Borsa, 35 milyar dolar eridi
Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki isyanlarla birlikte piyasalarda yükselen tedirginlik dalgası giderek şiddetleniyor.
İSTANBUL - Piyasalardaki dalgalanma sürüyor. Bono piyasasında dün sabah saatlerinde bileşik faiz yüzde 9 seviyesini test ederken İMKB 58 bin 664 puandan, dolar ise 1.6190 seviyesinden kapandı. Buna karşılık gram altın 74.50 liraya kadar yükseldi, Cumhuriyet altını ise 497 TL ile 500 TL sınırına dayandı.
Sıcak parayı dizginlemek ve bankaların kredi artış hızını yüzde 20-25 aralığında götürmek için atılan adımlara eklenen Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki siyasi gelişmeler, petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki artış, cari açık, enflasyon, Rekabet Kurulu'ndaki soruşturma derken piyasalar üzerindeki baskı İMKB'nin piyasa değerini yılbaşından beri 35 milyar dolar buharlaştırdı. Rekabet Kurulu 10 Mart'ta kararını açıklayacağı için piyasalardaki dalgalanmanın sürmesi bekleniyor.
23 Mart'taki MB toplantısından yeni bir karar çıkması ve bugünkü enflasyondan da korkutucu bir rakam gelmesi beklenmiyor ama bu tarihlerden sonraki her enflasyon, cari açık ve PPK toplantısı piyasa açısından önemli. Yılbaşında 298 milyar dolar olan piyasa değeri 1 Mart itibariyle 263 milyar dolara inerken 2010 yılını yüzde 66.18 olan yabancı oranı ise yüzde 3'e yakın düşerek yüzde 63,67'ye kadar indi.
İMKB, orta vadede yataya geçecek
İMKB'de yılbaşından beri Bileşik Endeks yüzde 11.12 değer yitirirken günlük bazda 45 puan düşüşle 58 bin 664 puandan kapandı. Son bir yıllık periyoda bakıldığında Mart 2010'da 50 binler seviyesinden Ekim 2010'a kadar 71 bin 776 puana kadar yükselen endeks 21 Şubat 2011'den beri geriliyor.
Ziraat Yatırım Araştırma Müdürü Selçuk Özcan, 58 bin destek noktasından gelen toparlanma ile endeksin kısa vadede 60 binin üzerine çıkacağını ve orta vadede 61-62 bin seviyesinde yataya geçmeye çalışacağını ifade etti. Yeni haberle piyasaların ateşinin yükselebileceğine de dikkat çeken Özcan, "Bankalarla ilgili son haber akışı dikkate alındığında net bir toparlanmadan ziyade tepki alışlarının haftanın geri kalanında sürmesi beklenebilir.
Çok uzun soluklu olması için ise hem hem global piyasalardaki trendin normale dönmesi gerekiyor hem de içeride faiz ve kurda yukarı yönlü hareketi destekleyecek beklentilerin ortaya çıkması lazım. 58 binin altını beklemiyoruz" dedi. Kur yükselince satan yerlide dövizde alıcı Yurt içinde hisse senedi piyasasında yaşanan yabancı satışları ile çıkan sermaye dolar/TL'nin 1.62 seviyesine euro/TL'nin ise 2.22 seviyesine yükselmesine neden oldu.
Döviz piyasasında bankacılar, kur yükselince satan yerli yatırımcının da alım yaptığını belirterek bunun kalıcı bir trend olarak devam edip etmemesinin önemli olduğuna değindi. Uzmanlar, kur cephesinde 1.62 seviyesinin kırılması durumunda hızla 1.63 ve ardından da 1.65 seviyesine doğru hareket gözlenebileceğini öngörüyorlar.
Ortadoğu'daki gerginliğin Suudi Arabistan'a sıçrama endişeleri, yerli yatırımcının dövizde alıcı olması yükseliş potansiyelini artırırken likiditedeki azalmayla beraber MB'nın döviz alım ihalelerini durdurabileceği de konuşuluyor. Bir bankacı 2006'yı hatırlatarak "TL'deki hareketler TCMB'yi bir hayli zorlamış faizlerde 700 baz puan yükselişe yol açmıştı, bu mertebede bir tedbir şimdilik beklemesek de gecikilen her gün faturayı artırabilir" dedi.
Faizde yüzde 9 görüldü, yabancı kısa vadede Dün benchmark tahvilin faizi yüzde 9'a değerken yılbaşına göre neredeyse yüzde 28'lik bir artışa denk geliyor. Fiyat bazında yapılan hesaplamada ise bonodaki yükseliş yüzde 3.3. Bankacılar, yabancıların kısa vadeli kağıtları sevdiğini ve faizin bu seviyesinin şimdilik onlar açısından cazip olduğunu kaydederek "Ama nihayetinde önemli olan 4 büyük yerli bankanın ne zaman yüklü alıma geçeceği" dedi.
Yüzde 9'un psikolojik bir seviye olduğunu kaydeden bankacılara göre hareket aralığı yüzde 8.7-9.1 düzeyi ama kötü haberler faizi kısa vadede yüzde 9.5'e taşıyabilir. Orta vadede ise faizde çift haneyi enflasyon, cari açık ve MB'nın adımları belirleyecek.
'Soruşturma maksadını aşmamalı'
REKABET KURUMU Başkanı Prof. Dr. Nurettin Kaldırımcı, 8 banka hakkındaki soruşturmaya ilişkin, sektörde bu çapta bir soruşturmanın ilk defa kurul gündeminde olduğunu, bu sebeple konunun daha çok dikkat çektiğini ve spekülatif yorumların yapılmasını kolaylaştırdığını ifade etti.
Kaldırımcı, konunun maksadı aşan değerlendirmelere gerekçe teşkil etmemesi gerektiğini belirtirken, ''Kurul, müzakere ve değerlendirmelerini yaparak en uygun kararı verecektir'' dedi. Kaldırımcı, yaptığı yazılı açıklamada ''Sektörde bu çapta bir soruşturma ilk defa Kurul gündemindedir. Muhtemelen bu sebeple konu daha çok dikkati çekmiştir. Yine muhtemeldir ki, sözlü savunma toplantısına çok sayıda üst düzey yöneticinin de katılmış olması spekülatif yorumların yapılmasını kolaylaştırmıştır.
Konunun maksadı aşan değerlendirmelere gerekçe teşkil etmemesi gerekir. Rekabet Kurulu tabi olduğu mevzuat çerçevesinde müzakere ve değerlendirmelerini yaparak en uygun kararı verecektir" ifadelerini kullandı.
Kredi artış hızında yavaşlama var
EKONOMİ YÖNETİMİNE, bankaların kredilerindeki artış hızını yavaşlatarak cari açıktaki genişlemeye engel olmak için Aralık ayından bu yana tedbirler almalarına karşın, izlenen politikaların kredilerde istenen etkiyi göstermediği eleştirileri yapılırken, bazı analistler, toplam krediler içinde döviz kredilerinin payının çok yüksek olduğunu ve kredilerdeki nominal artışa kur etkisinden ve mevsimsellikten arındırılarak bakılması gerektiği görüşündeler.
Analistler, kredilerdeki artış hızının kur etkisi ve mevsimsellikten arındırıldığında yavaşlama trendinde olduğunu belirtiyorlar.Adının açıklanmasını istemeyen bir analist, Temmuz 2010-Ekim 2010 döneminde, mali kesim hariç, toplam kredilerdeki artışın yüzde 24.9, Kasım 2010-Aralık 2010'da yüzde 63.8 ve Ocak 2011-Şubat 2011 döneminde ise yüzde 29.2 olduğunu hatırlatarak, "Kur etkisinden arındırıldığında kredi hacmindeki artışın Kasım-Aralık döneminde yüzde 64 değil, yüzde 46 olduğu görülüyor, benzer bir etki Ocak-Şubat dönemi için de geçerli ve oradaki artış da yüzde 29.2 değil yüzde 23.9'a geriliyor" dedi.
Analistler ayrıca, dikkate alınması gereken ikinci unsurun kredi talebindeki mevsimsellik etkileri olduğunu belirterek, aylık kredi artışlarını yıllıklandırarak kredi artış trendi hakkında çıkarımda bulunmanın doğru olmayacağını kaydediyorlar.
'Bankalar en büyük cezayı alırsa yük 4 milyar TL'
Sevgi ONUR / Global Menkul Değerler Bankacılık Analisti
ÖNCEKİ GÜN 8 bankanın Rekabet Kurulu'ndaki savunması, BDDK'nın kredi cephesinde hızlı büyüyen bankalara sözlü uyarıda bulunulacağını açıklaması ve devam eden Kuzey Afrika'daki siyasi gerginliklerle başta yabancı yatırımcıların satışları olmak üzere bankacılık hisselerinde sert kayıpların yaşandığını hatırlattı.
Onur, "Uzun vadede bankacılık sektörünün önünü açık görüyoruz. 2011 yılında sektörün ortalama karlılığında yüzde 10 daralma bekliyoruz. Yani büyüme olacak ve karlılıkta daralma olsa dahi bu beklentiler dahilinde görülecek. Önceki gün bankacılık hisselerinde çok ciddi bir satış oldu ama Türkiye'nin yatırım notunun değişmesi durumunda yine İMKB de bankacılık hisselerine yöneliş olacaktır" dedi. Onur, sektör için ortalama kredi büyüme tahminlerinin de yüzde 19 olduğunu kaydederek "Akbank, DenizBank, İş Bankası, VakıfBank, Finansbank, Garanti Bankası, Halkbank ve Yapı Kredi, Rekabet Kurulu'nun soruşturmasından geçti.
Rekabet Kurulu bankaların bir önceki yıl cirosunun yüzde 10'una kadar ceza kesebilir ifadesi var. Yani bankaların 2010 yılı cirosunun yüzde 10'una kadar ceza kesilirse bu sistemde en fazla 4 milyar liralık ceza yaratır. Bu rakam, adı geçen banka karlılıklarında yıllık bazda yaklaşık yüzde 26 erime yaratır" değerlendirmesinde bulundu.
'Halka açık 9 bankanın 6'sında sıfır ya da eksi büyüme bekliyoruz'
Volkan MÜHÜRCÜOĞLU / Şeker Yatırım Menkul Değ. Kurumsal Finans Müdürü ve Bankacılık Analisti
BANKALAR ile Rekabet Kurulu'nun ortak bir paydada birleşeceğini belirterek, "Bankaların bacaklarından vurup hastanelik etmeyeceklerdir. Ortak bir noktada buluşacaklarını düşünüyorum" dedi. Kasım ayından itibaren sektöre yönelik gelen olumsuz sinyallerle banka kağıtlarında satışların hakim olduğunu kaydeden Mühürcüoğlu, "Rusya ve Polonya da dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki bankaların hisse başına kar oranları kıyaslandığında bizim bankalarda yön negatif olarak ilerliyor.
Kredilerin yeniden fiyatlandırılması ve zorunlu karşılıkların artırılması nedeniyle halka açık 9 bankanın 6'sında sıfır veya eksi bir yıllık büyüme bekliyoruz. 2011 yılında sektörde büyüme beklenmiyor. Aslında kasım ayından itibaren kar düşüşü fiyatlandırılmaya başlanmıştı. Fakat regülasyonun artması ağırlaştırıcı bir etki yarattı. Bu durum daha da kötüye gidebilir. Munzam karşılıkların artırılmaya başlanmasıyla negatiflik sürebilir" dedi.
Sektöre yönelik özel gelişmelerin dışında yurtdışı piyasalardaki gelişmelerin de sektörü olumsuz etkilediğini ifade eden Mühürcüoğlu, "Bankaların temel değerlemelerinden
ziyade piyasada artan risk algılamasının bankalar üzerinden yapıldığını söylemekte de yarar var. Petrol fiyatlarındaki artış ve bunun cari açık üzerindeki baskısı bankalar üzerinden fiyatlanıyor. Bu olumsuzlukların her biri üzerindeki perde yavaş yavaş kalkacaktır.
Gelişmelerin Suudi Arabistan'a sıçramadığı görünürse, petrol fiyatları da 100 doların üzerinde kalmak suretiyle normalleşince ilk önce dış piyasa perdesi, daha sonra da MB ve BDDK'nın kredilerin yavaşladığına ikna olursa regülasyon zinciri perdesi ortadan kalkacaktır. Seçimler de buna yardımcı olacaktır. Ülke notununun artırılması da gündeme gelirse eski seviyere gelebiliriz. Bu fiyatlamalar çok acımasız görünüyor" diye konuştu.