Bize çamur atmaya kalkmayın
Başbakan Erdoğan, son günlerde yaşanan operasyonlara karşı muhalefeti ve medyayı sorumlu davranmaya davet etti.
İSTANBUL - Başbakan Erdoğan, "Ana Muhalefet Partisi'ni, muhalefet partilerini, özellikle de medyayı, son günlerdeki operasyonlar nedeniyle takındıkları tavırdan dolayı sorumlu olmaya, sorumlu davranmaya davet ediyorum" dedi.
Çağlayan'da inşaatı tamamlanan İstanbul Adalet Sarayı'nın, Bayındırlık Bakanlığı'ndan Adalet Bakanlığı'na devir teslim töreninde konuşan Erdoğan, siyasi görüşlere, etnik kökenlere, mezheplere göre kadrolaşmaya giden, bunu da açık açık ifade etme cüretini gösteren siyasilerin, şimdi 74 milyonun evladı, ayrımsız şekilde yargı kadrolarına alınacakken buna itiraz ettiklerini belirtti.
Operasyonları hükümet yapıyormuş gibi lanse ediliyor
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
" KCK operasyonları yapılıyor, Hükümet hedef tahtasına oturtuluyor. Tutukluluk süresi dolduğu için zanlılar serbest bırakılıyor, fatura Hükümete kesiliyor. Birtakım operasyonlar yürütülüyor, birileri gözaltına alınıyor; hemen Hükümet eleştiriliyor, bu operasyonları Hükümet yapıyormuş gibi lanse ediliyor.
Bilmeyenlere buradan hatırlatıyorum: Türkiye bir hukuk devletidir. Hiç kimse, yargının tasarruflarından dolayı bize fatura kesmeye, bize çamur atmaya, bizi hedef tahtasına yerleştirmeye kalkışmasın.
Biz savcı değiliz
Ana Muhalefet Partisi'ni, muhalefet partilerini, özellikle de medyayı, son günlerdeki operasyonlar nedeniyle takındıkları tavırdan dolayı sorumlu olmaya, sorumlu davranmaya davet ediyorum. Biz savcı da değiliz, hakim de değiliz, birileri gibi avukat da değiliz.
Biz, yürütme olarak, kolluk kuvvetleriyle sadece ve sadece, yardımcı oluyoruz. Şunu da söylemek durumundayım: Başbakan olarak, yargının yıpratılmasına, yargının hedef tahtası haline getirilmesine, yargının işini zorlaştıracak beyanatlar verilmesine de razı olamayız.
Yargı işini yapsın
Eğer yargı bir tasarrufta bulunuyorsa, biliyor ve inanıyoruz ki bunu Anayasa ve yasalar çerçevesinde, kendisine verilen yetkiler çerçevesinde yapıyor. Bırakalım yargı kendi işini yapsın.
En hızlı şekilde yapsın, en hızlı şekilde suçlu ile suçsuzu birbirinden ayırsın. Herkes yargıya yardımcı olsun, işini kolaylaştırsın ve adaletin en hızlı şekilde tecellisine katkı sağlasın. Bunun dışındaki yaklaşımlar yargının işini zorlaştıracak sorumsuzca davranışlardır."
Yargıyı bağımsızlaştırmak için mücadele veriyoruz
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
" Yargıyla ilgili hangi sorun alanına elimizi attıysak, hangi sorunu çözmek için kolları sıvadıysak, 'Yargı siyasallaşıyor, hükümet yargıyı ele geçirmek istiyor' dediler. Bizim, yargıyı siyasallaştırmak gibi bir gayemiz asla olmamıştır ve olamaz.
Bizim, yargıyı ele geçirmek gibi bir arzumuz, emelimiz asla olmamıştır ve olamaz. Biz tam tersine, siyasallaşmış, klikleşmiş, hantallaşmış, tozlu dosyaların altında ezilmiş, mecali kalmamış bir yargıyı; meşhur deyimiyle, cüzdanı ile vicdanı arasında sıkışmış bir yargıyı, vicdanı hür bir yargıya, bağımsız bir yargıya dönüştürmek için mücadele verdik ve veriyoruz."
Personel alımında engel çıkarıyorlar
Başbakan Erdoğan, "personel yetersiz" denildiğini, ama personel alımında önlerine engeller çıkarıldığını, "Yüksek yargıda sorunlar var, iş yükü fazla" denildiğini ama bunu çözmeye yönelik adım atılınca, hemen karşısında durulduğunu söyledi.
"Tutukluluk süresi dolduğu için, dosyalar zamanında incelenmediği için, terör zanlıları, katil zanlıları serbest bırakıldı. Ama önlerine farklı dosyalar geldiğinde, hemen ışık hızında inceleyip karara bağlayabiliyorlar. İşte karşınızda. 24 saatte benimle ilgili kararı verdiler. Ne oldu? 24 saat... 'Yargı siyasallaşıyor' diye bas bas bağıranlar, 'Onama mı istersin, bozma mı' diyerek, ısmarlama kararlar verebiliyorlar."
Hodri meydan
Başbakan Erdoğan, "Türkiye değişiyor. Zihniyetler değişiyor. Devlet-millet ilişkisi köklü şekilde değişiyor. Şimdi artık, yargı da adalet sistemi de demokratik bir ülkeye yakışır şekilde, modern bir demokrasiye yakışır şekilde değişiyor. Aksini iddia edenlere de buradan hodri meydan diyorum. Elinizi vicdanınıza koyun, 2002 ve öncesiyle, bugünü karşılaştırın, kararınızı öyle verin diyorum" dedi.