BM'de çıkmayan mesaj, Tunus'ta çıkmalı

Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Washington'daki ABD yönetimiyle temaslarında odak noktası Suriye oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
WASHINGTON - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de en acil gündem maddesinin şehirlere insani yardımların ulaştırılması olduğunu belirtti. Tunus'ta 24 Şubat'ta yapılacak "Suriye'nin Dostları" toplantısına dikkat çeken Davutoğlu, "BM'de çıkmayan bir mesaj, Tunus'da çıkmalıdır" dedi.
Davutoğlu, Washington'da ABD yönetimiyle temaslarının ardından basın toplantısı düzenledi.
Davutoğlu, bugün yaptığı görüşmelere, ilk olarak Beyaz Saray'da Ulusal Güvenlik danışmanı Tom Donilon ile başlayıp, Clinton ile devam ettiğini ve en son olarak da ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ile bir araya geldiğini söyledi.
Görüşmelerin ana odak noktası Suriye oldu..
Davutoğlu, ABD yönetimiyle yaptığı görüşmelerin ana odak noktasını Ortadoğu'daki gelişmeler ve buna bağlı olarak Suriye'deki gelişmelerin oluşturduğunu kaydetti.
Ancak bu konuların dışında, görüşmelerinde, Balkanlar'daki son dönemde Bosna-Hersek ve Kosova bağlamında yaşanan gelişmeler, Kafkaslar'daki gelişmeler ile Azerbaycan-Ermenistan meselesinin de ana gündem maddelerini oluşturduğunu belirten Davutoğlu, ayrıca, İran'ın nükleer programı çerçevesindeki son karşılıklı görüşme talepleri ve bundan sonraki atılacak adımları da ele aldıklarını ve özellikle ABD'nin çekilmesinin ardından Irak'ta sözkonusu olan gelişmelerin de gündemleri arasında yer aldığını bildirdi.
Davutoğlu, bunun yanında PKK terörüne karşı mücadele ve küresel terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını dile getirdi.
En acil gündem insani yardımlar
Davutoğlu, "Suriye konusunda, zamanlama olarak, kendisinin Washington ziyareti ile Arap Birliği toplantısının eş zamanlı gerçekleşmesi ve ayrıca özellikle Humus'ta insani durumun gittikçe kötüleşmesinin bu geziye özel bir çerçeve kattığını" söyledi.
Bu çerçevede, Arap Birliği'ndeki gelişmeler bağlamında Arap Birliği Genel Sektereri Nebil El Arabi ile Washington'dan birkaç kez görüştüğünü hatırlatan Davutoğlu, Arap Birliği Dönem Başkanı Bin Casim El Sani ile ve Tunus Dışişleri Bakanı Refik Abdussalem ile görüştüğünü ve dün de BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ile özellikle insani durumu ele almak ve bu konuda BM'nin katkısının ne olabileceğini görüşmek üzere telefon diplomasisi yürüttüğünü anımsattı.
Davutoğlu, "Şimdi de tekrar son gelişmeler ışığında sayın Ban Ki-Mun ile bugün veya yarın bir görüşme yapacağız. Ayrıca, El Arabi ile gelişmeleri ele alacağız" dedi.
Suriye konusundaki en acil gündemin insani yardımların Suriye şehirlerine ulaştırılması olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Çünkü gerek Humus'tan gerek Zebadani'den gelen haberler gerçekten çok kaygı verici. Sadece güvenlik şartları kötüleşmekle kalmadı, yiyecek ve ilaç sıkıntısı had safhaya ulaştı. Onun için BM, Arap Ligi, Türkiye, hep beraber buna nasıl çözüm buluruz, bunu tartışıyoruz.
Tunus'taki toplantıya katılacağız
İkinci olarak da diplomasi alanında Tunus toplantısının katılımcıları, formatı, ele alınacak konular da gerek Arap Ligi ile yaptığımız, gerek de Washingon'ta yaptığımız görüşmelerde ciddi şekilde ele aldığımız konular arasındaydı.
Biz bir an önce bir diplomatik sürecin işlerlik kazanmasına büyük önem veriyoruz. 24 Şubat'ta yapılacak toplantıya da katılacağız ve bu toplantı öncesinde de taraflarla teması sürdürerek Tunus'ta yapılacak toplantının muhteva olarak da geleceğe dönük ufuk çizmesine de büyük önem veriyoruz. Esasen Tunus'ta toplantısının yapılması bizim fikrimizdi ve özellikle de bu konu üzerinde Arap Ligi ile temaslarımız olmuştu. Çünkü Tunus Arap uyanışının başladığı ülke ve şu an bu süreçte ilk seçilmiş hükümetin görev başına geldiği ülke."
BM gerekli adımları atsaydı bu toplantıya gerek kalmazdı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Tunus'ta 24 Şubat'ta yapılacak "Suriye'nin Dostları" toplantısıyla ilgili olarak, "BM Güvenlik Konseyi, Suriye ve bölgeye dönük atılması gereken adımlarda üzerine düşen ahlaki ve siyasi sorumlulukları yerine getirmiş olsaydı, böyle bir platforma ihtiyaç hissedilmezdi. BM'de çıkmayan bir mesaj, Tunus'da çıkmalıdır" dedi.
Davutoğlu, bir gazetecinin "BM Güvenlik Konseyi'nin performansıyla ilgili rahatsızlığınızı sürekli dile getirdiniz ve daha çok bir alternatif platformu sürekli vurguladınız. Amerikalı muhataplarınız bu konuda size katılıyor mu?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Tabii, Tunus'a sayın (ABD Dışişleri Bakanı) Clinton da gidecek, ben de gideceğim. Tunus'ta oluşacak platform, Güvenlik Konseyi'ndeki tıkanma sebebiyle ortaya çıkan bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Güvenlik Konseyi, Suriye ve bölgeye dönük atılması gereken adımlar bağlamında üzerine düşen ahlaki ve siyasi sorumlulukları yerine getirmiş olsaydı, böyle bir platforma ihtiyaç hissedilmezdi. Güvenlik Konseyi'nde bir tıkanma oldu ve ortada da sivil kayıplar devam ediyor. Daha önce 10'larla ifade edilen günlük kayıplar yüzlerce kişiyle ifade edilir hale geldi. 
Bizim komşu ülke olarak, Arap Ligi'nin bir üye ülke ile ilgili olarak atıl kalması söz konusu değildi.
Zaten bu platform, hatırlarsınız, daha ABD ziyaretimiz gerçekleşmeden sayın Başbakanımız geçtiğimiz hafta grup toplantısında 'yeni bir diplomatik inisiyatif başlatıyoruz' dedi. Ben bu diplomatik inisiyatifle ilgili detayları ertesi gün kamuoyuyla paylaştım. Çünkü aynı gün Arap Ligi ile yoğun temaslar gerçekleştirmiştik ve bu, birlikte yürüttüğümüz bir çalışma. Şimdi bu çalışmayı ilgili diğer taraflarla paylaşıyoruz. ABD de bu çalışmaya mutlak destek veriyor. Bu konuda hiçbir tereddüt yok."
BM'de çıkmayan bir mesaj, Tunus'ta çıkmalı
Davutoğlu, "Çin ve Rusya'nın bu sürece katılmasını sağlamak için çabalarınız devam edecek mi?" sorusu üzerine de sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tunus toplantısına katılım konusunda istişarelerimiz sürüyor. Gönül isterdi ki BM Güvenlik Konseyi'nde özellikle veto yetkisine sahip daimi üyeler, her yetki bir sorumluluk da gerektirir, o sorumluluğun gereği olarak Suriye yönetiminin bu baskıcı yöntemine dur diyebilseydi. O denmediği için buna ihtiyaç var. Şimdi burada uluslararası toplumun en geniş katılımıyla güçlü bir mesaj Tunus'da verilmek durumunda. Bu mesaja katılan herkesi memnuniyetle karşılarız. Ama bu mesaj, BM'de çıkmayan bir mesaj, Tunus'da çıkmalıdır. Dolayısıyla katılım esası da budur."
AA
Bu konularda ilginizi çekebilir