek. Bu daha dezavantajlı bir tablo getirecek, o yüzden ekonomideki kriz daha da büyümeden seçim kararı alalım' denildiği söyleniyor. Böyle bir şey var mı?" sorusu üzerine de "Türkiye'nin ve aziz milletimizin yararına olduğu için pozisyonumuzu değiştirdik." dedi.
Türkiye'nin etrafında yaşanan olaylara işaret eden Bozdağ, ABD ve Rusya'nın büyük bir restleşme içerisinde olduğunu belirtti. Büyük güçlerin Suriye'deki çatışmaları bahane ederek, büyük bir bilek güreşi içinde olduklarını anlatan Bekir Bozdağ, "Türkiye'nin böyle bir noktada, yarın seçim olacak, iki gün sonra, 5 gün sonra seçim olacak tartışmalarıyla oradaki olup bitenlere karşı tepki vermesi arasında bir sıkıntı olabilirdi." diye konuştu.
Küresel güçlerin hesaplarını gördüklerini ifade eden Bozdağ, "İleride burada başka işler de olacak. Biz bunu görüyoruz. Onun için bizim bunlara hazırlıklı olmamız lazım. Yarın seçime gidecek bir hükümetle değil, önüne 5 yılı almış bir iktidarla bütün sınamaların üzerine Türkiye'nin gitmesi lazım." dedi.
Öte yandan bir de Türkiye'ye dönük terör tehditleri bulunduğunu, ülkelerin, FETÖ, DEAŞ, PKK ve DHKP-C'yi alenen beslediğini anlatan Bozdağ, Türkiye'de terörün belinin kırıldığını ancak bu güçlerin Türkiye'ye dönük senaryolardan vazgeçmediğini belirtti.
Bozdağ, Gezi, 17-25 ve darbe teşebbüsü ile Türkiye'yi dize getiremeyenlerin, şimdi ekonomi kozunu kullanmaya çalıştıklarını kaydederek, şöyle konuştu:
"Belirsizlikleri ortadan tamamen kaldırmak, bu tür hesapları, kitapları, tuzakları ortadan kaldırmak, yok etmek için bu adamı attık. Türkiye seçimleri üzerinde pek çok uluslararası çevreler ve içerdeki onlarla işbirliği yapan çevrelerle beraber pek çok plan, program, tuzak var. Seçimin planlanandan öne alınması bütün senaryoları boşa çıkarmıştır. Türkiye'ye dönük bütün tuzaklar, tuzak kuranların elinde patlatmıştır. Bütün senaryoları boşa çıkarmış, bütün hayalleri kabusa dönüştürmüştür. Türkiye üzerine artık kimse hesap yapamayacaktır. Seçim kararı bu hesapçıların hepsini perişan etti."
"Muhalefet tembel talebe..."
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusuna yönelik de Bozdağ, muhalefetin, "şemsiyesiz yağmura yakalanmış gibi, hazırlıksız, şu anda ne yapacağını bilemediğini" belirtti.
Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bundan önce erkene seçime gidilmesini istediğini, seçim kararı alındıktan sonra da "Bu kadar erken seçim olur mu?" şeklinde eleştirilerini dile getirdiğini aktararak, "Bu gösteriyor ki muhalefet partileri seçime hazırlıksız yakalandı. Tembel talebe. Sınav geldiği zaman çalışmadığı için başına gelecekleri bildiğinden sınav yapılmasın diye uğraşıyor. Ama artık bu sınav yapılacak ve bu sınavın öğretmeni aziz millet herkesin kadığına notunu yazacak." dedi.
"Millet Kılıçdaroğlu'nu Tayyip Bey ile bilek güreşi yapacak çapta görmüyor"
Bozdağ, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının belirlenmediğini ve kafaların karışık olduğunu, piyasada her gün birinin adının dolaştığını vurgulayarak, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın karşısında yenilemeyecek bir aday arıyorlar. Bakıyorlar Kılıçdaroğlu, Sayın Cumhurbaşkanımızla yarışsa yenilir mi, elhak yenilir. Ölçerse millet Tayyip Bey ile Kılıçdaroğlu'nu yan yana koyup tartarsa Kılıçdaroğlu'nu Tayyip Bey ile bilek güreşi yapacak çapta görmüyor, ehliyette, liyakatte görmüyor. Yarışa çıkınca millet bir Tayyip Bey'e bakacak bir Kılıçdaroğlu'na bakacak, 'Bununla bu kıyaslanır mı?' diyecek. Onun için kendi genel başkanlarını Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığına layık görmüyorlar. Yarışta, bizim ittifakın, cumhurun adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile yarışacak kıratta, kalibrede de görmüyorlar. Onun için arayışları başkalarına çeviriyorlar. İsim bulamadıklarına inanıyorum. Mikroskopla isim arıyorlar. Öyle bir isim olsa 'sen ol' diyecekler. Ama etrafta görünür gerçekliğin içinde Sayın Cumhurbaşkanımızın ayarında veya onunla yarışabilir diyebilecekleri bir aday yok, bulamazlar. Çünkü orada bu ayarda bir isim, o mahallede yok, bulma şansları da yok."
Muhalefetin birinci turda seçimi kazanma gibi bir inançları olmadığını belirten Bozdağ, seçimin ikinci tura kalmayacağını ifade etti.
Başbakan Yandımcısı Bekir Bozdağ, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aday olup olmayacağının sorulması üzerine de "Gül'ün şahsına dönük bir değerlendirme yapmayı doğru görmem. Aday kim olursa olsun, CHP'nin önünü çektiği grubun adayı kim olursa olsun, seçim birinci turda biter. Kimi getirirlerse getirsinler. Görünen köy kılavuz istemez. Anketler ortada." karşılığını verdi.
"Saadet'in tabanı sandıkta buna en güzel cevabı verecek"
CHP ile Saadet Partisi'nin yarın yapacağı görüşmenin hatırlatılması üzerine de Bozdağ, şunları söyledi:
"Geçmişte aynı yerde siyaset yaptık. Hepsi arkadaşımız. Saadet Partisi'nin yönetimi şu anda kiminle ittifak yaparsa yapsın Saadet'in oyunun yüzde 90'ının Recep Tayyip Erdoğan'a gitmesine asla engel olamazlar. Erbakan Hoca'yı hükümetten eden, 28 Şubat darbesine destek veren, başörtüsü zulmünün mimarı kim? CHP. Bütün başörtülüleri ağlatacaksınız, bütün mütedeyyin, muhafazakar insanları düşmanlaştıracaksınız, imam hatiplerin önünü kapatacaksınız, Erbakan Hoca'yı istifaya zorlayacaksınız, postmodern darbeyi destekleyeceksiniz, sonra hükümetten düşüreceksiniz, sonra partisinin kapatılmasını alkışlayacaksınız, onlara ülkeyi dar edeceksiniz, sonra da gidip 'Biz kardeşiz' diyeceksiniz.
Eğer Saadet yönetimi, 'Biz sizinle kucaklaşırız' deyip, rahmetli Erbakan Hocamız'a yapılan bu kadar haksızlığa rağmen kendi içlerinden çıkan Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü ve sevilen bir lideri indirmek için onlarla beraber olacaklarsa benim söyleyecek lafım olmaz. Ama ben eminim ki Saadet'in tabanı buna, 'Biz Recep Tayyip Erdoğan ile beraberiz' diyecek ve sandıkta buna en güzel cevabı verecek."