Blok mermer ihracatı eleştirileri haklı mı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

raif.jpg

Ülkemiz doğaltaş sektörü, mermerin 3213 sayılı yasayla 29 yıl önce maden kapsamına alınmasından sonra yoğun bir ilgi ile karşılaştı. Adeta yeniden keşfedilir oldu, gördüğü ilgi ve artan ihracat rakamlarıyla dikkatleri üzerine çekti. Aynı sıralar, sektöre uzaktan bakan bürokratlarca da bir tartışma başlatıldı: Bu kesim, istihdam ve katma değeri gerekçe göstererek blok mermer ihracatına fon uygulanmasını istiyordu. Nitekim istedikleri de oldu ve blok mermer satışına ciddi bir fon uygulaması getirildi. Anlaşılan, yüzyıllardır mermer üreticiliği yapan İtalya, Yunanistan, İspanya gibi ülkelerde neden böyle bir sınırlamaya gidilmediğini düşünme zahmetinde bile bulunmayan bir kesim siyasetçi ve bürokrat için ne serbest piyasa ekonomisi kurallarının, ne de karlılığın bir önemi vardı. Türkiye doğaltaş sektörü, işlenmiş mermer istemeyen ülkelerin pazardaki ağırlığı nedeniyle altı yıl boyunca ciddi bir ihracat kaybı yaşadı. Altı yıl sonra fon uygulamasına son verilmesiyle birlikte bazı taş çeşitlerimizin farkına vardık ve bazı pazarların da önemini kavradık. Ondan sonradır ki doğaltaşçımız her yıl biraz daha çok kendinden söz eder oldu.

İstesek de istemesek de her sektör gibi biz de pazara bağlıyız ve bizim niyetimiz bazı sonuçları değiştiremez. 2007 yılında patlak veren ekonomik krizle birlikte doğaltaş pazarlarında yaşanan dalgalanmaları inceleyenler, bu konuyu daha iyi anlayacaklardır. 2006 yılına kadar Türkiye’nin bir numaralı doğaltaş alıcısı olan Amerika pazarı, 2007 krizi ile birlikte büyük bir durgunluk yaşamaya başladı ve bu nedenle de sektör zor günler yaşadı. Bilhassa Denizli ve Afyon başta olmak üzere genel olarak Ege-Marmara bölgeleri üreticileri birkaç yıl kendilerine gelemedi. Yapacak bir şey yok. Pazar bizi nereye çekerse oraya yöneleceğiz. Fakat umutsuzluğa kapılmaya da gerek yok, çünkü bu konuda da olumlu gelişmeler var: Düne kadar doğaltaş ile çok fazla bir ilgisi olmayan bazı ülkelerdeki talep artışı ve Amerika pazarında bir kaç aydır başlayan canlanma, işlenmiş mermer satışlarımıza da yukarı doğru bir ivme kazandırmaktadır. Eski Sovyet Bloku ülkelerinde, yükselmekte olan mermer talebi, ibreyi işlenmiş lehine döndürmektedir. Hep söylediğimiz gibi; bir tarafta işlenmişe ağır vergiler uygulamakta olan Çin’in ve Hindistan’ın istikrarsız blok talebi, diğer tarafta işlenmiş mermer alımı yapan bir dünya. Hiçbirini görmezden gelemeyiz ve nerede ihtiyaç varsa biz de orada olacağız.

Bizim üreticilerimiz artık dünyanın her yerinde ve her kayda değer projeyi doğrudan veya dolaylı, izleyebilecek duruma geldiler. Fuarları çok güzel değerlendiriyorlar, tanıtıma önem veriyorlar. Örneğin son bir ay içinde Latin Amerika’dan Çin’e bir çok ülkede fuar etkinlikleri düzenleniyor, mermercilerimiz de bu fuarların başlıca katılımcıları arasında yer alıyor. Sektörümüz için en heyecan verici olanı ise bir ay sonra İzmir’de yapılacak. Laf aramızda, mermerciler seyyah olmayı gerektiren bu durumu biraz da sevdiler. Ama kesinlikle fuar seyahatleri hem üreticilerimize, hem ülkeye çok şey kazandırıyor.

Kısaca; Amerika’sız bir pazarda, blok alıcısı Çin hep belirleyici oldu. 2014 yılı Kuzey ülkeleri, Orta Asya ve Amerika’nın sektörümüzde varlığını ciddi bir şekilde hissettireceği bir yıl olacak, yeni denge işlenmişten yana olacak. Böyle bir gelişme, aynı zamanda pazarı dizayn etmeye çalışanlara da ders niteliğinde olacak. Serbest piyasanın kendi yasaları var ve dizayn etme işini de her zaman olduğu gibi o yasalar gerçekleştirecektir.

Bu saptamada da bulunduktan sonra, ilgili siyasiler ve bürokratlara seslenmek istiyorum: Lütfen siz üreticinin önünü açın ve gerisini onlara bırakın. Kendileri gerekeni en iyi şekilde yapacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın! duyulmasın!

Bu konularda ilginizi çekebilir