Bir zamanlar destek aldığımız FAO'ya hibeyi artırıyoruz
Tarım Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'nin tarımsal alanda geldiği noktaya işaret ederek, "8 yıl önce 23 milyar dolar olan tarımsal hasılatımızı 62 milyar dolara çıkardık. İtalya, İspanya ve Fransa'yı geride bırakarak ilk sıraya yerleştik" dedi.
Sayime BAŞÇI
İSTANBUL - Geçmiş dönemlerde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nden parasal destek alan Türkiye'nin bugün açtığı FAO ofisi ile projelere hibe verecek duruma geldiğini anlatan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmed Mehdi Eker, 2012 yılında yeni bir stratejik ortaklıkla hibe kapsamının genişletileceğini belirtti.
5 yılda özellikle Afrika ve Asya bölgesindeki projelere 10 milyon dolarlık destek sağlandığını açıklayan Bakan Eker, bu rakamın 2012'de Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar'ın dahil edilmesiyle artırılacağı sinyalini verdi. Bakan Eker, Türkiye'nin tarımsal alanda geldiği noktaya da işaret ederek, "8 yıl önce 23 milyar dolar olan tarımsal hasılatımızı 62 milyar dolara çıkardık. Bu tutar ile İtalya, İspanya ve Fransa'yı geride bırakarak ilk sıraya yerleştik" dedi.
Uluslararası şirketler tarımdan vazgeçiriyor
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü öncülüğünde "Küresel Gıda Fiyatları Krizden İstikrara" başlığı ile düzenlenen Dünya Gıda Günü etkinliğinde konuşan Bakan Eker, 2010- 2011 döneminde küresel gıda fiyatlarının yeniden tırmanışa geçtiğini anlattı. Spekülasyonlar ve fazla para kazanma hırsının fiyatları bu noktaya getirdiğini aktaran Bakan Eker, dünyada yeteri kadar gıda üretildiğini belirtti. Tüm dünyada 1.5 milyar hektar tarım arazisinin kullanıldığını ileten Eker, 3.5 milyar hektarın ise kullanılmadığını söyledi.
Buradaki engelin modern dünya ile beraber gelen üretim, tüketim ve ticaret felsefesinde yattığını aktaran Eker, "Çok fazla yiyip kilolarından kurtulmak isteyenlerin harcadıkları para, ben nasıl karnımı doyururum diyen insanların ihtiyacından fazla. Enerji gündelik hayatta kullanılan sanayi ürünleri açısından son derece önemli. Ancak tüketim maddelerini enerji amaçlı kullanırsak fakir ülkelerin gıda ithalat faturalarını kabartmış oluruz ve aç insan sayısı artar. Uluslararası kuruluşlar tarımdan vazgeçiriyor. Bize de eskiden gelip bunu söylüyorlardı artık gelemiyorlar, biz onları dinlemiyoruz. Bu kuruluşlar, gelişmiş ülkelerin 15 milyar dolar yıllık tarım sübvansiyonuna, çoğunlukla da biyoyakıtta kullanılan ürünlerin desteklenmesine gık demiyorlar. Bunu gelişmekte olan ülkelere diyorlar. Bu tür kuruluşlar üretim ilişkiyi kurdurmuyorlar. Uluslararası finans kuruluşları da bu politikalara alet oluyor" diye konuştu.
Bölgesel çiftçilik sistemleri kurulmalı
Çözümün her bölgenin kendi tarımsal üretim politikasını geliştirmeye yönelik planlamadan geçtiğini aktaran Eker, bölgesel kapasite inşa edilerek insanların karınlarını doyuracak çiftçilik sistemlerinin kurulması gerektiğini iletti. Bakan Eker, İthalatçı ülkelerin faturalarını yapay olarak artıracak uluslararası ticaret politikalarının manipülasyonlarına da fırsat verilmemesi gerektiğini iletti.
Almanya ve ABD'nin israfı dünyayı açlıktan kurtarır
Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Başkanı Başkanı Nejdet Buzbaş, son 2 yılda gıda emtia fiyatlarında yaşanan iniş çıkışların Afrika bölgesinde 70 milyon insanın açlık sorununu ortaya çıkardığını iletti. Buzbaş, küresel iklim şartları, hububat ürünlerinin biyodizel olarak kullanılması, gıda emtialarının finansal bir figür haline gelmesi nedeniyle fiyatların çok büyük oynaklık gösterdiğini ileti.
Buzbaş, gelişmiş ülkelerin artan gıda talebi ile yeni dönemde önemli sıkıntıların yaşanacağını iletti. Her akşam dünya sofralarına 219 bin yeni katılımcının eklendiğini anlatan Buzbaş, bu rakamın büyük çoğunluğunun gelişmiş ülkeler tarafından kaynaklandığını anlattı. Buzbaş, ABD ve Almanya'daki gıda israfının toplam gıda ihtiyaçlarının 3'te 1'ine denk geldiğini vurgulayarak, kurulacak global gıda depoları ve biyodizelde vazgeçilecek sübvansiyon ve politikaların gıda sorununa çözüm olabileceğini söyledi.
BM Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilcisi Mustapha Sinaceur ise Afrika'da 12 milyondan fazla insanın acil yardım beklediğini aktardı. BM'nin 2015 yılına kadar aç insan sayısını yarıya indirme hedefinin krizler nedeniyle tehlikeye düştüğünü anlatan Sinaceur, "Uygun politikalar, şeffaf fiyatlandırma, doğru analizlere ihtiyacımız var. Tarımın tek başına artan gıda fiyatını karşılayabilmesi için daha fazla teknoloji ve altyapı yatırımlarına ihtiyacımız var. Dünyada 2.5 milyar insan küçük ölçekli çiftçi ve ailelerini temsil ediyor" dedi.
Türkiye, 632 milyar dolarlık bölgeyi besleyebilir
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünya nüfusunun her yıl bir Türkiye eklenecek kadar arttığına dikkat çekerek, zamanın en büyük sorununun açlık olduğunu aktardı. Özellikle Afrika ve Doğu bölgelerinde yaşanan açlık sorunun giderilmesi için tarımsal yatırımların global ölçeklere ulaşmaları gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye'deki tabloyu da açıkladı. Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşlarının 204'ünün gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, sektörün 2010 yılında 190 milyara ulaştığını aktardı.
Yurtiçi tüketimde harcamaların yüzde 23'ünün gıda ve içecek üzerine gerçekleştiğini dile getiren Hisarcıklıoğu, "Gıda ve içecek imalatı alanında geçtiğimiz yıl 39 bin kayıtlı işletme ve 370 bin kayıtlı istihdam bulunuyor. Gıda sektörü katma değer üretme potansiyeli en yüksek sektörlerden. Türkiye'nin önünde bu alanda ciddi potansiyel bulunuyor. Çevremizdeki ülkelerin toplam nüfusu 1 milyarı buluyor. Bu ülkelerin toplam gıda içecek ithalat ve ihracat hacmi ise 632 milyar dolar. Bizim şimdilik pastadan aldığımız pay sadece yüzde 1 düzeyinde. Doğru planlama ve destekler ile gıda sektörümüz bölgeyi besleyecek muhteşem bir potansiyele sahiptir. TOBB işbirliği ile kurulan lisanslı depolar da bu alanda atılmış önemli bir adımdır" diye konuştu.
İstikrarsız yükseliş istikrara kavuşacak
Toplantıda, Küresel Gıda Fiyatları, Krizden İstikrara başlığı ile bir panel düzenlendi. Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın moderatörlüğünü yaptığı panelde, gıda fiyatlarının istikrarsız bir şekilde yükseldiğine işaret edilirken, bu yükselişin önümüzdeki dönemlerde fiyat artışlarını tetikleyeceği vurgulandı. FAO tarafından belirlenen tüm dünyadaki aç insan sayısının yarı yarıya düşürülmesi hedefinin 2015'te ulaşamayacağı anlatılırken, Türkiye'nin ürün farklılaşması yaratması gerektiği vurgulandı.
"Nimetin yakılması cinayettir"
City Farm Yöneticisi Ayhan Sümerli: Fiyatlarda istikrarsız bir yükseliş var. 2002-2006 arası tüm ürünler istikrasız bir şekilde hep yükselmiş. Bu artışlar da devam edecek gibi görünüyor. Dünyadaki en önemli emtia gıda. Eldeki kaynaklarla optimum seviyede verim alınması gerekiyor. Ben yenilen nimetin yakılmasına karşıyım. Sürdürülebilir enerji adına hububat ve yağlı tohumların yakılması cinayettir. Komünist rejimi geri getirmiyoruz ama burada spekülatif hareketlerden çıkmak lazım. Organik gıda benim ilgi duyduğum alanlardan bir tanesi idi. Organik gıda lüks gibi düşünülebilir ama bence ihtiyaç. İstikbalde sağlık için harcayacağınız şeyleri daha sağlıklı beslenerek harcayabilirsiniz."
Şimdi IMF de Dünya Bankası da tarlada
ODTÜ Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Erol Çakmak: Tarım ve mal piyasalarında yen bir portre var. Herkes girdi tarım işine. Eskiden IMF tarlaya girmezdi, şimdi IMF, Dünya Bankası hepsi tarlada. Bugün fiyatların bu kadar yükselmesinin temel nedeni 1980'lerden 2005'e kadar devam eden düşük fiyat endeksi idi. Tek başına iklim, stoklar, enerji ve nüfus artışı fiyatları doğrudan etkilemiyor. Burada orgüsel bir neden söz konusu. Çok sıhhatli stok bilgilerine ihtiyaç var. VOB'ları regüle etmek zor. G20'de stok için sağlam politikalar belirleyip AB ve ABD biyoyakıt alanında çalışmalarını aşağı çekiyoruz derse çok sevineceğim.
"Asya Pasifik'te 500 milyon aç insan var"
BM FAO Türkiye Temsilcisi Pınar Perçinel: 2005-2008 arası son 30 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu dalgalanmalar önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Artan gıda fiyatları 70 milyon insanı daha aşırı yoksulluğa itmiş durumda. 2010 sonrası yetersiz beslenen kişi sayısı 1 milyonun üzerine çıktı. FAO raporlarına göre özellikle Afrika gibi küçük, ekonomisi ithalata dayalı ülkeler gıda fiyatlarından çok fazla etkileniyor. Yüksek gıda fiyatları gıda yatırımlarını artırabilir. Özelikle özel sektörün katılımını teşvik eden sektörler gıda oynaklığını dengeleyebilir. Dünyada açlık çeken nüfusun Asya ve pasifik ülkeleri 500 milyonun üzerinde açlık çeken nüfus var. Sahraaltı Afrika'da 37, Latin Amerika'da 53 milyon açlık çeken insan var. Tarımsal büyüme için verimlilik yüzde 80, yatırım yüzde 20 artmalı. Küresel tarım yatırımlarının yüzde 50 artırılması lazım, 2015 yılında açlığın yarıya gitmesi ancak böyle mümkün."
"Arap baharında ekmek kavgası yaşanıyor"
DPT Görevlisi Taylan Kıymaz: Gıda ve ekonomik krizleri birbirini beslerikçe aç insan sayısı 200 milyon arttı. Yaşanan Arap baharı gibi olaylar da devimden ziyade ekmek kavgası. G20'de tartışılan sonuçlar var. Tarımsal altyapı ve bilgi teknolojisine yatırım yetersiz. Bütün bu krizler tarımda koruma oranlarını artırdı. Bir kısım firma ihracat yapmaktan vazgeçti. Bu da açlık seviyesinin ve fiyatların da düşmesini etkileyen durumlar. Türkiye'de gıda yoksulluğu 350 bin kişiyi ilgilendiriyor. Gıda dışı alanda 12 milyon insanı ilgilendiriyor. Kırsaldaki yoksulluk 2007 sonrası artış kaydetti.
GAP projesi ile birlikte tarımsal yatırımlar arttı. AB ve DTÖ politikaları bir kısıt. Geçici bir dönem Türkiye kendi tarımsal destekleme alanlarını kullanabilir. Net gıda ihracatı artıda. Meyve sebzeden kaynaklanan bir fazla var. hHububatta DİR'e dayalı bir durum var aslında çok da avantajlı bir durum yok. Bu nedenle mal farklılaşmasını yaratmamız gerekir. Tarım sigorta ürün borsaları yaygınlaştırılmalı. Tarımda istihdam artışı şüpheli. Yoksullara yardım tarımda çalışmadan alıkoyuyor. Fakirlere yapılacak yatırımların çalışmayı teşvik edici olması gerekiyor."